23 Ocak 2022 23:44

Farplas işçilerinin sesi

"Organize’deki Farplas işçilerinin gür sesi odada yankılandı: Sefalet ücretlerine karşı hep birlikte mücadeleye. Direne direne kazanacağız.”

Farplas işçileri | Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

Paylaş

Gebze’den bir metal işçisi

“Muhterem, görüyorsun kaç zamandır eleman arıyorum ama bulamıyorum. Hayır memlekette onca iş var neden kabul etmezler anlamıyorum.” Fabrikanın yönetim binasındaki koltuklarına yayılmış, bir yandan kahvelerini yudumlarken ziyaretine gelmiş arkadaşıyla konuşuyordu patron. “Bizim insanlarımıza iş beğendiremezsin birader, çalışmayı sevmez bunlar.” “Ya haklısın” dedi patronun arkadaşı onaylarcasına..!

Tam bu sırada kapı çaldı. Sekreter içeri girdi. “İş görüşmesi için genç birisi geldi efendim, ne yapayım?​” “Al içeri, al içeri” dedi patron. Gelen genç bir işçiydi. Biraz heyecanlı görünüyordu, başıyla selamladı odadakileri. Patron ve arkadaşı genç  işçiyi baştan aşağıya süzdükten sonra, “Demek iş için geldin.

“Evet efendim, üretimde çalışacak işçi arıyormuşsunuz, ilanı görünce başvurmak istedim.” “Güzel güzel, ver bakalım dosyanı neler varmış sende. Hımm, meslek lisesi mezunuymuşsun. İyi, iyi preste de çalışmışsın fena değil.” Patronun ağzından çıkan her kelime genç işçinin yüreğini hoplatıyordu. Yanlış

Bir şey söylememek için “Sağ olun”dan başka bir şey söylemiyordu. “Bizim aradığımıza uygun görünüyorsun.” “Sağ olun efendim. Bu kadar işsizliğin içinde benim için çok iyi olur bu iş” deyiverdi genç işçi.

“Hoop, orda dur bakalım” dedi patron. “Bu memlekette iş var, çalışmak isteyen yok. Bu ülkede iş çok, refahı yüksek, zengini çok bu ülkenin. Dünyanın onuncu büyük ekonomisi var bu ülkede. Sen gazete okuyor musun” diye sordu patron.

“Okuyorum efendim.” “Hangilerini mesela.” Genç işçi bir-iki gazete ismi saydı.

Patron bu gazete isimlerini duyunca suratını ekşitti. O gazeteleri sevmezdi. “Bu olmadı şimdi.” “Neden efendim?​” “Sen Allah bilir özgür düşünmeyi de savunuyorsundur.” “Savunmamayım mı?​” “Savunma, bu düşünceler ülkeye bela getirir, dış güçlerin ekmeğine yağ sürersin, hem bu gereksiz gazeteleri okumayı da bırak. İşte sana iş!” “Anlıyorum efendim.” “Aferin, anlamana sevindim. Sadede gelirsek. Asgari ücret veriyoruz. Hafta sonu yarım gün izinlisiniz. Günde 10-12 saat çalışacaksınız. Öyle sendika-mendika dediğinizi duymayım, ben hoşlanmam o işlerden. Senin hakkını ben veriyorum, ben ne yapacağımı bilirim. İlk üç ay sigorta yapmam, seni bir denemem lazım. Bu demek oluyor ki, ilk üç ay asgari ücretten biraz düşük maaş alacaksın. İşe geç kalanı, mesaiye kalmayanı sevmem, öyle ikramiye, sosyal hak falan sakın demeyin. En önemlisi fabrikada ben ne dersem o olur, anladım mı?​”

“Ama bunlar ağır değil mi, biz köle miyiz” deyiverdi genç işçi.

Bacak bacak üstüne atmış, laubali bir biçimde oturan patronun arkadaşı lafa giriverdi: “Senin karşına ne güzel iş çıkmış, sen beğenmiyorsun, sonra da dışarda iş yok diyorsunuz. İnsafsızlık etme delikanlı, sen bu işi kaçırma!

Tam bu sırada iş görüşmesinin yapıldığı fabrikanın da bulunduğu Gebze

Organize’deki Farplas işçilerinin gür sesi odada yankılandı: “Sefalet ücretlerine karşı hep birlikte mücadeleye. Direne direne kazanacağız.”

ÖNCEKİ HABER

​​​​​​​Seyhan Belediyesinde aynı işe farklı ücret

SONRAKİ HABER

Öğrenci velisi: Tatil sonrası da kaygı büyük

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa