Felsefi cinayetler serisi

Özlem ERTAN

Sadık polisiye okurları cinayetin her türlüsüne aşinadır. Farklı sebeplerle suç işleyen değişik yaş ve meslek gruplarından insanlara da… Neticede her katilin onu insan öldürmeye iten, kendince haklı bulduğu sebepleri vardır. Peki ya öldürmeden önce kurbanlarına Orta Çağda yaşamış bir filozofun, Boethius’un dizelerini yollayan birinin bunu yaparken nasıl bir gerekçesi ve motivasyonu olabilir? Türk polisiye edebiyatının saygın ve sevilen kalemlerinden Çağatay Yaşmut’un yeni romanı ‘Felsefe Cinayetleri’ tam da bunun hakkında.

ÖNCE ŞİİR SONRA CİNAYET  

‘Başkomiser Galip Polisiyeleri’nin altıncı kitabı olan ‘Felsefe Cinayetleri’nde ilk olarak önemli bir inşaat firmasının sahibi olan, Müteahhit Şefik Gören cinayetiyle karşı karşıya geliyoruz. Mühim ihaleler alan, ‘yukarıda’ tanıdıkları bulunan Şefik Gören, bir gece sevgilisinin evinin önünde vurulur. Cinayeti önceden planladığı belli olan katil, kameralara yakalanmadan ve geride iz bırakmadan kaçmayı başarır. Cinayet büronun acar Başkomiseri Galip ise ekibiyle birlikte olayı aydınlatmak üzere çalışmaya başlar.

Ancak Şefik Gören’in siyasiler arasında itibarlı tanıdıklarının bulunması yüzünden bu kez Galip’in üzerinde büyük bir baskı vardır. Katil ya da katillerin bir an önce bulunup cezalandırılması istenir, cinayet bürodan. Yaklaşık bir yıl önce Gören’lerin sahibi olduğu inşaat şirketinin şantiyesinde, işçilerin kaldığı çadırlardan birinde iki kişinin yanarak ölmesi yüzünden, cinayeti bu işçilerin ailelerinin işlemiş olabileceği düşünülür. Ne de olsa iş güvenliği önlemlerini almayıp çalışanların yaşamlarını yitirmelerine sebep olduğu halde şirket hiçbir ceza almamıştır. Şefik Gören’in erkek kardeşi Tayfun Gören ise ağabeyini işçilerin aileleriyle bağlantılı olduğunu iddia ettiği ‘örgüt’ün öldürdüğünde ısrarlıdır.

HER MAKTULE AYRI BİR DİZE

Akabinde ünlü ve yakışıklı bir dizi oyuncusu olan Sinan, yatağında defalarca bıçaklanarak katledilir. Ona da tıpkı Şefik Gören’e olduğu gibi ölümünden önce Orta Çağ Filozofu Boethius’un bir dizesi gönderilmiştir. İşin ilginç yanı maktullere gönderilen, Boethius’un ‘Felsefenin Tesellisi’ kitabındaki şiirler, onların karakterlerine de birebir uygundur. Şefik Gören’e gönderilen adaletsizlikle ilgiliyken Sinan’a gönderilen şöhret merakının evrenin sonsuzluğuyla kıyaslandığında ne kadar boş olduğuna ilişkindir. Sık sık hayat kadınlarıyla ormanlık alanda birlikte olan Taksici Kadir de aracının içinde katledilir ve cinayet mahallinde yine Boethius’un bu kez dünyevi zevklerle ilgili olan bir dizesi bulunur. Peki, Müteahhit Şefik Gören, Oyuncu Sinan ve Taksici Kadir arasında nasıl bir bağ vardır? Katil ya da katiller neden bu kişilere ölümlerinden önce felsefi metinler yollamaktadır?

KONTRGERİLLA VE ADALETSİZLİK

Öte yandan ortada şiirlerle bağlantılı olmayan başka cinayetler de vardır. Üstüne üstlük devlet kurumlarının içine sızmış kontrgerilla da etrafta cirit atmakta ve gizli birtakım bilgilerin ortaya çıkmasını engellemeye çalışmaktadır.

Çağatay Yaşmut’un yeni romanı ‘Felsefe Cinayetleri’ sadece akıcı dili ve merak uyandıran, sürükleyici kurgusuyla değil, Türkiye tarihinde büyük rol oynayan gizli ve tehlikeli birtakım yapılanmalara, toplumsal eşitsizliğe ve kentlerin büyük inşaat şirketleri tarafından rant amacıyla katledilmesine yer verişiyle de dikkat çekici. Polisiye okurlarının aşinası olduğu Başkomiser Galip karakterinin kadınlarla sorunlu ilişkisini ve gelgitlerini de görüyoruz ‘Felsefe Cinayetleri’nde. Karakter yaratmak zor bir iş. Çağatay Yaşmut Başkomiser Galip karakterini tüm çelişkileri, karakter özellikleriyle başarıyla ortaya koymayı bu kitabında da sürdürüyor.

TERS KÖŞE BİR FİNAL

Polisiye romanlarda merak unsurunun baştan sona korunması önemli bir avantaj. Çağatay Yaşmut bunu başarıyor ve romanın ters köşe finaliyle okurunu şaşırtıyor. Oğlak Yayınları’nın Maceraperest Kitaplar serisinden çıkan ‘Felsefe Cinayetleri’ni tüm polisiye okurlarına öneririm.