Aysel Tuğluk ve hasta mahpuslar için kadınların çağrısı büyüyor: Ölüm değil yaşam istiyoruz
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalması uygun olmayan ancak tüm çağrılara rağmen tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk ve hasta tutuklular için kadınların çığlığı büyüyor.
Aysel Tuğluk için 100 Kadın kampanya grubunun afişi
Elif Ekin SALTIK
Yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde kalması uygun olmayan eski HDP Milletvekili Aysel Tuğluk tüm itirazlara rağmen Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevinde tutuluyor. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı tarafından hazırlanan raporda, Tuğluk’un hastalığından kaynaklı cezaevinde kalamayacağının söylenmesine rağmen İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK), Tuğluk hakkında “Cezaevi şartlarında infazına devam ettirebilir” kararı verdi.
Kadınlar ve kadın örgütleri ise bir süredir Aysel Tuğluk ve hasta mahpusların tahliye edilmesi, daha iyi koşullarda sağlık hakkına erişebilmesi için bir kampanya sürdürüyor. Çağrılarını daha da büyütmeye çalıştıklarını söyleyen kadın örgütleri, Aysel Tuğluk ve hasta mahpusların çok daha geç olmadan tahliyesini istiyor….
"KADINLARIN ÇAĞRIMIZA DESTEK VERMESİNİ İSTİYORUZ"
Yasemin ÖZGÜN- Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın Grubu: Bugün “Aysel Tuğluk İçin 1000 Kadın” olarak sürdürdüğümüz kampanyaya kadınlar çok güzel ses verdiler. Dünyanın her yerinden kadınların Aysel’in ve hasta tutsakların serbest bırakılması için destek verdi, imzalar 6 bini aşmış durumda. Artık son noktaya doğru ilerliyoruz ve kritik eşiğe gelmeden bu sorunun çözülmesi gerekiyor. En temel hak ve özgürlüklerden biri hasta tutukluların serbest bırakılması. Bunun yerine getirilmesi gerekiyor. İnsan haklarına ve hukukuna uygun bir anlayışa bağlıysa bir devlet bunu yapmak zorunda. Her kim olursa olsun hasta tutsakların haklarından bahsediyoruz. Hasta mahpusların son noktaya gelene kadar tahliye edilmemesi ya da ölümünün izlenmesi bir tür esaret. Sağlığınızla, sizin var oluşunuzla hükümran bir biçimde oynayabileceğinin mesajını veriyor devlet. Bu çok tehlikeli, hem temel hak ve özgürlüklere hem insan haklarına aykırı. İnsan olma koşullarına aykırı. Bu tamamen siyasi bir karar. Cezaevi koşullarında yaşayamayacağına dair bu ülkenin yetkili sağlık kuruluşları tarafından verilmiş raporlar var. Adalet Bakanlığının ve ona bağlı olan ATK’nin bütün bunları görmezden gelinmesini anlamak mümkün değil. Bu politik bir inada dönüşmüş durumda. Otoriterlik anlayışının ve baskıcı bir rejimin son uygulamaları olarak görebiliriz bütün bunları. Şiddetle, baskıyla, sindirmeyle varlığını sürdüren bir hükümet anlayışından söz ediyoruz.
Aysel bizim yol arkadaşımız, kadın mücadelesi içinde bulunan bir kadın yoldaşımız. Onun bu koşullarda cezaevinde bir esir gibi tutuluyor olması bütün kadınların canını yakıyor. Dünyadaki ve Türkiye’deki kadınlara tekrar sesleniyoruz; Aysel’in yanında olmalarını ve bizim çağrımıza destek vermelerini istiyoruz. Bir an önce serbest bırakılması elimizden geleni yapmaya hazırız.
"AYSEL TUĞLUK VE HASTA MAHPUSLARIN SERBEST BIRAKILMAMASI SİYASİ BİR KARAR"
Adalet KAYA- Rosa Kadın Derneği Başkanı: Dayanışmanın çok önemli olduğunu özellikle de bugünlerde ifade ediyoruz. Pandemi ile birlikte cezaevlerinde çok zorlaşan koşullar yaşıyor mahpuslar. Bunları bizler de deneyimledik. Hasta mahpus hastaneye gidip döndüğünde hücrede tek başına karantinada kalmak zorunda kalıyor ve bunların çoğu kanser tedavisi gören hastalar. Bu hastaların dışarıda bile bakımları çok önemli ve zorken hem sağlık hakkından yararlanamıyorlar hem de bir tecrit söz konusu. Bugün cezaevi prosedürleri sadece hasta mahpuslar için değil tüm tutuklu ve hükümlüler için çok zor. Doktora görünmek, tedavi almak... Prosedürleri yerine getirmeden asla ulaşamıyorsunuz. Bu sebeple özellikle hasta mahpusların sağlık hakkından yararlanmasının engellenmesi Türkiye’nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler açısından kritik. Adalet Bakanlığı, Adli Tıp Kurumu suç işliyor. İnsanların en temel hakkı olan yaşam hakkı tehlikeye giriyor.
Aysel Tuğluk’un yaşadığı travmatik süreçlerle hastalığı çok hızlı ilerledi. Aysel kendi durumunu öncelemediği, “Çok daha ağır durumda olan hastalar var, benim durumumu gündemleştirmeyin” dediği için de hastalığı çok ileri bir boyuta ulaştı. Aysel’in cezaevi koşullarında bir dakika bile kalmaması gerektiğini Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Birimi oy birliği ile söylerken, İstanbul ATK tersini söylüyor. Burada siyasal iktidarın etkisi söz konusu. Bu kabul edilebilir değil, hak ihlalidir, uluslararası sözleşmelere ve insan haklarına aykırıdır. Bugün Aysel’e yapılanlar hepimize yapılıyor. Hepimiz bir şekilde bu hak ihlallerine maruz kalıyoruz. Bugün dışarıdaki insanlar olarak da biz bu hak ihlallerini yaşıyoruz. Yoksulluğun, sağlık hakkının geldiği durumu görüyoruz. Bu nedenle bunun karşısında birlikte ve çok daha güçlü bir biçimde durmak gerektiğini düşünüyoruz. Kampanyaları gündemleştirmeye ve görünür kılmaya çalışıyoruz. Bu çağrıları büyütmek bizim görevimiz.
"HERKESİN SESİNİ YÜKSELTMESİ, DUYARLILIK GÖSTERMESİ GEREKİYOR"
Besire TEKGÖZ-İzmir Kadın Platformu: AKP-MHP iktidarı af yasası adı altında bir infaz yasası çıkardı, ancak hepimiz gördük ki bu infaz yasası siyasi tutsaklara uygulamadı. Kadınlar dahil olmak üzere siyaset tutsaklar cezaevinde ölüme terk edildi. Bugün Aysel Tuğluk ve birçok siyasi mahpus kadın cezaevinde ölüme terk ediliyor. İktidarın sürdürdüğü “ya bana itaat edeceksin ya da cezaevinde öleceksin” politikasıdır bu. Bu insani, vicdani, ahlaki değil. Bugün iktidarın uygulamış olduğu bu politikanın ses çıkarmayan insanların başına gelmeyeceğinin garantisi de yok. Bu nedenle herkesin insani ve vicdani olarak sesini yükseltmesi, duyarlılık göstermesi gerekiyor. Siyasi düşüncelerinden doğru tutsak edilen insanların bu haksızlıklara maruz kalması kabul edilebilir değil. Kadınlar olarak Aysel Tuğluk başta olmak üzere cezaevlerindeki tüm hasta mahpusların serbest bırakılması için kampanya başlattık, çağrılarımızı yapıyoruz. Bunu hem dünyada hem Türkiye’de gündem mi etmeye çalışıyoruz. Cezaevlerinden onlarda cenaze çıkıyor daha çok cenazenin çıkmaması için mücadelemizi sürdürüyoruz. Hasta mahpusların tedavilerini sağlıklı bir biçimde sürdürmesini, sağlıklı bir ortamda yaşamlarına devam etmesini istiyoruz. İktidar tüm bu çığlığı duymazlıktan geliyor, amacı da çok net, cezaevindeki siyasi tutsakları ölüme terk etmek… İzmir Kadın Platformu olarak da bütün kadınlar olarak da Aysel Tuğluk ve cezaevlerindeki tüm hasta mahpusların serbest bırakılması için sesinizi yükseltmeye devam edeceğiz.
"SİYASİ MAHPUS KADINLARA BORÇLUYUZ, HERKESİ MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ"
Zeynep TUNA-İzmir Kadın Platformu: Sağlıklı yaşamak temel bir hak ve bu hakka bütün kadınların erişmesi lazım. Bunun yolu da dayanışmadan ve bizim bir şeyler yapmamızdan geçiyorsa herkesi bu mücadeleye çağırmalıyız. Bu biraz da bizim borcumuz, şu anda içeride olan kadınlar sadece kendileri için mücadele etmedi hepimiz için mücadele etti. O nedenle de onlara borçluyuz, Aysel Tuğluk’a borçluyuz bunu.