Vakalar artıyor, önlem yok, yurt yönetimleri mesaj atıyor: "Böyle giderse evlerinize gitmeniz gerekecek"
Yurtlarda alınmayan önlemler ve artan vakalar öğrencileri tedirgin ediyor. Yurt yönetimleri ise öğrencilere “Böyle giderse evlerinize gitmeniz gerekecek” mesajı atmakla yetiniyor.
Çemberlitaş Kız Yurdu'ndaki 8 kişilik bir oda | Fotoğraf: Evrensel
Metin TAŞKIRAN
Omikron varyantı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yayılmaya devam ediyor. Hem de her gün yeni bir vaka rekoru kırılıyor. Önceki gün Sağlık Bakanlığı son 24 saatte 66 bin vaka açıkladı. Artan vakalar hayatı da etkilemeye başladı. Genç nüfus arasında aşılama da düşük olunca üniversiteler ve öğrenci yurtlarında da vaka artışı başladı. Hiçbir alanda vaka artışına karşı önlem alınmazken üniversite yönetimleri yine kolayı seçti, birçok üniversite ya tamamen online ya da hibrit eğitime geçme kararı aldı.
"POZİTİF VAKALARA YER BULAMIYORUZ" MESAJI
Kredi Yurtlar Kurumlarında (KYK) kalan üniversite öğrencileri, binlerce kişilik yurtlarda alınan önlemlerin nasıl yetersiz olduğuna dikkat çekerek artan vakalarla korkunç bir tabloyla karşı karşıya olduklarını dile getiriyor. İstanbul Güngören’deki Fatih Sultan Mehmet Erkek Öğrenci Yurdunda kalan öğrenciler, normalde test sonucu pozitif çıkan öğrencilerin tek başlarına boş odalarda karantinaya alındığını ancak vaka sayılarının artmasıyla birlikte karantina odalarında 4’er kişi kalmaya başladıklarını anlattı. Öğrenciler, 24 Aralık’ta yurt yönetiminin düzenlediği ‘FSM’de biz bize moral akşamları’ etkinliğinin ardından vakaların arttığını söylüyor. Artan vakaların ardından yurt müdürü tarafından öğrencilere gönderilen mesajda ise şu ifadelere yer verildi: “Gençler iş ciddi! An itibarıyla sıkıntımız artmaktadır. Pozitif çıkan arkadaşlarımıza yer bulma sıkıntısı yaşıyoruz. Herkes kendi sağlığını koruma adına dikkatli olsun. Sıkıntı yaşamayalım. Bir de böyle bir durum meydana gelirse evlerinize gitmeniz gerekecek sağlıklı günler diliyorum.”
Cevizlibağ Atatürk Kız Öğrenci Yurdunda kalan öğrenciler de FSM ile benzer şeyleri yaşadıklarını söylüyorlar. Karantina uygulamasının küçük odalarda yapıldığını dile getiren öğrenciler, çalışma odalarında tek masa olduğunu vakaların artmasıyla düzenin bozulduğunu ifade ediyor.
"HES KODU OKUTMAK YETERLİ DEĞİL"
Üniversiteler ve öğrenci yurtlarındaki vaka artışlarını gazetemize değerlendiren Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 6 No’lu Üniversiteler Şube Başkanı Beyzade Sayın, üniversitelerin kağıt üzerinde aldıkları önlemlerin uygulama kısmında dahi sorunlar olduğuna dikkat çekti. Öğrencilerin sadece HES kodu okutarak kampüslere girebiliyor olmalarının yeterli bir önlem olmadığına vurgu yapan Sayın, “Eğer öğrenci hastaneye gitmemişse ya da test yaptırmamışsa ve pozitifse bu çıkmıyor. Böylece herhangi bir semptomu olmayan öğrenciyi tespit etmek mümkün olmuyor. Ortak kullanım alanlarına dair herhangi bir seyreltme de ya da yeterli hijyen önlemi de yok” dedi. Eğitim Sen’in ilkesel olarak eğitim öğretimin yüz yüze olmasını savunduğunu aktaran Sayın, “Ancak yeni varyant, grip salgını ve ülkemizin vaka sayısındaki artış öğrencileri ve bizleri tedirgin ediyor. Burada asıl sorumluluk Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurumunda (YÖK) Bu kurumların önleyici tedbir alması gerekiyor diye konuştu. Öğrencilerin feryadının yersiz değil haklı bir talep olduğunu belirten Sayın “Üniversitelerin tedbir alması gerekiyor, bu kaçınılmaz” diye konuştu.
"GENÇLERE ÖZEL AŞI KAMPANYALARI GEREKİYOR"
VU Amsterdam Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu ve Okul Çalışma Grubu Üyesi Dr. Tomris Cesuroğlu, en büyük sorunun aşılanma olduğuna işaret etti. “Üniversitelilerin şimdiye kadar aşılanmış olmaları gerekiyordu ve üniversitelerde ciddi bir aşı kampanyası yapılması gerekiyordu” diye konuşan Dr. Cesuroğlu, insanların aşıya gitmesini beklemek yerine aşıyı halkın ayağına götürmek gerektiğini söyledi. Türkiye’de milyonlarca yetişkinin tek bir doz aşı olmadığını hatırlatan Cesuroğlu “Bu çok ciddi bir sorun” dedi. Şu anda özellikle 18-25 yaş arası grubun tüm dünyada virüsün en fazla yayıldığı grup olduğunu belirten Cesuroğlu, “Kampüslere girebilmek için aşılı olma şartı gündeme gelebilir. Bununla ilgili düzenleme yapılabilir. Ayrıca gençlere uygun özel bir iletişimle bir aşı kampanyası yapılmalı. Aşı gençlerin ayağına gitmeli. Kampüslerde ciddi aşılama oranları yakalanırsa; gençlerin yaşadığı sıkıntılar azalacaktır. Hızlı testlerin devreye girmesi kampüslerde çok faydalı olur. Özellikle temaslı durumda olanların hızlı testlerle derslere devam edebilmesi sağlanabilir. Aşı varken gençlerin bu durumda olmasını görmek çok acı bir durum” ifadelerini kullandı.
"BİZİ KURTARACAK BİR ŞEY VAR O DA AŞI"
Artan vakalarla birlikte yeniden online eğitim tartışmalarını da değerlendiren Cesuroğlu, bu konuda üniversiteler ile üniversite öncesi eğitimin ayrı ele alınması gerektiğini söylüyor. Üniversitelerde online eğitim mi yüz yüze eğitim mi sorusundan bizi kurtaracak tek şeyin aşı olduğunu dile getiren Cesuroğlu “Omikron dalgasında kısa bir süreliğine online eğitime geçilebilir ama bunun kesinlikle ve kesinlikle üniversite öncesi dönem için gündeme bile gelmemesi gerekiyor” dedi. Üniversitelerde online eğitim konusunda işin maddi yönüne de dikkat çeken Cesuroğlu, soğuk öğrenci evlerinde ya da zor yurt şartlarında kalmaktansa ailenin yanında kalmanın öğrenciler açısından daha çekici gelebildiğini ama dünyada yapılan araştırmalarda okulların kapanmasının gençlerin ruh sağlığını kötü etkilediğinin gözlemlendiğini ekledi. Cesuroğlu “Üniversitelerde geçici olarak online eğitime geçilmesi de haftalar bazında tutulmalı bu da gençlerin iyiliği için” ifadelerini kullandı.
AŞI VEYA DÜZENLİ TEST ZORUNLULUĞU
Dünya’da ise üniversitelerin koronavirüs önlemleri değişiklik gösterse de birçoğu örgün eğitime devam ediyor. Oxford, Stanford ve Toronto Üniversitesi gibi önde gelen okullarda öğrencilerin aşılarının tamamlamış olmaları isteniyor, aşı olmayan öğrencilerin kampüse girişleri için ise düzenli aralıklarla test kontrollerinin tamamlanması gerekiyor.