13 Ocak 2022 09:49

Ali Babacan, tarikat ve cemaatleri savundu, "Bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği" dedi

Tarikat ve cemaatlerin kapatılmaması gerektiğini savunan Ali Babacan, "Cemaatler ve tarikatlar, bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği. Yasaklamakla hiçbir şeyi çözemiyorsunuz" dedi.

Ali Babacan, tarikat ve cemaatleri savundu, "Bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği" dedi

Ali Babacan | Fotoğraf: DEVA Partisi

Elazığ'da tıp öğrencisi Enes Kara'nın kaldığı cemaat yurdunda intihara sürüklenmesi sonrası yükselen "Cemaat ve tarikat yurtları kapatılsın, bu yurtlar kamulaştırılsın" çağrılarına dünkü konuşmasında karşı çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bugün de cemaat ve tarikatları savundu.

KRT TV’de Savaş Kerimoğlu’nun sunduğu Günaydın Türkiye programında konuşan Babacan, "Cemaatler ve tarikatlar, bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği. Yasaklamakla hiçbir şeyi çözemiyorsunuz" sözlerini sarf etti.

Enes Kara yaşamına son vermeden önce yaşadıklarını anlattığı videoda "Son üç yıldır Müslüman değilim. Şu an bir cemaat yurdunda kalıyorum hiç kalmak istemememe, bunu aileme defalarca söylememe rağmen. Beni burada kalmaya zorladılar" demişti. Kara, namaz kılmaya ve cemaat derslerine katılmaya zorlandığını anlatmıştı.

Ali Babacan ise gençler üzerinde bu denli baskılar kuran cemaat ve tarikatları, "inanç özürlüğü" argümanıyla savunmaya çalıştı.

Babacan özetle şunları söyledi:

"Devletin işini yapması, uygun fiyatlı ve kaliteli yurt imkanını öğrencilere sunması lazım. Kim istiyorsa devlet yurdunda yerini bulmalı. Bu, devletin görevi.

İnanç özgürlüğü, ibadet özgürlüğü, inandığı gibi yaşama özgürlüğü ve inandığı çerçevede örgütlenme özgürlüğü temel insan hakkıdır. Bu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de olan temel bir konu. Özgürlük alanından sapmamamız gerekiyor. Bunun yanında devletin, tüm sivil toplum kuruluşlarına mutlaka iyi bir denetim uygulaması gerekiyor.

Özellikle kamuda işe alımda, kamuda yükselmede, üst düzey görevlendirmelerde ‘Mensubiyetim olursa bana avantaj sağlar, mülakatı kolay geçerim, yöneticilik pozisyonu açıldığında abilerim ablalarım bana destek verir’ diye düşünülüyor. İşte bu yanlış. Siz devlette liyakati temel bir kural haline getirin, hak eden devlette işe girsin, ehliyet ve liyakati devlet yönetimine derç edin; o zaman insanların sırf bu sebeple mensubiyet arayışı kalmaz.

Cemaatler ve tarikatlar, bu toprakların yüzlerce yıllık bir geleneği. Yasaklamakla hiçbir şeyi çözemiyorsunuz. Yasakladığınızda kayıt dışına çıkıyorlar, daha gizli saklı oluyor her şey. Biz her zaman özgürlüklerden ve şeffaflıktan yanayız. Yasakçı bir zihniyetle yüz yılların geleneğini yok edemezsiniz. Bir araya gelip ibadet yapacaklarsa ya da bir şeyler yapmak istiyorlarsa bunu gizli saklı yapmaya başlarlar.

Devletin bu yapılarla herhangi bir özel ilişkiye asla girmemesi lazım. Devlete nüfuz etmek, devleti yönetmeye çalışmak, devlet yönetiminde etkili olmak, devlet gücünden hisse almak gibi işlere girdiği zaman devletin ‘Orada dur’ demesi lazım. Siz ehliyeti, liyakati, adaleti, fırsat eşitliğini getirin; cemaatler zaten kendi alanlarında kalacaktır. Devlet tarafındaki yanlışlıklar, cemaatler tarafındaki yanlışlıkları bir bakıma besliyor." (HABER MERKEZİ)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et