İşçi eylemleriyle başlayan protestoların devam ettiği Kazakistan'da neler oluyor? | Doç . Dr. Hakan Güneş anlattı
Kazakistan'da işçi eylemleriyle başlayan ve tüm ülkeye yayılan protestoları Doç. Dr. Hakan Güneş Geniş Açı'da yorumladı.
Kazakistan'da işçi eylemleriyle başlayan ve tüm ülkeye yayılan protestoları İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Güneş Geniş Açı'da yorumladı.
Doç. Dr. Hakan Güneş'in yorumlarından öne çıkanlar şöyle:
"Kazakistan’daki hareket işçi eylemleriyle başladı ve işçi eylemlerinin çok yaşandığı bir yerde başladı. Yeni yılda 1 Ocak’ta Zhanaozen’de başladı. Burası daha önce işçilerin öldürüldüğü bir yer. Kazakistan halkının da bildiği bir şehir. Burası petrol doğal gaz açısından zengin, büyük işletmelerin olduğu ama çok uluslu şirketlerin dev kârlar elde ederken işçilere asgari ücreti doğru dürüst vermediği bir yer. Basında ağırlık olarak LPG protestoları olarak geçiyor ama konu bununla sınırlı değil. Ücretler eridi, tenge değer kaybetti ve pek çok ürüne zam geldi. Bir şeyden patlaması gerekiyordu. Bu bir bisküvi fiyatı da olabilirdi, doğal gazda oldu. Ama tabii doğal gaz zengini bir ülkenin ve doğal gaz çalışanı işçilerin başlatmış olması bakımından önemli. Gelinen aşama başlangıç noktasından bir hayli farklılaşmış durumda. Tüm ülkeye yayıldı. Farklı dinamikler var.
Bu kadar örgütsüz bir eylem tarihte bilmiyorum. Varsa da bir iki tanedir. İster sağ eğilimli, ister sol eğilimli, ister sevdiğimiz ister sevmediğimiz sonuçları olan bir dizi halk hareketi düşünelim. Geziyi düşünelim mesela. Ya da sonuçları çok olumsuz olan Ukrayna’yı düşünelim. Belarus’u düşünelim ya da iki yıl önce bütün İran’a yayılan sosyal protestoları düşünelim. Bu örneklere bakınca iyi kötü sözcüler görüyoruz. Halk hareketidir, tam hareketi temsil etmez hiçbir zaman. Çok farklı eğilimler ve sosyal taraflar işin içine girer. Eylemin bir ortalaması vardır, eğilimi vardır. Bu açılardan ise Kazakistan’da en okunması zor eylemler oluyor. Ya bir sendikal önder olur ya dernekler, vakıflar bir araya gelir ya da bir sözcü sanatçı çıkar vs. Bunların da hiçbirinin olmadığı bir yer. Bu açıdan en çok İran’a benziyor. Örgütlenmeye izin verilmeyen yerlerde eğer köklü örgütlenme gelenekleriniz yoksa bu iş olmuyor. Yine de Orta Asya’daki diğer ülkelere göre (belki Kırgızistan biraz daha örgütlenme geleneği fazla olan bir yer) sosyal protesto geleneği de iyi kötü olan bir yer.
Gençler bugün sosyalist hareketin öncü isimleri. Ama gür ses çıkarabilecek, halk adına konuşabilecek birileri yok. Bu süreçler o kadar dinamiktir ki, kendi öncülerini çıkarır. Eğer bu eylemler 1 hafta daha devam ederse aşırı kriminalize edilmezse o zaman çıkmaya başlayacak. İşçi havzalarında kriminalize olma hali daha az. Çünkü oralarda çoğu kişi birbirini tanır. İşçiler işçileri tanır.
Eylemlerde ortak bir slogan olur, genel kitleyi sembolize eden bir renk ya da bayrak olur. Kazakistan’da o yok. Henüz ‘şu talebi öne çıkaralım’ diyen bildiri dağıtma aşamasında bile değiller. Ancak günler ve saatler bile önemli Kazakistan’da.
Eylemlerde etnik azınlıklar yok. Kadınlar da işçi bölgeleri dışındaki eylemlerde yoklar, çünkü oradaki harekete güvenemiyorlar.
Bu durumda erkek ağırlıklı bir halk hareketi denebilir. Şunun için halk hareketi diyoruz; sadece sendikal hareket değil. Yahut komünistlerin, sağcıların, liberallerin, milliyetçilerin eylemi değil. Karma bir birleşimin olduğu eylemler bunlar. Arkasında da Soros vs. aramayalım bir halk hareketi bu.
Eski Sovyet coğrafyasında gördüğümüz pek çok eylemde, renkli devrimde halkın temsilcileri değil, iktidardan pay almış ve zamanla iktidarla yolu ayrılmış bir takım insanları görürüz.
Kazakistan özellikle ’90’larda mafyasıyla ünlü bir ülkedir. 2000’lerde bu kontrol altına alındı. Ama tabii mafyalar bir takım boşluklarda hareket eden yapılardır. Şimdi eylemlerde de bu sürecin içine girdiler, bu bir gerçek.
Bunları kim devreye soktu, sorusu önemli. Tokayev en güçlü seçeneklerden birisi. Yani halkın eylemini çalan ve başka bir zemine çekmeye çalışan bu grupların arkasında Cumhurbaşkanı Tokayev olması ihtimali yüksek bir ihtimal.
ABD’nin Kazakistan’da bir takım müdahale araçları var ama Rusya’nın yanında yüzde 1. Çin’in doğrudan içerden etkisi yok.
Kazakistan’da olup bitenin toplamından ABD memnun. Kazakistan, Belarus, Rusya; bu üçü hem Avrasya ekonomik birliğinin hem de Varşova Paktı’nın en daralmış hali NATO karşısındaki askeri oluşumun.
Ukrayna meselesi gündemdeyken neredeyse her gün Biden, Putin görüşme yapıyor. Orta Avrupa Doğu Avrupa eksenindeki hat Orta Asya’ya kadar geriledi. Buna askeri stratejik açıdan baktığımızda cephe gerisinde dev bir ikinci cephe açıldı demek. ABD de bu süreci ellerini ovuşturarak izliyor. Günün sonunda Rusya çok daha yakın bir yönetim ağırlık kazansa da Rusya’nın işi zor, çünkü milliyetçi bir tepki oluşacak. Aynı zamanda Kazakistan uzun bir süre kendi iç işiyle uğraşacak. Dolayısıyla devletler de bu yaşananları kendi lehine çevirmeye çalışacak.
Kazakistan’da tablonun tamamına bakınca iki talep öne çıkıyor.
Zamlar geri alınsın yahut ücretler yükseltilsin. Bu talebin doğal gaz kısmı çözüldü. Madde bir kazanıldı ama mesele sadece doğal gaz değil ki. Dolayısıyla ücretler yükseltilsin talebi devam ediyor.
'Nazarbayev şal, çıx get' diyorlar. ‘İhtiyar git’ diyerek çevrilebilir Türkçe’ye. Bu çok sık tekrarlanıyor. Ben halkın tamamının ortak talebi olduğundan emin değilim. Ama şu mesela daha net ortaya çıkıyor: Valiler değişsin. Çünkü kaynak dağıtımına valilerin el koyduğunu söylüyorlar. Valiler aynı zamanda maden şirketlerinin de başını belirliyor vs. Bir yönetim değişikliği talebi olarak okunabilir.
'Hükümet istifa etti' demek teknik olarak doğru. Ama buradaki Türkiye’den anlayabilmek için kabine değişikliği demek daha doğru. 'Hükümet devrildi' demek doğru değil.
Kazakistan’daki eylemlerde şu an güvenlik önemli konu. Buradan bir yol alabilirlerse bir koordinasyon sağlayabilirler.
Hırsızlık yapmaya devam edecek ama eli titreyerek hırsızlık yapacak bu elit. Bu halk nasıl tepki gösterir diye bin kere hesap edecek. Kazakistan halkı da artık şunu gördü, değişebiliyor. Kazakistan halkı hakları için sokağa çıkıp mücadele edebilen bir halk. Bu artık yazıldı tarihe."
Geniş Açı her salı ve cuma 18.00'de Evrensel'de. (HABER MERKEZİ)