11 Ocak 2022 23:36

Emek Gençliği: İşsizliğe, depresyona, tarikat yurtlarına mecbur değiliz

Emek Gençliği MYK Üyesi Zehra Özöcal, tıp fakültesi öğrencisi Enes Kara'nın gelecek kaygısı ve kaldığı cemaat yurdunda yaşadığı baskıları dile getirerek yaşamına son vermesiyle ilgili yazdı.

Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Zehra ÖZÖCAL
Emek Gençliği MYK Üyesi

İçinden geçtiğimiz günlerde hayatı yoluna koymak için çabalamaktan yorulmuşluk, yarına, önündeki bir geceye bile güvensizlik, ne yaparsam yapayım olmayacak hissinin getirdiği yılgınlık duygusu Türkiye’deki her bir gencin üzerinde bir kara bulut gibi dolaşıyor.

Yaşamına son veren kardeşimiz Enes Kara’nın ağzından duyduğumuz her söz Türkiye gençliğinden çalınan yaşamın, dinci gericilikle, şiddet ve baskıyla, hak gasplarıyla tek adam yönetimine nasıl nefes olduğunu anlatıyor. Kapitalizmin iç kof umutları tek tek teşhir olurken, Enes’in söylediği gibi “çalışmanın verdiği tek ödül daha fazla çalışma olurken” gönlümüzce yaşamanın, ihtiyaçlarımızı üretmenin, geleceği hayal etmenin, ağız dolusu gülmenin ve yanımızdakine güvenmenin yolunu bulabilmenin sancısını Türkiyeli gençliğin gün be gün artan öfkesiyle birlikte fakültelerde, fabrikalarda elden ele dolaşıyor.

Açlıktan, yoksulluktan, yalnızlıktan, rekabetten, hırstan ve böylelikle yalnızlıktan beslenen kapitalizm emeğimizi, gençliğimizi sömürmek için bizden çaldıklarıyla kendini var ediyor. Aynı Enes’in ifade ettiği gibi tıp öğrencileri 36 saat nöbet tutmaktan, hastalardan şiddet görmekten duydukları tedirginlikle umutsuzluğa sürükleniyor. Tek adamın dinci gericiliği, gençliği tarikat yurtlarına mahkûm ediyor. Geçtiğimiz günlerde başka bir cemaat yurdunda aşçı tarafından öldürülen arkadaşımız ve daha yüzlerce örnek cemaat yurtlarında yaşayan baskıları ortaya koyuyor.

Dinci gericiliğin karşısında laik bir Türkiye için yan yana gelme ve bilimsel eğitim hakkımızı savunmak, tek adam iktidarı karşısında yaşamımızı korumak anlamına geliyor. Cemaat ve tarikat yurtlarının kapatılması, devletin tüm kurumlarıyla dini ilgisiz kalması talebini büyütmek nefesimizi, özgür bir yaşamı büyütmek anlamına geliyor. Şiddet ve baskı karşısında, tek adam yönetiminin, emeğimizi ve hayatımızı sömüren kapitalist sistemin yarattığı kara bulutları dağıtmak, Türkiye gençliğinin örgütlü gücüyle, kendi talepleri etrafında birbirine sahip çıkma gücüyle dağıtılacaktır, dağıtılmak zorundadır. Enes’i yaşamından koparan koşulları yaratan, karamsarlığı yayan sefalet ve baskı koşulları karşısında Tüm bir Türkiye gençliğine çağrımızdır: Bulunduğumuz her alanda içinden çıkılmaz ve aşılmaz gördüğümüz koşulları örgütlü gücümüzle yıkalım. Enes’in kız kardeşlerine bırakmak istediği Türkiye’yi birlikte inşa edelim!

Genç kadınların haklarına saldıran, yaşamlarına saldıran, her bir gün ardı arkası hiç gelmeyecek gibi aldıkları ölüm haberine karşı kız kardeşlik duygusuyla birbirlerine kalkan olurken hep bir ağızdan söylediklerini tekrar ediyoruz, şiddete, baskıya, dini baskılara, yaşamımızı tehdit etmeye kalkanlara sesleniyoruz: Adam tek, biz ise hepimiziz! Özgür ve eşit bir gelecekte, yaşamımızın bizim olduğu yarınlarda hep birlikte mücadele ederek yer alacağız!

ÖNCEKİ HABER

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, imamlıktan ve memuriyetten ihraç edildi

SONRAKİ HABER

Sendikalaştıkları için işten atılan işçiler: Lila Kağıt büyürken biz yoksullaşıyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa