Yoksulluk tarikatlara muhtaç bırakıyor

Tekstil işçisi bir genç

Kayseri

Geçtiğimiz günlerde Elazığ’daki tarikat yurdunda gördüğü çeşitli baskılar sonucu hayatına son veren Enes Kara için bir fabrika işçisi olarak ben de bir şeyler söylemek istiyorum.

Öncelikle Kayseri’de tarikatlar ve cemaatler oldukça yaygın. Fabrika içinde yan yana çalıştığımız arkadaşımızdan komşularımıza kadar çevremizdekilerin farklı farklı tarikatlara üye olduklarını görüyoruz. Her tarikatın iş yerleri ve mahallerde açık bir şekilde çalışma yürüttüğüne şahit oluyoruz. Gördüğüm kadarıyla bu tarikatlara giden insanların da genellikle bu tarikatların imkanlarından faydalanmak için gittiklerini söyleyebilirim. Çünkü bu tarikatlar özellikle ekonomik krizin olduğu bu süreçte erzak ve kira gibi yardımlar yapıyorlar. Kayseri’de de bu tarikatların oldukça fazla ev ve yurtları var. Elbette herkes sadece bunlardan faydalanmak için tarikatlara gidiyor diyemeyiz ama benim gördüğüm kadarıyla yoksul insanlar genellikle bunlar için gidiyorlar.

“GENCECİK ÇOCUĞA KIYDILAR”

Mesela benim çalıştığım fabrikada asgari ücret ile çalışıp çocuk okutmaya çalışan işçiler var. İster istemez bu işçiler maddi koşullar yüzünden zorluk yaşadıkları için çocuklarını tarikat yurtlarına gönderiyorlar. Aynı zamanda “Dindar insanlardan zarar gelmez” algısı da var. Geçen bir işçi ile Enes Kara’yı konuşurken “Tıp öğrencisi günde sadece üç saat ders çalışabildiği için intihar etmiş çünkü ders çalışmasını engelleyip cemaate katmak için zorluyorlarmış. Gencecik çocuğa kıydılar” dedi. Genel olarak Enes Kara’nın intiharı işçiler arasında tartışıldı, cemaate giden işçiler dahi tepki gösterdiler. Bir insana zorla bir şeyler yaptırılması ve ders çalışamamasına dair “Ailesi zaten ders çalışsın, para anlamında zorlanmasın diye oraya göndermiş ama insanın hayatı daha önemli.” diyenler de az değildi.