Kriz ağırlaşıyor kaygılar artıyor
“Bir öğrenci olarak dersleri düşündüğüm kadar sürekli ‘Ne yapacağız biz? Böyle nasıl gidecek? Bu fiyatlar ne olacak?’ gibi sorulara da cevap arıyorum.”
Fotoğraf: Pixabay
ODTÜ'den bir öğrenci
Yıllar boyu süre gelen küçük ekonomik krizler zincirinin bugünlerde son büyük halkasını yaşamaktayız. Kapitalizmin kaçınılmaz sonuçlarından olan bu süreçlerde kapitalistlerin kârına kâr kattığını ancak işçilerin, öğrencilerin, gençlerin giderek daha çok fakirleştiğini görebiliriz. Geçmişe baktığımızda ise ülkemizde son yirmi senede yaşanan 2001, 2008 ve son olarak da hala yaşamaya devam ettiğimiz 2018 krizi, bunların hükümete bağlı değil, sistemsel sonuçlar olduğunun kanıtıdır. Bunların çözümü ise hükümet değişikliklerinden değil, sorunun temel kaynağına inerek krizler çağının temel nedeninin kapitalizm olduğunu anlamaktan ve örgütlü mücadeleden geçiyor.
Biz de Biyolojik Bilimler Emek Gençliği olarak yaptığımız “Ekonomik Kriz ve Gençlik” başlıklı etkinliğimizde yaşadığımız ekonomik krizi ve bu sürecin hayatımızdaki etkilerini tartıştık.
“KRİZLERİN ÇÖZÜMÜ KAYNAĞINI ORTADAN KALDIRMAKTA”
Etkinliğimize katılan Biyoloji birinci sınıf öğrencisi Fatma Çakır, krizlere bulunan ekonomik çözümlerin geçici çözümler olduğunu, krizlerin bu sistemin doğasında var olan bir dinamik olduklarını ve halkın yıllar içerisinde bu tür krizler ile sömürülmeye devam ettiğini söyledi. “Etkinlikte pandemide raflarda kimsenin alamayacağı pahalılıkta ürünler birikirken kapitalistlerin bu yaşadıkları tıkanıklığı yine daha çok işçi hakkı gaspına başvurarak aşabildiklerine değinmek çok değerliydi” diyerek krizlerin tek çözümünün onu doğuran sistemin değiştirilmesi olduğunu anladığından bahsetti.
Etkinlikte tartıştıklarımız üzerine konuşan diğer bir birinci sınıf Biyoloji öğrencisi; ekonominin kötü durumunun psikolojisini çok kötü etkilediğini, kitap fiyatlarındaki artışlardan dolayı kitaplardan PDF şeklinde yararlanmak zorunda kaldığını aktardı. Ailesiyle yaşadığı için hiçbir burs olanağından faydalanamadığından ve burs kriterlerinde çok aşırı durumlar aranmasından şikâyet etti. “Bir kahve bir suyun fiyatı neredeyse otuz lirayı bulduğundan istediğim gibi dışarı bile çıkamıyorum. Bir öğrenci olarak dersleri düşündüğüm kadar sürekli ‘Ne yapacağız biz? Böyle nasıl gidecek? Bu fiyatlar ne olacak?’ gibi sorulara da cevap arıyorum. Bir gün bir şey yaptıysak ertesi gün bir şey yapmıyoruz ki para kalsın” diyerek pandemi sebebiyle yüz yüze eğitim verilmemesinin ve ekonomik sorunların sosyal hayatını çok etkilediğini belirtti.
Etkinliğimizde aynı zamanda temel bilim öğrencileri olarak artan kurlar ve baskılardan dolayı yurtdışı stajlarımızın hayale dönüştüğünü ve laboratuvar derslerinde kullanılan materyallerinin sürekli bahane edilen yetersiz bütçeden dolayı sınırlı olmasının en temel hakkımız olan nitelikli eğitime ulaşmamız karşısında bir engel olduğunu tartıştık. Geçmiş dönemlerde bile bir temel bilim öğrencisi için gelecek kaygısı sürekli gündemde olan bir konu iken günümüzdeki bu imkânsızlığın bu kaygıyı arttırdığını ve yetersiz eğitim ile dolar kuru gibi sebeplerin birçok öğrencinin yurt dışına gitmesini zorlaştırdığını ekledik.
Emek gücünden kâr elde etme sisteminin gölgesinde hayatlarımızı idame ettirmeye çalışıyor ve başarısız oluyoruz. Hayallerin gerçekleşmesi, ihtiyaçların giderilmesi ve daha güzel yarınlar için sıra arkadaşlarımızı mücadeleye, birleşmeye ve örgütlenmeye davet ediyoruz, çünkü farkına varmalıyız ki bunu ancak birlikte başarabiliriz.