"Tehlikeli ırk"ların kayıt altına alınma süresi uzatılsın
"Tehlikeli ırk" diye ilan edilen köpeklerin kayıt süresi sona erdi. Pek çok köpek sokağa bırakıldı, barınaklar doldu taştı. HAYTAP Bursa Temsilcisi Demir, sürenin yıl sonuna kadar uzatılmasını istedi.
Fotoğraf: Gökhan Balcı/AA
Eylem NAZLIER
İstanbul
Tarım ve Orman Bakanlığı, 7 Aralık 2021’de "Tehlike Arz Eden Hayvanlar" konulu bir genelge yayımladı. Genelgeyle, Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully ırkı köpekler "Tehlike arz eden hayvanlar" olarak nitelendirildi. “Tehlikeli ırk” diye nitelendirilen bu köpeklerin 14 Ocak’a kadar kısırlaştırılması, çip taktırılması ve kayıt altına alınması gerektiği belirtildi.
Genelgeye göre, kısırlaştırılan ve kayıt altına alınan hayvanlar kayıt belgesiz, ağızlıksız ve tasmasız olarak dolaştırılamayacak. Halkın yoğun olarak bulunduğu yerler ile çocuk parklarına sokulamayacak. Aksi takdirde, bu hayvanlardan sorumlu kişilere 11 bin TL para cezası verileceği gibi hayvanları da ellerinden alınacak. Bu cins hayvanlara sahip olan kişilerin, ya kısırlaştırma, çip taktırma gibi masrafları göze alması, ya da kayıt yaptırmayarak 30 bin TL cezayı göze alması gerekiyor. Böylesi bir ikilemde kalan hayvan sahipleri bundan kaçınmak için hayvanlarını terk ediyor. Bu da sokağa ya da barınağa terk edilen köpek sayısında ciddi ölçüde artışa neden oluyor.
Köpek sahiplerine tanınan bu süre ise 14 Ocak itibarıyla doldu. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Bursa Temsilcisi Emre Demir, "tehlikeli ırkları" kaydetme zorunluluğu nedeniyle hayvanların barınaklara bırakıldığını ve bu nedenle barınakların dolduğunu söyledi. Aynı zamanda Her Eve Bir Pati Derneği (HEPAD) Kurucularından Demir, sürenin 2022 yılının sonuna kadar uzatılmasını talep etti.
"BARINAKLAR CİDDİ ANLAMDA DOLDU"
21 bine yakın "tehlike arz eden" ırk grubu hayvanın Tarım ve Orman Bakanlığının sistemine kaydedildiğini aktaran Demir, “Ama biz bunun gerçek bir sayı olduğunu düşünmüyoruz. Yaklaşık 50-100 bine giden bir sayının olduğunu düşünüyoruz. 20 bin sadece kayıt ettirilen. Ve şu anda baktığımızda birçok barınağın ciddi anlamda dolduğunu görüyoruz. Barınağı olmayan ve bu ırkların yaşadığı ilçelerde de sıkıntı yaşanıyor. Belediyeler bir yeri çevirerek oraya köpekleri koyarak bunu çözmeye çalışıyor. Bu kesinlikle onayladığımız bir şey değil. Hayvanlar için farklı durumlar olabiliyor. Çünkü bu hayvanlar evlerinden terk edildikleri ve toplu yaşama alışkın olmadıkları için ciddi anlamda ölümle sonuçlanan sonlar görüyoruz” dedi.
"İNSANLAR HAYVANLARINI TERK ETMEYE BAŞLADI"
Pet hayvanlarının 2022 yılının sonuna kaydettirilmesini söz konusu olduğunu söyleyen Demir, “Bunun tehlikeli ırk diye ayrılması bu işi daha da zorlaştırdı. Bu ayrıştırma çok yanlış. Diğer hayvanların 2022 yılına kadar süresi doluyorsa bu hayvanların da süresinin uzatılmasını istiyoruz. Bu süreçte hamile olan ırklar, bebek olan ırklar var. Hal böyle olunca tüm bu hayvanlar kısırlaştırılmadığı için sisteme de kaydı da işlenmiyor. Bu durumda da ilerleyen dönemlerde cezai işlemler, el koyma gibi sorunlarla karşılaşabilecek bu insanlar. 14 Ocak sonrası insanlar hayvanlarını terk etmeye başladı. Birçok STK, gönüllü hayvan hakları savunucuları tabii ki duygusal olarak kaldıramadıkları için sokakta olan bu hayvanları kaydettirip kendi üzerlerine aldılar. Ama bu hayvanları sahiplenen dernekler, insanlar daha farklı hayvanlara da baktıkları için bu hayvanları köpek pansiyonlarında da baktırmada zorluk çekiyorlar, maddi sorumluluk gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
"2022 YILININ SONUNA KADAR UZATILSIN"
Son olarak Demir, “Tarım ve Orman Bakanlığının bununla ilgili birimi olması gerekiyor. Hiçbir şekilde kısırlaştırma birimi yok. Belediyelere yüklenmekle sorun çözülmez. Bu süreçleri A belediyesi B belediyesine atıyor. Bu hayvanlar acı çekerek ölüyor. Bunlar yine ölecekler yine çoğalacaklar, ülke olarak böyle bir döngü içerisindeyiz. Hiçbir hayvanın sokakta yaşamasını istemiyoruz. Hepsinin yuvası olmasını istiyoruz. STK’lerin sözünün önemsenmesi gerekiyor. Sürenin uzatılmaması bu kadar zor olmamalı, sürenin 2022 yılının sonuna kadar uzatılmasını istiyoruz. Bu hayvanları tutabilecek yer yapılması ve gerçekten Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından üretim çiftliklerinin denetimlerinin yapılması, bu tarz hayvanların üretilmemesi gerekiyor” dedi.
"SAHİPLENDİRMİYORUZ, YUVALANDIRMIYORUZ DA SAHİBİNE CEZA KESİYORUZ"
Bu süreçte hayvanların sokaklara bırakıldığını, dernek olarak 50’ye yakın hayvanı kayıt ettiklerini anlatan Demir, “Normalde terk edilmiş hayvanların yuvalandırılması, barındırılması korunması gibi faaliyetlerde bulunurken bu hayvanları yuvalandıramamak bizi üzüyor. Kurallar ve yasa buna uygun değil. Barınakların kapasiteleri dolu. Tüm Türkiye’de 80 barınak olsa bir barınağa en fazla bin hayvan alsak 80 bin hayvana hizmet edilecek. Bu çözüm değil. O yüzden bu hayvanların rehabilite olması gerekiyor. Ama hiçbir barınakta bizim bildiğimiz davranışlarla ilgili bir veteriner hekim yok. Bu hayvanlar nasıl rehabilite ediliyor. Davranış bozukluğu olan bu hayvanlara biz ne yapıyoruz. Ötanazi mi yapıyoruz Avrupa’daki gibi, yoksa bu hayvanları ölüme, açlığa mı terk ediyoruz. Sahiplendirmiyoruz, yuvalandırmıyoruz da sahibine ceza kesiyoruz. Ne yapılıyor bu hayvanlara. Olay yasal boyutu da geçmiş durumda vicdani ve insani boyutu da var. Müslüman bir ülkede bunların yaşanması kalp kırıcı. Biz yaşamın hak olduğunu söylüyoruz. Bu hayvanlar üretildi, hayvanların kulakları kesildi, dövüştürüldü hayvanlar şu an hapis hayatı yaşıyor ama bunu yapan sahipleri hâlâ geziyor. Bu hayvanları sahiplenen insanlara önce Tarım ve Orman Bakanlığı eğitim verecek. Şu anda hâlâ yasak olmasına rağmen internete yazın pitbull almak istiyorum kargo ile evinize geliyor. Devletin olaya müdahil olması gerekiyor. Bu hayvanların kısırlaştırılması gerekiyor” dedi.