4 Şubat Dünya Kanser Farkındalık Günü: HPV aşısı ücretsiz yapılsın
Önlenebilir olmasına rağmen dünyada her yıl yüz binlerce kadın rahim ağzı kanserinden yaşamını yitiriyor. Bu durumun önüne geçmek için rahim ağzı kanseri aşısının (HPV) ücretsiz olması gerekiyor.
Fotoğraf:Pixabay
Ramis SAĞLAM
İzmir
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü (UICC), 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde 22 yıldır kansere olan farkındalığı yükseltmek, tanı, erken tedavi ve engellenmesine teşvik için kampanyalar ve etkinlikler düzenliyor. Ülkemizde de birçok kurum tarafından düzenlenen etkinliklerle farkındalık yaratılmaya çalışılıyor.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneğinin verdiği bilgilere göre ise rahim ağzı kanseri her yıl dünyada 274 binden fazla kadının ölümüne sebep oluyor ve gelişmiş ülkelerde kadınlar arasında görülen kanserler listesinde 2. sırada yer alıyor. Önlenebilir olmasına rağmen dünyada her yıl yüz binlerce kadın rahim ağzı kanserinden yaşamını yitiriyor. Rahim ağzı kanserini İzmir Tabip Odası Başkanı Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Lütfi Çamlı ve İzmir’deki kadın örgütleri ile konuştuk.
Çamlı, rahim ağzı kanserinin genellikle orta ve ileri yaş kadınlarda görülse de herhangi bir yaşta ortaya çıkabileceğini belirtti. Rahim ağzının yüzeyini oluşturan hücre tabakasının anormal hücrelere dönüşmesiyle kanser öncülleri (CIN) denilebilecek hücrelerin ortaya çıktığını söyleyen Çamlı, “Kanser öncülleri erken saptanıp tedavi edilmediklerinde rahim ağzı kanserine dönüşebiliyor. Bu değişimden sorumlu olan temel etken, ’HPV‘ olarak bilinen human papilloma virüsüdür. Bu virüs cinsel yolla bulaşıyor. HPV enfeksiyonlarının kanserojen tipli olanları rahim ağzı hücrelerinde genetik değişikliklere yol açıp kanserojen değişikliklere götürebilirler” dedi.
RAHİM AĞZI KANSERİNİ TETİKLEYEN ETKENLER
HPV enfeksiyonları dışında risk faktörlerine vurgu yapan Çamlı, birden fazla cinsel partnere sahip olmak veya partnerinin birden fazla cinsel partneri olması, erken yaşta (16 yaştan erken) başlayan cinsel aktivite, düşük sosyoekonomik düzey, yüksek doğurganlık sayısı, sigara kullanımı, diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara maruz kalma, bağışıklık sistemindeki baskılanmaların rahim ağzı kanserini tetikleyebilecek unsurlar arasında olabileceğini söyledi.
ERKEN DÖNEM BELİRTİLERİ
Rahim ağzı kanserinin erken dönemde hiçbir belirti vermediğini ifade eden Çamlı, genel olarak, menstrüasyon (adet) dönemleri arasında düzensiz kan lekesi veya hafif kanama, cinsel ilişki sonrası kanama, cinsel ilişki sırasında ağrı, menopoz sonrası lekelenme veya kanama, bazen pis kokulu da olabilen vajinal akıntı, sırt, bacak veya kadın cinsel organlarının olduğu bölgede ağrı, yorgunluk, kilo kaybı, iştahsızlık, tek ya da iki bacakta şişkinlik, idrar yaparken ki ağrılar olabileceğini dile getirdi.
"HPV AŞISI VE TARAMA TESTLERİ ÖNEMLİ"
Rahim ağzı kanserinin önlenmesi için ellerinde HPV aşıları ve tarama testleri gibi iki önemli silah bulunduğunu belirten Çamlı, “Çoğu kadın, hayatının bir döneminde karşılaştığı HPV virüsünü kendi vücut savunma sisteminin yardımı ile yener. Bazı HPV virüsleri ise bu savunma sisteminden güçlü çıkar ve rahim ağzı kanserine neden olur. Bu süre yaklaşık 10-15 yıl kadar sürer. Dolayısıyla takip ve tarama yöntemleriyle kanser olunmadan anormalleşmeyi tespit edip kanser önlenebilir” diye konuştu.
"SAĞLIK KONTROLLERİ ÖNEMLİ"
Önlem alınması ve düzenli sağlık kontrollerin yapılmasının önemine değinen Çamlı, “Ülkemizde ulusal kanser tarama standartlarına göre; 30-65 yaş grubundaki her kadın belirli aralıklarla HPV ve Pap smear testi ile taranmaktadır. HPV testi rahim ağzı hücrelerde virüsün tespiti esasına dayanan bir testtir. Pap smear testi ise dökülen rahim ağzı hücrelerin toplanıp incelenmesi esasına dayanan bir testtir. HPV ve Pap smear testi son derece basit ve ağrısız işlemler olup testler aynı anda yapılmaktadır” diye ekledi.
"HPV AŞISI KANSERİN YÜZDE 70’İNİ ÖNLEYEBİLİR"
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü raporlarına göre, her yıl yaklaşık 14 milyon kişinin HPV ile enfekte olduğu, bir kadının hayatı boyunca bu virüs ile karşılaşma olasılığının yaklaşık yüzde 80 olduğu, HPV aşılarının ise rahim ağzı kanserlerinin yüzde 70’ini önleyebileceği belirtiliyor. HPV’nin diğer bazı kanserlerden de koruduğu, bu nedenle 9-14 yaş aralığı kız çocuklarının aşılanması gerektiği belirten Çamlı, son dönemde bazı ülkelerde erkek çocuklarının da aşılanmaya başladığını söyledi.
ETKİN AŞILAMA VE TARAMA HEDEFLENİYOR
Dünya Sağlık Örgütü yakın zamanda bu kanseri elimine etmek için bir strateji planı geliştirdi. Bu plana göre 2030’a kadar 15 yaş ve altı kız çocuklarının yüzde 90’nın aşılanması, 35 yaşına kadar kadınların en az bir kez uygun yöntemle taranması, bunun 45 yaşında bir kere daha tekrarlanması öngörülüyor. Bu uygulama ile kanser öncülleri ya da kanser olgularının önlenmesi ya da erken tedavisi çok büyük ölçüde başarılabilecek.
"AŞIYA ERİŞİM DÜŞÜK"
Ülkemizde HPV aşıları ücretli olup, özellikle bu kanser açısından riskli grup olan düşük sosyoekonomik kesimde maliyet nedeniyle aşıya erişim çok düşük düzeyde. Ülkemizde rahim ağzı kanserleri ile ilgili olarak halihazırda yürütülen ulusal taramanın yanında HPV aşılarının da ücretsiz olması ve ulusal aşı programına eklenmesinin, önlenebilir hastalık ve ölümlerin önüne geçilebilmesi açısından gerekli olduğunu ifade eden Çamlı, “Geçtiğimiz aylarda TTB, Sağlık Bakanlığına yazdığı yazı ile rahim ağzı kanserinden aşıyla korunmanın mümkün olduğuna dikkat çekerek HPV aşılarının ulusal aşı takvimine eklenmesini talep etti” dedi.
HPV AŞISI ÜCRETSİZ YAPILSIN
Bornova Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Zeynep Reyşen ise, “HPV aşısı dünyada birçok gelişmiş ülkede ulusal aşı programına dahil edilmiş durumda ve ücretsiz uygulanıyor. Kadınlarda rahim ağzı kanserine neden olan HPV’den aşıyla korunmak mümkün. Üstelik birçok insan aşıdan bile bihaber. Önlenebilir bir hastalık olan rahim ağzı kanseri, bireylerin ekonomik gücüne, kişisel bilgi ya da hassasiyetine bırakılmayacak kadar önemli bir hastalık. Bu bir toplum sağlığı sorunudur. Onun içindir ki HPV aşısının ulusal aşı programına alınmasını ve aşının ücretsiz olarak yapılmasını talep ediyoruz. Bunun için de her alanda olduğu gibi bu konuda da mücadele ediyoruz” diye konuştu. Reyşen kadınları hakları ve hayatları için örgütlenmeye çağırdı.
"3 DOZ HPV AŞISI 2 BİN LİRA"
Buca Evka-1 Kadın Kültür ve Dayanışma Evi Dernek Başkanı Neşe Gürgör de HPV aşısının yapılmasının önemli bir konu olduğunu söyledi. HPV aşısının Türkiye’de sigorta kapsamında olmamasını eleştiren Gürgör, “Uygulandığı yaş aralığına göre 2 ya da 3 doz tavsiye edilen HPV aşısının 3 doz güncel fiyatı ise 2 bin lirayı geçmektedir. HPV virüsü kaynaklı rahim ağzı kanseri nedeniyle dünyada her yıl yüz binlerce kadın hayatını kaybediyor. HPV aşısının ulusal bağışıklama programına dahil edilmesi ve ücretsiz sunulması gerekmektedir” dedi.
"DERNEK OLARAK 20’DEN FAZLA DAVA AÇTIK"
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Avukat Müjde Tozbey ise, HPV aşısının Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) bedeli ödenecek ilaçlar listesine girmesi başvurularının reddedildiğini hatırlattı. Tozbey, “5510 sayılı Kanun gereğince yayımlanan SUT, hak sahiplerinin kurum tarafından karşılanacak yardımlarının içeriğinin ve kapsamının belirlenmesini sağlamaktadır. Bu yardımların kapsamı dönem dönem değişmekte, bazı hastalıklara ödenecek ilaçların bedeli SUT’a eklenip çıkarılabilmektedir. Buna göre bilimsel verilerle ve toplumun sağlığının korunması ilkesiyle hazırlandığı iddia edilen tebliğde kadınlarda ölümle sonuçlanan rahim ağzı kanserinin önlenmesini mümkün kılan HPV aşısının yer almamasının bir izahı yoktur” diye konuştu
Dernek olarak 20’den fazla emsal dava açtıklarının bilgisini veren Tozbey, “Bu sağlık hakkı konusu artık topluma mal olmuş bir konudur. Biz bu mücadeleyi bireysel olarak veremeyiz diye düşünüyoruz. Bu nedenle farkındalık muazzam derecede önemlidir. Aşı bedelini kendi karşılayan arkadaşlarımızla beraber bu bedelin kendilerine iadesini talep ettik. Çabamız, yaşam hakkı mücadelemizin bir parçasıdır. Aşımızı istiyoruz. Eşitlik ve özgürlük için mücadele ediyoruz” dedi.