Taciz ve şiddet artarken CİTAK birimi kapatıldı

Dicle YILDIZ

İTÜ

25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nü geçireli 1 aydan fazla oldu. O günden bugüne maalesef şiddetin etki alanında bir azalma yaşanmadı, aksine suçlular ödüllendirilmeye devam edildi. 2022’nin ilk gününden itibaren 3 kadın öldürüldü. Türkiye gündeminde ne varsa üniversitelerde de aynı şiddet ortamının yansımalarını gördük, kampüslerde taciz olayları yaşandı. İTÜ’de bir kadın arkadaşımız sanal zorbalığa maruz kaldı, bir kadın arkadaşımız güvenlik tarafından kıyafetine ilişkin sözlü saldırıyla karşılaştı. Kadına karşı taciz ve şiddetin en can alıcısının kampüslerde ve yurtlarda yaşandığını gördük. İTÜ Gümüşsuyu Öğrenci Yurdu’nun Whatsapp grup mesajlarında okul dışından gelen birkaç saldırganın ellerini kollarını sallayarak kampüsten içeri girdiğini ve öğrencileri sistematik olarak taciz ettiklerini öğrendik. İTÜ’nün özel güvenliklerin öğrencilerin kampüs önünde sigara içmesine tepki gösterirken bu ve bunun gibi yaşanan taciz olaylarına karşı tepkisiz kaldıklarını öğrendik.

ÜNİVERSİTELERDE TACİZ ARTARAK SÜRÜYOR

Bizler gördük ki üniversitelerimizde kadına karşı şiddet ve taciz neredeyse dört koldan üzerimize gelmeye devam ediyor ve bu durum ister istemez üniversitedeki her kadını daha da tedirgin ediyor. Hayatlarımızın büyük bir bölümü üniversitelerde geçiyor ve biz kadınların ihtiyacı eğitim aldığımız yerlerde güvende hissedebilmek. Güvende hissedemediğimiz kampüsleri, güvenli ortamlara dönüştürebilmek için bir şeyler yapmak da bizlerin ellerinde aslında. Bunun için İTÜ’de atılacak en büyük adım “Cinsel Taciz Önleme Komisyonlarının” etkin bir şekilde yeniden işlevsel hale getirilmesi ve çalışması olacak.

KAPATILAN BİR CİNSEL TACİZ İZLEME KURULU

Üniversitelerdeki Cinsel Taciz Önleme Birimleri tacizi önlemek ve takibini yapmakla yükümlü bağımsız ve güvenilir birimler olmalıdır. Biz de Taşkışla Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Eşitlik Kulübü olarak tacizi önlemek için bir araya gelmeye ve çalışmalar yürütmeye çalışıyoruz. İTÜ’de halihazırda var olan bir CİTAK birimi olduğu için şikayetleri kulüp olarak mail üzerinden bu birime ilettik fakat uzun bir süre dönüş alamadık. Bir hafta sonrasında okula gittiğimizde var olan CİTAK biriminin çalışmaz halde olduğunu, ofisinin toplantı odası olduğunu ve çalışanlarının 2 senelik ücretsiz izne çıkarıldığını öğrendik. Biz tacizleri önlemek üzerine bir yola çıktığımızı düşünürken daha yolun çok başında olduğumuzu ve yapacağımız çok şey olduğunu fark ettik. Sürecin üzerine toplu dilekçe çalışması başlatarak rektörlükten bir cevap bekledik fakat hala dönüş alamadık. Bu dönüş alamama durumuna karşın da okulda CİTAK’ın ne olduğunu, neden gerekli olduğunu anlatmaya ve dönüş almayı beklerken bir sonraki adım için düşünmeye, bir şeyler yapmaya başladık.

BİR ARAYA GELEREK DEĞİŞTİREBİLİRİZ

Bizler yaşadığımız şiddetin karşısında CİTAK’ların sağlıklı, ulaşılabilir, aktif, bizim taleplerimiz doğrultusunda gelişen, güvenebileceğimiz bir çalışanın düzenli çalışmasıyla kurulup gelişebileceğini düşünüyoruz. Eğer bir araya gelip taleplerimizi güçlendirirsek şu an önümüzde engel gibi duran okul yönetiminin de bütün yönetimlerin de önümüzde duramayacağını da biliyoruz. Bize düşen daha çok bir araya gelmek ve yaşadığımız sorunlara karşı tepkimizi geciktirmeden ortaya koymak. Bu sebeple bütün arkadaşlarımızı İTÜ’de güvenilir kampüsleri inşa etmek ve kadınların ikinci planda olmadıkları bir üniversite yaşamını garanti altına almak için birlikte mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz.