“Milli Teknoloji Hamlesi” tartışmalarının önemli köşe taşları
Mühendislerin “ekmek kapısı” olan savunma sanayi, milliyetçi duyguların iktidar eliyle örgütlenmesiyle AKP’den bağımsız, devlet ve millet meselesinin içinde, siyasetler üstü olarak konumlandırılıyor.
(Arşiv) Fotoğraf: DHA
Okan MERDİN
ODTÜ
2021 yılının sonlarına doğru Cumhurbaşkanlığı tarafından açıklanan “Milli Teknoloji Hamlesi” gündemde yer etmeye başladı. Halihazırda duyurulan Türksat 5B’nin uzaya gönderilmesi haberleri, MESS Teknoloji Merkezi’nin açılması, TOGG çatısı altında üretilecek “yerli ve milli” araba ve diğer teknolojik ürünlerin düzenli aralıklarla reklamının yapılması da bu hamle içerisinde sıralanabilir. Fakat, niye iktidar kanadı bu açıklamaların yoğunluğunu ve sıklığını artırıyor?
HAMLE NEREDEN GELİYOR? NEYE YÖNELİK YAPILIYOR?
Türkiye’de teknoloji üretiminin geçmişine baktığımızda büyük oranda tekel konumundaki aile holdinglerinin ve savunma şirketlerinin payı olduğunu; 2000’lerin başından itibaren Vestel’in, Koç Holding bünyesindeki şirketlerin, ASELSAN, HAVELSAN ve FNSS gibi savunma sanayi kuruluşlarının* AR-GE merkezlerini kurduklarını görüyoruz. Türkiye’nin yerleşik sanayisinin belkemiği konumunda bulunan holdingler (Koç, Sabancı, Anadolu vb.) daha çok kendi şirket bünyelerinde kurdukları merkezler ile çalışmalarını yürütmekteydi. Üniversitelerin sermaye ile entegre hale getirilmesinin bir unsuru olarak; dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de savunma harcamalarının artırılması ve bilim ve teknoloji üretiminin silah sanayi için seferber edilmesiyle birlikte, iktidarın savaş politikalarının zorunlu koşulu olan savunma sanayi şirketleri de yeni kurulan AR-GE merkezlerinde varlığını göstermeye başladı.
Özellikle mühendislik mezunlarının “ekmek kapısı” olan bu şirketler, milliyetçi ve şoven duyguların iktidar eliyle örgütlenmesiyle AKP’den bağımsız, devlet ve millet meselesinin içerisinde, siyasetler üstü olarak konumlandırılıyor. Bayraktar ve Erdoğan farklı çağrışımların adı, çıkarları farklı iki figür haline geliyor.
Üretimi planlanan “Altay” tankları, BAYKAR tarafından üretilen İHA ve SİHA sistemleri neredeyse her gün Cumhurbaşkanının sözlü desteği ile medyada yer buluyor. Savunma sanayinin desteklenme durumunun sadece sözde kalmadığını, savunma sanayi şirketlerinin ülke endüstrisinde kalıcı bir konuma yerleştirilmesi için uğraşıldığını da söylememiz gerekiyor. Keza, “yerli ve milli” solunum cihazları ** ve İHA projelerinde olduğu gibi atılan teknoloji adımlarında kullanılacak teknik bilginin ve personel altyapısının kaynağı da büyük oranda savunma sanayi şirketlerine dayandırılıyor. AR-GE merkezlerinin temel işlevinin de eldeki teknik ve üretim organizasyonu bilgisinin karlılığı ve pazar payını artıracak şekilde düzenlenmesi olduğunu da hesaba kattığımızda atılan teknoloji hamlelerinin hangi amaçlara işaret ettiğini görebiliriz: Yerleşik sanayi kuruluşları başta olmak üzere üretim süreçlerinin yoğunlaştırılması, daha “verimli” üretim koşullarının sağlanması, yani diğer bir deyişle üretim sürecinde bulunan her çalışan için daha ağır bir üretim sürecinin oluşturulması. Parça başına düşen maliyetin düşürülmesi, bu sayede piyasada karlılığın artırılması. Devlet tarafından “hazine garantili proje” kapsamında ve özellikle savunma sanayi şirketlerine verilen açık destek ile şirket pazar paylarının arttırılmasının sağlanması.
“MİLLİ” HAMLE Mİ GAYRİ MİLLİ Mİ HAMLE Mİ?
Yapılan teknoloji hamlelerinde “yerli ve milli” sloganı yoğun olarak kullanılıyor ve iktidara karşı güvenini kaybetmiş genç kesimlerin sempatisi bu temel söylem üzerinden AKP’nin kendi toplam politikasından bağımsızlaştırılmış bir ölçekte açıktan gözlemlenebilir hale geliyor. Fakat bu hamlelerin özünde ne kadar yerli ve milli olduğu da tartışmalıdır. Bu konuda iki tane örnek verebiliriz; Türksat 5B’nin uzaya fırlatılması ve TOGG arabasının parçaları.
Türksat 5B, son günlerde uzaya gönderilen “yerli ve milli” uydu olarak lanse ediliyor. Uydu anteninin Türkiye’de tasarlanmasının manşetleri süslemesinin yanında, Elon Musk’ın kurduğu SpaceX tarafından uzaya fırlatılması da gündemin önemli bir detayı olarak gösteriliyor. Halbuki “yerli ve milli” söylemi ilk bu başlıkta kendini geçersiz kılıyor. Sadece “iki” parçasının tamamen “yerli ve milli” olduğu*** bir projenin ne kadar yerli olduğu kafalarda büyük soru işaretleri uyandırıyor. Bunun beraberinde uydu üretiminin Airbus tarafından sağlanıyor olması da bu söylemi geçersiz kılan başka bir unsur.
Diğer örnek olan TOGG arabası ise bu durumun en net örneklerinden biri. “Yerli ve milli araba” olarak lanse edilen TOGG, her ne kadar üretimi Türkiye’de gerçekleştirilecek olsa da araba gövdesinde kullanılan elektrik motorundan bataryasına, şasisinden tasarımına kadar birçok unsur yabancı şirket ortaklığı ile üretilecek. TOGG bünyesinde bulunan veya ülke altyapısında yer alan mühendislerin çalışmaya dahil edilerek motor yapmaları mümkün müydü? Zor olsa da mümkündü, fakat “Bosch bunu herkesten daha iyi yapıyor, yapmaktansa almak daha iyi”**** denilerek bu motorlar ithal edildi. Benzer şekilde, batarya ünitesi fabrikası Çin enerji devi Farasis ortaklığında***** kurulacak.
TEKNOLOJİ NASIL ÜRETİLMELİ?
Madem teknoloji hamleleri çalışma koşullarının iyileştirilmesi için değil, yoğunlaştırılması için kullanılıyor, mademki yapılan her yeni çalışma şirketlerin ceplerini doldurmak için yapılıyor ve tüm bu AR-GE süreci sahte bir “yerli ve milli” sloganı etrafında, o zaman ne yapılması gerekiyor?
Teknoloji üretiminin, yeni teknik gelişmelerin seyrinin değişmesi için ilk olarak AR-GE süreçlerinin temel hedefini değiştirmemiz gerekiyor, karlılığı arttırmak değil halk kesimlerinin ihtiyaçlarını karşılamak! Kısa vadede, belki sözde bile olsa halk yararına iş yapmakla yükümlü kurumların, kamu kuruluşlarının araştırma ve geliştirme süreçlerinde halkın ihtiyaçlarının öncelemesini istemek, sermaye entegreli üniversite modelinin rafa kaldırılması için bir arada durmak ve üniversitelerin kendi kararını alabilmesini teşvik etmekle beraber öğrencilerin içinde bulundukları projelerde söz sahibi olmasını zorlamak atılması gereken adımların ilk basamaklarını oluşturuyor. Bu adımları her bir üniversitede ne kadar sık atar ne kadar beraber atarsak o kadar bu teknolojilerden faydalanmış oluruz!
* https://www.sanayi.gov.tr/arge-tasarim-merkezleri-ve-tgb
**https://www.star.com.tr/teknoloji/biyosis-yerli-solunum-cihazini-kim-yapti-iste-biyosis-biyovent-yerli-ve-milli-solunum-ciha-haber-1532743/
*** https://www.aa.com.tr/tr/bilim-teknoloji/turkiyenin-yeni-uydusu-turksat-5b-ile-internet-kapasitesi-artacak/2451467
**** https://tr.sputniknews.com/20200820/yerli-otomobil-togga-alman-motoru-takilacak-1042687808.html
*****https://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/ilk-otomobil-batarya-fabrikasi-kuruluyor-41964426