24 Ocak 2022 22:50

Kürtçe seçmeli ders için Dil Bilimci Sami Tan’dan çağrı: Bu imkana güçlü sahip çıkılmalı

Dil Bilimci Sami Tan, Kürtçe seçmeli ders için “Bu imkana sahip çıkmakla birlikte, Kürtçenin eğitim dili olmasının önünün açılması için mücadeleyi büyütmek gerek" dedi.

Kürtçe seçmeli ders için Dil Bilimci Sami Tan’dan çağrı: Bu imkana güçlü sahip çıkılmalı

Fotoğraf: MA

Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ortaokullarda, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında seçmeli derslerin tercih süreci devam ediyor. Öğrencilerin seçmeli dersler arasında yer alan yaşayan diller ve lehçeler (5, 6, 7 ve 8. sınıflar) dersi kapsamında, Kürtçenin Kurmancî ve Kirmançkî lehçelerini tercih etmesi için siyasi partilerin içinde olduğu birçok kesim tarafından çağrılar yapılıyor.

Dil Bilimci Sami Tan, Kürtçe seçmeli ders için “Bu bir imkan ve bu imkana güçlü sahip çıkmak gerekir. Sahip çıkmakla birlikte, Kürtçenin eğitim dili olmasının önünün açılması için mücadeleyi büyütmek gerek” dedi.

ANA DİLDE EĞİTİM İLE OKULA BAŞLANMALI

MA’dan Emrullah Acar’a konuşan Tan, bir çocuğun ana dilini ailesinden öğrenmeye başladığını belirterek, ailesinden öğrendiği bilgileri eğitim hayatına başladığında pekiştirmesinin önemli olduğunu vurguladı. Bir çocuğun ana dilinin onun eğitim dili olması gerektiğinin altını çizen Tan, “Bir dilin gelişmesi ve toplum içinde kök salması için hayatın her alanında kullanılması gerekir. Bunun gerçekleşmesi içinde çocukların eğitime kendi ana dillerine başlamaları gerekir” dedi.

SEÇMELİ DERS MÜCADELENİN BAŞLANGICI YAPILABİLİR

MEB’e bağlı ortaokullarda seçmeli olarak verilen Kürtçe dersleri “küçük bir imkan” olarak tanımlayan Tan, uzun yıllardır Kürtçeye yönelik yok sayma politikalarının yürütüldüğünü belirtti. Tan, “Bir ders olarak Kürtçenin okullara girmesi çocuklara dönük fiziki saldırıları biraz da olsa kıracak. Okul panolarında ‘Türkçe dışında bir dilde konuşmak yasak’ yazardı. Bu ders ile birlikte bu tekçi politika biraz da olsa kırılacak. Kürtler bu ‘verilen hakka’ sahip çıkarsa, bunu temel yaparak ilerleyen zamanlarda Kürtçenin eğitim dili olması için kullanabilirler. Bu ders Kürtçe eğitim dili olması için bir mücadelenin başlangıcı yapılabilir” ifadelerini kullandı.

AİLELER AÇIKGÖZLÜ OLMALI

Bazı okullarda Kürtçe seçmeli derslerin seçilmesi noktasında engellemelerin olduğuna dikkat çeken Tan, “Birçok okulda yöneticiler çocukların yerine ders seçiminde bulunuyor. Seçtikleri derslere baktığımızda; Hz. Muhammed’in hayatı, Kur’an gibi dersler. Bunları seçip ‘Ailenize imzalatın’ diyorlar. Birçok yerde de Kürtçe seçmeli dersler listelerden çıkarılmış. Buna karşı da bir mücadele örülmeli. Aileler bu noktada açıkgözlü olmalı ve kimsenin onlar adına tercih yapmasına fırsat tanımamalı. Aileler dersleri seçtikten sonra o dersin açılması için de takipte kalmalı. Bazı yerlerde ‘Öğretmen yok’ denilerek ders açılmıyor. Bizim bu dersi seçmeyi mücadelenin bir parçası olarak görmemiz gerek” dedi.

DİL İNSANIN VARLIĞIDIR

Bir toplumun varlığının dili ile bağlantılı olduğunu vurgulayan Tan, şunları söyledi: “Bir dil insanın varlığıdır. Bir toplumun kültürü, sanatı dili ile bağlantılıdır. Dil bir toplumun beşiğidir. Dünyada binlerce dil var. Tekçi dil dayatmaları amacına ulaşmadı ve tarihin çöp sepetinde yerini aldı. Artık toplumlar çok dil, çok kültür üzerine varlıklarını inşa ediyor. Dünyada çok dillilik var. Artık Türkiye’nin de çok dilli olması gerek. Bir kişi kendi ana dilinde eğitim almak istediğinde bu hak ona tanınmalı. Sadece Kürtler için değil bu bütün halklar için tanınmalı. Kürtler uzun yıllardır dil için bir mücadele içinde. Konuşulmadığı için yok olmakla yüz yüze kalan diller var. Bu dillerin yok olmaması için halklar mücadele etmeli.”

ÖĞRETMEN ATAMALARI BİNLERE ULAŞMALI

Kürtlerin statüsü ile Kürtçenin birbiriyle bağlantılı olduğunu ifade eden Tan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biri olmadan diğeri anlamsız kalır. Hem Kürtlerin hem de Kürtçenin statüsü kabul edilmeli. Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı kentlerde Kürtçenin resmi dil olması gerek. Bizim ana talebimiz bu. Okullarda Kürtçenin seçmeli olarak verilmesi, ‘küçük bir imkan’ bu imkanı mücadelenin bir parçası yaparak büyütmemiz gerekiyor. Her yıl sadece birkaç Kürtçe öğretmenin ataması yapılıyor. Bu büyük bir ayıptır. Bu sayının binlere ulaşması gerekir. Ne kadar çok kişi dersi seçerse, atama yapma konusunda da mecbur kalınır. Bu noktada da mücadele etmek gerek. Aile, Kürt kurumları ve Kürtçe öğretmenler arasında bir ağ örülmeli.”

DİLİMİZİ YAŞATABİLİRİZ

Kürtçenin kaderinin Kürtlerin mücadelesiyle belirleneceğini söyleyen Tan, “Kürtler ‘Kürtçeyi hayatın her alanında yaşatacağız’ kararını verirlerse, hiçbir güç bunun karşısında duramaz. Kimsenin gücü Kürtçeyi yok saymaya yetmez. Bunun olması için Kürtlerin, benliklerini asimilasyon politikalarından arındırmaları gerekiyor. Özellikle imanları olduğu ölçüde herkes Kürtçe yaşamalı, çocuklarını Kürtçe yaşatmalı. Bugün bir kişinin Kürtçe öğrenmesi için imkanlar var. İnternetten online veya yüz yüze eğitim veren kurumlar var. Devletin verdiği imkanların dışında da imkanlar var. Herkesin Kürtçe eğitim veren kurumlara sahip çıkması gerekir. Sadece devletin verdiği imkanlar ile yetinmemek gerekir. En büyük eğitim aileden alınan eğitimdir. ‘Okullarda verilen dersi seçtim bu iş tamam’ demek yanlış, bunu bir mücadele alanına çevirmek gerek. Kürtçenin kaderi bizim elimizde. Başka birinden bizim dilimizi yaşatmasını beklersek sadece kendimizi kandırmış oluruz. Dilimizi sadece biz yaşatabiliriz” dedi. (URFA)

Evrensel'i Takip Et