22 Ocak 2022 23:06

Seçim endeksli muhalefet AKP'den koparmıyor

AKP’lilerin yoğun yaşadığı bir mahallenin nabzını tuttuk: Ekonomi, yurttaşları derinden vururken, AKP’den kitlesel kopuş görülmüyor.

Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

Emekçiler cephesinden derinleşen ekonomik kriz ve girilen seçim sathı maili, seçimi halkın gündeminde tutuyor. Bir yandan geçmiş seçimlerde AKP’ye oy veren yurttaşların tutumu merak ediliyor. Diğer yandan yapılan araştırmalara göre, AKP’ye oy veren muhafazakar seçmenin AKP’den rahatsızlık duyduğu, kopuşa meylettiği ancak henüz kendini ait hissettiği bir ‘alternatif’ bulamadığı yönünde… AKP’nin seçimlerde birinci parti olarak çıktığı Pendik’e bağlı Kavakpınar Mahallesi’nde yaptığımız gözlemler, bunu doğruluyor. Muhalefetin yaptığı ‘seçim’ çağrıları, AKP’yi eleştiren muhafazakar kitlede anlamlı bir etki yaratmıyor. Sahada açıkça görülüyor ki, seçim odaklı muhalefet stratejisi AKP’li yurttaşları oy verdikleri partiden kitlesel olarak uzaklaştırmaya yetmiyor.

Kavakpınar Mahallesi Pendik’e bağlı bir mahalle. AKP’nin kalelerinden. 63 binin üzerindeki nüfusuyla ilçenin en kalabalık mahallesi olan Kavakpınar, son dönemlerde çok sayıda mülteci göçü de aldı. Abdi İpekçi Caddesi de mahallenin en işlek caddesi. Cadde üzerinde bulunan kahveleri, yurttaşların başta ekonomik kriz olmak üzere memlekette yaşananlara dair görüşlerini öğrenmek için geziyoruz.

KUTUPLAŞTIRMA SİYASETİNİN ETKİLERİ

Ağırlıklı olarak Karadeniz bölgesindeki kentlerin dışında Erzincanlılar, Gümüşhanelilerin, Sivaslıların da uğradı kahveye gidiyoruz. Genellikle AKP’ye oy verenlerin uğradığı bir kahve. Pandemiye rağmen, havanın soğuk olması nedeniyle boş masa sayısı az. Kağıt ve okey oynuyorlar. Dört kişinin okey oynadığı bir kişinin de izlediği masaya, kahveye takılanların ifadesiyle ‘yancı’ gibi oturup sohbet etmeye başlıyoruz. Sohbete katılanların sayısı az. Temkinli oldukları belli. Siyasetteki kutuplaştırmanın etkisini görmek mümkün. Ekonominin iyi olmadığı konusunda hepsi hemfikir. Fındık fiyatları üzerinden hükümete eleştirileri oldukça sert: “İtalya’dan fındık getirdiler. Bizim fındıklar bekliyor. Yerli fındığı bitirdiler resmen.”

Ekonomiye dair eleştirilerini yaparken, dünyanın da içinde bulunduğu durumun da göz önüne alınması gerektiğini savunuyorlar. Dünyanın ekonomik gidişatına bakılacak olursa Türkiye’nin ekonomik durumunun iyi olduğunu savunuyorlar. Hükümetin eğitim politikasına  yönelik eleştirileri de dile getirenler de oluyor. Muhalefetten gelen erken seçim çağrıları ve seçimin çare olup olmayacağına dair soruya yanıtlar hep kısa oluyor: “Seçimle çare olmaz.” Seçimle bir şeyin değişmeyeceğini düşünüyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu şahsında CHP’ye de kızgın olanlar var. Kutuplaşma siyasetinin de etkisiyle oluşan ön yargıları görmek mümkün. Genel olarak muhalefete karşı bir ön yargı da söz konusu. AKP tercihi kesin olmasa da yine ağırlıkta. Eğitim sektöründe iş yapan biri bu durumu şu örnek üzerinden anlatıyor: “Patronun beş oğlu var. Parasını teslim etmek zorunda. Bakıyor bu beş oğul arasında diğerlerine de göre iyi de kötü de olsa bir tane daha iyi var. Parasını ona teslim ediyor. Bizim için de durum aynı.” İkram edilen çayımızı içtikten sonra ikinci masaya gidiyoruz.

"ÜLKENİN DURUMUNA DEĞİL, DÜNYANIN DURUMUNA BAK"

Burada dört kişi kağıt oynuyor. Bir kişi izliyor. Masalar arasındaki mesafe birbirine yakın. Ekonomiye dair burada da benzer bir görüş dile getiriliyor. Görüşleri, ekonominin iyi olmadığı ve dünyanın geneline bakıldığında ‘iyi’ olduğu yönünde. İnternette ve sosyal medya üzerinden ekonomiye dair mikrofonlara konuşanlara ve hükümeti eleştirenlere tepkili olanlar da var. Görüş belirtenlerin dünyayla birlikte bakarak bir değerlendirme yapmadıkları için dürüst davranmadıklarını düşünüyorlar… Avrupa ülkeleriyle sürekli karşılaştırarak yapılan ekonomik eleştirilerin de haksız olduğunu savunuyorlar. Seçmenin takım tutar gibi parti ve oy kullandığını söyleyenler de var. Bu nedenle seçimlerle bir değişimin ve sorunların çözüleceğini bekleyenler neredeyse yok, masada oturanlar arasında.

AKP’nin 20 yıllık iktidarlar sürecinde büyüdüğünü anlatıp, yaşanan olumsuz duruma dair de “Parti büyüyünce kadroları da arttı.  Haliyle bazı kadrolarında bozulma var” değerlendirmesinde bulunuyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerini hatırlatan biri; “Seçimler oldu. Peki bizim yaşamımızda değişen bir şey oldu mu? Hayır pek olmadı. Aynı şekilde devam ediyor.” Sözü hemen sisteme getiriyor: “Zenginlerin kölesiyiz.  Bu sistem değişmedikten sonra sen de gelsen ben de gelsem başa bir şey değişmez.” Siyasetteki kutuplaşmayı da hatırlatıyorlar. Bu nedenle seçimlerle durumun düzeleceğine de inanmıyorlar. İktidarı almak isteyen muhalefetin hem ön yargıları kıracak hem de seçmeni ikna edecek bir projeyle iktidarın karşısında olmadığı sürece sandıktaki tercihlerin pek değişmeyeceğini savunuyorlar.

"HAKSIZ KAZANÇLARA EL KONULMALI"

Cadde üzerinde başka bir kahveye gidiyoruz. Burası da seçimlerde tercihini muhalefetten yana kullananların gittiği, ağırlıklı olarak Sivaslıların yanı sıra Tokat, Erzincan, Dersim illerinden gelenlerin uğradığı bir kahve. Hafta içi olması nedeniyle burası diğer kahveye göre daha tenha. İki masada oyun oynayanlar var. Muhalefettin özelikle ekonomiye dair getirdiği eleştirileri burada da bir kez daha görüyoruz. Ekonomik gidişatın giderek derinleşmesine karşı bir tepkinin oluşmamasına anlam veremiyorlar. Bunu da iktidarın elindeki yetkileri kötü kullanarak, sokağa talepleri için çıkanlara karşı kullanmak isteyebileceği için oluşturulan korkunun etkili olabileceği yönünde. Bunun için de iktidarın zaman zaman dillendirdiği OHAL’i hatırlatıyorlar. Muhalefetin özellikle ekonomiyi nasıl düzelteceğine dair somut ve radikal bir tutum alması gerektiğini düşünüyorlar. Yine işçi ve emekçilerin omzuna yükleyen bir ekonomik anlayışla krizin giderek derinleşeceğini belirtiyorlar. Bunun yerine AKP döneminde haksız yere elde edilen kazançlara el konularak, işçi ve emekçilerin lehine kullanılması gerektiğini düşünüyorlar. Karamsar tablo çizenler olmasına karşın, halkın örgütlü gücü için bir çabanın gösterilmesi gerektiğini düşünenler de var.

ÖNCEKİ HABER

Erdoğan’dan halka hizmete taş: İki metro inşası, deprem konutu, otobüs alımına engel

SONRAKİ HABER

ODTÜ’de kaloriferlerin yanmaması öğrencilerin tepkisine yol açtı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa