Geçim sıkıntısı dayanılmaz hale geldi
İskenderun, Payas, Dörtyol, Osmaniye sanayi bölgesinde; metal, gübre, filtre fabrikalarında işçilerle artan hayat pahalılığını, yaşanan zamları ve ödenemez hale gelen faturaları konuştuk.
Arşiv | Fotoğraf: DHA
Halil İMREK
Hatay
Türkiye’nin dört bir yanında işçiler fabrikalarda, sokaklarda eylemde. Harekete geçmeyenler ise ne yapacağını, nasıl geçineceğini, nasıl ek zam alacağını tartışıyor. Elektrik başta olmak üzere temel tüketim maddelerine gelen fahiş zamlara, artan yoksullaşmaya, gerçek enflasyonun yüzde 100’ü aşmasına karşı işçiler bir yol bulmaya çalışıyor.
İskenderun, Payas, Dörtyol, Osmaniye sanayi bölgesinde; metal, gübre, filtre fabrikalarında işçilerle artan hayat pahalılığını, yaşanan zamları ve ödenemez hale gelen faturaları konuştuk. İşçiler, yüksek enflasyon ve yaşanan zamların alım güçlerini düşürdüğünü ve geçinemez hale geldiklerini söylüyor. İşçiler enflasyonun, asgari ücret ve imzalanan TİS’lerle yapılan zammı alıp götürdüğünü ifade ediyor.
"YAŞADIĞIMIZ ENFLASYON ORTADA"
Bir metal işçisi, “Enflasyon ile ilgili kimsenin bir şey açıklamasına gerek yok. Yazın 16-17 liraya aldığım 30’lu yumurtayı bugün 40-45 liraya alıyorum. Geçen ay faturamı 220 ödemiştim yeni faturam 550 geldiyse yaşadığımız enflasyon ortada. Başka kimsenin bir şey demesine gerek yok. Ben bunu yaşıyorum, bakkala, markete gidiyorum. Dün maaşımla aldıklarımı bugün alamıyorum. Onun için ya bu temel tüketim mallarına gelen zamların geri alınması veya durması ya da bizim aldığımız ücretin bunlara endeksli olarak artması gerekiyor. Yoksa yıllardır çalışmamıza rağmen çoluklarımızın, ailemizin ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geleceğiz” dedi.
"ASGARİ ÜCRET AÇLIK SINIRI İLE AYNI OLDU"
İskenderun’da asgari ücret düzeyinde ücret alan bir filtre işçisi ise şubat zammını daha almadıklarını ama alacakları ücretin asgari ücret olacağını söyledi. Asgari ücret ilk açıklandığında kendilerinde bir sevinç yarattığını belirten filtre işçisi, “Ama enflasyonun yüzde 100’leri geçmesi, faturalarımızın iki katına çıkması asgari ücretteki artışı etkisiz kıldı. Daha yılın ikinci ayındayız, asgari ücret açlık sınırı ile aynı oldu. Biz vasıfsız eleman değiliz, işe yeni başlamış da değiliz. Çalışıyoruz, üretiyoruz, bize asgari ücretin verilmesi doğru değil. Maaşlar yatsın ona göre bakacağız” dedi.
"BEBEK BEZİNİ 60 LİRAYA ALIYORUM"
Dörtyol’dan bir metal işçisi de sürekli çalıştıklarını ama ayın sonunu nasıl getireceklerini düşündüklerini, ihtiyaçlarını karşılamada zorlandıklarını söyledi. Zamların otomatiğe bağlandığını belirten işçi, “Artık elektrik faturası kaç lira gelecek diye düşünür olduk. Bebek bezini 19 liraya alıyordum, şimdi 60 liraya alıyorum. Islak mendili 3.5 liraya alıyordum şimdi 12 liraya alıyorum. Enflasyonun TÜİK’in açıkladığı gibi yüzde 48 olmadığını aldıklarımızdan biliyoruz. Giderek yoksullaşıyoruz, bıçak eti delip geçti. Kemiklerimize dayandı artık. Ülkede ciddi bir yoksullaşma dalgası yaşandığı için işçilerin mücadelesi de artıyor” dedi.
"ARTIK HERKES AKP’Yİ RAHATÇA ELEŞTİRİYOR"
Yaşanan zamlar, artan hayat pahalılığının hükümete bir tepki ve eleştiriyi beraberinde getirdiğini söyleyen başka bir işçi de “Üç beş yıl önce işçi bu hükümeti eleştiremiyordu. Ama artık herkes rahatlıkla konuşuyor, eleştiriyor. AKP’de bir erime ve zayıflama var, işçi de görüyor. Onun için daha fazla hakkını arıyor ve daha rahat eleştirir oldu. Sağlam bir AKP’li ile konuştum. Bu sefer de AKP’ye oy verecek misin dedim, yok, vermeyeceğim dedi. Bak sandık başına gidince başkasına elim varmadı, kime vereceğim, dayanamadım yine verdim demezsin değil mi dedim. Vallahi vermeyeceğim dedi. Benim gördüğüm bir değişim, dönüşüm oluyor. Zamlar yağmur gibi geliyor, mutfakta yangın var. Demek ki bu işte bir yanlışlık var demeye başladı. Bazı şeyler fabrika içerisinde değişir ama bazı şeyler de işçilerin fabrika dışına çıkması ile olur. Mesele bu zamlar, elektrik faturaları için herkesin sokağa dökülmesi lazım. Bazı illerde eylem oldu yeniden düzenleme yapılacağı açıklandı” şeklinde konuştu.
"HEPİMİZ ASGARİ ÜCRETLİ OLDUK"
Bir gübre işçisi ise, işçilerin eskiden iyi kötü aldıkları ücretle geçindiklerini ama artık ayın sonunu getiremediklerini söylüyor. Aldıkları ücretin asgari ücretle eşitlendiğini ifade eden işçi, “Daha önceki yıllarda bizim ücretimiz asgari ücretin üzerindeydi. Ama artık hepimiz asgari ücretli olduk. Hükümet hepimizi en geride, yani açlık sınırında eşitledi. Bu nedenle işçiler arasında ciddi bir hoşnutsuzluk ve huzursuzluk var. Diğer bölgelerde yaşanan işçi eylemleri onun için haklı. İşçi alın terinin karışlığını istiyor. Daha fazla yoksulluğa mahkum edilmek istemiyor.
İSDEMİR İŞÇİSİ GEÇİNEMİYORSA ASGARİ ÜCRETLİ NASIL GEÇİNİYOR
İSDEMİR işçisi de hayatın getirdiği zorluklar karşısında işçinin bir güvenceye sahip olması gerektiğini söylüyor. İşçinin çalışıp aldığı ücretten kenara üç beş kuruş koyamadığını ifade eden işçi, “Gerçek enflasyonun yüzde 100’e varmasına, sene başında doğal gaz ve elektrik faturalarına gelen zamlar da eklenince geçim sıkıntısı dayanılmaz boyutlara ulaştı. Kademeli tarifeden gelen faturalar emekçileri çileden çıkarıyor. Evlere, iş yerlerine gelen fahiş faturalar kiraları geçti. İSDEMİR işçisi dahi geçinme zorluğu çekiyorsa asgari ücretle ev geçindirenler ne yapıyordur. Örgütlenmek, bir araya gelmek ve mücadele etmekten başka bir yol yok” dedi.