01 Ocak 2022 23:03

Eğitimde çöküşün 2021 yılı: Sektörleştirmede, dijitalleştirmede, dincileştirmede üç adım

Eğitim fikri “iyi” olanı, insan-toplum-doğa yararına olanı yapmak, yaşamı ve insan olanağını artırmaya yönelik bilgi-beceri-duyarlılık kazandırmaktır.

Arşiv | Fotoğraf: Erkan Altuntaş/DHA

Paylaş

Prof. Dr. Adnan GÜMÜŞ
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi

2021 yılında Türkiye’de okul ve üniversitelere ne oldu diye sorulursa, eğitimle ilgili ne tür gelişmeler oldu diye sorulursa, Milli Eğitim Bakanı Selçuk’un ve YÖK Başkanı Saraç’ın görevden ayrılışını, Boğaziçi direnişini paranteze alırsak, gelecek yılları da etkilemeye devam edecek üç kritik durumun altı çizilmelidir.

1-DİJİTALLEŞTİRME (EVDEN UZAKTAN ÖĞRETİM) VE SONUÇLARI

Pandemi “gerekçe” gösterilerek 2020 mart sonunda başlanılan uzaktan dijital öğretim, bir başka deyişle okulların kapatılarak evden öğretime geçilmesi eylül 2021’e kadar sürdü. Bu süreç kısa sürede büyük bir başarısızlığa ve henüz yeterince üzerinde çalışılmamış olmakla birlikte pek çok psişik ve sosyal soruna yol açtı.

a) LGS’de akademik başarı düştü: Geçen yıla göre LGS puanlarında ortalama 20 puan düşüş yaşanmış,  ortalama puan 286’lardan 268’lere (tam açık değil ama benim gördüğüm daha da aşağıda) düşmüş bulunuyor. Puan aralıkları şu şekilde değişiyor:100-199 puan yüzde 10.69 (geçen yıl yüzde 6 kadar)200-299 puan yüzde 62.17 (geçen yıl yüzde 56.29)300-399 puan yüzde 21.52 (geçen yıl yüzde 29 kadar)400-500 puan yüzde 5.61 (geçen yıl yüzde 7.85)Ortalama puan 268.35  (geçen yıl 286.35).

Öğrencilerin geçen yıl yüzde 37’si 300 ve üstü puan alabilirken 2021’de yüzde 27’si bu puanı alabiliyor.

b) TYT’de ve AYT’de akademik başarı düştü: Dijital evden öğretim TYT ve AYT’de çok büyük puan kaybına yol açtı. Bir önceki yıl TYT’de 400 ve üstü 42 bin 803 (yüzde 1.86) öğrenci puan alırken bir sene sonra bu az sayıda öğrenci yok düzeyine düşmüş, 2021 TYT’de sadece 12 bin 291 (yüzde 0.49) öğrenci 400 üstü puan alabilmiştir.  Bir önceki yıl 1milyon 42 bin 710 (yüzde 45.41) aday 200 puan alabilirken 2021’de ancak 894 bin 331 (yüzde 35.82) öğrenci 200 ve üstü bir puan alabilmiştir.

Tablo - 2020 ve 2021 TYT Sınav Puanlarının Yığınsal Dağılımı

2020 TYT Sayı

%

2021 TYT Sayı

%

50050.0020.00
400 ve üstü42.8031.8612.2910.49
300 ve üstü243.74310.62163.4126.54
200 ve üstü1.042.71045.41894.33135.82
100 ve üstü2.257.67198.322.393.28395.85
Sınava giren aday sayısı2.296.138 2.496.974 

c) 5-17 yaş grubunda 1.9 milyon öğrenci kayıp: Evden öğretim sonucunda okullardan kopuşun çok hızlandığı görüldü.

EGR 2020-2021 yılı için 6-17 yaş grubunda 675 bin 861 çocuğun okul dışında kaldığını belirtiyor. Net okullaşmanın yüzde 56.9 olduğu okul öncesinde sadece 5 yaşını eklesek 562 bin kadar daha çocuk okul dışında demektir. Özetle 2020-2021 yılında 5-17 yaş grubunda 1 milyon 238 bin kadar öğrenci okula kayıtlı bulunmuyor.  Bütçe görüşmeleri esnasında Bakan Özer, 2021-2022 yılı için (mevcut halde) “17 milyon 436 bin 532 öğrencimiz ile eğitim ve öğretime devam ediyoruz” diye son sayıları açıklamıştı. Geçen yıl bu öğrenci sayısı 18 milyon 85 bin 943 idi. O halde, bu sene 649 bin 411 öğrenci daha kayıp.

Geçen yılki 1 milyon 238 bin kayıp öğrenciye bu yıl eklenen 649 bin öğrenciyi daha dikkate alınca yaklaşık 1 milyon 887 bin öğrenci kayıp demektir. Ayrıca devamsız öğrencileri, açık ve akşam okullarını da bu kayıplara eklemek gerekiyor. Ortaya 5-6 milyonluk okuldan uzak kayıp bir kuşak çıkıyor.

d) Pandemiye rağmen sınıflar seyreltilmedi, öğrencilerin yüzde 54’ü kalabalık sınıflarda:

Pandemi koşullarına rağmen, 8 milyon 565 bin 450 öğrenci yani öğrencilerin yüzde 54’ü ortalama 37 öğrencinin bulunduğu kalabalık (31-70 kişilik) sınıflarda eğitim öğretime devam ediyor.

e) Dijital küresel şirketler kazançlı çıktı:

Kim kazançlı çıkıyor diye sorulursa, eğitimde dijitalleşmenin sonucu olarak beş büyük teknoloji şirketi (GAFAM olarak kısaltılan Google, Amazon, Facebook, Apple, Microsoft) dünyanın en kârlı şirketleri haline geldi, pandemi döneminde daha da etkili ajanslara dönüştü.

f) YÖK dijital öğretimi, öğretimde dejenerasyonu kalıcılaştırdı (yüzde 40’ı evden):

 Dijital evden öğretimin büyük nitelik kaybına yol açmasına, ilk araştırmalar bu yönde ciddi bulgular göstermesine rağmen YÖK yüzde 40 dijital önerisini sürdürdü ve hemen tüm üniversitelerde bu yönde uygulamalar kalıcılaşmaya başladı.

2- MESLEKİ TEKNİK EĞİTİMİN SEKTÖRLEŞTİRİLMESİ

Mesleki teknik eğitimin sektörleştirilmesi, özelleştirilmesi ve kamu kaynağı aktarılıp rant kapısı haline dönüştürülmesi özel sağlık meslek liselerinden başladı, sonra küçük orta sanayiciler bu işe sokuldu, şimdi de turizm işletmecileri okul işletmeciliğine başlatılıyor. Bütçe görüşmeleri esnasındaki Bakan Özer organize sanayi bölgelerinde mesleki eğitim merkezlerinin kapasitesini ve erişilebilirliğini artırma yönünde çalıştıklarını bildiren Özer, “Hâlen 87 OSB’de mesleki eğitim merkezi bulunmaktadır. Kasım ayı içinde 164 OSB’de de yeni mesleki eğitim merkezi kurulumunu tamamlayacağız. Böylece OSB’lerin tamamında mesleki eğitim merkezi kurma hedefine ulaşmış olacağız.” Bakanın bir başka açıklaması da şu şekilde: “Mesleki eğitimde asıl yapmak istediğimiz şey, sektör temsilcilerini sürece dahil etmek. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzaladığımız protokolle turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılayarak istihdama katkı sağlanacak. Şimdi otellere, mesleki eğitim merkezi kuruyoruz, yabancı dilde eğitim de vereceğiz.”

3- OKUL ÖNCESİNİN DE DİNCİLEŞTİRİLMESİ

Yeni Bakan Özer hızla, üç ayda 2-4 Aralık tarihlerinde “20. Şûra”yı topluyor. Şûranın açık gündemi “eğitimde eşitlik” ile örtülü gündemi hiç örtüşmüyor. 128 maddenin yüzlercesi bir oyuna araçlık etmek üzere, tek bir madde için yapılıyor. Komisyonlarda görüşülmediği halde ve bakanlığın kendi açıkladığı usule göre, komisyonlarda görüşülmeyen maddelerin genel kurulda oylamaya sunulamayacağı kararı da bulunduğu halde, şûra yok sayılarak kapalı kapılar ardında tezgahlandığı açık olan Eğitim-Bir-Sen’den 2 genel başkan yardımcısı ile genel sekreterinin oylama aşamasında Şûra Başkanlık Divanına sunduğu madde oylamaya sunuluyor ve şûra kararı haline getiriliyor: “125. okul öncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır.”  (125. okul öncesi eğitim programlarında din ve değerler eğitiminin güçlendirilmesi).

Şûradan kalanlar şûra fikrinin yok edilmesinden başka bir anlama gelmiyor. Bakan ve AKP’ye yakın kişiler örtülü hazırlıklar, kurmacalar oluşturup şûrayı kendi örtük emellerini gerçekleştirme, dincileşme, şeriatlaştırma için kullanmış bulunuyorlar. Dinci empozeyi okul öncesine kadar tavsiye kararına bağlıyor.

METALAŞTIRMA, SEKTÖRLEŞTİRME, DİNCİLEŞTİRME, DİJİTALLEŞTİRME (UZAKLAŞTIRMA) DEĞİL BİLİM VE VİCDANLA İNSANI, TOPLUMU, DOĞAYI ODAK ALMA

Eşitliğin şartı özgürlüktür, özgürlüğün şartı iradedir, irade özgürlüğüdür. Dinle aşılanan kapitalizmden, eğitimin sektörleşmesinden, araçsallaştırılan okullardan ve üniversitelerden ne eşitlik ne adalet ne yüksek bilim ve teknoloji ne de uygar bir toplum ve gelecek çıkar.

Eğitim fikri “iyi” olanı, insan-toplum-doğa yararına olanı yapmak, yaşamı ve insan olanağını artırmaya yönelik bilgi-beceri-duyarlılık kazandırmaktır; eğitim bilimi, aklı ,vicdanı-bilinci esas alarak yapılır; yeni yılda işin esası neyse onu ve ona göre yapalım.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan: Faiz aşağı, faiz yukarı... Arkadaşlar lütfen bu işi artık kitabımızdan çıkaralım

SONRAKİ HABER

Gençliğin dünkü mücadele deneyimleri yarının ön izlemesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa