TTB TÖK: Geleceksizlik çemberinde bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok
TTB Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK), tarikat yurdunda gördüğü baskı nedeniyle intihara sürüklenen Enes Kara için basın açıklamasında bulundu.
Enes Kara
TTB Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK), tarikat yurdunda gördüğü baskı nedeniyle intihara sürüklenen Enes Kara için basın açıklamasında bulundu. “Geleceksizlik çemberinde bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok” diyen TTB Tıp Öğrencileri Kolu MYK üyesi Dilay Salman, devletin tüm öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşılamasını ve Tıp fakültelerinde eğitim ve sınav sisteminin öğrencileri yıpratmamak üzere öğrencilerin de dâhil olduğu bir süreçle yeniden değerlendirilmesini talep etti.
Yapılan açıklamada konuşan, TTB Tıp Öğrencileri Kolu MYK üyesi Dilay Salman, “Tıp eğitiminin zorlukları bir yana, eğitimde tanınmayan barınma hakkının, yok edilen umutların, geleceğimizin giderek artan karanlığının, tarikatlara teslim edilen hayatların gün yüzüne çıkmış halidir alında Enes’in isyanı. Cemaat yurtlarında dayatılan yaşam şekli ve gelecek kaygısı yine bir arkadaşımızı aramızdan aldı. Ülkemizdeki birçok öğrencinin yaşadığı gibi, arkadaşımız da barınma sorunundan kaynaklı cemaat yurduna mecbur bırakılmıştı. Cemaat yurtlarında yaşanan son olaylara rağmen hâlâ denetimlerinin yapılmaması, tarikatların teşvik edilmesi bize kaç arkadaşımızı daha kaybettirecek” dedi.
Öğrencilerin yaşadığı sorunların fakülteye ilk adımı atmasıyla başladığını belirten Salman, “İlk andan itibaren eril ve cinsiyetçi temeller üzerinde yükselen bir tıp eğitimi ile karşı karşıya kalıyoruz. Yetersiz kalan fakülte koşulları ve akademik kadroların bilimsel çalışmalardan uzak-liyakatsiz bir şekilde oluşturulması, son iktidar döneminde açılan gereksiz tıp fakülteleri ve kontenjan sayıları tıp eğitimindeki niteliksizliği daha da derinleştiriyor. Bununla birlikte, intörn hekimler de görev tanımının dışında, emeğinin karşılığı olmayan düşük bir ücretle sahada yoğun bir şekilde çalıştırılıyor” dedi.
2021’DE 1405 HEKİM YURTDIŞINA ÇIKMAK İÇİN TTB’YE BAŞVURDU
Sağlıkta artan şiddet, insancıl olmayan nöbet saatlerinin ve düşük maaşların mesleki gelecek için oldukça endişelendirdiğini söyleyen Salman, “Barış ve demokrasinin olmadığı, özgürlüklerin kısıtlandığı bir ortamda her yurttaş gibi geleceğe dair kaygılarımız giderek artıyor. Somutlaştırmak gerekirse, tıp öğrencileri arasında artan yurtdışına yerleşme planları ve 2021 yılında 1405 hekimin yurtdışına çıkmak için TTB’ye başvurması ve aynı zamanda TTB verilerine göre pandemi döneminde yaklaşık 9 bini aşkın hekimin kamu hastanelerinden istifa etmesi durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Ülkemizin sağlık sisteminde bir gelecek göremezken, bir taraftan yurtdışında hekimlik gibi alternatifleri araştırıyoruz, bunlar üzerine emek veriyoruz; diğer taraftan da bu geleceksizlik çemberinde hapsolan arkadaşlarımızın acı haberlerini almaya devam ediyoruz. Fakat her geçen gün, nesnel veriler de ortadayken, bu konularda hiçbir adım atılmıyor” diye konuştu.
“GELECEK KAYGISINA MAHKUM DEĞİLİZ”
“Bizler daha genç yaşımızda depresyona, umutsuzluğa, gelecek kaygısına mahkûm değiliz. Türkiye’de aynı sorunları yaşayan binlerce tıp öğrencisi ve hekimin olduğunu biliyoruz. Haklarımız var ve bir araya gelip sahip çıktıkça kazanıyoruz” diyen Salman, Tıp Fakültesi öğrencilerinin taleplerini şöyle sıraladı: “Devlet tüm öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım gibi temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşılasın. Tıp fakültelerinde eğitim ve sınav sistemi öğrencileri yıpratmamak üzere bizlerin de dâhil olduğu bir süreçle yeniden değerlendirilsin. Mobbinge karşı gerekli önlemler alınsın. İntörn hekim maaşları asgari ücret düzeyine çıkarılsın. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve maaşları acilen iyileştirilsin.”
Meslektaşlarına çağrıda bulunan Salman, “Geleceksizlik çemberinde bir arkadaşımızı daha kaybetmeye tahammülümüz yok. Yalnız değiliz, bir aradayız, birbirimizin çaresiyiz. Bizlerin gelecek kaygısına, baskılara, cemaat-tarikat yurtlarına mahkum olmadığı bir yaşam için, hekimlik değerlerine uygun emeğimizin karşılığını alarak çalıştığımız bir sağlık ortamı için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
“ÖĞRENCİLERE NİTELİKLİ ORTAMLAR İÇİN SÖZ HAKKI TANINMALI”
TTB Merkez Konseyi Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı, uzun zamandır hem tığ öğrencilerinin hem de hekimlerin haklarını mücadele ile almaya çalıştıklarını belirtti. Tıp öğrencilerinin sınırlamalar ve baskılarla yaşamak zorunda kaldığını ifade eden Fincancı, “Barınma hakkı için mücadele eden öğrenciler ne yazık ki suçlulaştırılarak birtakım isimlerle anılıyor, tehdit ediliyor. Barınma, sağlıklı beslenme öğrencilerin en temel hakkıdır. Bu hakları elde edinceye kadar verilen mücadele de aynı şekilde. Talep etmekten geri durmamalıyız. Başka ortamlar seçenek olarak sunuluyor ama seçeneksizliğe de mahkum ediyor gençleri. Her yerde niteliğine bakılmaksızın üniversitelerin öğrenci sayısı artmasıyla seçeneksizlik daha da çoğalıyor. Biz nitelikli ortamlar için söz hakkı kullanmayı talep etmeliyiz. Çünkü öğrencilerin sözünün olmadığı bir yerde bu eğitim tek taraflı olacaktık. Süreç öğrencilerle yürütülmeli, birlikte üretmeliler. Meslek örgütü olarak hekimlik sürecinin, eğitimin nasıl olması gerektiğini birlikte karar vermeliyiz diyoruz. Öğrencinin sözü olmadan eğitim olmaz” dedi. (Ankara/EVRENSEL)