Deniz Poyraz davası 29 Nisan 2022'ye ertelendi
HDP İzmir il binasında Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer'in yargılandığı dava görüldü. Duruşma öncesi yapılan açıklamada ortak mücadele çağrısı yapıldı. Dava 29 Nisan 2022'ye ertelendi.
Fotorğaf: Evrensel
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına 17 Haziran'da silahlı saldırı gerçekleştiren ve Deniz Poyraz’ı katleden Onur Gencer hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün İzmir Bayraklı Adliyesinde görüldü.
Sanık Onur Gencer'in tutukluluk halinin devamına karar veren heyet bir sonraki duruşmayı 29 Nisan 2022 saat 09.00'a erteledi.
Duruşmada katılma taleplerini değerlendiren mahkeme, Poyraz’ın ailesi, HDP ve milletvekillerinin talebinin kabulüne, barolar da dahil diğer gerçek ve tüzel kişilerin talebinin ise reddine karar verdi. Sanık Onur Gencer ifadesinde pişman olmadığını söyledi, "5 dakika daha geç gitseydim bol leşli bol kanlı bir katliam olacaktı” ifadeleri üzerine salonda bulunanlar tepki gösterdi.
6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık Onur Gencer hazır bulunurken, Poyraz’ın ailesi ve müşteki avukatlar, TBB ve 13 baronun başkanı veya yönetim kurulu üyeleri, HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, HDP Milletvekilleri, EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, kadın dernekleri ve siyasi parti temsilcileri duruşmayı izledi.
Salon kapasitesinin duruşmaya katılacak avukat ve kurum temsilcileri için yetersiz olması ve mahkeme heyetinin salona 100 kişi alınmasını istemesi sebebiyle saat 09:00’da başlaması gereken duruşma 3 buçuk saat gecikmeli başladı.
“BU DAVA BİZİM DAVAMIZDIR”
Kimlik tespitinden sonra kurumların katılma talepleri dinlendi. İlk olarak katılma taleplerini dile getiren HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, sanık Gencer’in HDP’yi doğrudan hedef aldığını ve bu yüzden katılma talepleri olduğunu aktardı. Sancar, “Bu acı bizim acımız, öfke bizim öfkemizi, bu dava bizim davamızdır. Bir plan doğruluğunda tasarlayarak canavara hisle üyemiz, canımız, Denizimiz katledilmiştir, doğrudan zarar görmüştür. Bu nedenle katılma talebimizin bulunması doğaldır. Bu saldırının sadece bir şahsı hedef almadığını katil ifadeleri ortaya koymaktadır” diyerek Gencer’in ifadelerini hatırlattı.
“İKTİDARIN NEFRET DİLİ PARTİMİZİ HEDEF GÖSTERMEKTE”
Katılma taleplerinin savcı tarafından sadece işyeri dokunulmazlığı ve mala zarar verme suçlamalarıyla sınırlandırmasını kabul etmediklerini söyleyen Sancar, “Dava konusu, canavara hisle cinayet işleme suçuyla doğrudan zarar görüyor durumdayız. Siyasi parti faaliyetini engelleme sucu, inanç, düşüne ve kanaat hürriyetinin engelleme suçuyla da cezalandırma gereği vardır. Bu açılardan da katılma talebimizin kabul edilmesi gerekmektedir. Böyle bir davada, toplumsal barışı hedef alan bir plan söz konusudur. Sizlerin de buradaki maddi hakikati araştırmak gibi ciddi bir sorumluluğunuz vardır. Bu sorumluluk tüm Türkiye’ye karşıdır. Hakikati oraya çıkarmak için müdahillik talebimiz vardır. HDP’ye yönelik sistemli saldırıların bir devamı olarak görülmelidir. İktidarın nefret dilini yaygınlaştırmak partimizi hedef göstermesi saldırıların nedenleri arasındadır” diye konuştu.
“MÜCADELEMİZİ DEMOKRATİK SİYASET MECRASINDA SÜRDÜRECEĞİZ”
“Siyasi iktidara karşı mücadelemizi demokratik siyaset mecrasında sürdüreceğiz” diyen Sancar, katliamın başından beri kolluk güçleri ve savcılığın maddi hakikatin ortaya çıkmak değil tam tersine ilişkilerin gizlenmesi için çaba harcadığını söyledi.
Sancar, “Mahkeme heyetinin ön yargısız olarak bu yargılamayı yürüteceğine dair inancımızı korumak istiyoruz. Türkiye’nin yargının içinde bulunduğu ortada, herhangi bir olayda devletin en tepesinden yargıyı yönlendirmek, baskı altına almak ve sindirmek için her türlü yolu kullanıyorlar. Biz de sizlerin vicdanla hareket etmesi hukuka bağlı karar vermesi için elimizden geleni yapacağız. Çabamız maddi hakikatin üstüne kurulacak barışa hizmet etmektir. Bu yüzden katılma talebimizin kabul edilmesini istiyoruz” dedi.
“POYRAZ IRKÇI BİR FAŞİST TARAFINDAN KATLEDİLDİ”
ÇHD adına katılma taleplerini aktaran Avukat Erdoğan Aydoğdu, “Bu dosya siyasi ve politik bir dosyadır. Deniz Poyraz Kürt kimliği sebebiyle ırkçı bir faşist tarafından katledildi. Deniz Poyraz HDP binasının önünde kamp kurmuş kolluk görevlilerin gözü önünde katledildi. Biz ÇHD olarak başa Kürt halkı olmak üzere tüm ezilenlere, inançlara yaşam hakkı borcumuz var. Bu borcu ödemek için yaşam hakkı ve insan hakkı talebiyle katılmak istiyoruz” diye konuştu.
EMEP: EŞİTLİK, ÖZGÜRLÜK, BARIŞ VE DEMOKRASİ İÇİN
Emek Partisi İzmir İl Başkanı Emine Uyar da “Ülkemizde Cumhur ittifakı dışında kalan bütün siyasi partilere yönelik bir saldırıdır gündemde. İzmir’in emek ve demokrasi bileşenlerinden olan HDP’ye yönelik saldırıyı tüm emek ve demokrasi güçlerine yapılmış olarak algılıyoruz. İşçilerin, emekçilerin, kadınların, gençlerin haklarının elinden alınmaya çalıştığı bu süreçte iktidarın politikasını eleştirmek suç sayılıyor. HDP’ye yapılan saldırılar bu süreçte düşünce ve örgütlenme özgürlüğü saldırıdır. Tüm saldırılara karşı eşitlik, özgürlük, barış ve demokrasi için haklarımızı kullanmak adına bu davaya katılma talebimiz var” dedi.
Demokrasi İçin Hukukçular adına Avukat Zöhre Dalkıran da söz alarak katılım talepleri için şunları söyledi: “Farklı kimliklerden halkların eşit koşullarda yaşama hakkını savunmak, demokratik hakların savunulması katılma talebimizin çerçevesini oluşturuyor. Tüm insanlığa karşı işlenmiş bu suçun adil ve etkili biçimde cezalandırılması için katılmayı talep ediyoruz.”
Söz alan dernek, siyasi parti ve kitle örgütü temsilcileri ise demokrasiye, barışa, yaşam hakkına yönelik yapılan bu saldırıdan ve suçtan herkesin etkilenme durumu olmasından kaynaklı katılıma taleplerinin olduğunu dile getirdi.
“İNSAN HAKLARI KORUYAN BAROLAR DOĞRUDAN ZARAR GÖRMÜŞTÜR”
İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel de söz alarak şunları ifade etti:
“Karar anına geldiğimizde ‘doğrudan suçtan zarar görmediği için katılma taleplerinin reddine’ demeyin. Birincisi ben İzmir Baro Başkanıyım. Bu suç, bu kentte işlendi. Barolara verilmiş koruma görevine, insan haklarının korumak hakkına istinaden, bu bir arada yaşama iradesine karşı işlenmiş bir suç. Doğrudan bizi etkiliyor. Korumamız altında verilmiş bir değer var. İnsan haklarını korumak baronun görevi ve bu hak ihlaline her yerde Barolar burada zarar görmüştür demektir. Barolar hak ihlallerini söz konusu olduğu her yerde mutlaka taraftarıdır.”
Duruşmayı takip eden diğer barolar da insan haklarına karşı işlenmiş siyasi bir suç olmasından dolayı katılma taleplerini aktardı.
POYRAZ AİLESİ, HDP VE MİLLETVEKİLLERİ DIŞINDAKİ KİŞİ VE KURUMLARIN KATILMA TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Katılma taleplerini değerlendiren mahkeme heyeti, Poyraz’ın ailesi, HDP ve milletvekillerinin talebinin kabulüne, diğer gerçek ve tüzel kişilerin ise "suçtan doğrudan etkilenme durumu olmadığı" gerekçesiyle taleplerinin reddine karar verdi.
Ara verilen duruşmaya saat 16.00’da devam edildi.
KATİL GENCER: PİŞMAN DEĞİLİM, BOL LEŞLİ BOL KANLI KATLİAM YAPACAKTIM
Aradan sonra sanık Onur Gencer’in ifadesine geçildi. “Kanlı baskının gerçekleşmesi geçmişe dayanıyor” diyerek sözlerine başlayan Gencer, 1998 yılında annesinin HDP’liler tarafından tehdit edildiğini iddia etti ve yıllar sonra bunun intikamını aldığını söyledi. Kobane olayları, Suriye’de sağlık ekibi olarak gittiği dönemde suikaste uğraması gibi olayların da bu saldırıyı yapmasına neden olduğunu anlatan sanık Gencer, “Gerçekleştirdiğim kanlı baskından pişman değilim. Deniz Poyraz’ın kendisi ve ailesi hakkında araştırma yapılmasını istiyoruz. İstihbaratçıların şehit edilmesinden Deniz’in sorumlu olduğunu düşünüyorum” dedi.
İçini soğutmak ve travmadan kurtulmak için saldırıyı gerçekleştirdiğini söyleyen Gencer, “Tamamen kendi isteğim ve kararımla yaptım. 5 dakika daha geç gitseydim bol leşli bol kanlı bir katliam olacaktı” demesi üzerine salonda bulunanlar tepki gösterdi.
Deniz Poyraz’ın babası tepkisini dile getirerek, “Sadece gereken cezayı almasını istiyorum” dedi. Sanığın ifadesinin tahrik edici olmasından kaynaklı tepkiler devam ederken sanık Gencer, “Savunmam bölünüyor, hakaret ediyor” demesi de ufak çaplı bir tartışmaya sebep oldu.
KATİL GENCER SALONDAKİLERİ DE HEDEF GÖSTERDİ
Atışın ve silahın hobilerinden biri olduğunu ve bu konuda kendini geliştirmek ve eğlence amaçlı olduğunu tabanca almasının ise intikam amaçlı olduğunu söyledi.
Gencer, “Gönlümden geçen Öcalan veya Demirtaş, onların harici hepsi bir. Asıl hedefim onlardı. Onun dışında kimi öldürmüşüm fark etmezdi. Ha Deniz Poyraz ha Murat Çepni. Keşke o da ölseydi. Asıl Kürt düşmanı salondaki alçaklardır. Benim Kürt kardeşlerimle bir sorunum yoktur” dedi.
İntikam planının yıllardır devam ettiğini aktaran Gencer olay gününü şu şekilde anlattı:
“16 Haziran gecesi 2 saatlik uykuyla duruyordum içim içimi yiyordu, 10 buçuk civarı taksiye atlayıp binanın önüne geldim. Çantamdan tabancayla birlikte içeri girdim. 5 dakika sonra gitseydim bol leşli bol kanlı olacaktı. Elimde çantayla merdiven başına geldim tabancayı aldım kapıyı açtım. Önce sağ tarafa baktım kimse yoktu. Kapıya açıp ateş ettim, sonra sağa döndüm. Refleks olarak arkama 2 el ateş ettim dönerken, odaların camlarını kırdım, kapıları zorlarım, başka terörist bulamadığım için biraz daha cam kırdım, son cam kırarken yangın tüpü patladı, içerisi toz bulutu olunca yukarı çıktım yüzümü yıkadım sonra aşağıya indim teslim oldum. Kendi içimi soğutmak için yaptığım bir eylem.”
Sanık Gencer’in soğukkanlı ve salondakilere saldıran bir şekilde ifade vermesi ise tepkilere neden oldu.
“ADALET TALEP EDİYORUM”
Sanık ifadesinden sonra Deniz Poyraz’ın ailesine söz verildi. BabaAbdüllilah Poyraz, “Başta heyetten adalet ve kanun talep ediyorum. SanıkIŞİD üyesi mi değil mi bilmiyoruz, kendisi katil. Hiçbir şekilde hiçbirkadına el uzatma hakkı yoktur. Sanığın annesi veya kız kardeşi DenizPoyraz’ın yerinde olsaydı acaba ne düşüncede olurdu. Adalet talep ediyorum”dedi.
“BİZ BARIŞ İSTİYORUZ”
Söz alan anne Fehime Poyraz ise, “Ben bir anneyim, benim yüreğim yandı hiçkimsenin, annesinin yüreği yanmasın. 7 ay evime ateş düştü. Allah o katilinevine de koysun o ateşi. Biz hepimiz kardeşiz diyoruz, biz barıştanyanayız. Biz davamızdan vazgeçmeyiz. Biz barışı istiyoruz. Annelerağlamasın. Savunmasız bir insani öldürdü, ‘içim soğumadı’ diyor o kadarrahat konuşuyor ki içim yanıyor. Onu yönetenler, önce onlar ceza yiyecek.Bu davayı hak hukuka bırakıyorum. Buraya gelenlerin hepsi Deniz. Bu gücünereden alıyor, o kadar rahat konuşuyor? Adalet istiyoruz” diye konuştu.
“KATLİAM DEVLET ELİYLE YAPILMIŞTIR”
Kardeşi Süleyman Poyraz da “İnsanlıktan nasibini almamış bir kişikarşımızda. Alçakça, vahşice Deniz ablamı ve yoldaşımı katletti. Arkasındaderin bir güç var. Bunların açığa çıkmasını istiyorum. SADAT denilenörgütle alakasının olup olmadığı araştırılsın. Sanığın cezalandırılmasınıistiyorum. Katliam devlet eliyle yapılmıştır” diyerek katliamın arkasındakim varsa hesap vermesini istediğini dile getirdi.
Söz alan diğer aile üyeleri de katil Gencer’in en ağır şekildecezalandırılmasını talep etti.
“SİYASİ İKTİDAR HER GÜN BİZİ HEDEF GÖSTERDİ”
HDP İl Eş Başkanı Abdülkadir Baydur il binalarının önünde hâlâ polisçadırının olduğunu hatırlatarak, “Bu çadır ve içindeki vatandaş ilimizisürekli hedef gösteriyor. Katliam adım adım organize edilerek göz yumularakgeldi. Bizi her gün hedef gösteren siyasi iktidarın politikalardan bağımsızdeğildir. Kendimiz demokratik hakkımızı kullanamazken ilimiz hedefgösterildi” diyerek şikayetini yineledi.
TANIK İFADELERİ DİNLENDİ
Katılanların ifadelerinden sonra tanıkların ifadesine geçildi. Olay günüGencer’i taşıyan taksi şoförü tanık İbiş Işık, Gencer’in durağın süreklimüşterisi olduğunu söyledi. Olay günü İzmir Ticaret Okulunun oradanGencer’i aldığını ve saat 10.53’te HDP’nin orada indirdiğini anlatan Işık,olay günü dışında birkaç kez de Balçova Termal Otele götürdüğünü, Gencer’inhiç şüpheli bir tavrına denk gelmediğini, olayı ise terörle mücadeledenarandığı zaman öğrendiğini ifade etti.
Tanık Işık’a, sanığın ifadesinde yer alan araçtayken silaha mermi takmaolayını soran müşteki avukatlarına Işık, silaha mermi takma olayı negördüğünü ne de duymadığını söyledi.
Tanık İbiş Işık’ın emniyet ifadesinde “silah satın almaya” dair konuşmayapıldığı beyanını hatırlatan müşteki avukatları neden mahkemede bukonuşmadan söz etmediğini sorması üzerine Işık, “Sadece sorulan sorularayanıt verdim. Avlanmak için alacağını belirtti” dedi.
Daha sonra aynı binada Türk Telekom’da çalışan ve kurs gören tanıklardinlendi. Mahkeme heyeti diğer tanıkların sanığın çapraz sorgusutamamlanması ardından dinlenmesine karar verdi.
“GÖRÜNTÜ KAYITLARININ HAM HALLERİNİ TALEP EDİYORUZ”
Müşteki avukatlardan Türkan Aslan Ağaç, Türk Telekom Genel Müdürlüğü’nemüzekkere yazılarak tanıkların beyan ettiği psikoteknik eğitim veren kursakatılma zorunlulukları olup olmadığını, bu belgeyi almak için herhangi birşirketle sözleşme yapılıp yapılmadığı ve bu kursa katılım gösteren personellistesinin istenmesini, olay yerine ait tüm görüntülerin ham hallerininverilmesini, İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak kaç kamera vefotoğraf ile çekim yapıldığı, sanığın yakalanmasından sonra olay mahaliolan HDP il binasına giren ilk ekiplerin kim olduğu, olay yerinden kamerakaydı alınıp alınmadığı, alındı ise bunların ve ekiplerin sicilnumaralarının istenmesine dair taleplerini sıraladı.
İddia makamı beyanları alınamayan tanıkların zorla getirilmelerine, tanıkOlgun Yüksel ve Oğulcan Dinçsever hakkında yazılan talimat yazılarınıncevaplarının beklenmesine, sanığın tutukluluk halinin devamına kararverilmesini talep etti. Sanık avukatı da müvekkilinin beyanlarının eksikalındığını öne sürerek, bir sonraki duruşma savunmasını sürdürmesigerektiğini belirtti.
DURUŞMA 29 NİSAN’A ERTELENDİ
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti ise, iddia makamı ve müştekiavukatların taleplerinin kabulüne, Gencer’in tutukluluk halinin devamınakarar verdi. Bir sonraki duruşma 29 Nisan tarihine ertelendi.
DURUŞMA ÖNCESİ ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Duruşma öncesi yapılan açıklamada, "Hepimiz Deniziz öldürmekle bitmeyiz", "Deniz için adalet herkes için adalet" sloganları atıldı.
Açıklamada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, “O kurşunlar Deniz Poyraz'ın mücadeleci bedenine yöneltildi ama saldırının tek hedefi Deniz Poyraz değildir. Saldırı aynı zamanda demokratik siyaseteydi, barış mücadelesinden kadın mücadelesineydi, emek mücadelesini hedef almıştı. Arkasında örgütlü bir plan vardı, sistemli bir cinayet hazırlamıştı. Biliyorlar ki arkadaşlarımızın katledilmesiyle bu mücadele durmaz, kimse korkmaz, yılmaz" dedi.
January 24, 2022
"ÖRGÜTLÜ SALDIRIYA KARŞI ÖRGÜTLÜ MÜCADELE"
Kötülüğe karşı iyiliği örgütlemenin, adaleti örgütlemenin tek çıkar yol olduğunu belirten Sancar, "Bu talancı düzenden çıkışın tek yolu birlikte mücadele etmektir. Yargı, iktidarın elinde demokrasi güçlerinin yıldırmak için bir sopa olarak kullanılmaktadır. Susarak beklersek adalet mahkeme salonlarında gerçekleşmeyecek. Örgütlü saldırıya karşı örgütlü mücadeleyi yürütüyoruz, yürüteceğiz" diye konuştu.
"DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ ORTAKLAŞTIRACAĞIZ"
Bir başkasının haksızlığına göz yumanların günü geldiğinde baskıdan nasibini alacağını ifade eden Sancar, "Çağrımız adalet, eşitlik isteyenleredir, ezilenleredir, kim adaletsizliğe maruz kalıyorsa, dayanışmayı orada hızlı bir şekilde örmek zorundayız. Bu sistemi değiştirene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Ya demokrasi mücadelesini ortaklaştıracağız ya da bu adaletsizlik sistemi uygulamalarına devam edecek. Biz bu gidişe dur demek için varız" dedi.
January 24, 2022
"BU KATLİAMA YOL VERENLER DE YARGILANANA KADAR MÜCADELEMİZ SÜRECEK"
Konuşmanın ardından İzmir Kadın Platformu da basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Günseli Suna Kaya, "Bugün de buradayız, yarın da olacağız. Bu davada elbette katliamı gerçekleştiren Onur Gencer’in en ağır cezaya çarptırılmasını talep ediyoruz. Ama yetmez. Bu katliama yol verenin, hedef gösterenlerin, mahkeme salonunda ona bu gücü verenlerin yargılandığı güne dek mücadelemiz sürecek. Birbirimizi yaşatmak için, faşizme, erkek/devlet şiddetine karşı yan yana, omuz omuza olacağız. Ve Denize sözümüz olsun, hayalini kurduğun barışın, özgürlüğün, eşitliğin ülkesini kuracağız. Fehime Ana’nın da dediği gibi 'Bir Deniz gider bin Deniz geliriz' size asla boyun eğmeyiz" dedi. (İzmir/EVRENSEL)