07 Şubat 2022 04:39

Dananın kuyruğu

Tüm sağlık çalışanları; hekimiyle, hemşiresiyle, teknisyeniyle, laborantıyla, taşeronu ile greve çağrıldı. Bana göre dananın kuyruğu 8 Şubat günü kopacak.

Fotoğraf: Evrensel 

Fatih Sürenkök
Fatih Sürenkök

5 Kasım 2003’de Türkiye genelinde tüm sağlık çalışanları, TTB’nin almış olduğu kararla iş bırakacaktı. Dönemin sağlık bakanı tüm valilere gönderdiği yazı ile; eylemin yasal olmadığını, eyleme katılanların tek tek isimlerinin bakanlığa gönderilmesini istemişti. Eylemden bir gün önce İzmir Tabip Odası yönetimi adına, İzmir Valisini ziyarete gittim. Sayın Vali makamında yoktu ama hemen telefon ile bağlantı kuruldu. Sayın Vali’nin ilk sözü “Başkan sağlıkta grev olur mu?” idi. Ben de O’na “hafta sonları, bayram ve idari izinlerde de aynı şeyi yaşıyoruz. O zaman da hastanelerde biz çalışıyoruz. Tedbirler alındı, hastaların sorumluluğu bize ait” dedim.

5 Kasım 2003’de İzmir’de tüm kamu hastaneleri ve üniversitelerde “iş bırakıldı.” Hiçbir hasta, grevle ilgili sıkıntı çıkarmadığı gibi, sağlık çalışanlarına destek oldu. Dönemin sayın Valisi aynı gün telefon ile arayarak bize teşekkür etti ve ekledi; “İzmir’den tek bir kişinin bile ismi gitmeyecek.” Ve gitmedi.

2003’den bugüne sanırım 20’ye yakın sağlıkta grev etkinliği yapıldı ama hiçbiri bana göre, 8 Şubat’ta yapılacak kadar kritik değil. 2021’in Kasım ayında başlayan hareketlenme, Sağlık Bakanlığının sözüm ona hekimlere kısmi iyileştirme sözü ile sonlanacaktı. Ancak bu sonu yaşayamadık. Sağlık Bakanı torba yasaya konulan bu maddeleri geri çekerek, işleri ağzına yüzüne bulaştırdı. Bir de ilkokul çocuğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından azarlandı.

Meclis’ten yasanın geçmemesi hekimlerde ciddi bir hayal kırıklığı oluşturmuştu. Bu sırada TTB, hızlıca 15 Aralık 2021’de bir günlük uyarı grevi kararı aldı. Pandemi, şiddet ve ücretlerin arttırılmaması; hekimlerin eyleme beklenmedik bir katılımını sağladı. TTB ve sendikalar bu kadar kısa sürede gelinen bu olumlu noktayı, hep birlikte yapılacak bir eylemle daha yukarıya taşıyacaklarını düşünerek, 8 Şubat 2022’de iş bırakma kararı aldılar. Tüm sağlık çalışanları; hekimiyle, hemşiresiyle, teknisyeniyle, laborantıyla, taşeronu ile greve çağrıldı. Bana göre dananın kuyruğu 8 Şubat günü kopacak. Ya tüm sağlık çalışanları üretimden gelen güçleri ile sağlıkta şalterleri indirecek ve sağlık bakanlığına ‘güç bende’ diyecek. Ya da zayıf bir katılım ile morali bozulacak. Yeni eylemlerle alanı toparlamaya çalışacak.

Tabi ki, hepimizin isteği de çabası da birinci seçenekten yana. Bu gerçekleştiğinde, sağlık çalışanlarının özlük hakları ve halkın sağlık hakkı yolunda daha uzun süreli, “üretimden gelen gücün kullanılması” kararını almak kolaylaşır. Ve bakanlık masaya oturur. Tüm Türkiye’de başlayan işçi sınıfının hareketlenmesine baktığımda da bu seçenek bana daha yakın geliyor.

Bu seçeneğin gerçekleşmesinin bir faydası da sağlık çalışanlarının, tekrar aynı gemide olduklarını ve kurtuluşun hep birlikte mücadeleden geçtiğini hatırlatması olacak. Bakanlığın bilerek ya da bilmeyerek yaptığı sadece hekimlere ücret arttırımı; birkaç ay içinde, sağlık iş kolunda ciddi ayrılmalara, hatta kırılmalara yol açtı.

Çok kısa zamanda, sadece hekimleri kapsayan üç adet sendika(!) kuruldu. İş kolu değil sadece bir meslek grubunu içeren sendika. Sınıf sendikacılığı açısından olacak şey değil, ama esas amaç; politik olarak AKP’nin sağlık uygulamalarına karşı duran TTB, Tabip Odaları ve sendikaları zayıflatmak. Bu nedenle tüm sağlık çalışanları olarak; mesleğimiz için, onurumuz için, geleceğimiz için, çocuklarımız için, halkımız için 8 Şubat eyleminde başarılı olmak zorundayız. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz. Sağlıkla kalın.

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI