Ombudsman, polisin orantısız müdahalesine ilişkin tespit yapamamış
Polis tarafından görüntü alınması engellenen gazetecinin başvurusunu kısmen kabul eden Kamu Başdenetçisi, basın özgürlüğünün ihlal edilmediğini öne sürdü.
Görsel: @demet_aran adlı Twitter hesabından alınmıştır
Polisin telefonuna el koyup ve ters kelepçeyle gözaltına almaya çalıştığı gazetecinin başvurusunu kısmen kabul eden Kamu Başdenetçisi, basın özgürlüğünün ihlal edilmediğini savundu. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş ise denetçinin kararının kabul edilemez olduğunu söyledi.
Emniyetin genelgesiyle toplumsal olaylarda görüntü çekilmesinin engellenmesi sonrası gazeteciler daha fazla şiddetle karşı karşıya kalmış, fiziksel darba kadar giden olaylar yaşamıştı. Danıştay ise Emniyetin bu genelgesini iptal etmişti. Şimdi de TBMM Kamu Denetçiliği Kurumundan (Ombudsmanlık) karar çıktı. Karara göre; orantısız ve meşru olmayan bir müdahalede bulunulduğuna ve basın, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin bir tespit yapılamadı. Ombudsman ayrıca Emniyete “Basın mensupları ile kurulacak ilişkilerde daha özenli bir dil kullanılması” konusunda tavsiye verdi.
KISMEN RET, KISMEN KABUL
Danıştayın, polisin olduğu olaylarda cep telefonları ile ses ve görüntü kaydı alınmasının engellenmesine dair İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğünün genelgesini durdurmasının ardından TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu (Ombudsmanlık), benzer bir başvuruda ilk kararını verdi.
DW Türkçe’den Alican Uludağ’ın haberine göre, Ankara’da polis tarafından görüntü alınması engellenen, telefonuna el konulan ve ters kelepçe takılarak gözaltına alınmaya çalışılan Gazeteci Demet Aran’ın başvurusunu kısmen kabul eden Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, inceleme başlattı. Ankara Emniyet Müdürlüğünden savunma istendi.
"BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN İHLALİ TESPİT EDİLEMEDİ"
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, başvuruya ilişkin değerlendirmesinde kısmet ret, kısmen tavsiye kararı verdi. Malkoç, Demet Aran’ın görüntü alınmasının engellenmesine ilişkin şikayetine dair şunları söyledi: “...Kolluk personeli tarafından şikayetçinin gazetecilik mesleğini yapmasını engellemek amacıyla fiziksel müdahalede bulunulduğu ya da görüntü almasını engellemek amacıyla orantısız ve meşru olmayan bir müdahalede bulunulduğuna ilişkin bir tespitin yapılamadığı, bu nedenle dosya kapsamında basın ve haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin bir tespit yapılamaması nedeniyle talebin reddi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.”
"KARAR ÇELİŞKİ BARINDIRIYOR"
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş Ombudsmanın kararını “Gazetecilerin, işlerini ifa ederken her gün kolluk tarafından sistematik olarak darbediliyor, engelleniyorken denetçinin kolluğun basın özgürlüğünün ihlal edildiğinin tespit edememesi kabul edilemez” diyerek yorumladı.
“Kamu Başdenetçisi, gazeteci haber takibi yaparken “Kes şunu!” diyen kolluğun basın özgürlüğünü ihlal etmediğine karar vermiş ama özenli dil kullanması gerektiği yönünde tavsiye vermiştir” diyen Durmuş şöyle devam etti: “Bir yandan basın özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verirken diğer taraftan kolluğa özenli dil kullanın, gazeteciye uygun ortam yaratın demesi çelişki barındırmanın yanında denetçinin idareyi kamu adına denetleme görevi yapmak yerine ihlalleri hafifletmeye, kolluğun suçlarını örtbas etmeye çalıştığını düşündürmektedir.”
İKİ "TAVSİYE" KARARI
Malkoç, polislerin eylem takibi sırasında Gazeteci Demet Aran’a “Kes şunun görüntüsünü” gibi ifadeler kullanması nedeniyle Emniyet Genel Müdürlüğüne tavsiyede bulunmaya karar verdi. Bu kapsamda Kamu Denetçiliği, iyi yönetim ilkeleri açısından kolluk personeli tarafından basın mensupları için ‘Uygun ortamın sağlanmasına azami özen gösterilmesi’ ve basın mensupları ile kurulacak ilişkilerde ‘Daha özenli bir dil kullanılması’ hususunda Emniyete tavsiyede bulunulmasına hükmetti. (İstanbul/EVRENSEL)