"ABD, Ukrayna’yı feda edilebilir bir piyon olarak görüyor"
Ukrayna-Rusya gerilimini, Ukraynalı Eski Milletvekili Volodymyr Chemerys ve Ukrayna’dan bağımsızlığını ilan eden Donetks Halk Cumhuriyeti Komünist Partisi Yetkilisi Mikhail Kukhtin ile konuştuk.
Fotoğraf: Rusya Savunma Bakanlığı/AA
Elif GÖRGÜ
İstanbul
“Rusya her an Ukrayna’yı işgal edebilir” sözü son bir ayın en sık duyulan sözü haline geldi. Bir yandan silahlar, mühimmatlar ve askerler diğer yandan devlet yetkilileri Ukrayna ile Rusya arasında dolaşıp duruyor. Pazarlıklar, uyarılar, tehditler her gün biraz daha gerilen sınırın bir o yanına bir bu yanına göçüyor. Peki her an saldırıya uğrayacağı iddia edilen Ukrayna’da durum ne?
Ukraynalı Eski Milletvekili Volodymyr Chemerys ve Ukrayna’dan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Donetks Halk Cumhuriyeti Komünist Partisi Yetkilisi Mikhail Kukhtin ile konuştuk. İkisi de Batı’nın, özellikle ABD’nin Rusya ile çatışmada Ukrayna’yı bir araç olarak kullandığı görüşünde.
Chemerys, “Bir Rus işgali ancak Zelenski, Donbass’a bir saldırı başlattığında gerçekleşebilir” derken Kiev’in patronunun ABD olduğunu ve ABD’nin Ukrayna’yı jeopolitik oyununda feda edebileceği bir piyon olarak gördüğünü belirtiyor.
Kukhtin de, “Ukrayna, yabancı siyasi aktörler tarafından kontrol edilen tipik bir başarısız devlet” yorumu yaparken, “Emperyalistlerin çatışmaları körüklemesini engellemek için” Batı kamuoyunun Donbass hakkında doğru bilgilendirilmesinin önemli olduğuna vurgu yapıyor.
"SAVAŞA AŞIRI SAĞCILAR HAZIRLANIYOR"
Bu haber hazırlanırken birçok Ukraynalı sivilin savaşa hazırlık yaptığı, hatta askeri eğitim almaya başladığı haberleri öne çıkıyordu.
1994-98 arasında Ukrayna Parlamentosunda milletvekilliği yapan Volodymyr Chemerys ise böyle düşünmüyor. Ona göre, “Bir panik havası yok, mağazalarda kuyruklar yok, kentleri terk etme arzusu yok. ‘Vatansever yükseliş’ sadece, devletin sahip olduğu ve oligarşinin kontrol ettiği televizyon ve internet kanallarında görülüyor. Gerçek hayatta da sadece aşırı sağ yapıların destekçisi olan küçük grupları etkiliyor.”
Volodymyr Chemerys, 1991-93 yılları arasında Ukrayna Öğrencileri Birliği Başkanı, 1994-98 arasında Ukrayna Parlamentosu ve Kiev Kent Konseyi üyesiydi. Ancak en çok 2000-01 yılları arasında dönemin Ukrayna liderine atıfla “Kuchma’sız Ukrayna” protesto hareketinin liderlerinden biri olduğunda tanınır oldu. Bu hareket, ardından gelen Batı destekli “Turuncu Devrim”in öncülü olarak görülüyor genelde, ancak Chemerys bunu reddediyor. “Kuchma’sız Ukrayna, Batı yanlısı ve Rus karşıtı değildi. Başta sosyalistler olmak üzere birçok partinin desteklediği toplumsal bir protestoydu. Ana slogan, sosyal, ekonomik ve politik ilişkiler sistemini değiştirmekti. Turuncu Meydan’ı desteklemedim çünkü liderliği sağdaydı ve asıl amacı sistemi değil, başkanı değiştirmekti. Yani benim görüşlerim o günden bugüne değişmedi” diyor. Chemerys, 1997’den bu Respublica (Cumhuriyet) Entstitüsü isimli insan hakları örgütünün ve 2021’den bu yana da “Chervoni/Kızıl” isimli siyasi örgütün başkanlığı görevini yürüttüğünü söylüyor.
"RUS HALKINI DÜŞMAN GÖRMÜYORUZ"
Tekrar bugüne dönüyoruz. “2014’ten bu yana Kiev otoriteleri Ukraynalıları Rusya saldırısı hakkında uyarıyorlar. Fakat bu uyarı hiç gerçekleşmedi. Bugün, ABD ve İngiltere Rusya saldırısı hakkında uyarıyor, fakat, tıpkı öncekiler gibi bu da Ukraynalılar arasında neredeyse hiç etkili olmuyor” diyor Chemerys, “Rusya’nın işgal hazırlığı” haberleri için. Asıl memleketi olan Sumi’den Kiev’e yeni dönmüş. Sumi, Rusya sınırından 120 kilometre uzaklıkta. Orada da insanların Rusya’nın saldırma ihtimaline inanmadıklarını söylüyor: “Rusya’nın müttefiki Belarus, Ukrayna hükümetinin talebi doğrultusunda bize elektrik sağlıyor. Rusya da yakıt sağlamaya devam ediyor. Bu gerçekler, Rusya’nın saldırmayı planladığı iddialarını desteklemiyor.”
Ona göre halk Rus halkını düşman olarak görmüyor, “Kim ve ne için savaşacağız. Zelenski, Poroşenko ve onların zenginlikleri için mi?” diye sorguluyor: “Diğer taraftan, endişe Ukrayna’daki yabancıları ve Ukraynalıların zengin kesimlerini sarmış durumda. Batı basınına ve büyükelçiliklerinin tahliyesiyle ilgili açıklamalarına inanıyorlar. Ve sermayelerini Ukrayna’dan kitlesel olarak çekmeye başladılar. Sonuç olarak, Ukrayna Grivnası dolar karşısında yüzde 10 değer kaybetti. Ancak Ukrayna’daki sermayelerinden endişe duyan yabancı yatırımcıların ve Ukraynalı kapitalistlerin bu korkuları, zaten küçük olan kaynaklarını hiçbir şeyin tehdit etmediğine inanan Ukraynalı işçilerce paylaşılmıyor.”
Chemerys, benzer gerilimlerin daha önce de yaşandığını söylese de bugün yaşananın daha şiddetli olduğunu inkar etmiyor: “Bu açıkçası ABD, Rusya ve Çin arasında 2021’de başlayan jeopolitik oyunlardan kaynaklanıyor. Ukrayna bu oyunlarda bir pazarlık kozu ve hatta Rusya ile NATO arasında bir savaş alanı haline gelebilir. Bu oyunda her iki taraf da kazançlarını elde etmek için bahislerini yükseltiyorlar.”
"ZELENSKİ, ABD’NİN ONAYI İLE DONBASS’A SALDIRABİLİR"
Peki savaş ihtimali hiç mi yok?
“Benim fikrime göre Bir Rus işgali ancak Zelenski, Donbass’a bir saldırı başlattığında gerçekleşebilir” diyor Chemerys: “Ne yazık ki, bu gerçekten olabilir. Ne de olsa Zelenski’nin konumu o kadar kötü ki, onu yalnızca ‘küçük bir muzaffer savaşın’ kurtarabileceğini düşünebilir. Bu arada Saakaşvili de 2008’de Güney Osetya’ya saldırı emrini verdiğinde aynı şeyi düşünmüştü. Ama öte yandan, Zelenski bağımsız değil. Ve ancak ABD’nin onayı ile Donbass’a saldırabilir. Kiev otoritelerinin patronu Washington’dur. Rusya ile resmi müzakereler hakkında Kiev’i ancak olay bittikten sonra bilgilendiriyorlar. Ya da planları hakkında hiç bilgi vermiyorlar.”
Burada ABD’de Jim Carter döneminde ulusal güvenlik danışmanlığı yapan, Ukrayna-Polonya kökenli Brzezinski’ye atıf yapıyor, “Brzezinski’nin dediği gibi ABD, jeopolitiği büyük bir satranç tahtasındaki bir oyun olarak görüyor. Ve Ukrayna onlar için piyonlardan biri. Kazanmak için feda edilebilir. Bu nedenle Biden’ın bu piyonu hareket ettirebileceği gerçeği göz ardı edilemez. Yani, Rusya’dan bir yanıt bekleyerek Donbass’a bir saldırı, Ukrayna’da asker ve silah konuşlandırmayı kabul etmesi şeklinde olabilir.”
Chemerys’e göre Almanya ve Hırvatistan gibi bazı Avrupa ülkelerinin pozisyonunun ABD’den farklı olması da önemli: “Zelenski’den farklı olarak, ABD ve Rusya arasındaki oyunda bağımlı figürler olmak istemiyorlar.”
"BARIŞIN ANAHTARI ABD’DE YA DA MOSKOVA’DA DEĞİL UKRAYNA’DA"
Eski Milletvekili Chemerys, Kiev’in savaştan çıkarı olsa da Ukrayna halkının olmadığı görüşünde: “ABD ve Rusya’nın çıkarları var ama Ukrayna halkının da çıkarları var. Halkın, Donbass’taki savaşın bitmesinden, böylece Ukraynalıların birbirlerini öldürmeyi bırakmasından ve Donbas’ın Ukrayna’ya dönmesinden çıkarı var.
Ancak Minsk anlaşmalarını görmezden gelen Kiev’in resmi talebi bu değil. Düşman imajı yaratmak, mevcut düzeni korumak ve savaştan kazanç sağlamak istiyor, savaşa ihtiyacı var. Çıkarlarını ilerletmek için Rusya sınırında sıcak bir noktaya ihtiyaç duyan Washington’un da istediği bu. Barışın anahtarı Washington, Paris veya Moskova’da değil. Ukrayna’da. Ukraynalılar dışında hiç kimse çatışmayı ortadan kaldırmakla ilgilenmiyor.”
Peki bu nasıl olacak? Çatışma ihtimali nasıl ortadan kalkacak? Bu en zor soruya Chemerys’in yanıtı şu:
“Çatışmanın iç nedenlerini ortadan kaldırmak gerekir, o zaman çatışma ortadan kalkacaktır. Rusça ve diğer dillerdeki kısıtlamaların, Nazilerin ve Nazi iş birlikçilerinin yüceltilmesinin, yetkililer tarafından desteklenen aşırı sağ terörün, yine yetkililerin ve Neonazilerin pozisyonuna katılmayanlara yönelik zulmün ortadan kaldırılması gerekiyor. Televizyon kanallarının ve internet kaynaklarının kapatılmasına, gazetecilerin tutuklanmasına, antifaşist askerlerin anıtlarının yıkılmasına, şehirlerin ve sokakların yeniden adlandırılmasına, Ukrayna topraklarının satışına, Ukraynalıların hayatlarını, düşüncelerini ve seslerini metalaştıran sağlık ve eğitim ‘reformlar’ına son verilmesi gerekiyor. Donbass halkının ‘İnsan değillermiş gibi görülmesi durumunu’ durdurmak, Ukrayna’nın tüm bölgelerine öz yönetimi sağlamak ve tüm Ukraynalıların ana dillerini konuşmalarını sağlamak gerekiyor. Ukrayna’nın özgürlük, demokrasi ve bağımsızlığı geri kazanılmalı. Bu Rusya’nın veya Washington’un ihtiyacı olan değil, biz Ukraynalıların ihtiyacı olan. Ancak bu, açıkçası, yalnızca dış müdahalenin ortadan kaldırılmasıyla ve açıkçası farklı bir hükümetle gerçekleştirilebilir.
Batı medyası, Ukrayna etrafından tırmandırılan Rus karşıtı ve neoliberal söylemleri destekliyor. Ancak Ukrayna’daki sosyal sorunlardan ve sistematik sivil hakların ihlalinden bahsedenler de var. Fakat, farklı bakış açıları yayımlayan Ukrayna medyası ve internet kaynakları, Ukrayna Anayasa’sına aykırı olarak cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle kapatılıyor.”
"ERDOĞAN KENDİ KONUMU İÇİN ARACI OLMAK İSTİYOR"
Chemerys’e, Türkiye yönetiminin Ukrayna ve Rusya arasında “ara bulucu” olma girişimini de soruyoruz. O bunun mümkün olacağını düşünmüyor. “Görünüşe göre Erdoğan, iç ve dış konumunu iyileştirmek için Moskova ile resmi Kiev arasında bir aracı olmaya karar verdi” diyen Chemerys, ocak sonunda Ukrayna’da yakalandığı açıklanan ve hükümetin Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı olduğunu duyurduğu Nuri Gökhan Bozkır’ın Türkiye’ye getirilmesini hatırlatarak, “Açıkçası bu Ukrayna özel servislerinin iş birliği olmadan gerçekleşemezdi. Bu da Zelenski’nin Erdoğan’a bir hediyesi ve Türkiye’nin Ukrayna’ya dron (SİHA) tedariki için bir nevi ödemesi olarak kabul edilebilir. Bu tür teslimatlar (Ukrayna’ya SİHA satılması), Donbass’taki durumun daha da kötüleşmesine yol açtı. Ve büyük olasılıkla Erdoğan’ın ara buluculuk umutları başarılı olmayacak. Çünkü Kremlin, bu tedarikler nedeniyle ilk etapta Türkiye’nin ara buluculuğunu kabul etmeyecektir.”
AVRUPA’DA BARIŞIN GELECEĞİ TEHLİKEDE
Ukrayna’da 2014 yılında Batı’nın da desteği ile gerçekleşen “Meydan olayları” ve hükümetin devrilmesinin ardından, genelde halkın Rusça konuştuğu doğu sınırındaki Donbass’ta bir halk ayaklanması yaşandı. Rusya’nın da desteği ile 2014 yılında iki bağımsız cumhuriyet; Donetsk ve Luganks Halk Cumhuriyetleri ilan edildi. Bu iki cumhuriyeti Rusya dahi tanımıyor ancak son gerilimde bir koz olarak Rusya Duması, bağımsız cumhuriyetleri resmi olarak tanımayı tartışıyor.
Yıllarca süren çatışmalar başta Donbass halkı olmak üzere binlerce Ukraynalının canını aldı. Avrupa ve Rusya’nın garantörlüğünde oluşturulan Minsk Anlaşması ile ateşkes ilan edilse de sınır da karşılıklı saldırılar zaman zaman oluyor. Sınırın en gergin noktaları da buralar.
Sosyal medya üzerinden ulaştığımız Donetsk Halk Cumhuriyeti Komünist Partisi Merkez Komitesinin Uluslararası İlişkiler Sorumlusu Mikhail Kukhtin, “Ukrayna’nın, yabancı siyasi aktörler tarafından kontrol edilen tipik bir başarısız devlet (failed state)” olduğunu söylüyor.
BATI KAMUOYU DONBASS HAKKINDA BİLGİLENDİRİLMELİ
Son gerilime dair görüşleri ise şöyle:
“NATO-Rusya ilişkilerinde artan gerilimler, birçok gözlemciyi Avrupa’da ve dünyada barışın geleceği konusunda endişelendiriyor. Ukrayna, yabancı siyasi aktörler tarafından kontrol edilen tipik bir başarısız devlettir. Öte yandan, tartışılmaz jeopolitik ağırlığına rağmen Rusya, Ukrayna’da kabul edilebilir bir çözüme ulaşmakta zorlanıyor. Moskova’nın planlarına Batı karşı çıkıyor, ancak aynı zamanda Rusya’nın küresel kapitalist sisteme dahil olması, sosyalist dönüşümler de üstesinden gelinemeyecek sorunların çözülmesini engelliyor.
NATO’nun Zelenski hükümetinin güç kaybetmesini önlemekle ilgilenip ilgilenmediğini söylemek zor. Batılı ülkelerdeki bazı emperyalist gruplar (Eski Ukrayna Devlet Başkanı Petro) Poroşenko’nun yeniden seçilmesini istiyor. Diğerleri, Donbass çatışmasını daha da tırmandırmak için açıkça bir Nazi hükümetini iktidara getirmeye çalışabilir.
Batılı siyasi seçkinlerin çoğu, Ukrayna’nın devletini daha da baltalama ve Rusya ile devam eden çatışmada ülkeyi bir koçbaşı olarak kullanmaya devam etme niyetlerinde hemfikir. Batı’daki geniş kitleleri Donbass çatışmasının gerçek doğası hakkında bilgilendirmek için ek önlemler almak gerekiyor. NATO ülkelerindeki kamuoyunun fikrini en azından kısmen değiştirebilsek, bu, emperyalistlerin dünya çapındaki çatışmaları körüklemek için kullandıkları antidemokratik karar alma prosedürlerinin meşruiyetini ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır.”