Geleceğe atılan adımların kolektif hazinesine
Ekin Yoldaş Kalı, Ali İhsan Gezer’in Uygunsuz Adım isimli kitabı üzerine yazdı.

Görsel: Kitap kapağı
Ekin Yoldaş KALI
Ali İhsan Gezer’in Uygunsuz Adım adlı eseri yakın zamanda Kor Kitap’tan çıktı. Otobiyografik bir nitelik taşıyan eser aynı zamanda bir roman anlatımına sahip. ’60’lı ve ’70’li yıllarda esen devrimci rüzgarın halkın çeşitli kesimleri üzerinde yarattığı etki, ’80 darbesinin insanlık dışı koşullarına rağmen mücadelenin nasıl ilerlediği, farklı dünya görüşlerinden insanların nasıl değişime uğradığına dair çarpıcı örnekler ile kitap okuyucuyu içine alarak sürüklüyor. Bir astsubayın içerisinde bulunduğu koşulları sorgulamasıyla başlayan yolculuğu profesyonel bir devrimciye, işçi sınıfı partisinin bir sıra neferine varıyor. Afyon, Mardin, Antep, Adana, Ankara gibi ülkenin neredeyse bir portesini ortaya koyacak kadar geniş bir alana yayılan bu yolculukta herkesin kendinden bir şeyler bulması mümkün. Geniş sayılmayacak hacmine rağmen müthiş bir zenginliğe sahip olan bu eser, gerçeğe dayanan yalın içeriğiyle bir belge niteliği de taşıyor.
Eser en başta ‘Şundan bir şey olmaz’, ‘Bu değişmez’, ‘Bu insanlar için değmez’ gibi mekanik ve üstenci ön yargıya büyük bir darbe indiriyor. Adıyaman’ın küçük bir köyündeki yaşlı bir kadından cezaevindeki adli bir mahkuma, Adana’daki bir TEKEL işçisinden Ankara Siteler’deki işçiye ve nihayetinde bir ordu mensubuna kadar gerçek yaşamın sorunlarını yaşayarak öğrenen insanların örgütlü olma bilinciyle ve sosyalizmle tanışınca nasıl büyük bir hızla değiştiği, geliştiği ve partileriyle ‘bir bütün’ haline geldiği tüm açıklığıyla gözler önüne seriliyor. Öte yandan devrimci olmayı belli kalıplara indirgeyen ve yücelterek gerçeklikten koparan gelenekçi ve muhafazakar eğilimlere de sıkı bir eleştiri yöneltiliyor.
Bu eser yalnızca konu edindiği dönemlerin çok yönlü bir resmini ortaya koymakla kalmıyor. Koşullar karşısında alınan tutumun, ’68’ dönemi yığın hareketi koşullarında el yordamıyla kurulan THKO’dan, Marksist-Leninist bir program etrafında örgütlenen işçi sınıfı partisine varan sürecin dönemeçlerine de işaret ediyor. Bu dönemeçlerin sarplığı ve ağır koşullara rağmen yola devam etmek ve ettikçe öğrenip ilerlemek güncel ihtiyaçlara da ışık tutuyor. Fraksiyon ayrılıklarının nedenlerinden bu ayrılıkların dönemlerindeki çatışmalı iz düşümüne kadar hâlâ tartışılan birçok konuya dair önemli veriler sunuluyor. Komünist bir eğitimin esas olarak pratikte gerçekleştiği ancak ideolojik mücadelenin, en zor koşullarda dahi öğrenmenin ne kadar önemli olduğuna ayrıca dikkat çekiyor.
Bu eser hem genç yaşlarda mücadeleye en olmaz denen bir yerden çıkarak atılan bir militanın değişim ve dönüşümünü hem de bu dönüşümün nesnel koşullara ve sosyal-kültürel ilişkilere olan içkinliğinin yanı sıra Engels’in ‘Eğer yenilmişsek, yapmamız gereken tek şey, baştan başlamaktır.’ sözündeki bilinç düzeyinin temel dayanaklarını da gösteriyor.
Ali İhsan Gezer, bu kitabı okuyucuya sunmakla önemli bir ihtiyaca da cevap veriyor. Bir solukta akıp giden bu kitap ile, bugünün koşullarında uygun adımların nasıl atılacağına dair önemli kapılar açarak, geçmişten gelen öykülerin değil geleceğe atılan adımların kolektif hazinesine bir ilmek daha işleniyor.
Evrensel'i Takip Et