Umarım tiyatro emekçileri bu çılgın fırtınadan en az yarayla çıkar
Yönetmen ve Oyuncu Yelda Baskın, tiyatrocular açısından 2021’in nasıl geçtiğini anlattı.
Yelda Baskın | Fotoğraf: İsmail Afacan
Yelda BASKIN
Olağanüstü zamanlardan geçiyoruz. Bir yandan henüz kontrol altına alınamamış kovid salgını, öte yandan gittikçe daha da kötüleşen ekonomi… 2021 benim için...
Kişisel olarak üretken olduğum bir yıldı. Oyunlarımın seyirciyle buluşmasını izleyebildim. Bu sezon Şehir Tiyatrolarında yönettiğim Bilgesu Erenus’un yazdığı “Yaftalı Tabut” koronavirus salgınının bütün olumsuzluklarına rağmen nihayet bu sezon başında seyirciyle buluştu ve devam ediyor. Ardından İstanbul Tiyatro Festivali’nin prodüksiyonunu yaptığı bir ortak yapım projesi olan Ceren Ercan’ın yazdığı “Beni Sakın Yumruklardan” İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yaptı ve sezonda oynamaya devam edecek.
Yakından takip edebildiğim Şehir Tiyatroları, salgının ilk günlerinden itibaren üretmenin yollarını aradı. Seyircisiyle temasını koparmamak adına online çalışmalar yaptı ve oldukça fazla yeni oyun sahnelerde fiziksel olarak yerini buldu. Bildiğim kadarıyla Devlet Tiyatroları kapanmalar dışında seyirciyle buluşmaya devam etti. Fakat kovid nedeniyle Ali Cem Köroğlu’nu kaybetmek çok travmatikti hepimiz için… Bakırköy Belediye Tiyatroları için çok üzgünüm… Pandeminin başında gereklilikler nedeniyle perdelerini açamayınca bu sezon başına kadar kapalı kaldı. Perdelerini tam açmıştı ki belediye işçilerinin haklarını alabilmek için greve girmesiyle tekrar kapandı.
Özel tiyatrolar içinse bambaşka bir ölüm kalım meselesiydi 2021…. Ekonomik şartlar ve salgın karşısında özellikle küçük ölçekli tiyatrolar ya da mekan sahibi özel tiyatrolar -ki çoğu devlet desteği almadan- ayakta kalabilmek için elinden geleni yaptı. Sektörleşme çabasından mı kaynaklanıyor bilmiyorum ama şartlar gittikçe “vahşi”leşiyor. Özellikle arkanda bir kurum, bir sermaye sahibi yoksa, hangi parayla oyun yapıp, hangi sahnenin programına gireceksin? Kira ödeyerek temsillerini nasıl düzenli bir şekilde gerçekleştireceksin? Hangi parayla da yaşayacaksın? Sonra, son zamanlarda gördüğüm/duyduğum ünlü-ünsüz oyuncu tercihleri, aranan kriterler vs. belli bir noktada sığ bir alana sokmaz mı bizleri diye düşünmüyor değilim.
Umuyorum bu çılgın fırtınadan en az yara ve kayıpla çıkar tiyatro emekçileri... Umuyorum ışıkları sönük bir tiyatro kalmaz... Bizim ülkemizde tiyatro yapabilmek her zaman zordur meşakkatlidir. Fakat artık her zamankinden daha fazla bir mücadeleye ve dayanışmaya ihtiyaç var ve ancak seyirciyle birlikte olursa bu mücadele bir karşılığını bulabilir. 2022’de sağlıkla, sevgiyle!