Diyarbakır'da jandarma, köylülerin arazi eylemine tazyikli suyla müdahale etti
Diyarbakır'da köylülerin toprak sahipleriyle yaşadığı ve 2010 yılında imzalanan protokolle son bulan arazi sorunu, alanın Bedrettin Nasıroğlu adlı patrona devredilmesiyle yeniden başladı.
Diyarbakır'da jandarma, köylülere tazyikli su sıkıyor | Fotoğraf: DHA
Diyarbakır'da, köylülerin "ağa" dedikleri toprak sahipleriyle yaşadığı ve 2010 yılında imzalanan protokolle son bulan arazi sorunu, alanın patron Bedrettin Nasıroğlu'na devredilmesiyle yeniden başladı. Köylüler, yıllardır bir kısmını bedelsiz, bir kısmını da kira karşılığı sürdükleri topraklarına tarım ürünleri deposu yapılmak üzere şantiye alanı kurulup duvar örüldüğünü belirterek, 3 bin kişinin mağdur edileceğini söyleyip inşaatı engellemeye çalıştı. Jandarma eylem yapan köylülere tazyikli suyla müdahale etti.
Bismil ilçesinin kırsal Sinan Mahallesi'ndeki köylülerin "ağa" dedikleri toprak sahipleriyle yaşadığı arazi sorunu, 2010 yılında aşiret liderleri ve siyasi parti temsilcilerinin araya girmesiyle imzalanan protokolle son buldu. Protokole göre, 25 bin dönümlük arazinin 8 bin dönümünün köylüler tarafından kullanılacağı kararlaştırıldı. Toprak sahiplerinin arazilerini Bedrettin Nasıroğlu'na devretmesiyle sorun tekrar başladı. Köylüler, Nasıroğlu tarafından yaklaşık uzun yıllardır sürdükleri topraklarına yapılacak tarım ürünleri deposu için şantiye alanı kurulmasına tepki gösterdi. Köylüler, duvar örülen alana gidip engel olmaya çalışınca, jandarma tazyikli suyla müdahale etti.
"KÖYLÜNÜN ELİNDEKİ ARAZİDE TASARRUFU SÖZ KONUSU DEĞİL"
Köylüler adına açıklama yapan Muhtar Azası Sinan Sever, toprak sahipleriyle köylüler arasında 2010'da kameralar karşısında aşiret liderleri ve milletvekillerinin de hazır olduğu bir sözleşme yapıldığını anımsatarak, "25 bin dönüm araziden 8 bin dönüm arazinin köylüler tarafından kullanılacağı kararlaştırılmış olup, bu arazilerin bir kısmı kira bedeli karşılığı, bir kısmı da bedelsiz köylüler tarafından kullanılmaktadır. Bedrettin Nasıroğlu, köyümüzün taziye evini yıktırmak ve köylülerin babalarından miras kalan evlerini yıktırmak amacıyla da şikayet ve davalar açmıştır. Nasıroğlu, bir kısım arazilerde hissedar olsa bile arazi sahipleri tarafından araziler haricen bölüştürülmüş olduğundan köylülerin elindeki arazilerde tasarrufu söz konusu değildir. Ayrıca sulu arazi kira bedelleri arazi sahiplerine her sene ödenmekte olup köylünün bedeli karşılığında kiraladığı ve Bedrettin Nasıroğlu'nun hissedar olduğu bu arazilere herhangi bir itirazı da söz konusu olmamıştır. Kira bedeli kullanılan bu arazilerin çiftçi kayıt sistemi kayıtları da her sene yapılmakta olup Bedrettin Nasıroğlu'nun buna ilişkin herhangi bir itirazı şu ana kadar olmamıştır. Köylüler hakkında defalarca şikayette bulunan, tehdit ve iftira niteliği taşıyan beyanlarda bulunup, köylüleri gayrı resmi örgüt mensubu gibi göstermeye çalışan ve yaklaşık 3 bin kişiyi mağdur etmeye çalışan bir kişidir" diye konuştu.
"BU DAVAYI HUKUKLA ÇÖZMEK İSTİYORUZ"
Bedrettin Nasıroğlu ise şunları söyledi:
"Sinan Mahallesi hudutları içinde 10 bin dönüme yakın Türkiye Cumhuriyeti tapusu olan bir vatandaşım. Bu arazinin bir bölümünde istihdama dayalı yatırım yapmak istiyorum. Ne yazık ki bazı kişiler tarafından tehdit, taşkınlık ve hakarete maruz kalmış durumdayım. Bundan ötürü yapacağım yatırım engellenmektedir. Ancak bu gibi saldırılar ve tehditler olunca haklı olarak müracaat edeceğim mülki amirler ve kolluk kuvvetleridir. Ancak buna rağmen terör estirip dinlememektedirler. Tüm siyasi parti mensuplarından ricam, hakikati ve gerçeği öğrenmek ve o şekilde kamuoyuna yorum yapmak daha gerçekçi olacaktır. Bu davayı hukukla çözmek istiyoruz." (Diyarbakır/DHA)