Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri 255'nci kez sırtlarını rektörlüğe döndü
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri "Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz" diyerek sırtlarını 255. kez rektörlük binasına döndü.
Fotoğraf: @TolgaSutlu'nun Twitter paylaşımından alınmıştır
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri bugün de "Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz" diyerek arkalarını 255. kez rektörlük binasına döndü. Akademisyenler yaptıkları açıklamada hakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen Can Candan ve Mohan Ravichandran ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini talep edildi. Tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürlerinin seçimle göreve gelmesi ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmesi, seçilen Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlerinin bir an önce görevlerine atanması, işlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğünün tekrar faal hâle getirilmesi ve Naci İnci ve yönetimiyle bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifası talebini dile getirdi.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri haftanın her iş günü olduğu gibi bugün de arkalarını rektörlük binasına döndüler. Akademisyenler tarafından yapılan açıklama şöyle oldu:
"Bugün 14 Ocak Cuma. Nöbetimizin 255., direnişimizin 376. günündeyiz. Sizlere basının hâlen alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla devriye gezdiği, her köşesinin kameralarla, özel güvenlik güçleri ve sivil polislerce denetlenmeye çalışıldığı, girişlerine yüksek demir parmaklıkların yerleştirildiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
Bu hafta 2102 yurttaş Boğaziçi Üniversitesi’nin özerk ve demokratik üniversite talebiyle başlattığı direnişe destek amacıyla ortak bir metne imza attı. Bilimi, özgürlükleri, ülkemizin geleceğini korumak için tüm bileşenlerle birlikte verdiğimiz mücadeleyi desteklediklerini ve herkesi destek ve dayanışmayı büyütmeye çağırdıklarını ifade ettiler. Mücadelemize omuz veren, duyarlı ve sorumluluk sahibi imzacıları selamlıyor, hepsine teşekkür diyoruz.
Ayrıca bu hafta, Boğaziçi akademisyenlerinin geçmişleriyle, bugünleriyle, kendilerini kamuya, gelecekteki öğrencilerine anlattıkları Boğaziçi Ayakta kitapçığının ikinci sayısının çıktığını da duyurmak isteriz.
Bu haftaki bültenimizde Boğaziçi Üniversitesi bileşenlerinin rızası olmaksızın yönetimi elinde bulunduran küçük grubun kamu yararını hiçe sayan, keyfî ve hukuksuz uygulamalarının son örneklerini ele alıyoruz. 7 Ocak’ta yapılan duruşma sonunda Naci İnci’nin şikâyetiyle tutuklanarak 94 gün cezaevinde kalan öğrencilerimiz Ersin Berke Gök ve Caner Perit Özen, adli kontrol ve yurtdışı yasağı şartıyla serbest bırakıldı. Barışçıl protesto haklarını kullanmış olan öğrencilerimiz sırf Naci İnci kendi öğrencilerine gözdağı verebilsin diye özgürlüklerinden edildi ve dahası hücre cezasına maruz bırakıldı. Mağdur ettikleri öğrenciler, öğretim üyeleri, aileler ve mezunlarla yüz yüze gelmek istemeyen Naci İnci ve özel güvenlik görevlileri, davada şikâyetçi sıfatında olmalarına rağmen geçen haftaki duruşmaya katılmadılar. Sonrasında, İstanbul 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10 Ocak günü sanıklara ve avukatlarına haber vermeden Naci İnci ve diğer müştekiler için özel bir duruşma düzenlemiş olduğunu hayretle öğrendik. Herhangi bir resmî karar ve talebe dayanmadan, sanık avukatlarının hazır bulunmasına fırsat tanımadan, kapalı kapılar ardında gerçekleştirilmiş olan bu “kişiye özel” duruşmanın temel hukuk prensiplerine aykırı olduğunun ve örneği görülmemiş bu uygulamanın öğrencilerimizin adil yargılama hakkını açık şekilde ihlal etmiş olduğunun altını çizmek isteriz. Tüm bu hukuksuz uygulamalara karşı yasal çerçevede hakkımızı aramaya devam edeceğiz. 21 Mart’ta yapılacak duruşmada Berke ve Perit’in de içinde olduğu 14 öğrencimizin suçsuzluğunun teyit edileceğini umuyoruz.
"MESLEKTAŞIMIZ RAVICHANDRAN’IN İŞİNDEN, EVİNDEN, ÖĞRENCİLERİNDEN EDİLMESİNİ UTANÇ VERİCİ BULUYORUZ"
Atanmış yönetimin faili olduğu bir diğer kuralsızlık da meslektaşımız, Matematik Bölümü öğretim üyesi Mohan Ravichandran’ın çalışma izninin iptali ile ilgili. Konusunda dünya çapında saygınlığa sahip, yetkin bir araştırmacı olan Ravichandran’ın çalışma izni uzatma başvurusu, 2021 Haziran’ında, bölümünün tavsiyesi, Fakülte Yönetim Kurulu ve Üniversite Yönetim Kurulu’nun da olumlu performans değerlendirmeleri sonucunda, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü tarafından YÖK’e yollandı ve talep YÖK tarafından Eylül 2021’de onaylandı. Ancak sözleşmesi henüz yenilenmiş olan Ravichandran, kasım ayında YÖK kararıyla çalışma izninin iptal edildiğini öğrendi. Naci İnci, senato dahil olmak üzere çeşitli mecralarda karardan haberi olmadığını, uygulamanın tamamıyla YÖK’ün tasarrufu olduğunu beyan etti. Ancak YÖK’ten konuyla ilgili talep edilen evrakta açık şekilde belgelendiği üzere, Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü 27 Ekim 2021’de YÖK’e daha önce yollamış olduğu sözleşme uzatma talebinin “sehven” yazılmış olduğunu belirten ve Ravichandran’ın işine son verilmesini gerekçe belirtmeksizin talep eden bir yazı yollamış. Bu durumda dönem ortasında derslerine son verilen meslektaşımızı kimin işten çıkardığını sorguluyor ve tüm açıklama taleplerimize karşı sessizlik duvarı oluşturmuş olan atanmış yönetime soruyoruz: Ravichandran’ın çalışma izni iptali talebini YÖK kararından haberdar olmadığını beyan eden Naci İnci’den başkası mı yolladı? Matematik Bölümünün, Fen Edebiyat Fakültesinin ve Üniversite Yönetim Kurulunun iradesini yok sayarak, alınmış kararları ters yüz ederek yapılmış olan bu müdahalenin sorumlusu kim? İmzayı kim atmış olursa olsun verilmiş olan kararla kamu otoritesinin keyfî ve zarar verici şekilde kullanılmış olduğunu vurguluyor, meslektaşımızın işinden, evinden, öğrencilerinden edilmesini kurumumuz adına utanç verici buluyoruz. Öğrencilerini mağdur etmemek için büyük bir özveriyle dönem sonuna kadar derslerine devam eden Mohan Ravichandran’ın yanında olduğumuzu ve konunun sonuna kadar takipçisi olacağımızı hatırlatıyoruz.
"MESLEKTAŞLARIMIZ İŞLERİNE İADE EDİLSİN"
Fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen meslektaşlarımız Can Candan ve Mohan Ravichandran ile dersleri iptal edilen Feyzi Erçin, Seda Binbaşgil ve Özcan Vardar'ın haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini bir kez daha talep ediyoruz.
Üniversitemizdeki tüm fakülte dekanları ve enstitü müdürleri seçimle göreve gelmeli ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmelidir. Şeffaf ve demokratik yollardan belirlediğimiz Mühendislik Fakültesi Dekanı, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürleri bir an önce görevlerine atanmalıdır. İşlevsizleştirilen Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi ve Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü işinin ehli çalışanlarıyla birlikte bir an önce tekrar faal hâle getirilmelidir. Naci İnci ve yönetimi ile bugüne kadar hukuksuzca kadrolaşmış tüm isimlerin istifasını talep ediyoruz.
Mücadelemizin ikinci yılında da, aynı kararlılıkla üniversitemizi yılmadan savunmaya devam edeceğiz. Türkiye’de özgür, özerk ve katılımcı ilkelere dayalı bir üniversite ideali gerçekleşene kadar, Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!" (HABER MERKEZİ)