18 Ocak 2022 23:42

Filiz Buluttekin: "Madem meşrusunuz neden koruma ordusuyla geziyorsunuz?"

Filiz Buluttekin, "Kandil’in atadığı kentin sahibi oluyor da, Cumhurbaşkanının atadığı niye olamıyor?” diyen kayyum Karaloğlu'na "Madem meşrusunuz neden koruma ordusuyla geziyorsunuz?” diye sordu.

Fotoğraf: Filiz Buluttekin'in kişisel arşivinden

Paylaş

Fırat TOPAL
Diyarbakır

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kayyumu Vali Münir Karaloğlu, geçtiğimiz günlerde yerel gazete Tigris’e verdiği röportajda, kentteki birçok soruna dair seçilmişleri hedef aldı. Karaloğlu, önceki dönemlerde tramvay projesinin yapılmadığını ve kendilerinin yaptığını belirtti. Kentsel dönüşüm ve restorasyon çalışmalarıyla ilgili bugüne kadar siyasi menfaatler doğrultusunda adım atılmadığını savunan Karaloğlu, kendi döneminden önce belediyecilik yapılmadığını öne sürdü. Karaloğlu, "Kandil’in atadığı kentin sahibi oluyor da, Cumhurbaşkanının atadığı niye olamıyor?​” diye sordu. Yerine kayyum atanan Sur Belediyesi Eş Başkanı Filiz Buluttekin'e kayyum Karaloğlu'nun açıklamalarını sorduk. Buluttekin, "Madem meşrusunuz neden koruma ordusuyla geziyorsunuz?​” diye sordu.

"TRAMVAY PROJESİNDE BÜYÜK YOL ALINMIŞTI"

Filiz Buluttekin, kayyum Karaloğlu'nun tramvay projesi ile ilgili "Projesi yoktu, konuşulmuştu. Bunlar, havada konuşmalar. Konuşan adam projesini yapar. Ortada proje yok, master planı işlenmişti sadece. Bu projesi yapılacak, kurul onayı, bakanlık onayı var. Şimdi o safahatları tamamladık. Bir ay içinde proje bitecek kuruldan izni alacağız” açıklamasına şöyle yanıt verdi: 

"Hafif Raylı Sistem Projesi diye tanımladıkları projenin o dönemki proje adı Cadde Tramvayıdır. Öncelikle bu tür projelerin belediyelerin hazırladıkları 5 yıllık stratejik planda yer alması gerekiyor. Cadde Tramvayı projesi de 2009-2014 dönemi Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi stratejik planında yer almış ve projenin fizibilite çalışmasını yapması için İstanbul Merkezli Boğaziçi adlı bir firma ile anlaşılmış. Bu işlemlerin ardından proje detayları ile birlikte Devlet Planlama Teşkilatına sunulmuş ve Teşkilat tarafından 2 memur görevlendirilmiştir. Hatta o dönem görevlendirilen memurların aktardığına göre 3 projenin olduğu ve Cadde Tramvayı projesinin birinci olduğu, Kalkınma Bakanının onayına sunulacağı da sözlü olarak aktarılmıştır. Projenin mali kaynağı için İller Bankası ve birkaç yurt dışı bankaları ile de görüşmeler gerçekleştirilmiş ve büyük yol alınmıştır."

"PROJEDE BDP DÖNEMİ DAİRE BAŞKANLARININ İMZASI VAR"

Tüm bunlar devam ederken Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine kayyum atandığını ve bu sürecin akamete uğradığını dile getiren Buluttekin, “6 yıllık süreç içerisinde herhangi bir adım atılmaması projenin sahibi olmadıkları gibi projeye ket vuran bir davranış izlediklerini de göstermektedir. Başvuru evrakları incelenirse projeye dair tüm başvuruların altında BDP döneminde yer alan daire başkanlarının imzasının bulunduğu görülecektir” dedi.

"KENTSEL DÖNÜŞÜM RANT ALANINA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"

Kentteki kentsel dönüşüm ve restorasyon sorununa dair bugüne kadar ilk atılımı kendisinin attığını söyleyen Karaloğlu, siyasi menfaatler doğrultusunda bu soruna bugüne kadar çözüm üretilmediğini söyledi. Kayyumun yaptığı kentsel dönüşüm projelerinin kentteki kitle örgütleri dahil edilmeden rant alanına dönüştürüldüğünü ifade eden Buluttekin ise "Olayın asıl paydaşlarını sürece dahil etmeden bir takım yandaş müteahhitlere rantı peşkeş çekme amacını güttüklerini görüyoruz. Bunun yanı sıra Amed’ın kendine has sosyal dokusunu bozma ve demografik yapısını değiştirme amacını da restorasyon veya kentsel dönüşme adı altında gerçekleştirmek istiyorlar” dedi.

"ÇİRKİNLİK SEÇİLMİŞLERE KULLANILAN İTHAMDIR"

Kayyum Karaloğlu, kitle örgütleri ile arasında geçen "bu kentin sahibi" tartışmasında dair "Bu kentin sahibi bu kentte yaşayan herkes, ben de dahil. Ama herkesle beraber. Kentin sahibi vali değilmiş, atanmış olamazmış. Ne kadar çirkin laflar bunlar. Kandil’in atadığı kentin sahibi oluyor da, Cumhurbaşkanının atadığı niye olamıyor?​” ifadelerini kullandı.

"Bir çirkinlik aranıyorsa o da bu halkın iradesi ile seçilen belediye eş başkanları için kullanılan ithamlardır" diyen Filiz Buluttekin, "Ben ve Cemal Özdemir Sur’da halkın verdiği vekalet sonucu Belediye Eş Başkanı olarak seçildik. Bizlerin seçilmesi ise Sur’da yapılan ön seçimle oldu. Partimizin aldığı karar ile Sur ve diğer 29 yerelde ön seçim yapıldı, binlerce delege oy kullandı ve Belediye Eş Başkanları bu şekilde belirlenip 31 Mart 2019 seçimlerinde aday gösterildi. Şimdi bu gerçeklik gün gibi ortada iken kalkıp bizler hakkında bu şekilde ithamlarda bulunmak siyasi ahlaksızlıktır” dedi.

"MADEM MEŞRUSUNUZ NEDEN KORUMA ORDUSUYLA GEZİYORSUNUZ?"

İktidarın kendileri dışında kalan tüm kesimleri illegal birer oluşum veya ‘terörist’ yaftasına maruz bıraktığını ifade eden Buluttekin, kendi içlerinde de en büyük dayanakları ve motivasyon kaynaklarının bu şekilde meşru olduklarını dayatmaları olduğunu belirtti. Buluttekin, "Madem bu kadar meşrusunuz o zaman neden koruma orduları ve uzun namlulu silahlar eşliğinde bu şehirde geziyorsunuz? Halkla birlikte şehrin sahibi olduğunuzu iddia ediyorsunuz ama sahibi olduğunuz şehirde tek başınıza esnaf gezisine çıkma cesareti dahi gösteremiyorsunuz? Dolayısıyla ne yaparlarsa yapsınlar halkımız yapılan irade hırsızlığını biliyor ve bunu her fırsatta dile getiriyor. Halkımız, iradesini çalanları da onların temsilcileri olanları da asla meşru olarak kabul etmeyecektir” dedi.

"PALMİYE AĞAÇLARI DAHİ BU İKTİDARIN ZULMÜNE MARUZ KALDI"

Kendinden önceki belediye yönetimlerini hedef alan Karaloğlu, “Bunlar Diyarbakır’ı sevseydi, 40 senedir Diyarbakır bu sorunlarla boğuşmazdı. Bu kenti yöneten zihniyet taş üstüne taş mı koydu? Biz surların burçlarından tonlarca çöp çıkardık. Gübre çıkardık. Ayıp değil mi? Bu kentte belediye yok muydu? Belediye, belediyecilik yok muydu?​” diye sordu.

Buluttekin, “Bu şehrin belediye yönetimi neredeyse 6 yıldır gasbedilmiş durumda ve kayyumlar eliyle yönetilmektedir. Dolayısıyla bu kayyum da kendisinden önceki kayyumlardan yakınıyor ve dert yanıyor. O anlamıyla aslında yaptıkları tahribatları ve hizmet yapmamalarının bir itirafıdır. Tabii şimdi diyeceksiniz ki bu kayyum yapıyor mu? Cevap yine hayır. Belediye bütçesinden yaklaşık olarak 4 milyon TL harcanarak yapılan heykeller kamuoyuna yansıdı. Kentin kültürü ile bağdaşmayan ve sanatsal açıdan belirli bir estetiğe sahip olmayan heykeller. Yine kentin ikliminin uygun olmamasına rağmen refüjlere ve kavşaklara dikilen palmiye ağaçları. Palmiye ağaçları dahi bu iktidarın zulmüne maruz kaldı düşünün. Kentte cadde ve sokaklara bırakılan tabelalar için Diyarbakır’da hiç firma yokmuş gibi kayyum kendi aile dostuna bu ihaleleri ısmarladı” dedi.

HİZMET YOK, YIKIM VAR

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine 2016 yılında kayyum atanmadan önce borcunun 37 milyon TL iken 31 Mart 2019’da devraldıklarında bu borcun 760 milyon TL civarında olduğunu ifade eden Buluttekin, “Aradan geçen 3 yıla yakın sürede kayyum 700 milyon TL’den fazla borca sokarken belediyeyi, buna karşılık yapılan hizmeti göremiyoruz. Hizmet yapılmadığı gibi bolca yıkım yapıldı. Roboskî köyünde gerçekleştirilen ve sonucunda 34 Kürt’ün hayatını kaybettiği Roboskî Katliamı anısına yapılan anıt kayyumlar tarafından kaldırılmıştır.12 yaşında üzerine havan topu düşmesi sonucu yaşamını yitiren Ceylan Önkol’un adının verildiği parkın ismi kayyum tarafından değiştirilmiştir. Belediyelerde bulunan çok dilli tabelalar kayyumlar tarafından kaldırılmıştır. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yürütülen Amed Büyükşehir Belediye Tiyatrosu, kayyum tarafından sonlandırılmıştır. Bu örnekler aslında kimin halk odaklı çalıştığını, kimin tahribat ve yıkım için çalıştığını göstermektedir. Kayyumların Kürtler için ifade ettiği anlam; talandır, yıkımdır, gasptır, hırsızlıktır, inkardır, yolsuzluktur” dedi. 

ÖNCEKİ HABER

ÇOMÜ öğrencilerinden Çanakkale Belediyesi’ne tepki

SONRAKİ HABER

HDP'li Semra Güzel’in fezlekesinin HDP kapatma davasına ek delil olarak gönderildiği idda edildi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa