30 Ocak 2022 18:04

Ukrayna gerilimi | Hem imkansız hem yaklaşan savaş

Olası bir savaş hakkındaki halk görüşünün uzman görüşünden bu kadar dramatik bir şekilde ayrıldığı başka bir zaman hatırlamıyorum. Moskova’da tanıdığım hiç kimse bir savaşın yakın olduğuna inanmıyor.

Alexander Fomin (solda), Alexander Grushko (ortada) Jens Stoltenberg (sağda) | Fotoğraf: nato.int

Paylaş

Maxim TRUDOLYUBOV*
Moscowtimes.com

Moskova’daki konser salonları ve kafeler dolu ve Kovid kısıtlamalarına uyum gevşek. Moskova’da tanıdığım hiç kimse bir savaşın yakın olduğuna inanmıyor. İnsanlar haberleri, sadece devlete ait gazeteleri değil, okuyup izliyorlar ama yine de inanmıyorlar. Bir arkadaşım kahve içerken “hepsi oyun” diyor.

Birçoğu, yakın bir savaşla ilgili tartışmaların esas olarak inanmadıkları ABD ve İngiliz medyasından geldiğini düşünüyor. Bazıları, Başkan Putin’in Ukrayna yakınlarında asker toplamasının, Mart ve Nisan 2021’de yapılan konuşlandırmalara benzer bir müzakere taktiği olduğuna inanıyor. Bazıları, bunu ciddiye almayı reddediyor. Birçok Rus’un zihinsel evreni savaş içermiyor.

Halk görüşünün uzman görüşünden bu kadar dramatik biçimde ayrıldığı başka bir örnek hatırlamıyorum. Uzmanlar arasında konuştuğum hemen hemen herkes, çatışma olasılığının yüksek olduğu kanısında. Bugün birçok analist, geçen bahardakilerin aksine mevcut konuşlandırmaların bir eylem hazırlığı olduğunu düşünüyor.

François Heisbourg bana telefonda “Bu, 1983’ten beri içinde bulunduğumuz en tehlikeli durum” diyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsünde (IISS) Avrupa için kıdemli danışman olan Heisbourg’a göre bugünün olayları, ona 1983’ün dramatik sonbaharını hatırlatıyor. 1 Eylül’de bir Sovyet önleme uçağı, Kore Hava Yollarının New York’tan Seul’e yaptığı bir uçuşu, (hava sahasına) izinsiz giren bir ABD casus uçağı zannedip düşürdü. Trajediye, KAL pilotlarının navigasyon hatası ve Sovyetlerin hava sahası izinsiz girişlerine karşı düşük toleransı neden oldu.

Aynı yılın kasım ayında NATO, çatışmanın tırmanacağı ve koordineli bir nükleer saldırı simülasyonlarını içeren Able Archer 83 adlı yıllık tatbikatını gerçekleştirdi. Sovyet komutanları ülkenin nükleer kapasitesini hazırladı ve Doğu Almanya ile Polonya’daki hava birimlerini alarma geçirdi. 2015 yılında tatbikatla ilgili raporların gizliliği kaldırıldığında, analistler ve tarihçiler 1983 sonbaharının tarihteki en ölümcül nükleer yakınlaşmalardan biri olduğu sonucuna vardılar.

(Bugün) Rus hazırlıklarının göreceli şeffaflığına rağmen, pek çok şey bilinmiyor. Operasyonel sürprizler Başkan Putin’in uzmanlık alanıdır, bu nedenle analistler, uzaktan hava saldırılarından siber saldırılara ve tam teşekküllü bir kara istilasına kadar tüm olasılıkları değerlendiriyor. Pek çok şey mümkün, ancak analistlere göre, Moskova’nın hareketsiz kalacağını hayal etmek zor. François Heisbourg, silahlı bir çatışma olasılığını yüzde 50 ila 70 olarak değerlendiriyor.

Rusya’nın olası bir aktif askeri operasyonu için bir başka dolaylı argüman, ülkeyi olası yeni yaptırımlardan korumak için uzun vadeli stratejisidir. Rusya yıllardır döviz rezervlerini artırıyor ve ekonomisini “Ters dolarize etmeye” çalışıyor. Merkez bankası rezervleri 2015 sonundan bu yana yüzde 70’ten fazla artarak 620 milyar doları aştı. Geçen hafta açıklanan rakamlara göre, dolar rezervleri, haziran 2020’deki yüzde 22,2’den düşerek geçen yıl toplam rezervlerin yüzde 16,4’ünü oluşturdu.

Rusya hükümeti muhafazakar bir maliye politikası yürütüyor ve borcunu GSYİH’nin yüzde 20’sinin altında tutabildi. Borcun 2023’ün sonunda yüzde 18,5’e düşmesi bekleniyor. Karşılaştırırsak, IMF verilerine göre, ABD’nin devlet borcunun GSYİH’ye oranı yüzde 133.

Önemli bir bilinmeyen, Rusya’nın Batı’ya yönelik ültimatomlarının başarısızlığa uğrayıp uğramadığı. Batılı analistlerin çoğu, Moskova’nın Washington ve NATO yetkililerinin başlangıçta kabul edecekleri taleplerini bilerek genişlettiğine inanıyor. Rusya’nın NATO’ya güvenlik garantileri konusunda önerdiği anlaşma, diğer şeylerin yanı sıra, bugünün ittifak üyesi ülkelerinin 27 Mayıs 1997’de orada olmayan NATO tarafından konuşlandırılmış tüm silahları geri çekmesini ve böylece Rusya-NATO dengesinin 1997 yapılandırmasına geri dönmesini istiyor.

Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti 1999’da NATO’ya katıldı; Bulgaristan, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya ve Estonya 2004’te üye oldular. Arnavutluk ve Hırvatistan 2009’da, Karadağ 2017’de ve Kuzey Makedonya 2020’de katıldı. Rusya’nın önerileri, tüm bu ülkelerin Kuzey Atlantik ittifakı (NATO) tarafından onlara sağlanan askeri korumadan etkin bir şekilde vazgeçmeleri gerektiği anlamına geliyor, pek olası olmayan bir teklif.

Batılı uzmanlar, Putin’in güçlü duruşunu bu kadar halka açık hale getirerek gemileri yaktığını düşünüyor. Askeri birlik yığınağı bir şekilde kullanılmazsa, bu durum, Putin’in uluslararası ve içerideki güvenilirliğine kalıcı olarak zarar veren içi boş bir tehdit haline gelecek.

Hakim Batılı bir görüşe göre, Moskova’nın gerilimi azaltmaktan çok yükseltmek için nedeni var, ancak Rus diplomatlar Rusya’nın kimseye saldırmayacağında ısrar ediyor ve iki önerisine ayrıntılı bir yazılı yanıt bekliyor.

ABD’nin Moskova Büyükelçisi John Sullivan, Washington’un yanıtını Rusya Dışişleri Bakanlığına iletirken, NATO yetkilileri yanıtlarını Brüksel’deki bir Rus diplomata ilettiklerini söyledi. Her iki metin de, tahmin edilebileceği gibi, her devletin ittifaka katılıp katılmama konusunda kendi karar verme hakkına sahip olduğu NATO’nun açık kapı üyeliği “temel ilkesinin” altını çiziyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, örgütün, üyelerinin ve ortaklarının güvenliği için ideallerinden “Taviz veremeyeceğini” belirtti.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rus parlamentosu olan Devlet Dumasına, Moskova’nın güvenlik garantilerine ilişkin ABD yanıtını yayımlamayacağını, sadece yanıtların genel anlamını açıklayacağını söyledi. ABD’nin de zaten yazılı yanıtın kamuya açıklanmaması gerektiğini söylediğini belirtti. Lavrov, “Her şeye bu şekilde yaklaşırlarsa, muhtemelen ABD belgesini yayımlayamayacağız” dedi. Ancak ABD’nin tepkisinin anlamını Rus ve uluslararası kamuoyuna açıklama sözü verdi.

Bir Rus işgaline karşı çıkan argümanlar arasında, Moskova’nın yıldırım hızında askeri kararlar ve konuşlandırmalar yapabileceğini (örneğin Suriye ve Kazakistan’da) defalarca göstermesi yer alıyor.

Ukrayna yakınlarındaki güç birikimi aylardır açıkça görülüyor. Moskova’nın hamlelerinin beslediği genel beklenti, askeri operasyonlara yönelik gizli ve çevik yaklaşımıyla çelişiyor. Dikkate alınması gereken bir diğer nokta da, herhangi bir operasyonun, başlamadan önce Rus kamuoyuna “adil savaş” olarak sunulması gerektiği. Rusya’nın askeri olarak karşılık vermesi için bir tür darbe alması gerekiyor.

Batılı bir perspektiften bakıldığında -Kremlin herhangi bir inandırıcılığa aldırış etmese bile- Moskova, iç kamuoyunun yararına makul görünecek bir casus belli (savaş nedeni) talep ediyor. Ancak Rus kamuoyunun sorunu, devlet tarafından yürütülen propaganda kanallarından geniş ölçüde etkilenmesi ve sonuç olarak birçok insanın, hepimizi etkileyebilecek konularda dikkatli bir görüş oluşturmaya çalışmaktan vazgeçmiş olmasıdır. Bir arkadaşımın dediği gibi “hepsi oyun”.

* Kennan Enstitüsünde Kıdemli Araştırmacı ve Rus gazetesi Vedomosti’de Editör. 2013 sonbaharından bu yana The International New York Times’a da yazılar yazıyor.

ÖNCEKİ HABER

Davutpaşa aileleri 14 yıldır adalet arıyor

SONRAKİ HABER

Political Scientist Dinçer Demirkent: 'I will launch an attack, let everyone know' notice!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa