09 Şubat 2022 11:15

Elektrik faturaları ve restorasyonun vadettiği ülke

“Özelleştirmenin en ateşli savunucularının ve uygulayıcılarının ülke ekonomisine yön verdiği bir çıkış, nasıl krizin yükünü taşıyan gençlerin çıkış yolu olabilir?”

Görsel: Unsplash ve TEİAŞ logosu

Paylaş

Burak BAĞÇECİ

İstanbul

 

Ekonomik krizin yükü her geçen gün ağırlaşırken emekçi sınıfların genç kuşaklarının da en önemli sorunları ve en acil talepleri doğrudan krizle ve dolaysız sonuçlarıyla açıklananlar oluyor. Döviz kuru ve yüksek enflasyonla temel tüketim maddelerine yağan zamlar, eğitim hayatını sürdürebilmek için gerekli harcamaları karşılayabilmek için okurken çalışma -ve kimi zaman derslere girmemeyi tercih ederek bunu yapma- türünden zorunluluklarla eğitim hakkını fiilen gasp ediyor. Okulu bırakma tercihi ise eğitimin niteliksizliğiyle beliren anlamsızlığı ve bugünün ekonomik darboğazı “kıskacında” her geçen gün yaygınlaşıyor. Öğrenci evlerinde ay sonları gelen faturalarla baş edebilmek, ekonomik olduğu kadar mental bir savaşa da dönüşüyor. Nitekim en hayati harcama kalemlerinden birini oluşturan doğalgaz ve elektriğin tüketim bedellerine üst üste gelen zamlarla tablo daha da ağırlaşıyor. Özellikle elektriğe son dönemde yapılan fahiş zamlar ülkenin ana gündemlerinden biri haline gelmişken küçük esnaf elektrik faturalarını dükkân camlarına asıyor, birçok ilde elektrik faturalarına yapılan zamlara karşı halk yürüyüşler düzenliyor.

MUHALİF POZİSYON TUTARLILIĞI BERABERİNDE GETİRMİYOR

Ülkenin bütün toplumsal kesimlerinin ve bu kesimlerin farklılaşan çıkarlarının savunucusu ve uygulayıcısı olan siyasi parti ve örgütler, ülkenin mevcut durumu ve geleceğine dair tartışmaların parçası oluyor. Özellikle “muhalif” partiler, mevcut durumdan -her birinin bu kelimeden ne anladığı farklılaşmakla birlikte- çıkış yolları öneriyor. Zamlar ve hayat pahalılığı emekçilerin en önemli sorunuyken kendini muhalif olarak konumlayan partiler de söylemini en çok buralardan kuruyor. Ancak ilk seçimde iktidarı alacağından emin olan burjuva muhalefetin hala halka sunduğu somut bir ekonomi programı bulunmuyor. Şimdilik yaptıkları belediyelerindeki olumlu sayılacak ancak bütünlüklü bir politikayı ne muhteva eden ne de var olan böyle bir politikayla birlikte anlam kazanan sosyal yardımlar türünden uygulamaları örnek göstermek ve “liyakat” gibi neoliberal türden bir teknokratiklikten ilham aldığı belli olan kavramları çözümün yolu diye reklam etmekten öteye gidemiyor. Yani burjuva muhalefet, bu kadar ağır bir ekonomik krizde dahi halkın en temel sorunlarına yönelik ikna edici, onları harekete geçirici ve somut bir program ortaya koymadığı gibi bunun yerine çözüm olarak gösterdikleri de -en azından emekçiler için- bir kurtuluşu ifade etmiyor.

Bu noktada geçtiğimiz günlerde büyükelçilerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’nun, burada partisinin ve onun amiral gemisi olduğu Millet İttifakı’nın ekonomi programı hakkında çeşitli açıklamalarda bulunduğu medyaya yansıdı. Aktarılana göre CHP’nin, ekonomi programı konusunda Babacan’ın DEVA Partisi’nin yürüttüğü çalışmayla hemfikir olduğu açıklanmıştı. Başta Babacan ve çevresi olmak üzere çeşitli kesimler arasında ekonomi yönetiminin Babacan’da olduğu AKP’nin ilk yıllarının “altın yıllar” olduğu, sonrasındaki kötüye gidişin ise onun politikalarının terk edilmesinin bir sonucu olduğu anlatısı hayli yaygın. Bu iddianın içinin boşluğu daha önce dergimizin sayfalarında çok yönlü bir şekilde tartışılmıştı.* Kısaca özetlersek, içinden geçtiğimiz kapitalizmin krizinin etkilerini ağırlaştıran, dönemin “sahte refah”ını yaratan politikaların kendisiydi ve bu anlatının aksine ekonomi yönetimine bağlı olarak ülke ekonomisinde olağandışı bir sapma görülmemişti.

Öyleyse milyonların umudu rolüne soyunan CHP ve Millet İttifakı’nın ekonomik krize ve bu krizi emekçilerin sırtına yıkan ve etkilerini daha da ağırlaştıran politikaların sahibi olan tek adam iktidarına yönelik muhalefetinin esastan itiraza dayalı bir muhalefet olmadığı sonucuna ulaşmak zor olmuyor. Nitekim, Babacan’ın savunduğu iktisadi yaklaşımlarda köklü değişiklikler olmadığına göre geçmişte uyguladığı politikaları bugün de krizden “çıkış” diye uygulayacağını da öngörmek zor değil. Türkiye’yi ucuz iş gücü cennetine çeviren ve bunu borçlanma ve sosyal yardım ağıyla “sürdürülebilir” kılan iktidarın zamanındaki “altın çocuğu” Babacan’ın savunduğu iktisadi yaklaşımların, emekçilerin ve gençlerin değil, uluslararası emperyalistlerin ve onların yerli işbirlikçilerinin çıkarlarına hizmet ettiği tartışmasızdır. Neoliberal piyasacılık ve özelleştirmenin en ateşli savunucularından ve uygulayıcılarından olan Babacan’ın ülke ekonomisine yön verdiği bir çıkış, nasıl krizin yükünü taşıyan gençlerin çıkış yolu olabilir?

“ÖZELLEŞTİRMENİN HALKA KESİLEN FATURASI”

Bahsi en başta ekonomik krizle açmak bizi ister istemez bu durumun en güncel yansımalarından olan elektrik faturalarından bahsetmeye götürmüştü. Buraya geri dönerek bitirelim. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesiyle birlikte buradaki enerji ve dağıtım şirketlerinin kârlarının faturalarımıza ne oranda yansıdığını Elektrik Mühendisleri Odası YK Üyesi Mehmet Özdağ şöyle açıklıyor: “Özel şirketler kamudan 31.86 kuruşa aldığı elektriği 130 kuruşa satıyor bize. Aradaki bu fark kısaca özelleştirmenin bu topluma faturasıdır.** ” Peki elektrik faturalarının yüksekliği üzerinden muhalefet üretmeye çalışan bir parti bir yandan da özelleştirmenin en kararlı uygulayıcısıyla birlikte ekonomi programı hazırlıyorsa biz bu tutarsızlıktan nasıl medet umabiliriz? Burjuva muhalefetin ülkedeki bütün kötülüklere, muhalif pozisyonunun gereği olarak ama sadece yüzeyde karşı çıkan söylemine mi inanacağız, yoksa ortaya koymaya çalıştığı politikaların bu kötülükleri üretmeye devam edecek olan gerçek muhtevasına mı?

 

* https://www.evrensel.net/haber/451343/gercek-kapitalizm-tam-olarak-bu

**https://www.amerikaninsesi.com/a/elektrik-zammı-ozellestirme-boyutuylatartisiliyor/6378789

ÖNCEKİ HABER

Sosyal medyadan Alevilere küfür eden Yakup Tilki gözaltına alındı

SONRAKİ HABER

İş yavaşlatan Volder Deri işçileri ek zammı aldı, Şenoba Tekstil işçileri iş durdurdu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa