Aydın, yazar, sendikacı ve gazeteciler EMEP'in bildirgesini değerlendirdi
Emek Partisi'nin açıkladığı "Bağımsız, demokratik bir ülke ve insanca yaşam bildirgesi"ni, bildirgenin açıklandığı toplantıya katılan aydınlar, yazarlar, gazeteciler ve sendikacılarla konuştuk.
Emek Partisi (EMEP), İstanbul Kadıköy'de düzenlediği toplantı ile "Bağımsız, demokratik bir ülke ve insanca yaşam bildirgesi"ni kamuoyuyla paylaştı. Önümüzdeki dönemde emekçiler için çıkış yollarına dair çeşitli önerilerin sıralandığı bildirge, Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde çok sayıda aydın, yazar, gazeteci, sendika ve siyasi parti temsilcisinin katıldığı toplantıda deklare edildi. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Birlikte kazanacağız halk kazanacak!” başlığıyla EMEP’in önümüzdeki dönem rotasını duyurdu, mücadele programını açıkladı.
Emek Partisi'nin bildirgesini açıkladığı toplantının ardından katılımcılarla bildirge üzerine konuştuk.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş: EMEP’in deklare ettiği üçüncü bir seçenek çok kıymetli. Sloganda da ifade edildiği gibi birlikte kazanacağız, halk kazanacak. Artık halkın kazanma zamanı geldi, Emek Partisi'nin bu konuda attığı adımlar alkışı hak ediyor. Sol ve sosyalist güçlerin ortaklaşarak bu adımı büyütmesi de bugün açısından çok önemli.
DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren: Deklarasyon önemli, esas önemlisi EMEP'in tüm sol ve sosyalist güçlerin birliğini savunması. Ülkenin buna ihtiyacı var. Ülke, şu anda var olan iki ittifaka mahkum olmamalı. Önemli bir emek gücü, önemli bir demokratik güç var. Bunlar bir araya gelip geleceğimiz için yeni bir umut yaratmalı. Demokrasiyi ve barışı, halkın çıkarlarını savunan bir seçeneğin ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bu ihtiyaç için de çalışacağız.
KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik: Bugün açıklanan deklarasyon kamu emekçileri açısından önemli başlıklar içeriyordu. Özellikle uzun süredir AKP-MHP iktidar bloğunun uygulamış olduğu ekonomi politikaları, güvencesizleştirme, işten çıkarma uygulamaları, yine OHAL sürecinde kamu emekçilerine yönelik baskı politikaları ile kanun hükmünde kararnamelerle ihraçlar söz konusu oldu. Tam da bu nedenle genel anlamda ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik-demokratik sorunlara ilişkin kapsamlı temel başlıkları içeren bir program olarak gördüğümüzü ifade edebilirim.
Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı Adnan Özyalçıner: İnsanca yaşayabilmenin tek yolu kapitalizm ve emperyalizmin baskısından kurtulmaktır. Zaten uygarlığı elleri ile yaratan emekçilerdir. Yarattığı uygarlıktan ve yaptığı üretimden eşitçe pay alamayan yine emekçilerdir. O zaman onların, halkın iktidarı gerekiyor. Uygarlığın yükselmesi hep emekçilerin elindedir. Bugün Nazım Hikmet'in 120'nci yaşı. Nazım 'yapı yükseliyor ama kan ter içerisinde yükseliyor’ diyor. Tam böyle yükseliyor uygarlık. Alın teri içinde yükseleteceğiz bu yapıyı.
SYKP Temsilcisi Yazar Kadir Akın: EMEP’in açıkladığı deklarasyonun olağanüstü koşullarda bir halk seçeneğinin yaratılması, daha doğrusu üçüncü bir bloğun inşa edilmesinde önemli bir işlev göreceğine kanaatindeyim. Önümüzdeki süreçte bu rejimin tasfiyesini isteyen bütün güçlerin yan yana duracağı bir sürece ihtiyaç var. Önümüzdeki seçim, sandıkta kazanılacak bir süreç değil. Bugünden şimdiden seçim güvenliğinin sağlanması, propaganda özgürlüğünün sağlanması ve başta işçi sınıfı olmak üzere ezilenlerin, kadınların, gençlerin taleplerinin sokakta dile getirildiği bir ortak mücadeleye ihtiyaç var.
Gazeteci Ali Duran Topuz: Bütün partiler seçim öncesi hazırlıklarını yapıyorlar, programlarını açıklıyorlar. Mülteci meselesinde eşit yurttaşlığı esas alan ve çalışan niteliğindeki mültecilerin sınıfsal örgütlenmesindeki ortaklaşma fikri benim kanaatime göre önemli meselelerden biriydi. Diğer sosyalist partilere ve Kürt hareketine yönelik söylenen şeyler bana göre yapıcı ve samimi nitelikteydi. Sanırım bildirgenin asıl önemi ittifak şartları netleşince ortaya çıkacaktır. Sosyalist partiler iki blok dışında bir ittifakı başarabildikleri ölçüde kendi programlarının anlamı değişecek.
DİSK Gıda-İş Genel Sekreteri Olcay Özak: Böyle bir ortamda olmak beni heyecanlandırdı. İçinden geçtiğimiz koşullarda da böyle bir tutum almaya ihtiyaç vardı. Uzun çalışma saatleri, işsizlik bunların hepsi için bir çıkış ararken böylesi bir çağrı çok önemli bir kapıyı açtı. Bu çağrı bizim için çok kıymetli. İşçileri, emekçileri, yoksul halkı siyaset sahnesine davet ediyor.
Yazar Ayşen Şahin: Bugün açıklanan metin sürekli olarak sosyalist partilere yönelen ‘Peki siz iktidarda olsanız ne yapacaksınız, ne değişecek ki?’ sorusunun bütünleşik bir karşılığı oldu. Ercüment Akdeniz’in de açıkladığı gibi metnin demokrasi güçleri ve meslek örgütleri ile konuşmaya ve geliştirilmeye açık olduğu beyanı da çok önemli ve umut verici.
Gazeteci Bengü Babaeker Şap: Türkiye çok uzun süredir iki kutuplu siyasetin kıskacında. O yüzden sol hareketin böyle ileriye doğru adım atmasını çok önemli buluyorum. Geniş halk kesimlerine sesini duyurması açısından da çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.
(İstanbul/EVRENSEL)