Ford işçisi: Ses çıkarmanın önemini görüyoruz
"Türkiye’nin dört bir yanında işçilerin direnişleri oluyor, halk zamlara yoksulluğa karşı sokağa çıkıyor. Sevgili Ford işçisi kardeşim, en yakınımızdan başlayarak bir araya gelme zamanı değil mi?"
Fotoğraf: Murat Uysal/Evrensel
Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli
Zamlar ilk yapıldığı gün çok tepki toplamasa da biraz zaman geçtikten, yani faturalar geldikten ya da markete gidildikten sonra hepimizin öfkesi büyüyor. Geçtiğimiz ay elektrik kesintisi sebebiyle fabrikamızda birkaç günlük duruş oldu. Devamı gelebileceği söylendi. Öncelikle 2022 yılının Türkiye’sinde, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş, yok artık denilecek bir durum bu. Enerjide dışa bağımlılığın sonucu, tüm ülkede üretime kısa sürede olsa ara verilmiş olması bunu gösteriyor. Gelinen nokta içler acısı.
Madalyonun bu yüzünde Türkiye’nin bu noktaya nasıl geldiğinde bakmak gerek. 24 Ocak kararları ve 12 Eylül darbesiyle birlikte alınan kararlara, yapılan uygulamalara bakacak olursak daha net görmüş oluruz. Tarım ürünlerinin desteklenmesinden vazgeçildi, devletin ekonomideki payı küçültüldü, ithalat kademeli olarak serbestleştirilirken, ihracat için bütün teşvikler ve kolaylıklar sağlandı, yabancı sermayenin istediği tüm şartlar sağlandı. Devamında gelen özelleştirme, yap-işlet-devret modelleri ile bugünlere gelindi. Koskoca fabrikaların durmuş olması gerçekten ancak savaş halinde olur dedirten bir noktadır.
NELERDEN VAZGEÇİMEMİZ BEKLENİYOR?
Bir ikinci mesele ise şudur ki bu kadar soğuk bir kışın geçtiği bu senede evlerimizde doğal gaz olmasa elektrik olmasa halimiz ne olur diye kara kara düşünüyor olmamız. Elektrik birilerinin tekelinde, dışa bağımlı olduğumuz bir alan olduğu için her an gidebilir duygusu var. Madalyonun bir diğer yüzü ise elektrik, doğal gaz faturalarımızın yüksekliği. Geçen aydan farklı olarak bir ay içinde bizim hayatımızda ne değişebilir, fatura en az 1.5 katına çıkmış durumda. Dört kişilik bir ailenin ortalama elektrik tüketimi aylık 230 kw’ı her türlü geçerken bir de bunun üstüne tarihi zam yapılıyor. Bu yüzyılda evlerde buzdolabı, kombi, çamaşır, bulaşık makinesi, elektrik süpürgesi, fırın olduğunu göz önüne alırsak, bunlar temel ihtiyaçlar için kullandığımız aletler. Neyden vazgeçip, ne yapmamız bekleniyor?
VATANDAŞA TARİFE ŞİRKETLERE AF
Ayrıca doğal gazda vatandaşa kademeli tarife getirenler, şirketlere vergi affı getiriyor. Çünkü bugün bu enerji dağıtım şirketlerini zengin eden dışa bağımlılıkla da birleşen bir durum. Önceki yıllarda kağıt, tuvalet kağıdı gibi ürünlerde büyük artışlar olmuştu. O zaman şu soru akıllara gelmişti, zarar ediyor diye kapattığınız SEKA şu an olsa durum ne olurdu acaba? Üzerine Türkiye başta tarım ürünleri ve gıda olmak üzere her şeyde ithal ürün alıyor. Yani gıdada bile böylesine dışa bağımlıyız. Uzmanlar yarınlarda gıda su krizleri yaşanacağını söylüyor. Bu ülkenin hepsini yap- işlet-devret ile dolduranlar, suyu, havayı, toprağı, denizi satanlar, kendi çiftçisi kendini yakarken göz yumup her şeyi dışardan ithal edenler, şeker fabrikalarını, tank paleti satanlar bu ülkeyi gümüş tepside o çok şikayet ettikleri dış güçlere sunanlar değil mi?
TEMEL SORUNLAR ORTAK
Türkiye’nin dört bir yanında işçilerin direnişleri oluyor, halk zamlara yoksulluğa karşı sokağa çıkıyor. Sevgili Ford işçisi kardeşim, en yakınımızdan başlayarak bir araya gelme zamanı değil mi? Dönüp hattımızda, bölümümüzde bir soralım, kimin faturası ne kadar gelmiş. İşte o zaman göreceğiz ki hepimizin temel dertleri bir ve ortak. İki katına çıkan faturalar ve şimdiden eriyip giden zamlar hepimizin sorunu. Biz sendikalı işçileriz, birlikte bu zamları geri aldırmak için her sözleşme döneminde nasıl ses çıkartıyorsak, bu dönemde de buna ihtiyacımız var. Sendikalarını kabul ettirmek için greve çıkan Farplas işçileri, “Geçinemiyoruz” diyerek birlikten gelen güçlerini gösteren Hepsiburada, Trendyol, Migros işçileri, elektrik zamlarına karşı sokaklara dökülen esnaflar bize Türkiye’nin her tarafında ses çıkartmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. İktidar tepkilere dayanamayıp elektrikte üst kademeyi 150’den 210’a çekti. Bu bizi kurtarmayacak kadar ufak bir adım ancak, bu zamları yapanlara geri adım attırılabileceğimizin göstergesi. Emeğimiz, ülkemiz, ekmeğimiz ve çocuklarımızın geleceği için, biz işçilerin ve ailelerimizin mutlu bir yaşam sürmesi için, birliğimizi sağlamlaştıralım, kendi sendikamızı harekete geçmeye ve bizim arkamızda olmaya zorlayalım. Sendikasız çoğu yerde işçiler neler yapıyor görüyoruz şimdi sendikalı işçiler olarak bir adım sonrasını söylemek gerek. Birleşip temsilciliği ziyaret edelim fabrikalarımızda, şehir meydanlarında zamların geri alınması ücretlerin iyileştirilmesi için eylemler yapalım.