Kar yağışı değil kâr hırsı felç etti
İstanbul’da yağan şiddetli kar sonucu yaşananları Evrensel’e değerlendiren uzmanlar projelere yönelik uyarılarını hatırlatarak, hayatı felç edenin kar değil kâr hırsı olduğunu söylüyor.
TEM İSTOÇ mevkiinde mahsur kalan yüzlerce araç havadan görüntülendi | Fotoğraf: Ali Aksoyer/DHA
Meltem AKYOL
Eylem NAZLIER
İstanbul
İstanbul’da şiddetli kar yağışı sonucu Kuzey Marmara Otoyolu ve TEM’de ulaşım durdu. İktidarın eleştirilere rağmen yapımında ısrar ettiği İstanbul Havalimanında tüm uçuşlar durduruldu, çatı çöktü. Yolcular ve çalışanlar mahsur kaldı.
İstanbul’da yağan şiddetli kar sonucu yaşananları Evrensel’e değerlendiren uzmanlar ‘mega proje’ olarak sunulan projeler için yaptıkları “İklim koşulları değerlendirilmedi, rüzgar, kar, yağmur hesaplanmadı. Projeler denetlenmedi” uyarılarını hatırlatarak, hayatı felç edenin kar değil kâr hırsı olduğunu söylüyor.
"MEGA PROJE": ÇATI ÇÖKTÜ, YOLCULAR MAHSUR KALDI, KARTONDA YATTI
Ülke genelinde devam eden kar yağışı hayatı olumsuz etkilerken, İstanbul’da ise hayat resmen durma noktasına geldi. Mega proje olarak sunulan ve sık sık ‘Dünya bizi kıskanıyor’ denilen İstanbul Havalimanında fırtına ve yoğun kar nedeniyle gerçekleşmesi planlanan tüm seferler iptal edildi. Piste inen uçaklarda bulunan yolcular havalimanı içerisinde dahi ulaşım sağlanamadığı için 7 saat uçakta mahsur kaldı. Havalimanının kargo uçaklarına hizmet veren bölümünün çatısı çöktü. Şehir içi ulaşımın da durması nedeniyle havalimanında kalmak zorunda kalındı.
KÖYMEN: UYARDIK, DAVA AÇTIK AMA…
Mimarlar Odası İstanbul Şubesi hem Kuzey Marmara Otoyolu hem de İstanbul Havalimanı için uyardı, projelere itiraz etti. Hatta TMMOB tarafından 2014’te hazırlanan İstanbul Havalimanı raporunda hortum, aşırı sağanak yağışlar ve fırtınalar gibi risklerin değerlendirilmediği uyarısında bulunuldu. Ancak dikkate alınmadı.
Mimarlar Odası Şube Başkanı Esin Köymen “Biz demiştik demek istemiyoruz ama biz uyarmıştık” diyerek başlıyor sözlerine. Kuzey tarafına dair yaptıkları uyarıları bir kalemde hatırlatan Köymen, “Köprü, otoyol, havalimanı için raporlar sunduk. Özellikle havalimanının konumuna dair uyarılarımız hâlâ orada duruyor işte. ‘İklim koşullarına göre, rüzgar yönüne ve hızına göre hesap yapılması gerekiyor, sadece hesap yetmez buna uygun yapılıyor mu diye denetlenmesi de şart’ dedik. İşte ‘Taş ocakları var, onlar nedeniyle kot farkı oluşur, çukurların kapatılması yetmez, zaman gerekiyor’ dedik. Sadece şu İstanbul Havalimanındaki kargo binasının çatısının çökmesi meselesi. Bu en basit meslek eğitimidir inşaatta, yapının yüksekliği, kar yükü vs. hesaplanır ve proje ona göre çizilir. Buna uygun yapıldı mı diye de denetlenir. Bunların hangisi yapılmadı da çöktü o çatı, daha kaç yıl oldu bir de yani. Davalar açtık, bunlar da dikkate alınmadı. Yapan aynı denetleyen aynı…
O zaman da bugün yaşananalar kaçınılmaz oldu” diyor.
KUZEY MARMARA, BOLU, BATTI ÇIKTILAR…
Sorunun sadece İstanbul’la sınırlı olmadığının altını çizen Köymen şunları söylüyor:
“Bakın Bolu’da yolcular otobanda kaldı, Kuzey Marmara Otoyolu saatlerce açılmadı, insanlar mahsur kaldı. İstanbul Havalimanına uçuşlar durdu, insanlar havalimanı içerisinde hatta uçakların içerisinde mahsur kaldı. Duble yollar, battı çıktılar… Hepsi felç en ufak bir olayda. Bu bize kentlerin afetlere hazırlıklı olmadığını net bir şekilde gösteriyor. Planlama süreçleri afetlere dayanıklı kentlerin oluşması için yapılmıyor.
İşte karar veriliyor, ‘Şuraya üçüncü köprü yapalım, şuraya bir havaalanı yapalım, şuraya otoyol…’ Eee plan, afet riski, kamu yararı… Yok.. ‘Hızlı yapalım, en kârlı olanı yapalım’ mantığı işliyor. Meslek odaları ve iktidarlar arasındaki gerilim de bundan kaynaklı. Meslek odaları doğrudan doğruya ileriye yönelik planlama süreçlerinin masaya yatırılıp artıların eksilerin bilim insanları tarafından tartışılması ve bunun üzerinden kararların geliştirilmesini söylüyor. Bunu söylediğimiz için ‘yatırımların önündeki engel’ olarak görüldük, hedefe konduk.”
"SONUÇLARINI HALK ÖDÜYOR"
Buradaki sorunun kar değil, kâr hırsı olduğuna dikkat çeken Köymen sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bakın planlama dediğiniz şey birilerinin çıkarına göre değil, kamunun yararına göre yapılır. Bu ne demek, diyelim ki önümüzdeki 50 yılı planlayacaksınız, burada bazı eşikler vardır. Yapının yapılacağı alan -yol olur, havalimanı olur, büyük yatırımlar bunlar- konumu, coğrafi durumu, rüzgarı, iklimi, bitki örtüsü vs… değerlendirilir, kamusal açıdan en faydalı alan seçilir. Öyle mi yapıldı hayır, rant açısından en faydalı yer seçildi. Dolayısıyla bu da en ufak bir meteorolojik olayın bile büyük kayıplara yol açmasına neden oldu, oluyor. Siz eğer kamu yararının yerine şirketlerin kârını-çıkarını yani rantı koyar, buradan da siyasi çıkar elde etmeye kalkarsanız bunların sonuçları olur. Bugün bu sonuçları görüyoruz biz ve bedelini de halk olarak ödüyoruz.”
"BÜTÜN PLANLAR İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE GÖRE DÜZENLENMELİ"
Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Başkanı Gencay Serter ise yapılması gerekenlere dikkat çekiyor. İklim değişikliği uyarısı yapan Serter, “Afetler yağmur, kar, rüzgar vs. gibi meteorolojik olayların aşırı seviyeye gelmesi sonucu oluşuyor. Ve afetler iklim değişikliği ile birebir ilişkili. Sadece son bir yıla bakalım. Kışın kar yağışında artışı yaşıyoruz, yazın aşırı sıcaklar nedeniyle orman yangınlarının sayısı ve verdiği zarardaki artışı yaşadık artmaya başladı. Verdiği zararların kapladığı alanlar artmaya başladı. Bunu geçen yaz yaşadık. İlkbaharda-sonbaharda sel, işte Kastamonu Bozkurt’taki, Sinop Ayancık’taki sel… Ve şimdi. Bunların her biri için yıllardır uyarılar yapılıyor, yapıyoruz. Ve bugün bir kez daha görüyoruz ki hiçbir mevsimde hiçbir hava olayına hazırlıklı değiliz” diyor.
"BÜTÜNCÜL POLİTİKALARA İHTİYAÇ VAR"
TMMOB’ye bağlı odaların, alanda çalışan uzmanlarının yıllardır uyarılar yaptığını hatırlatan Serter, “Bakın belli hesaplar vardır, işte 100 yıllık, 50 yıllık ortalamalar alınır, yağıştan kara, rüzgardan sıcaklığa her şey hesaplanır. Ama artık bu hesaplar iklim değişikliği göz önüne alınarak yapılmalı. Yani bir yandan kuraklık yaşarken bir yandan aşırı yağışlar yaşanıyorsa burada artık bizi, uzmanları dikkate almalılar. Artık mevzuatların, şehircilik politikalarının iklim değişikliğini göz ardı etmeyecek şekilde düzenlenmesi, planlanması gerekiyor. Peki bu yapılıyor mu, hayır. Hem yerel yönetimleri hem de merkezi idareyi bağlayan bir durum” diyor.
Ulaşım politikalarının da bütüncül olarak ele alınması gerektiğini söyleyen Serter, “Bakıyorsunuz Ankara’da ODTÜ, İstanbul’da Kuzey Marmara Otoyolu yapılıyor. Yerel planlarda yok, uzmanlar uyarmış. Bırakın iklim değişikliğini dikkate almayı mevcut uyarılar dahi dinlenmiyor. Artık bütüncül bir şehircilik ve ulaşım politikasına ihtiyaç var. Yerel yönetimden merkezi yönetime ve halka kadar bunun planlanması gerekiyor. Aksi taktirde daha bunları çok yaşarız” uyarısında bulunuyor.