Türkiye’yi sermaye için cennet, emekçiler için cehenneme çeviren 24 Ocak kararları ve güncelliği
24 Ocak kararlarının ekonomik, siyasal ve askeri sonuçları ne oldu? 1980'de gerçekleşen neoliberal dönüşümün bugün güncelliği ne?

Fotoğraf: Turgut Özal, Wikipedia / Kenan Evren (TRT konuşması) / Süleyman Demirel, Wikipedia
İLGİLİ HABERLER

12 Eylül’ün açtığı yoldan gidenler…

Aydın Çubukçu: "Bugünkü rejim, 12 Eylül’ün elinde kılıçla cami minberine çıkmış hali"

DİSK: 12 Eylül, işçi sınıfı için 41 yıllık karanlık bir dönemin başlangıcı
Darbeci Kenan Evren, 7 Ocak 1991’de yaptığı bir açıklamada, “Eğer 24 Ocak kararları denen kararların arkasından 12 Eylül dönemi gelmemiş olsaydı, o tedbirlerin fiyasko ile sonuçlanacağından hiç şüphem yoktu. Böyle sıkı bir askeri rejim sayesinde o tedbirler meyvesini vermiştir” demişti. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) başkanı Halit Narin ise 12 Eylül 1980 sonrasında “Bugüne kadar hep işçiler güldü, şimdi gülme sırası bizde” demişti.
Türkiye ekonomisi açısından dönüm noktası olarak kabul edilen, Demirel- Özal ikilisinin yabancı sermayeye, borçlanmaya ve ithalata bağımlı bir ekonomik model oluşturulması için IMF ve Dünya Bankası desteğiyle uygulamaya koymak istediği 24 Ocak kararları Kenan Evren’in de dediği gibi 12 Eylül 1980’de askeri darbesi ile hayata geçirildi. 24 Ocak kararlarının ekonomik, siyasal ve askeri sonuçları ne oldu? 80'lerde gerçekleşen neoliberal dönüşümün bugün güncelliği ne?
24 OCAK’A GİDEN SÜREÇ
12 Mart 1971 darbesi döneminde Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, “Sosyal uyanış, ekonomik gelişmeyi aştı” demişti. 12 Mart darbesi toplumsal muhalefetin daha yaygın ve güçlü tepkisini sindirmeye yetmedi. 12 Eylül, 12 Mart’ın eksik bıraktıklarını tamamlamayı görev bildi. 1970’lerin sonlarında sermaye sınıfı, uluslararası kriz koşullarından çıkmanın bir yolu olarak neoliberal modeli benimsemişti. Ülkelere IMF ve Dünya Bankasının aracılığıyla bu ekonomik sistem dayatıldı. 1979’da İngiltere’de Margareth Thatcher ve 1980’de ABD’de Başkan Ronald Reagean’ın iktidara gelmesiyle uygulamaya konulan neoliberal politikaların dayanak cümlesi “Rekabete açık bir ekonomik yapı, her alanda etkinlik ve verimlilik artışı, sermaye teşvikleri ve dış ticaretin artırılması üzerinden kalkınmanın sağlanması” oldu. Bu ise krizin erittiği kârları telafi etmek ve ihracata dayalı bir model için emeğin ucuzlatılması anlamına geldi.
24 OCAK'TA ALINAN KARARLAR
Süleyman Demirel- Turgut Özal ikilisinin dış finans kuruluşlarının desteğini alarak 24 Ocak 1980'de ilan ettikleri ekonomik kararlar, ülke açısından önemli bir dönüm noktası oldu. TÜSİAD’ın başını çektiği sermayenin istediği, ücretlerin düşürülmesi yoluyla yurtiçi talebin daraltılması ve yurtdışı pazarlara ihraç edilecek artı değerin yaratılmasıydı. İhracata dayalı ekonomi modeli olarak adlandırılan yeni ekonomi modeli, yerli üretimin sınırlandırılarak ithalata ve sıcak paraya bağımlılığın gelişmesine, kamunun özelleştirmelerle üretimden çekilmesine, özel tüketimin arttırılmasına ve özel sektörün kamu kaynaklarıyla desteklenmesine dayandı.
- Devletin ekonomideki payını küçülten önlemler alındı, tarım ürünleri destekleme alımları sınırlandırıldı.
- Gübre, enerji ve ulaştırma dışında sübvansiyonlar kaldırıldı.
- İthalat kademeli olarak serbestleştirilirken, ihracat; vergi iadesi, düşük faizli kredi, ihracatçılara ithal girdide gümrük muafiyeti, sektörlere göre farklılaşan teşvik sistemi ile teşvik edildi.
- Dış ticaret serbestleştirilirken yabancı sermaye yatırımları teşvik edildi, dışarıya kâr transferlerine kolaylık sağlandı.
- Yüzde 32.7 oranında devalüasyon yapılarak günlük kur ilanı uygulamasına gidildi.
Başta Anayasa olmak üzere yoğun bir mevzuat değişikliğine gidildi, emek yoğun baskı altına alındı. İşçi sınıfının örgütleri dağıtıldı, ücretler ve maaşlar 10 yılda reel olarak yarı yarıya eridi. Bu kararlar; giderek büyüyen dış borçları, IMF'ye tam teslimiyeti, ekonomide liberalleştirmeyi ve sürekli artan gelir adaletsizliğini beraberinde getirdi.
“Serbest piyasa” kutsamasının yükseldiği dönemde kararlara karşı doğan tepkileri "önleme" görevi, 12 Eylül 1980 darbesine verildi. 24 Ocak Kararları'nın mimarı Turgut Özal, darbenin ardından, darbe öncesi hazırladığı programın bizzat uygulayıcısı oldu.
80 DARBE ANAYASASI VE HAKLARDA GERİYE GİDİŞ
24 Ocak kararlarına grev kararları ile yanıt veren işçilere sermaye 12 Eylül darbesi ile yanıt verdi. Darbenin öncesinde 22 Temmuz 1980'de DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler öldürüldü. Türkler'in öldürülmesinden bir hafta sonra, 30 Temmuz 1980'de, DİSK'in kapatılması istemiyle dava açtı. Darbenin ilk günü yayımlanan bildiri ile DİSK'in ve DİSK üyesi sendikaların faaliyetleri durduruldu. 12 Eylül'de faaliyetleri durdurularak hakkında dava açılan tek sendikal konfederasyon DİSK oldu.
Darbeyle birlikte kitle halinde tutuklamalar, işkenceli sorgular, “faili meçhul” cinayetler, ağır hapis cezaları, sendikaların, mahalle derneklerinin, partilerin yasaklanıp kapatılması peş peşe yaşandı.
- Anayasa Mahkemesinin 1980 Mayıs’ında kıdem tazminatına getirilen tavanı iptal etmesine rağmen, darbeciler yayınladıkları bildiriyle kıdem tazminatına tavan getirdi.
- 14 Eylül 1980’de tüm grev ve lokavt uygulamaları durduruldu,
- Özgür toplu pazarlık sistemi yerine 2364 sayılı yasayla zorunlu tahkim sistemini getirilerek Yüksek Hakem Kurulu yetkilendirildi.
- Nisan 1981’den Eylül 1983’e kadar 148 toplu iş sözleşmesi, Yüksek Hakem Kurulu tarafından bağıtlandı. 1980-1987 arasında reel ücretler yüzde 40 geriledi.
- 1980 yılı başından 12 Eylül l980’e kadar Bakanlar Kurulu toplam 71 grev erteleme kararı aldı.
- 3 Mart 1924 tarihinde temeli atılan Öğretim Birliği (Tevhid-i Tedrisat) Yasası, 12 Eylül Anayasası'nın 24. maddesi ile zorunlu din dersleri konularak delindi.
- 12 Eylül döneminde imam-hatip liselerinin astronomik biçimde sayısı arttırıldı.
- Üniversitelerin özerkliğine ve bilimsel gelişmesine engel olacak olan YÖK kuruldu. Olağanüstü yetkilerle donatılan YÖK; bir öğretim üyesini üniversiteden uzaklaştırma yetkisine sahip olduğu gibi ona, ömür boyu kamu görevinden uzaklaştırma cezası da verebiliyor.
- Üniversite harçları, eğitime katkı payları 1983 yılında yürürlüğe girdi. Böylece bir yandan eğitimin paralı hale getirilmesinin önü açıldı. Eğitim piyasa malı haline getirildi, Bütçeden eğitime aktarılan pay azaltıldı.
Ekonomi, uluslararası sermayenin her türlü müdahalesine açık hale geldi, ülke ciddi ekonomik krizlerle karşı karşıya kaldı. Türkiye her kriz sonrasında IMF ile “yapısal uyum” adıyla anlaşmalar imzaladı ve ekonomi yönetimi tamamen IMF’nin denetimine girdi. IMF’den alınan borçların geri ödenmesi için dayatılanlar; kamu harcamalarının sınırlandırılması, ithalata bağımlılığı arttırmak için tarım başta olmak üzere yerli üretime son verilmesi, ücret/maaş artışlarında sınırlandırmaya gidilmesi oldu.
24 OCAK KARARLARI AKP İKTİDARINDA BÜYÜK ÖLÇÜDE HAYATA GEÇİRİLDİ
Tayyip Erdoğan, Türkiye’de Özal’ın başlattığı neoliberal ekonomi modelinin en büyük uygulayıcısı oldu.
Dış borçlanma, özelleştirmeler, kamu hizmetlerinin piyasaya açılması, esnek ve güvencesiz çalışmanın yaygınlaşması, sendikasızlaştırma,
taşeron çalıştırma, iş cinayetleri, grev yasakları, işsizlik sayısı AKP iktidarında katlanarak arttı.
Uluslararası finans sermayesine tam olarak açılmaya; özelleştirmelere ve toplumsal zenginlik ile doğal kaynaklara daha çok el koymaya dayalı ekonomik model tam gaz sürüyor.
İŞÇİ SINIFINA ÖRGÜTSÜZLÜK VE DÜŞÜK ÜCRETLER DAYATILDI
DİSK-AR’ın 12 Eylül darbesinin 40'ıncı yılında “12 Eylül işçi haklarını nasıl yok etti?” başlığıyla hazırladığı rapora göre;
- 24 Ocak ve 12 Eylül ile temelleri atılan ve Özal döneminde başlayan özelleştirme politikalarının AKP döneminde daha da agresif biçimde uygulandı. 68 milyar dolarlık özelleştirmenin 60 milyar doları (yüzde 88'i) AKP döneminde yapıldı.
- 1980'de toplam sigortalı işçiler içinde yüzde 36 olan kamu işçilerinin oranı özelleştirmelere paralel olarak 2015'te yüzde 8'e geriledi.
- Sendikalaşma oranı 1980'de yaklaşık yüzde 40 iken, 2021'de yüzde 14'e düştü.
- Sigortalı işçi sayısı yaklaşık 7 kat artmasına rağmen, büyük bir işçileşme süreci yaşanmış olmasına rağmen sendikalı işçi sayısı sadece 2,3 kat arttı.
- 1978'de kişi başına milli gelirin yüzde 3,4 üzerinde olan asgari ücret, 2021’de yılda kişi başına gelirin yüzde 35,5’in altına düştü. Asgari ücret 1978'den sonra kişi başına gelire paralel olarak artsaydı asgari ücretin 2021 yılında brüt 5.726 TL olması gerekirdi. Oysa aynı dönemde asgari ücret brüt 3.577 TL olarak uygulandı.
- 1978'de ücretlerin milli gelir içindeki payı 35,19 iken 1990'lara doğru yüzde 14 civarına gerilemiştir.
- 1980'de toplam sigortalı işçiler içinde yüzde 36 olan kamu işçilerinin oranı özelleştirmelere paralel olarak 2015'te yüzde 8'e geriledi.
- 1978'de asgari ücretin 7.5 katı olan kıdem tazminatı tavanı, 1982'de asgari ücret ile bağının koparılmasının ardından hızla düşmeye başladı. AKP'nin iktidara geldiği 2003 yılında asgari ücretin 4.4 katı olan kıdem tazminatı tavanı 2021 itibarıyla asgari ücretin 2.3 katına geriledi. (EKONOMİ SERVİSİ)
Yararlanılan kaynaklar:
https://www.evrensel.net/haber/442529/40-yillik-ekonomi-politik-bir-devridaim-12-eylul
https://www.evrensel.net/yazi/21723/24-ocak-ile-kim-hesaplasir
https://www.evrensel.net/yazi/83192/24-ocak-kararlarinin-izinde
Evrensel'i Takip Et