Korku iklimi ve Hayat Hanım
Özlem Ertan, Ahmet Altan'ın ‘Hayat Hanım’ kitabını yazdı.

Hayat Hanım kitap kapağı
Özlem ERTAN
Gün geçtikçe kötüye giden bir ülke ve tepetaklak olmuş hayatlar düşünün. Umutsuzluğu iliklerine kadar hisseden, etraflarını kuşatan karanlık tarafından yutulmamak için mücadele eden, her şeye rağmen yaşama, sevgiye, aşka tutunmaya gayret eden insanlar getirin aklınıza. Bir de çok iyi anlatılmış, unutulmaz bir kadın karakter canlandırın gözünüzde…
Ahmet Altan’ın son romanı ‘Hayat Hanım’dan söz ediyorum. Romanın anlatıcısı Fazıl, genç bir edebiyat öğrencisi. Babası, verdiği yanlış kararlar sonucu iflas edip mal varlığını yitiriyor ve bu büyük kaybın acısına dayanamayıp aniden vefat ediyor. Annesi ise oğlunun her koşulda eğitimine devam etmesinde kararlı. Başarılı bir öğrenci olduğu için okulundan burs alıyor, arkadaşlarıyla paylaştığı lüks evden çıkıp bir han odası kiralıyor… Birinin eline tutuşturduğu bir iş ilanına başvurup varoşlarda izlenen bir televizyon kanalının çekimlerinde seyirci figürasyonunda yer alıyor. Etine dolgun kadınların şarkı söyleyip dans ettiği, insanların “eller havaya” tarzında eğlendiği bir yer burası.
İKİ KADIN, İKİ DÜNYA…
Fazıl burada, romana adını veren o unutulmaz kadın karakteri, Hayat Hanım’ı tanıyor. Hayat Hanım, 45-50 yaşlarında bir kadın ve farklı bir havası, çekiciliği var. Dilediği gibi yaşıyor, parayı düşünmeden canı ne çekerse alıyor, dünyayı hiç umursamıyormuş gibi görünüyor. Bir yandan da sevgi dolu ve şehvetli… Fazıl’la Hayat Hanım arasında bir ilişki başlıyor. Hem seks hem şefkat hem de birbirinden yeni bir şeyler öğrenmenin, en mahrem anlarını paylaşmanın getirdiği son derece özel bir etkileşim kuruluyor aralarında.
Fazıl aynı televizyon stüdyosunda, yaşıtı ve kendisi gibi edebiyat öğrencisi olan Sıla’yla da karşılaşıyor. Kız da aynı onun gibi zengin bir ailede doğmuş ve bir gecede fakir olmuş. Sıla’nın babasının şirketinde yüzde iki ya da üç hisseye sahip biri “hükümete komplo” kurmaktan tutuklanınca Sıla’nın babası da suçlu ilan edilmiş ve bir anda tüm mal varlığına el konmuş. Delikanlıyla Sıla arasında da zamanla bir yakınlık oluşuyor. Çok ortak noktaları var. Birlikte kitaplardan konuşuyorlar. Yazarlardan, şairlerden…
SOPALI ADAMLAR, TUTUKLAMALAR…
Bu arada ortam gittikçe kötüye gidiyor. Geceleri sokaklarda sopalı adamlar dolaşıyor. Bu sopalılar insanları dövüyor, paralarını gasbediyor. Herkes onlardan çok korkuyor. Tutuklamalar da artmış. Öğrenciler Facebook’ta yazdıkları bir yazı yüzünden tutuklanıyor. Herkes korku içinde. Fazıl’ın kaldığı handa da birbirinden farklı pek çok insan yaşıyor. Herkesin Şair dediği, muhalif bir dergide düzeltmenlik yapan genç, Gülsüm adında bir transseksüel, eşi ölünce küçük kızıyla yalnız kalmış bir adam…
Muhalif dergi çıkarmak ve böyle bir yerde çalışmak büyük bir suç. Bir gece polisler Şair’i yakalamaya geliyorlar ve kapalı kalmaktan çok korkan Şair balkondan atlayıp intihar ediyor. Umutsuzluk her yere yayılıyor. Sopalı adamlar, insanların göbek attığı o televizyon stüdyosunu da basıp yakaladıklarını öldüresiye dövüyorlar. Kim bilir belki de eğlenmek için toplanmayı bile tehlikeli görüyorlar. Fazıl’ın en sevdiği edebiyat profesörleri bir bildiriye imza attıkları için tutuklanıyor. Tüm bunlar size tanıdık geldi, değil mi? Anlatılan bizim hikayemiz çünkü. Ama en çok da Hayat Hanım’ın... Çünkü Hayat Hanım alev kızılı saçlarıyla, hesapsız kitapsız haliyle, kendine özgü çekiciliğiyle, sevgisiyle ve o sevgiyi ifade ediş biçimiyle tam bir karakter. Hem de unutulmaz bir karakter… Hayat Hanım ve çevreyi saran korku iklimi bu öykünün kaderini nasıl çizecek? Onu da kitabı okuyanlar görecek.
AKICI VE SADE BİR DİL
Eğer Türkiye’de değil de başka bir ülkede yaşasaydım Ahmet Altan’ın ‘Hayat Hanım’da anlattığı atmosferi distopik bulabilirdim, ancak okuduğum her satırda aşinalık hissi sarıp sarmaladı beni. Aslında yazar romanında ne ülke ne de şehir ismi veriyor. Ancak siz atmosferden ve tabii ki karakter isimlerinden anlıyorsunuz öykünün nerede geçtiğini…
Ahmet Altan’ın bütün romanlarını okudum. Hepsi de gerek kurguları ve karakterlerin işleniş biçimiyle gerekse özenli dilleriyle değerli eserler. ‘Hayat Hanım’da da Ahmet Altan’ın o bilindik sesi var, fakat bu kez dili eski romanlarına oranla biraz daha sade. Ancak o sadeliğin içinde saklı bir derinlik var. Karakterler, özellikle de Hayat Hanım, her okurun muhayyilesinde canlandırabileceği kadar ustalıkla işlenmiş.
Avrupalı eleştirmenlerin övgüyle karşıladığı, 2021 Femina Yabancı Roman ve 2021 Transfuge En İyi Avrupa Roman ödüllerine değer görülen ‘Hayat Hanım’, anlatımıyla ve dilinin akıcılığıyla okurunu hemen kavrayan, içine çeken bir roman. Edebiyata unutulmaz bir kadın karakter kazandırırken, çağımıza ve yaşadığımız iklime de ayna tutan ‘Hayat Hanım’, Everest Yayınları’ndan çıktı.
Evrensel'i Takip Et