Platform kapitalizmin yükselişi: Neden var oldu? Hangi temeller üzerine yükseldi?
Emek-sermaye ilişkileri, platform kapitalizmi dediğimiz sermaye birikim hızının çok daha yoğunlaşıp ve hızlandığı yeni bir ekonomi biçimini oluşturdu.
Fotoğraflar: MA & Unsplash
Ali Alper ALEMDAR
a.alper.alemdar@gmail.com
Dijital ekonomi, paylaşım ekonomisi, endüstri 4.0, platform ekonomisi/kapitalizmi cep telefonumuzdan bilgisayarımıza kadar her yere sirayet eden karmaşık ekonomik ilişkilerini adlandırmada kullandığımız tanımlardan birkaçı. İnternet teknolojisinin yaygınlaşması ve ‘80’ler itibarıyla sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, ‘90’lı yıllarda internet odaklı bu yeni alana, sermaye yatırımlarını yoğun bir şekilde arttırdı. Bu hareketlilik beraberinde dot.com balonunun (internet balonunun) yaratılmasına ve ‘90’larda bir çok irili ufaklı girişimci firmanın bu alanda yüksek kâr edebilme beklentisi ile kurulmasına vesile oldu. Esasen bu yeni internet girişimleri için yapılan spekülasyonlar ve yatırımlar ocak 1995’te 751 puan seviyelerinde olan NASDAQ bileşik endeksini (COMP), 10 Mart 2000’de 5 bin puanlık seviyeye çıkararak zirve yaptırdı. Ancak, balon sonunda mart 2000’de patladı ve birçok şirket hedeflerini yerine getirmeye bile yaklaşamadı. Bu nedenle, NASDAQ, mart 2000 ile ekim 2002 arasında yüzde 75’ten fazla düştü ve böylece piyasa, 5 trilyon dolardan fazla kayıp yaşadı.Bu süre zarfında, bazı büyük teknoloji şirketleri iflaslarını ilan etti. Bununla birlikte, hayatta kalmayı başarabilen Amazon, eBay ve Cisco gibi şirketler, kriz sonrası yüksek oranlarda büyüdü ve piyasada tekelci pozisyona ulaştılar. Halihazırda tekelleşen internet tabanlı ekonomiye, sermaye yatırımları artarak devam etti. Özellikle ABD gibi merkez kapitalist ülkelerin sanayi üretiminden, hizmet ve finans sektörüne geçişi, istihdam yapısının değişimiyle beraber internet tabanlı girişimlerin, dotcom krizi sonrasında da hızlıca artmasına neden oldu. Hepimizin bildiği Facebook, Twitter, Uber gibi şirketler bu dönemlerin ürünü olarak çıktı. Arkasına finans kapitalin devasa desteğini alan internet tabanlı şirketler ve bu tarz yapılara içkin emek-sermaye ilişkileri, platform kapitalizmi dediğimiz sermaye birikim hızının çok daha yoğunlaşıp ve hızlandığı yeni bir ekonomi biçimini oluşturdu.
DİJİTALDE RANT, GELİR VE ARTI DEĞER
Teknolojinin ivmelendirdiği platform kapitalizmi, dijital kapitalizm, şirketlerin sermaye kompozisyonlarında da önemli değişiklikler yarattı. Fabrika, makine gibi sabit sermayelerin yerini, yıllık olarak satın alınan yazılımlar veya kiralan bilgisayarlar alırken, artık şirketlerin sabit sermayeleri, algoritmalar ve yapay zeka oldu. Nasıl erken kapitalizm döneminde şeker, sonraki dönemlerde kömür ve petrol kapitalist sistem içerisinde dönüştürücü etkiye sahip ham maddeler olduysa, kişisel verilerimiz de dijital kapitalizmde öylesine dönüştürücü etkiye sahip, temel bir ham madde olmuştur. Özellikle Google, Amazon, Facebook ve Uber gibi şirketler, verilerin toplanması, yapay zeka tarafından analiz edilip değerli hale getirilmesi ve verilerin saklanması gibi alanlara her sene milyar dolarlık yatırımlar yapmaktadır. Google, 2021 yılı içinde sadece 7 milyar dolara yakın bir yatırımı veri merkezleri ve ofisleri için yaptı. Bir sene önceki yatırım bunun birkaç milyar üzerindeydi. Şimdilerde ismi Meta (eski ismi ile Facebook) olan ve Instagram, WhatsApp gibi iştirakleri olan şirketin ise bu alanda 2021’deki yatırımı 20 milyar doların üzerini buldu. Buradan da anlaşılacağı üzerine algoritmalar, yapay zeka ve veri platformu kapitalizmin en temel üç unsurudur. Bu üç unsurun birleşimi sayesinde şirketler gerek teknoloji rantı (genel anlamda), gerek finansal gelirler ve gerekse artı değer üzerinden kârlar elde ederler.
Platform kapitalizmi hayatımızın sosyal, kültürel, duygusal, ekonomik ve iletişim gibi alanlarını etkiledi ve değiştirdi. Dijital ödeme sistemleri ile fiziki paraya dokunmadan ödemeler yapılabilirken, acenteya gitmeden otel rezervasyonu, alışveriş merkezine ya da markete gitmeden alışveriş, yüz yüze görüşmeden yeni arkadaşlıklar kurabiliyoruz. Bu işlemlerin herbiri, kendimizin ve platformu kullananlarının oluşturduğu veritabanı, algoritmalar tarafından gerçekleştirilir. Bazı şirketler işlemlerin kendisinden belli oranlarda komisyon (rant) alırlar. Mesela, YemekSepeti’nin restoranlardan aldığı komisyon buna bir örnektir. Bazıları ise doğrudan işlemlerden ziyade elinde bulundurduğu platformun veri zenginliğinden (big data) kaynaklı gelirler kazanırlar. Facebook’a herkes ücretsiz olarak üye olabilir. Facebook’ta geçirdiğimiz her an, Facebook tarafından bir veri haline getirilip, algoritmalar ve yapay zeka tarafından kişisel ticari bir nesneye dönüştürülür. Facebook, hesabımızın akışında bizim beğenilerimize göre bir akış gösterirken, diğer yandan bize özelleştirdiği alanı, diğer şirketlere ya da kurumlara satmaktadır. Yani Facebook, kişisel verimizden ziyade ki yakın zamanda illegal olarak verilerimizin doğrudan satıldığı da ortaya çıktı, bizim ve bize benzer profillerden oluşan verilerle beraber neleri beğenebileceğimizi hesaplamaya çalışır, toplumsal bir profil ortaya çıkartır. Bu profil, Facebook’un reklam gelirlerindeki temel unsurdur. Çünkü, bir yabancı dil firmamız var ve Facebook’a reklam vermek istiyorsak, Facebook bize reklamımızın yabancı dil öğrenmeye niyeti olan ve bunu bir şekilde platformda dile getirenlerin profilinde gözükeceğini temin eder. Facebook, ‘temelde’ bu şekilde gelir elde ederken bunu bir tekelci rant üzerinden yapar. Facebook’un veri seti ve veri setini kullanma bilgisi, Facebook’un elde ettiği rantın biçimini belirler.
ASİMETRİK GÜÇ İLİŞKİSİ
Temelde gördüğümüz, arz ve talebin dijital ortamda buluşması olsa da, dijital ortamların mülkiyetine sahip platform şirketleri aynı zamanda oyun kurucu ve kural koyucudurlar. Dolayısıyla, şirketler ve platformun kullanıcıları arasında asimetrik bir güç ilişkisi de vardır. Bu asimetrik güç ilişkisi, şirketin tekel olma gücü ile doğru orantılı olarak derinleşir. Buna en güzel örnekler pandemi döneminde YemekSepeti veya onun ABD’deki muadili UberEats üzerinden verilebilir. Pandemi dönemi sırasında tam kapanmaya giren ülkelerde restoranlar, hayatta kalabilme adına bu tarz uygulamalara bağlı oldular. Hem tüketici hem de üretici sayısının ve bağımlılığının aynı anda artması bu şirketlerin tekelci konumunu güçlendirmekle beraber, tüketici ve üreticiler üzerindeki gücünü de arttırdı. Bu asimetrik ilişkinin diğer bir yanını da platform şirketleri ile kuryeler arasında görebiliriz. Yüksek oranlı işsizlik ve istihdamdaki güvencesizlik, kuryelik benzeri iş alanlarına olan emek gücünün talebinin büyük ölçüde artmasına sebep olmuştur. Platform şirketleri, bu yapıyı sonuna kadar da kendi lehlerine kullanmaktadır.Keza, ucuz ve güvencesiz istihdam biçimi, platform kapitalizmin temellerinden birini oluşturur, yukarıda bahsettiğim şirketlerin deneyimlerinden görebiliriz. Her ne kadar bu konuyu platform kapitalizmin özel bir formu olan gig ekonomisinde açacak olsam da bu hususa kısaca değinmekte fayda olacaktır. YemekSepeti, sistemi koruma adına bünyesinde çalışan ve DİSK’e bağlı Nakliyat-İş sendikasına üye olmak isteyen motokurye emekçilerini işten çıkarmıştı. ABD’de ise bu tarz platformlara çalışan kuryeler, hukuki düzlemde çalışan olarak bile gösterilmeyip, sadece sipariş ya da taşımacılık başı ücret veriliyor ve gig ekonomisi işçileri hiçbir ek faydadan yararlanamıyor.
Platform kapitalizmi ya da geniş anlamda dijital kapitalizm ekonominin ve hayatımızın olmazsa olmazı haline geldi. Kapitalizmin bu yeni biçimi, iktisadi kararlarımızı etkilemekle kalmamakla beraber aynı zamanda duyusal ve duygusal dünyamızı da etkileyip sermaye birikiminin bir aracı haline getirir. Platform şirketlerine yapılan astronomik rakamlardaki finansal yatırımlar, teknolojik ilerleme (veri, algoritmalar ve yapay zeka) ve istihdamın güvencesiz yapısı, platform kapitalizmdeki sermaye birikiminin temel taşlarını oluşturur. Bu temel taşlar, şirketlerin piyasada hayatta kalabilmesi için olmazsa olmazlardır. Fakat, bu temeller tek başlarına piyasadaki tekelleri ve tekelci yapıyı açıklamada yeterli değillerdir. Bir sonraki yazımda bu temeller üzerine atılan platform tekellerini ve tekellerin stratejilerini tartışacağım.