Kantinin elde edeceği kar değil bizler düşünülmeliyiz

Erdal Eren DOĞAN

Eşrefpaşa Anadolu Lisesi

Pandemi etkisinde bir yılı daha geride bıraktık. Geçtiğimiz yıl itibariyle içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar ise ister istemez belirli bir azınlık dışında hepimizi olumsuz etkiledi. Kurda ani değişimler oldu, paramız değersizleşti, iş gücü ucuzladı ve bizler bir kez daha kendi başımıza düzenin en acımasız koşulları altında yaşamaya itildik. Bu sorunların yansıması olarak tekrardan yüz yüze eğitime döndüğümüz süreçte ise pandemi öncesinde yaşadığımız fakat unuttuğumuz bir sürü problemle de tekrardan yüzleştik. Bunlardan en çok konuşulanı ise kantin fiyatları oldu.

Ailelerimizin dolayısıyla bizlerin maddi olanakları azalırken, fiyatlar bizlerin bütçesinin yani harçlığının aksi yönünde seyretti. Eşrefpaşalı öğrenciler olarak bu durum hakkında arkadaşlarımız ne düşünüyor diyerek bir anket ve bir dizi de röportaj gerçekleştirdik. Yaptığımız ankete okulumuzun önemli bir kısmını katabildik ki arkadaşlarımızın bu konuda ilgisi oldukça fazla. Ankete katılan 118 arkadaşımızın neredeyse tamamı kantin fiyatlarından yakındı ve değişmesi yönünde fikir belirtti.

“KANTİNE MECBUR BURAKILIYORUZ”

Ankete katılan bir arkadaşımız durumu “İçler acısı. Hem aldığımız şeylerle doymuyor, hem de en az 15 TL ile ancak çıkabiliyoruz kantinden. Benim ailemin durumu gayet iyi ancak ben bile acıyorum bu zamlara. Asgari ücretle çalışan ailelerin çocukları ne yapacak? Arkadaşları yemek yerken onların izlemesi de adil olmaz. İyi bir teftiş ve düzenleme ile kantin fiyatlarının değişmesini talep ediyorum. 8 saat ders görüyoruz ve acıkmamamız mümkün değil, öğle aralarında dışarı çıkma iznimiz de yok ve tek çare kantin kalıyor, bu bile bizi kantine mecbur bırakma çabanızdan hep” sözleriyle kendisi çok zorlanmasa dahi arkadaşlarının yaşadığı sorunları özetledi.

“ÖĞRENCİLER AİLELERİNE YÜK OLMAMAK İÇİN YEMEK ALMIYOR”

Arda arkadaşımız “Korona virüs nedeni ile uzun süredir iş yapamayan ve pandemiden olumsuz etkilenen kantinciler sattıkları ürünlere yüksek miktarda zam yapmış bulunmaktadır. Bir öğrenci ortalama 7-8 saat okulda durmakta ve bu öğrenciler okul saatlerinin erken olması sebebiyle kahvaltısını da okulda yapmak mecburiyetinde kalıyor” diyerek kantinin bizler için tek çare olduğunu ve kârdan çok bizlerin zorunlu ihtiyacını gözetmesi gereken bir yapının var olması gerektiğini vurguladı. Zamlar ve fiyatlar bizleri nasıl etkiliyor sorusuna ise “Bu zamanda birçok ailenin bunu karşılayacak bütçesi bulunmamaktadır. Birçok arkadaşımız ise ailesine yük olmamak için kantinden yemek alamamakta ya da alabilseler bile kraker tarzı daha ucuz ürünlerle karınlarını doyurmaya çalışmaktadır. Bu yüksek fiyatların en azından makul bir duruma getirilmesini istiyoruz” dedi.

“BİRLİKTE HAREKET EDERSEK KISA SÜREDE HEDEFİMİZE ULAŞIRIZ”

Bu sorunun hepimizin ortak sorunu olduğunu belirten ve hepimizin ortak görev alması gerektiğini söyleyen Ecem arkadaşımız ise “Ben 12. sınıfım ve aslında böyle bir şeye kalkışırken ilk amacım kendimden ziyade alt sınıfları düşünmek oldu. Bu okulda son altı ayımız ama onların önünde koca seneler var. Bir şeyleri değiştirmemiz gerekiyor ve bizler öncü olursak bir şeyler başarırız diye düşündük” diyerek aslında alt dönemler için de bir şeyler yapılması gerektiğini belirtti. “Birkaç kişi çıktığımız yolda bir haftadan kısa bir sürede okulun yarısıyla iletişime geçtik. Çoğu kişi yanımızda olmayı kabul etti. Yalnız olmadığımızı fark etmemiz bizi daha da hırslandırdı. Okul idaresiyle konuştuk ve haklarımızı aramamızın bir sakıncası olmadığını söylediler. İlerleyen süreçte ise yanımızda olduğunu söyleyen idareden öğrencilere tam destek bekliyoruz tabii ki” ifadesiyle okul idaresinin kendi sözleriyle tutarlı ve öğrenci dostu bir politika izlemesinin önemini vurgulayan Ecem, “Ardından kantin ile konuşup şikayetlerimizi belirttik. İmza toplayıp yolumuza öyle devam edeceğiz. Her ne kadar zorlansak da ben başaracağımıza inanıyorum. Öğrenciler olarak birlikte hareket edersek kısa sürede hedefimize ulaşırız” ifadelerini kullandı.