“Kill the bill” protestoları: Demokrasi sokaktadır, demokrasi protesto hakkıdır

İngiltere Londra'da, protesto hakkının kısıtlanması ve protestoculara yönelik ağır cezai düzenlemeler içeren yasa tasarısının geri çekilmesi talebiyle protesto gösterisi yapıldı.

17 Ocak 2022 09:00
Son Güncellenme Tarihi: 17 Ocak 2022 14:31
Paylaş

Özden DİNÇ
Londra

İngiltere’de haftasonu Londra, Bristol, Liverpool, Manchester, Sheffield, Coventry ve Newcastle gibi büyük şehirlerde binlerce kişinin katıldığı protesto gösterileri yapıldı. Protestolara konu olan “Polis, suç ve ceza yasa tasarısı” (Police, Crime, Sentencing and Courts bill-PCSC) hakkında Lordlar Kamarası’ndaki oylamanın sonucu bugün açıklanacak. Lordlar Kamarası’nda evet oyunun çıkması halinde düzenleme “Kraliyet Onayı”nın (Royal Assent) ardından yasalaşacak.

LONDRA'DA BİNLERCE KİŞİ PARLAMENTO MEYDANI'NA YÜRÜDÜ

Protesto hakkının kısıtlanması ve protestoculara yönelik ağır cezai düzenlemeler içeren yasa tasarısının geri çekilmesi talebiyle cumartesi günü Londra’da “Siyah Yaşamlar Değerlidir” (Black Lives Matter-BLM) ve Yokoluş İsyanı (Extinction Rebellion-XR) tarafından düzenlenen protesto gösterisi için Holborn’daki Lincoln Parkı’nda biraraya gelen yaklaşık beş bin kişi Parlamento Meydanı’na kadar yürüdü. Göstericiler "Polis, suç ve ceza yasa tasarısı"nın yanısıra halihazırda yasalaşmayı bekleyen, vatandaşlık hakları ve göçmenlik ile ilgili katı düzenlemeler içeren “Uyruk ve sınırlar yasası” ile yürürlükteki "Devlet sırları yasası"nın güncellenmesini içeren “Devlete yönelik tehditlerle mücadele yasası”nı protesto ettiler. Ayrıca son günlerde pandemi kısıtlamalarını hiçe sayarak başbakanlık konutunda düzenlenen kalabalık partilere katıldığı ortaya çıkan Başbakan Boris Johnson’ın istifası da göstericilerin talepleri arasında yer alıyordu.

"HEYKELLERİN İNSNALARDAN DAHA FAZLA HAKKI OLACAK"

“Polise kim polislik edecek”, “Hepimiz teröristiz”, “Polise daha fazla yetkiye hayır” ve “Göçmenler hoşgeldi”, “Protesto hakkı için protesto” yazılı dövizlerle Londra’nın merkezinde trafiği durduran protestocular sıklıkla “Yasayı öldür”, “Protestolara devam edeceğiz” ve “Göçmenler ülkemize hoşgeldi” sloganları attılar.

İklim aktivistleri, ırkçılık karşıtı aktitivistler, Filistin yanlısı gruplar ve göçmenlerle dayanışma örgütleri gibi çok farklı hareketlerin biraraya geldiği gösteride konuşmacılar, İçişleri Bakanı Priti Patel’in 2020 yılındaki BLM protestolarının ardından gündeme getirdiği bu tasarının yasalaşması halinde heykellerin ve büstlerin insanlardan daha fazla hakka sahip olacağını söylediler.

PROTO-FAŞİST BİR HÜKÜMETE KARŞI MÜCADELE ÇAĞRISI

Parlamento Meydanı’nda kürsüye çıkan İşçi Partisi eski Maliye Gölge Bakanı John McDonnell’ın konuşması büyük tezahürat ile karşılandı. Avam Kamarası ya da Lordların alacağı hiçbir kararın, halkın sokaktaki protesto hakkından güçlü olmadığını vurgulayan McDonnell İngiltere’nin faşizan bir çizgiye doğru kaydığını söyleyerek dayanışma gereğine işaret etti. McDonell’ın demokrasinin özünün “sokak ve halkın protesto hakkı” olduğu yönündeki sözleri ise protestocular tarafından uzun süre alkışlandı.

MÜCADELE ÇAĞRISI YAPAN MCDONNELL KONUŞMASINDA ŞUNLARI SÖYLEDİ:

“Burada bulunmaktan onur duyuyorum, Dayanışma için buradayım. Çünkü proto-faşist bir hükümet ile karşı karşıyayız. Proto-faşizm nedir, ne demektir? Proto-faşizm bir hükümetin faşizmin bütün eğilimleriyle birlikte yasaları hiçe sayması, demokrasiyi hiçe sayması, yozlaşması ve insan haklarını çiğnemesidir. Ve bunun karşısında bizim üzerimize düşen, hakkımız olan, vatandaşlar olarak sorumluluğumuz o hükümete karşı mücadele etmektir. Hızlıca önümüzdeki süreçte parlamentoda nelerle karşı karşıya olduğumuza şöyle bir bakarsak: Pazartesi günü pek de gündeme gelmeyen seçim yasası var.

Seçim yasası oy hakkı için kimlik kartı koşulu getiriyor. Bu tam olarak Trump’ın kendi ülkesinde oy kapasitesini baskılamak için yaptığının aynısı. Ve bu düzenleme siyahları ve etnik azınlık grupları hedef alıyor, onların oy hakkını yoketmeyi amaçlıyor. Bu Birleşik Devletler’dekinin aynısı.

Devamında yasaya uygunluk denetimi hakkının kısıtlanması var. Bu bizim yerel halkın çıkarlarına ters düşecek (çevre-imar) planlarına karşı kimi zaman kullandığımız bir hak.

Ve elbette sırada Priti Patel’in buraya gelmeye çalışan insanları cezalandırmaya yönelik utanç verici uyruk/vatandaşlık yasası var.

Neden (gelmek istiyorlar)? Çünkü insan olarak sahip oldukları haklar çiğneniyor ve, evet haklı olarak yoksulluktan kurtulmak istiyorlar. Biz bu ülkede sığınmacıları memnuniyetle karşılıyoruz.

Ve son olarak polis yasası var. Burada bugün yaptığımıza benzer şeyleri engellemek isteyen bir yasa.

Sizler de tıpkı benim gibi bunun aslında ne için olduğunu biliyorsunuz. Bu (yasa) gösterileri, işgalleri ve protesto hakkını engellemek ile ilgili. Çünkü biliyoruz ki önümüzde bizi daha fazla kemer sıkma bekliyor, kamu hizmetlerinde daha fazla kısıtlama, ücretlere yönelik daha fazla saldırı ve toplumumuza yönelik daha fazla saldırı sırada bekliyor. Bunlara karşı mücadele etmemizi önlemek istiyorlar.

Buna verilecek cevap şudur: evet onları parlamentoda yenmek istiyoruz ve şayet Avam Kamarası’nda ya da Lordlar Kamarası’nda onları yenemezsek onları nerede bozguna uğratacağız? Sokaklarda!

Son olarak tam da hep bir ağızdan söylediğimiz gibi, 'işte demokrasi böyle bir şeydir 'dayanışmayla.”

ÖNCEKİ HABER

8 parti 3'üncü seçenek tartışmaları için bir araya geliyor

SONRAKİ HABER

Kaçak Kuran kursunda cinsel istismar: Yetkililer 'aman basın duymasın' deyip üstünü kapatmaya çalıştı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa