17 Ocak 2022 08:30

İHD Ankara Şubesi "2021 Yılı Ankara Hak İhlalleri Raporu"nu açıkladı

İHD Ankara Şubesinin "2021 Yılı Ankara Hak İhlalleri Raporu"na göre toplam 368 kişi uğradığı hak ihlalleri nedeniyle derneğe başvuruda bulundu.

Fotoğraf: MA

Paylaş

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi "2021 Yılı Ankara Hak İhlalleri Raporu"nu açıkladı. 2021 yılı Ocak-Aralık ayları arasında İHD Ankara Şubesine yapılan başvurular dâhilinde hazırlanan raporda hak ihlallerini önlemesi gereken ilgili kurumların başvuruları işlemden kaldırdığı, hiçbir kamu personeline ceza verilmediği belirtilerek cezasızlık nedeniyle hak ihlallerinin süreklileştiğine vurgu yapıldı. 2021 yılında Ankara’da; hapishanelerde uygulanan işkence ve kötü muameleden 314 kişi, basın açıklaması yapmak isterken anayasal hakkı engellenerek şiddete maruz bırakılan 32 kişi, Onur Yürüyüşü’ne katıldığı için cinsiyetçi küfür, darp ve işkenceye maruz bırakılan 20 kişi, kaçırma, ajanlık teklifi ve tehdite maruz bırakılan 10 kişi, ırkçı saldırılara maruz bırakılan 2 kişi olmak üzere; toplam 368 kişi uğradığı hak ihlalleri nedeniyle başvuruda bulundu. 

İHD'nin raporunda yer alan hak ihlalleri tespitleri şöyle:

KADIN HAKLARI İHLALLERİ

  • İstanbul Sözleşmesi’nin feshedildiği yıl olarak anılacak olan 2021 yılı içerisinde; İstanbul Sözleşmesi’ni savundukları için 33 kadının yargılandığı dava Ankara 28. Asliye Ceza’da devam ediyor.
  • Azra Gülendam Haytaoğlu ve Emine Gökkız’ın öldürülmelerine karşı Ankara’da yapılan eylemde 15 kadın sürüklenerek gözaltına alındı.
  • Reyhan Korkmaz, evli olduğu Zeynel Korkmaz tarafından Ankara’da 4 çocuğunun gözü önünde bıçaklayarak öldürdü.
  • Altındağ’da Tuğçe Ünsal, evinde başından vurulmuş şekilde bulundu.
  • Mamak’ta bir kadın, evli olduğu erkek tarafından sokak ortasında dakikalarca dövüldü, mahalle sakinlerinin müdahalesine karşın şiddet devam etti. 5 yaşındaki çocukları olaya ağlayarak tanık oldu, kadın şikâyetçi olmadığı için son durumu bilinmiyor.
  • Dr. Zeynep Erdoğan’ı öldüren ve 14 yaşındaki çocuğunu ve Zeynep’i bağlayarak uzun süre işkence eden, Zeynep’in kızının beyin kanaması geçirmesine sebep olan Mehmet Erdoğan, mahkemede “Bana yakışıklı olmadığımı söyledi” diyerek kendisini savunma cüretini gösterdi.
  • Aleyna Çakır’ın baş şüphelisi olduğu halde sadece “uyuşturucu kullanımı özendirme” suçundan tutuklu olan Ümitcan Uygun, Temmuz ayında salıverildi.
  • Niğde-Ankara otoyolunda, Gölbaşı civarında bir kadın arabadan indirilerek dakikalarca dövüldü, olay yoldan geçenler tarafından videoya alındı, ancak “korna çalmak” dışında müdahale eden olmadı.
  • Ayşe Atasayar’ı öldüren Murat Akar’ın yargılandığı davada, yıllardır gitgide azaltılan ceza bu yıl itibariyle tahliye ile sonuçlandı, Murat Akar tahliyesinin ardından firar etti. Halen sokaklarda, aramızda dolaşıyor.
  • Yenimahalle’de Meryem Layıker, boşandığı erkek Ömer D. tarafından öldürüldü.
  • Kazan’da Himmet A. adlı erkek evli olduğu kadını 2 çocuğunun önünde tabanca ile yaraladı. Eril yargı sistemimiz, elindeki raporlarla uğradığı fiziksel ve cinsel şiddeti belgeleyip şikâyetçi olan kadını değil, “beni silahla tehdit etti” beyanında bulunan Himmet A.’yı dikkate aldı, kadına uzaklaştırma kararı verdi ve şiddete maruz bırakılan kadın, çocuklarına bakıcılık ettiği avukatının evine taşınmak zorunda kaldı. Şiddete maruz bırakılan kadın, boşanma davası sürerken tehditlerine devam eden Hikmet A. hakkında her ay 2 kez uzaklaştırma kararı çıkartmış olmasına rağmen boşanma davası sonuçlandırılmadı ve bu süreçte koruyabilecek başka hiçbir önlem alınmadı.
  • Bir kadın, hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttırdığı eski sevgilisi tarafından, bindiği taksinin önü kesilerek taksicinin önünde dakikalarca şiddete maruz bırakıldı. Şiddet faili erkek, kadını evine bırakarak kaçtı. Başka bir taksi ile hastaneye giden kadın, parmaklarında sayısız kırık ve yüzü dâhil tüm vücudunda darp izleri ile işlemeyen uzaklaştırma kararından başka bir koruması olmadan yaşamaya devam etmeye çalışıyor.
  • Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davası süren Aysel Tuğluk, yaşadığı sağlık sorunlarına ve demans teşhisine rağmen tek kişilik hücrede tutuluyor ve tahliye edilmiyor. Ve Aysel Tuğluk sağlığa erişim hakkı engellenen yüzlerce hasta mahpustan sadece biri.
  • Nadira Kadirova’nın baş şüphelisi Şirin Ünal, Ak Parti milletvekili olarak Ankara’da, TBMM’de yer almaya devam ediyor.

LGBTİ+ HAKLARI İHLALLERİ

  • 2006 yılında trans kadınlara saldıran çetenin yargılandığı dava sürekli olarak ertelendi. Adil yargılanma haklarından uzak bir davaya dönüşen Esat-Eryaman davası 2021 yılında bir erteleme furyasına dönüştü. Dava 5 defa ertelendi. Her duruşmada basın açıklaması yapmak isteyen LGBTİ+lar her defasında saldırıya uğradılar. İfade özgürlüğü ve eylem hakları kısıtlanan LGBTİ+lar basın açıklamalarını farklı yollarla gerçekleştirdiler. Esat-Eryaman davası halen devam ediyor.
  • 2021 yılının en ciddi hak ihlallerinden bir diğeri Ankara Onur Yürüyüşü’nde gerçekleşti. Tunalı Hilmi Caddesi’nde bir araya gelen kitle yürüyüşe başladığı sırada ikaz edilmeksizin polisin engellemesiyle karşılaştı. Cinsiyetçi ve fobik söylemler ile psikolojik şiddet uygulayan polis, zaman geçtikçe şiddet dozunu arttırdı. Bir aktivistin dudağı aldığı yumruk darbesiyle patladı. Bir başka aktiviste çok yakın mesafeden CO spreyi sıkıldı ve herhangi bir mukavemet göstermemesine rağmen aktivist şiddetle gözaltına alındı. Bir aktivist saçından tutularak ve beline tekme atılarak gözaltına alındı. Aynı zamanlarda elinde LBGTİ+ bayrağı taşıyan kişiye suç unsuru sayılarak şiddet uygulandı. Bir aktivist ters kelepçe takmayı reddettiği için 3 polis tarafından fiziki şiddete maruz bırakıldı. Bir kişi olanları fotoğrafladığı için fotoğraf makinesine zarar verilerek şiddetle gözaltına alındı. Olaylar sırasında orada yemek yemekte olan Lübnan vatandaşı bir avukat ve T.C. vatandaşı bir doktor şiddeti engellemeye çalıştığı için gözaltına alındı. Duruma avukat olduğunu belirterek karşı çıkan Lübnan vatandaşı avukata ırkçı söylemlerle sözlü şiddet uygulandı. Sol eli ameliyatlı olduğu için kelepçenin bir ucu sağ eline diğer ucu sol ayak bileğine denk gelecek şekilde çapraz bağ ile kelepçelendi ve saatlerce böyle bekletildi. Gözaltına alınan 20 kişi otobüste ters kelepçeli olarak 3 saat boyunca bekletildikten sonra serbest bırakıldı.
  • Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 10 Mayıs 2019 yılında dokuzuncusu düzenlenen Onur Yürüyüşü’ne polis plastik mermi ve biber gazı kullanarak saldırdı; 1 akademisyen ve 18 öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencilerin KYK bursları ve kredileri kesildi. Olay sonrası Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı. 8 Ekim 2021 tarihinde görülen davada 19 kişi beraat etti.
  • LGBTİ+lar toplumsal eylemlerde polis ile karşı karşıya gelirken toplumsal alanlarda da LGBTİ+fobik kişiler ile karşı karşıya geliyor. 2021 yılı boyunca en az 16 kişi LGBTİ+ olduğu için işinden atıldı, mobbinge maruz bırakıldı, eğlence alanlarından atıldı. Birçok mekân LGBTİ+ları dışlayan tutumlar sergiledi.

GENÇLİK HAK İHLALLERİ

  • 8 Ocak günü gençlik örgütleri Melih Bulu nezdinde atanmış rektörlere karşı eylem gerçekleştirdi. 30 kişi yoğun şiddet ile gözaltına alındı. Bir öğrencinin bacağı kırıldı. Kızılay’da gerçekleşen gözaltılar sonrası destek için 100. Yıl Mahallesi’nde toplanan ODTÜ öğrencilerine polis şiddet uyguladı. 10 kişi darp edilerek gözaltına alındı. Polis şiddeti sonucunda dizi kırılan bir öğrenci aylarca TİHV gözetiminde tedavi gördü. İstanbul’da 150 öğrencinin gözaltına alınmasını 2 Şubat’ta Ankara’da protesto eden öğrencilerden 83'ü polis şiddetiyle gözaltına alındı. Saatlerce ters kelepçeli olarak bekletilen öğrenciler ifadelerinin ardından akşam saatlerinde serbest bırakıldı. Bu eylem üzerine öğrenciler 5 Şubat’ta tekrar bir araya geldi. Anayasal hakkını kullanan öğrencilere yoğun biber gazıyla müdahale eden polis, 22 öğrenciyi şiddetle gözaltına aldı. Gözaltı sonrası saatlerce bekletilen öğrenciler için Ankara Emniyeti’ne giden 25 avukat emniyete alınmadı. 2 Şubat’ta gözaltına alınan 83 öğrenci hakkında yürütülen soruşturmada 16 öğrenci hakkında kovuşturma başlatıldı.
  • Ankara Emniyeti 40’ı aşkın öğrencinin ailesini arayarak katıldıkları eylemleri kriminalize etmeye çalıştı. 6 öğrenci devletin kolluk güçleri tarafından kaçırılarak ajanlık teklif edildi. Boğaziçi eylemlerine katılan, Ankara Onur Yürüyüşü’ne katılan ve buna benzer birçok eyleme katılan 20’den fazla öğrencinin KYK burs ve kredileri kesildi.
  • 9 öğrenci, Yurtsuzlar ismiyle barınamadıklarını dile getirmek için sabahlamak üzere gittikleri İlhan Erdost Parkı’nda darp edilerek gözaltına alındı. Daha sonra Seğmenler Parkı’nda bir araya gelen Yurtsuzlar Hareketi’ne dayanışmaya giden bir grup öğrenci darbedilerek alandan uzaklaştırıldı ve Kızılay’a kadar fiziki takibe maruz bırakıldı. Esat Özgürlük Meydanı’nda bir araya gelmek isteyen öğrenciler takip edilerek GBT yapıldı. Daha sonra herhangi bir parka gitmelerine izin verilmeyen öğrenciler evlerine kadar fiziken takip edildiler. Barınma sorunu için bir araya gelen Barınamıyoruz Hareketi 12 Aralık’ta mecliste bütçe görüşmeleri yapılırken “Biz buradayız, bundan sonra biz yokmuşuz gibi davranamayacaksınız!” şiarıyla Ankara’ya geldiler. Otobüslerle çeşitli illerden gelen öğrenciler Ankara il sınırından alınmadı. İl sınırından alınmayan 55 öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınırken 1 öğrencinin kolu kırıldı, çok sayıda öğrenci yaralandı. Ankara’ya alınmayan arkadaşlarına destek olmak isteyen 25 öğrenci de Kızılay’da gözaltına alındı. Gözaltına alınan 80 öğrenci uzun süre bekletildikten sonra ifadeleri alınarak serbest bırakıldı.
  • Bir ODTÜ öğrencisi, atanmış rektör Verşan Kök’ü eleştirdiği için defalarca soruşturmaya maruz kalmış; uyarı, kınama ve 1 hafta uzaklaştırma cezası almıştır. Ankara Üniversitesi’nde “Cinsiyetçi Kayyum İstemiyoruz” diyen öğrencilere soruşturma açıldı ancak herhangi bir ceza verilmedi. Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Melih Bulu için yapılan eylemlerde gözaltına alınan çeşitli üniversitelerde öğrenci olan kişilere soruşturma açıldı.
  • 4 Temmuz 2021’de Suruç anmasına çağrı yapmak için Dikmen Ahmed Arif Parkı’nda bildiri dağıtan gençler polis saldırısı ile karşı karşıya kaldı. Dağılmaya başladıkları sırada bir polisin biber gazı sıkması üzerine halk ve gençler tepki gösterdi. Bir polis çocuk parkında 10 el ateş etti. Birçok genç darp edildi. İHD Ankara İl yöneticisinin de aralarında olduğu 4 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan gençler Dikmen Şehit Ahmet Yetiş Karakolu’na götürüldü. Burada gençler fiziksel ve sözlü şiddete maruz kalırken avukatlar karakola alınmadı. Darp raporu almaya giden ve hastanedeki arkadaşlarını görmek için hastaneye giden 5 kişi de hastane önünden gözaltına alındı. Gözaltına alınan 4 genç daha sonra Ankara Emniyeti’ne götürüldüler. Saatlerce ters kelepçeli bekletilen gençler burada fiziksel şiddete maruz kaldı. Mevcutlu tutulan 9 kişinin ifadesi sabah alındıktan sonra mahkemeye çıkarıldılar. 9 kişiden 3 kişiye il sınırından çıkış yasağı verilirken geri kalanlara adli kontrol verildi. 20 Temmuz’da Kızılay’da Suruç anması için bir araya gelen gençler polisin müdahalesi ile karşılaştı. Eylemde 21 kişi gözaltına alındı. Gözaltı sırasında 1 kişinin kafasına telsiz ile vurulmuş ve 10 dikiş atılmıştır. Anmaya katılan birçok genç çeşitli şekillerde fiziksel şiddete maruz bırakılarak yaralandı.
  • Geçinme sıkıntıları çeken Ankara Üniversitesi öğrencileri forum düzenlemek için çalışma yapmaya başladı. Yapılan çalışmalar sırasında ülkücü gruplar ve özel güvenlik birimlerinin baskısı ile karşılaştılar. Ülkücü grup bıçaklı saldırıda bulunarak öğrencileri tehdit etti. Bu baskı ortamında öğrenciler forum yapmak için 14 Aralık 2021 tarihinde bir araya geldiler. Günün başlangıcında bütün okul ve okulun dışı abluka altındayken forum için Mülkiye’de toplanan öğrencilere polis saldırdı. 13 kişi darbedilerek gözaltına alındı. Uzun süre ters kelepçeli bekletilen öğrenciler ifadelerinin alınmasının ardından serbest bırakıldılar.

MÜLTECİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİ

  • Kayıtsız mülteciler Ankara’da 2021 yılında da, Türkiye’nin birçok ilinde olduğundan daha ağır bir şekilde denetime tabi tutuldular. Sığınmacı statülerinin koşullarını ihlal ettikleri gerekçesiyle haklarında sayısız idari işlem uygulanan illerin başında Ankara geliyor. Birçok Büyükşehir Belediyesi için de geçerli olan İl Göç İdaresi kurumlarına ulaşamamak, en basit dilekçeleri bile iletememek, derdini anlatamamak gibi sorunlar, büyük paralar karşılığında aracılık teklif eden sayısız fırsatçıya zemin hazırlayarak mültecilerin en temel haklarına bile eşit şartlarda ulaşmasını imkânsız hale getiriyor. Birçok mülteci çocuk okullarda ayrımcılığa maruz bırakılıyor. Okulların talep ettiği ve Türkiyeli ebeveynlerin bile karşılamakta zorlandıkları ek kitap, okul yardımı adı altında toplanan paraları ödeyemedikleri için dışlanmaya maruz bırakılıyorlar. Ebeveynler okul toplantılarında hiçbir tercüme desteği sunulmadığı için açıklamaları anlayamamış, çocuklarının eğitim hayatlarına sunmak istedikleri katkıyı sunmaları imkânsız hale getirilmiş durumda. Çalışma izni çıkarılması tamamen işveren inisiyatifine bırakılmış olduğu için birçok yetişkin mülteci ya çalışamamakta ya da yakalandıklarında sınır dışı edileceklerini bilerek ve açlıktan ölmemek için bu riski kabul ederek çalışmak zorunda kalmaktadır. Ankara’da yaşayan 3 göçmen kadının “Dünyaya sığamadık” ifadesi durumlarının özeti niteliğinde.
  • Ankara’da 6-7 Ekim’i aratmayan Altındağ saldırısıyla 2021 yılının en büyük hak ihlali yaşandı. Ankara’nın Altındağ ilçesinde mahallede toplanan yüzlerce kişi Suriyelilerin ev ve iş yerlerini taşladı. Bölgede yoksulluk sebebiyle yoğun şekilde yaşamakta olan mülteciler bir gecede evlerini, yaşam alanlarını yeniden terk etmek zorunda bırakıldı, onlarca mülteci yaralandı, sayısı tam olarak bilinmeyen çok sayıda mülteci ise başka illere “sürgün” edilerek, sürmekte olan eğitim ve sağlık hakları ellerinden alındı. 10-11 Ağustos tarihlerinde gerçekleşen bu pogromun hemen ardından, Eylül ayının başında, İçişleri Bakanlığı bünyesindeki İl Göç İdaresi tarafından Altındağ bölgesindeki evler “uyuşturucu ticaretine yataklık eden metruk binalar” oldukları gerekçesiyle yıkıldı. Bölgede hiçbir mültecinin kaydının olmasına izin verilmedi, önceden kaydı bölgede olan mültecilerin başka bir yere taşınmaları ve ikametlerinin değiştirilmesi konusunda baskı yapılarak bu süreçte zaten çok kısıtlı olan sosyal yardımlara ulaşmaları engellendi.  
  • 11 yaşındaki Suriyeli mülteci Muhammed Hattabi, Ankara'nın Altındağ ilçesinde, 28 Ekim’de kayboldu ve 30 Ekim tarihinde boş bir gecekonduda öldürülmüş olarak ailesi tarafından bulundu.

ÇOCUK HAKLARI İHLALLERİ

  • Ocak ayında Altındağ'da, 10 yaşındaki bir çocuk 35 yaşında bir erkeğin saldırısı ile ağır yaralandı.
  • Misafirliğe gittiği evde tanıştığı 16 yaşındaki kız çocuğunu kandırarak evden kaçıran yetişkin Berkant Şimşek, kızın polislerden yardım istemesi üzerine yakalandı ama tutuksuz yargılanıyor.
  • Ağustos ayında 15 yaşında bir kız çocuğu iki yetişkin tarafından darbedildi, olay videoya alındı, videonun yayılması üzerine şahıslar tutuklandı.
  • Eylül ayında 12 ve 13 yaşlarındaki 2 çocuğa şiddet uygulayan ve cinsel istismarda bulunan Mustafa Saydam ve Dilek Ece Aydemir tutuklandı.
  • Aralık ayında Aile Sağlığı Merkezinden çıkar çıkmaz, engelli çocuğunu tekmeleyen babanın görüntüleri, ASM’nin kameralarında tespit edildi.
  • Keçiören Şehit Ahmet Kabukçu İlkokulu 1'inci sınıf öğrencisi 7 yaşındaki Mert Yağız Köksal’ın, 10 Aralık 2019'da okul kantininden aldığı şırınga şeklinde çikolatanın kapağının nefes borusuna kaçması sonucu yaşamını yitirdiği dava halen devam ediyor. İHD Ankara Şubesi Çocuk Hakları Komisyonunun, davaya suçtan zarar gören çocuk adına müdahil olma talebi reddedildi. 
  • Sincan Cezaevi’nde tutulan bir çocuk, cinsel ve fiziksel istismara maruz bırakıldıktan sonra evine gönderildi.
  • 2021 yılının yalnızca ilk 6 ayında en az 6 çocuk işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
  • İhmal yüzünden 6 çocuk yaşamını yitirdi. 2 yaşındaki bir çocuk balkondan düşme sonucunda, 7 yaşında bir çocuk minibüsün çarpması sonucunda, 2 yaşında bir çocuk yaşadığı binada meydana gelen bir patlama sonucunda, 4 yaşında bir çocuk besi çiftliğinin 4 metre derinliğindeki yem haznesine düşerek, 9 yaşında bir çocuk serinlemek için girdiği Ankara Çayı’nda boğularak yaşamını yitirdi.

İÇ ANADOLU BÖLGE HAPİSHANELERİ HAK İHLALLERİ

  • İç Anadolu Bölge kapsamında olan 32 hapishaneden toplam 314 başvurucu tarafından hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine dair başvuru yapıldı.
  • Ağır tecrit ve izolasyona son verilerek aileler ve avukatları ile görüşmelerin sağlanması talepli olarak, mahpuslar tarafından 27 Kasım 2020 tarihinde başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi 12 Eylül 2021 tarihinde, 290. Gününde sonlandırıldı.
  • İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde 2021 yılında 9 mahpus yaşamını yitirdi.

SAĞLIK HAKKI İHLALLERİ

  • İHD’nin verilerine göre, hapishanelerde (en az) 604’ü ağır olmak üzere en az 1.605 hasta mahpus bulunuyor.  İç Anadolu Bölge Hapishaneleri’nde ise 41’i kadın olmak üzere en az 264 hasta mahpus bulunuyor. Bunların 85’i ağır hasta.
  • Tek kişilik, sağlıksız nakil araçları ile sevkler yapılıyor; bu durum özellikle kalp, astım, epilepsi hastalarının sağlıklarını kötü etkiliyor.
  • Mahpuslar kelepçeli muayene ediliyor, kelepçeli halde hastane sevkleri yapılıyor.
  • Korona riskine rağmen mahpuslara yeterli miktarda hijyen malzemeleri ve maske verilmiyor, tedbirlere uyulmuyor.
  • Bazı cezaevlerinde; 15’er günlük vardiya sistemi ile çalışan infaz memurlarının, vardiya sisteminin 7’şer güne indirilmesinden sonra Covid vakaları artış gösterdi.
  • Adli Tıp Kurumu politik tutum izleyerek cezaevinde kalamaz raporu vermiyor, tam teşekküllü hastane ve üniversite hastanelerinin cezaevinde kalamaz raporları kabul edilmiyor ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmiyor.
  • Diyet yemeği ihtiyacı olan mahpusların diyet yemeği talepleri karşılanmıyor.
  • Kendi öz bakımını yapamayacak düzeyde psikolojik rahatsızlıkları (şizofreni vb.) olan mahpuslar tahliye edilmiyor.
  • Mahpusların diş tedavileri yapılmıyor, parasını ödemiş olmalarına rağmen implant tedavilerinin de yarım bırakılıyor.
  • Afyon 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde kalan ve sürekli felçli olan mahpusun tedavileri yapılmıyor, engelli küçük çocuğu olmasına rağmen ailesine yakın yere sevki kabul edilmiyor ve kendisinin ağır hastalıklarından kaynaklı denetimli serbestlik talebi kabul edilmiyor.
  • Bel fıtığı ve kireçlenme sorunu olan bir mahpusun ortopedik yatak ihtiyacı karşılanmıyor.
  • Kayseri Kadın Ceza İnfaz Kurumundan mahpuslar, hastaneden getirildikten sonra 14 gün karantina koğuşunda kaldıklarını, 7 mahpusun karantina koğuşunda COVİD -19 testi olduğunu, 2 mahpusun testinin pozitif çıktığını, diğer 5 mahpusun da 14 gün daha karantina koğuşunda kalmak zorunda kaldığını ancak 8 mahpusa tekrar test yapılmadığını aktardılar.
  • Hasta mahpuslar revire geç çıkarılmakta, hastane sevkleri ya geç yapılmakta ya da hiç yapılmıyor. Ayrıca rutin yapılması gereken test ve kontroller de aksamaktadır. Afyon 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumunda, revire çıkmak isteyen hastaların, mazgaldan bakan memurun onay vermesiyle revire çıkabildiği aktarıldı.
  • Epilepsi hastaları sağlık durumlarına rağmen tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar.
  • Astım hastalarının sigara içilmeyen odalara geçme talepleri kabul edilmiyor.
  • Hasta mahpusların sürekli kullanmış oldukları ilaçlar yerine muadil ilaçlar veriliyor, bu ilaçlar da yan etkilere neden oluyor.
  • Karantina koğuşları yeterli olmadığı için bir hapishanede mahpuslar çok kalabalık koğuşlarda tutuluyor ve koğuşa dışarıdan gelenler tarafından Covid bulaştırıyor. Bir başka hapishanede ise karantina odası iki kişilik olarak işlem yapılıyor, diğer hastalar uzun zaman sıra beklemek durumunda kalıyorlar.
  • Bir mahpus hastaneye 8 aydır sevk edilmediği için ve diğer yaşanan sorunlardan kaynaklı olarak açlık grevi başlattı.

İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE

  • 2021 yılında İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan hapishanelerde en az 77 mahpus işkence ve/veya kötü muameleye maruz bırakıldı. 
  • Mahpuslar çıplak arama uygulamasına maruz bırakılıyor.
  • Mahpuslar darp ediliyor ve kötü muameleye maruz bırakılıyor.
  • Mahpuslar hakaret ve tehditlere maruz bırakılıyor.
  • Bazı mahpuslar “ağırlaştırılmış müebbet” hükümlüsü olmadıkları halde tekli koğuşlarda tutuluyorlar.
  • Bazı hapishanelerde mahpuslar kendilerini ‘MİT’ olarak tanıtan kişiler tarafından ajanlaştırma dayatmasına maruz kalıyorlar.

DİSİPLİN CEZALARI VE İNFAZ

  • Hapishanelerde her türlü hak talebine ya da ihlallere karşı verilen tepkilere hapishane idareleri tutanak tutarak ve disiplin soruşturması başlatarak karşılık veriyorlar. Üstelik bu uygulamalar mahpusların birbirleriyle selamlaşmaları ya da hal-hatır sormaları gibi son derece keyfi gerekçelere de dayanabiliyor. Hapishane yaşanan hak ihlallerini ve baskıları dışarıya bildirmek de disiplin soruşturmasına gerekçe olabiliyor. Disiplin soruşturmaları neticesinde mahpuslara haberleşme hakkı cezaları, hücre cezaları verilebiliyor. Ancak daha önemlisi bu soruşturma ve cezalar bahane edilerek infazları yakılıyor.
  • Disiplin soruşturmaları ve cezalar nedeniyle iyi halden denetimli serbestlik hakkı ve koşullu salıverilme hakları mahpuslara kullandırılmıyor.

BASKILAR, İLETİŞİM YASAKLARI, DİĞER SORUNLAR

Hapishanelerde mahpusların son üç ayda en çok karşılaştığı sorunlar şöyle sıralandı:

  • Sosyal faaliyetler (spor, sohbet, kurs) tamamen durduruldu.
  • Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün vb. gazeteler Basın İlan Kurumu’ndan resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı bulunmayan gazetelerin hapishanelere alınmadığı gerekçesiyle verilmiyor.
  • Ailelerinden uzak hapishanelerde bulunan mahpusların sevk talepleri kabul edilmiyor.
  • Mektuplar genelde geç teslim edilmekte ya da gönderilmemekte, özellikle Kürtçe mektuplar tercüman yokluğu gerekçe gösterilerek aylarca bekletilip geri gönderiliyor.
  • Mahpuslar yazdıkları roman, öykü vb. taslakları yayımlamak üzere dışarı kargo ya da mektup olarak göndermek istediklerinde hapishane idaresi bu çalışmalara propaganda içerdiği gerekçesiyle el koyarak engellemeye çalışılıyor.
  • Temizlik için kullanılan paspas ve fırça boyları kesilmekte, talep edilmesine rağmen normal standart boydaki malzemeler verilmiyor.
  • Kantinde satılan ürünler hem çeşit olarak az hem de fiyatları oldukça yüksek.
  • Mahpuslara çelik veya tahta kaşık verilmiyor, sağlıksız plastik malzemeler veriliyor.
  • Korona tedbirleri uygulanmıyor.
  • Mahpusların oda değişim talepleri karşılanmıyor.
  • Özel hayatın gizliğini ihlal eden yaşam alanlarına takılan kamera ile izlenme uygulaması devam ediyor.
  • Hapishanede mahpusların ellerindeki kitaplar değiştirilmemekte, dış kantinde satılan kitaplar verilmiyor.
  • Kürtçe kitaplar hapishanelerde tercüman olmadığı gerekçesiyle verilmiyor.
  • İdareye ve savcılığa yazılan dilekçelere işlem numarası verilmiyor.
  • Havalandırma kapıları geç açılıp erken kapatılıyor.
  • Mahpusların kullandığı radyolar toplatılarak geri iade edilmiyor. İdarece belirlenen kanallar dışında hiçbir TV kanalına izin verilmiyor, TRT 6’nın bile yasaklandığı aktarılıyor.
  • Yemek porsiyonları çok küçük, besin değeri ise düşük.
  • Kurum odalarında kapasitesinden fazla mahpus bulunuyor.
  • Kapalı görüşler de sadece 1 kişi ve 30 dakikalık bir süre ile sınırlandırılmış durumda. (HABER MERKEZİ)
ÖNCEKİ HABER

Dünyanın ateşi yükseliyor: Kayıtlara geçen en sıcak 7 yıl!

SONRAKİ HABER

Norveç'te 2011'de toplu katliam yapan Breivik şartlı tahliye peşinde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa