26 Ocak 2022 09:49

Ömer Koç’un Türkiye’si gençlere ne sunuyor?

Geleceğimiz ne Ömer Koç Türkiye’sinde ne Elon Musk ABD’sinde ne de Dieter Zetsche Avrupası’nda! Gençlik güvenceli geleceğini ancak eşit, özgür ve demokratik bir ülkede kurabilir!

Ömer Koç’un Türkiye’si gençlere ne sunuyor?

Fotoğraf: Evrensel

Mert AKYILDIZ

Çukurova Üniversitesi  

Geçtiğimiz günlerde TÜSİAD’ın “Oyunun kuralları değil, kendisi değişti” temalı Dijital Türkiye Konferansı’nda konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, gençlerle ilgili “Ülkemizin kısıtlı imkanlarıyla yetiştirdiği pırıl pırıl gençlerimizin giderek artan bir şekilde kazanımlarını ülkemize aktarmak yerine istikballerini yurt dışında arama gayretine düştüklerini görmek beni hem fevkalâde üzüyor, hem de had safhada endişelendiriyor” sözleriyle gündem oldu. Peki bu endişenin kaynağı ne? Ömer Koç’un ve TÜSİAD’ın gençlikten beklentisi ne yönde? Kim bu Ömer Koç?

Kendisi milyonlarca doların sahibi, TÜPRAŞ yönetim kurulu başkanı Ömer Koç. Bu hayata koskoca (!) Rahmi Koç’un oğlu olarak dünyaya gelmiş bir kere. Liseyi Robert Kolejinde, üniversiteyi Georgetown Üniversitesi ve Columbia Üniversitesinde tamamlamış. Tıpkı üniversite eğitimini Rice ve Harvard Üniversitesinde tamamlayan kardeşi Ali Koç gibi. Öğretim hayatlarını, yurtdışına gitmesinden endişe ettikleri üniversite öğrencileri gibi kendi ülkesinde geçirmeyen bu insan veya insanların kaygısı ne o zaman? Gençlerin yurtdışına gitmesine dair kaygıları eminim ki onlara rahat bir yaşam sunmayan, gençliği ucuz işgücü haline getiren, milyonlarcasını işsiz bırakan iktidara bir tepki değil. Kendisine ucuz işgücü olarak endekslenen gençliğin elinden kaçıyor olması. Dilerseniz iki farklı portreye uzanalım. Bir tarafta Koç ailesinde dünyaya gelen bir gencin yaşamı, diğer taraftan emekçi bir ailenin çocuğunun yaşamı.

“EMEKÇİ ÇOCUĞU İLE KOÇ AİLESİNDE DOĞAN BİR GENÇ AYNI KADERİ PAYLAŞMIYOR”

Eğer Koç ailesinde doğduysanız gençliğiniz köşklerde, saraylarda, villalarda geçecektir. Bir genç olarak en büyük gündelik kaygınız muhtemelen hangi lüks arabanızı süreceğiniz, özel jetinizle hangi ülkeye gideceğiniz; liseyi hangi ülkede, üniversiteyi hangi ülkede bir milyarder olarak okuyacağınızdır. Okul malzemelerini alırken dahi zorlanan, sosyal aktivite alanlarına ayırabilecek parası dahi olmayan bir emekçi çocuğu ile Koç ailesinde doğan bir genç aynı kaderi paylaşmıyor. Ezberci sınav sistemi içerisinde boğulup kazandığınız üniversitenizden mezun olduktan sonra karşınızda olan tablo iş bulma kaygısı, düşük ücretlere mecbur bırakılma ve KYK borçlarından ibaret. Bu işin sadece bir yüzü. Asıl değinilmesi gerekilen durum Ömer Koç’un yurtdışına gitmesinden kaygı duyduğu üniversite gençliğinden beklentisinin ne olduğu.

“MESLEK LİSELERİ PATRONLARIN UCUZ İŞ GÜCÜ KALESİ DURUMUNDA”

Koç Holding de dâhil olmak üzere bütün sermaye grupları, geçmişten bugüne dek gençlik kesimleri ve bu kesimler üzerinden yaratılan ucuz işgücü piyasasına dair birçok proje yazıp çizdi. Bunlardan birisi de Koç Holding tarafından hazırlanan ve MEB ile birlikte hayata geçirilen “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesiydi. Meslek liseleri kuruldukları günden beridir gençlik kesimleri içerisinde sömürünün en katmerlisinin olduğu yerlerin başında gelir elbette. Sistemlerinin devamlılığı için kalifiye ama ucuz işgücü piyasası oluşturmak için teşvik edilen meslek liseleri tabii ki Koç Holding için de diğer sermaye grupları için de gerçekten bir memleket meselesiydi. Staj adı altında asgari ücretin çok altında çalıştırılma mı dersiniz lise hayatından koparılıp günlerce düşük ücrete henüz çocuk sayılan öğrencileri ağır şartlarda çalıştırma mı dersiniz, ne derseniz deyin. Resim ortada. Ayrıca meseleye bakmak için çok uzağa da gitmeye gerek yok. Güncele baktığımızda da maske ve dezenfektan üretimi için öğrencileri pandemi şartlarında canlarını hiçe sayarak çalıştıran da Antep’te koca koca billboardlara “767 TL maaşa dört gün çalışma bir gün okul” diyerek “Geleceğin ustalarını arıyoruz” diyen de ortada. O yüzden Koç Holding ve diğer sermaye grupları kaygılanmayacak da kim kaygılanacak? Ömer Koç ve diğer sermaye grupları gençliğe onları sömürmekten ve onlar üzerinden servetlerine servet katmaktan başka ne yol sunuyor ki? Kendisine ait olan TÜPRAŞ’ta genç işçiler ne alıyor, kardeşi Ali Koç Ford fabrikalarında gençlere nasıl bir yaşam sunuyor? Ya da üniversiteyi bitirmiş bir genç bu ekonomik şartlarda nasıl bir yaşam sürüyor? Bunlar Koç ailesinin gerçekten gündemine girebilecek ve onları kaygılandırabilecek meseleler değil. Çünkü bu bizim meselemiz.

GENÇLİK KENDİ GELECEĞİNİ EŞİT, ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE KURABİLİR!

Her geçen gün artan hayat pahalılığı, sırtımıza binen zamlar karşısında bizler önümüzü dahi göremezken Koç Holding de dâhil olmak üzere sermaye grupları büyüme ve ihracat rekorları kırarak servetlerine servet kattı. Teknokentlerde, meslek liselerinde, fabrika ve atölyelerde gençlik üzerinden kar üstüne kar yapan sermaye grupları karşılığında gençlere işsizlik, ekonomik problemler ve gelecek kaygısından başka hiçbir şey sunmadı. Bizlerin en basit taleplerine dahi kulaklarını tıkayanlar, bizleri ekonomik kaygılarımız olmadan okuyabileceğimiz üniversiteden, iyi bir eğitimden, eğitimimize göre bir işten, güvenceli ve insanca bir yaşamdan mahrum bırakanlar bugün bizim için üzüntü duyduklarından bahsediyorlar. Fakat bahsedilen kaygının gençliğin değil kendi kaygıları olduğu apaçık bellidir. Geleceğimiz ne Ömer Koç Türkiye’sinde ne Elon Musk ABD’sinde ne de Dieter Zetsche Avrupası’nda! Gençlik kendi güvenceli geleceğini ancak eşit, özgür ve demokratik bir ülkede kurabilir

Evrensel'i Takip Et