Endüstriyel spor ve sorunları | Bursa Emek ve Yaşam
Bursa Emek ve Yaşam programında bu hafta Endüstriyel sporu ve sorunlarını, Faal Futbol Antrenörleri Derneği'nin Bursa Şube Başkanı Sait Ulvi Özdemir ile konuştuk.
Uğur ÖKDEMİR
İhsan ÇELEPKOLU
Bursa
Bursa Emek ve Yaşam programında bu hafta profesyonel futbol antrenörü Sait Ulvi Özdemir ile endüstriyel sporu ve sorunlarını konuştuk.
Yeteneği seçmek bir yetenek onu geliştirmek, bir başka yetenek ve onu yarıştırmak da başka bir yetenek olduğunu söyleyen Özdemir, “Şimdi beden eğitimi öğretmenleri Anadolu'nun değişik yerlerine tayin oluyor ve dağılıyor. Eğer o anlamda iyi bir seçici yetenek avcısı ise o kendi branşı ile alakalı donanımı varsa orada yeteneği tespit edebiliyor. Onu geliştirip ve ona yardımcı olabilmek adına kulüplerle iş birliği noktasına girebiliyor. Sonrasında da onların yarışacağı platformlar, ortamlar oluştuğu zaman onu destekleyen, onları finanse eden yapının mevcudiyeti sporcuların ortaya çıkmasına neden oluyor” dedi.
“DEVLET POLİTİKASI SPOR POLİTİKASI İLE ALAKALI”
Üç tarafı denizlerle çevrili göller, ırmakları olan bir coğrafyada yüzme dalında baktığınız zaman hayal kırıklığı olduğunu vurgulayan Özdemir, “Seksenli yıllarda bir ara devlet politikasına dönüşmüştü. Futboldan çok ciddi atılımlar oldu. Devlet hava meydanları, Karayolları vesaire gibi böyle kurumlarda beş branşta faaliyet gösterme zorunluluğu getirildi. Tabi başarabilen üst düzeyde yarışmacı olabilenler oldu. Olmayanlar da orada çalışmaya devam etti. Bir yaşam garantisi, bir iş garantisi noktasında olunca büyük çoğunluk oraya doğru yönelmeye başladı. 'Başarılı olamazsam da para kazanamazsam da yaşamımı orada sürdürürüm' diyerekten buralara girdiler. Türkiye'de UEFA şampiyonu olan, Dünya üçüncüsü olan jenerasyon da böyle çıktı ortaya. Yani bu devlet politikası spor politikası ile alakalı bir şey” dedi.
“HAZIR SPORCULAR GETİRİP YARIŞTIRMA YOLUNDA KOLAYA KAÇILIYOR”
"Çocukları küçükken tespit edip onları geliştirerek olimpiyat seviyesinde iyi sporcular kazandıralım derken biraz da bizde devşirme sporcu, kendi içimizden üreten değil de hazır sporcular getirip yarıştırma yolunda kolayına kaçılıyor" diyen Özdemir, “Gelecek kaygısıyla hareket ettiği yerde yetenekli olan, daha zeki, daha başarılı çocuklar futboldan ziyade başka alanlara, akademik kariyer yapmak adına oraya yöneliyor. İş garantisi gelecek kaygısı taşıdığı için aileler, 'hem oynasın hem okusun' diyor. Bu ikisini bir arada götürmek hele de bu eğitim sistemi içerisinde çok zor imkansız gibi bir şey” dedi.
Herhangi bir becerisi yokmuş gibi görünen çocuklar gösterilerde müzik eşliğinde ritim duygusu ile ortak hareket ettiğini söyleyen Özdemir, “Bu durumda gençlerin zihin, müzik zekası ve koordinasyonu gelişiyor. Çocuk hem müzik eşliğinde koordinasyonunu geliştiriyor, hem de birlikte hareket yapma, birlikte üretebilme becerisini kazanıyordu. Bu alanı zamanla terk ettik. Mesela Çin ve diğer ülkeler hala beraber ortak basketbol eğitimi veriyor. Bayramlarda yapılan koreografik düzenlemeler, çocukların birlikte hareket etmesi hem becerisini geliştiriyor hem birlikte hareket etme alışkanlığı ediniyor ve olimpiyat ruhu ortaya çıkıyor” dedi.
“ORTADA BİR PASTA VAR”
Çalıştırdığım Yıldırımspor’u Bal Ligi'ne çıkardığını hatırlatan Özdemir, “Beş altı tane süper amatörden çocukları aldık tabii o anda müthiş bir direnç var. Bize, 'ya işte süper amatörden kuruyorsunuz, oysa burası bal ligi küme düşersiniz, ne yapıyorsunuz siz?' diyorlardı. 'Biz bu çocuklarla yapacağız bu işi' dedik. Diğer takımların üçte bir, dörtte bir bütçesi ile takımı profesyonel lige çıkardık. Çünkü gelişebilecek çocukları seçtik, onlarla beraber birlikte geliştik, takım gelişti ve ligten çıktık. Sonra biz 3’üncü lige çıkınca da yine amatörden çocuklar aldık. Bu defa 'burası 3’üncü lig, bal ligine benzemez' dediler. Ama o çocuklar, onun da yapılabileceğini gösterdi. Bu insanların şevki kırılmasın, daha az paralarla daha keyifli işler olsun diye bir uğraşımız oldu ama sende bir yere kadar direnebiliyorsun. Ortada bir pasta var” dedi.
“TAKIM OYUNUNA, BİRLİKTE DÜŞÜNMEYE İHTİYACIMIZ VAR”
Ben eğer alt yapı hocasıysam altyapı hocası kalmalıyım diyen Özdemir, “Oyuncu üretmek oyuncu yetiştirmek üzerine bir derdi olmalı. Nasıl ki tıpta, mühendislikte alanında uzmanlaşılıyorsa aynı şey futbolda da olmalı. Bizim takım oyununa, birlikte düşünmeye, birlikte hareket etmeye ihtiyacımız var. Fiziksel gelişimini çok öne çıkaran antrenmanlar yaptığın zaman kas kitlen gelişiyor, artıyor ama zihinsel şey eksik kalıyor. Tamamen zihinsel noktada çalışma yaptığında o bedensel birtakım yetkilerini becerini kaybediyorsun. Hem zihinleri hem de bedenlerini çalıştıracaklar. Sporlarını yaparken kendilerini donatırlarsa, biz de geleceğimizden daha az kaygı duyarak ömrümüzü huzur içinde yaşamaya devam ederiz” dedi.