“Duvarın arkasındaki yaşam”a ulaşmak bizlerin elinde
Söyleşinin ortak fikri, “duvarın arkasındaki yaşam”a duyduğumuz özlem, etrafında birleştiğimiz sorunlar ve “Nasıl bir dünya istiyoruz” tartışmasıydı.
Kaynak: Evrensel
Genç Hayat İzmir
Buca’da “Nasıl Bir Dünya İstiyorum” söyleşisini yarışmamızın jüri üyesi Asım GÖNEN ve Buca’dan yarışmamıza katılan arkadaşlarımızla gerçekleştirdik. Söyleşide yazarlık ve nasıl bir dünya istediğimiz üzerine konuştuk. Herkesin söz alıp düşüncelerini söylediği söyleşide, genel olarak mezun olduğumuzda “Biz şimdi ne olacağız?” sorusunun sorulmadığı, gençlerin ekonomik sıkıntılardan uzak olduğu, bir kadının sokakta rahat bir şekilde yürüyebildiği, hayvanların öldürülmediği, kısacası her canlının rahat ve özgür bir şekilde yaşayabileceği bir dünyayı konuştuk.
KENDİMİZİ İFADE ETME ŞANSI BULDUK
Söyleşi sırasındaki tartışmaları “Tanımadığım insanların olması beni biraz heyecanlandırsa da herkesin kendisini tanıtıp nasıl bir dünya istediğini anlatması o heyecanı ortadan kaldırdı.” şeklinde değerlendiren Aysel, “Gelmeden önce yazacağım konu hakkında aklımda pek elle tutulur fikir yoktu ama arkadaşların ve hocamızın fikirleri sayesinde düşüncelerim somutlaştı ve aklıma daha güzel şeyler geldi” diye ekledi. Herkesin sırayla bir öncekinin çizdiği dünya hayaline ekleme yaparak sürdürdüğü tartışmanın sohbet ortamı gibi olduğunu ve bu yüzden çok güzel ve verimli geçtiğini de söyledi. Bu ve bunun gibi söyleşi ve toplantıların bizlere rahat birer nefes aldıran alanlar olduğunu, kendimizi sansürsüz, baskısız ve dilediğimizce ifade edebilme imkânı sağlığını ve bu yüzden de önem teşkil ettiğini düşünen İrfan ise “Bunların ihtiyacımız olan şeyler olduğunu düşünüyorum, gelenek haline getirilmeli ve geliştirilmeli. Böylece birlikte hareket etmeyi öğreniriz” dedi. Jürimizin sanatçı kimliğini takdir eden İrfan “Nesil çatışmasını gösteren ama aynı zamanda büyük ölçekte ortak noktalarımızın ve sorunlarımızın olduğunu da ortaya çıkaran bir konuşmaydı” diye ekledi.
Bir benzeri değerlendirmeyi de söyleşimize katılan Duygu yaptı: “Hakkında yorum yapmayı ve tartışmayı unuttuğumuz sanat, söyleşide daha çok konuşuldu. Herkesin ekonomi konuştuğu bugünlerde ekonomiden de bahsettik. Kendimizi ifade etme şansı bulduğumuz ve aidiyet hissettiğimiz bir ortam oldu. Yaşanan kötü şeylerin bir parçası olarak değil, bir eleştirmeni olarak oradaydık sanki. Böyle bir etkinliğe katılmak her anlamda yeni ve ferahlatıcı oldu.” Bir diğer katılımcımız Osman “Sohbet çok güzeldi, bakış açımızı genişletecek şeyler konuşuldu. Sanat çatısı altında yeni insanlar tanımak benim için çok güzeldi” dedi. Bu tip etkinliklerin sürdürülmesini çok istediklerini söyleyen Ecemsu ve Bennusu sıkılmadan keyifle tartışmaları takip edip sürdürdüklerini ifade ettiler.
Bir süredir Genç Hayat okuyucusu olan Duran ise dergiyi ve beraberinde etkinliğimizi “Gençlerin kendi sorunlarına ve toplumsal sorunlara yönelik çalışmalar yapıp çözüm üretmek amacıyla kurulmuş ve bunu başarıyla gerçekleştiren, topluma yararlı bir topluluk olduğunu düşünüyorum” şeklinde ele aldı. Yarışma katılımcısı olmayıp söyleşiye gelen Bahadır “Her ne kadar yarışmaya katılmamış olsam da söyleşiye katılmak benim için çok keyif verici oldu. Jüri üyesinin bilgi birikimini, tecrübelerini dinlemek günümüz yaşananlarına farklı bir yaştan bakıyor olmak gibiydi” dedi ve ekledi: “Yarışmaya katılan, söyleşide bulunan farklı bölümlerden arkadaşlarımızın hayallerindeki dünyayı bizimle paylaşması; kuşağımızın hayallerinin çok da farklı olmadığını, hepimizin günümüz sorunlarından uzak bir dünya hayali olduğunu gözler önüne sermişti.”
Söyleşinin ortak fikri, “duvarın arkasındaki yaşam”a duyduğumuz özlem, etrafında birleştiğimiz sorunlar ve bunların yanında nasıl bir dünya istediğimizin tartışılmasının bizlere ne kadar iyi geldiği idi. Genç kuşaklara yönelik bu tür etkinliklerinin alanı gittikçe daralıyorken bu etkinlilerle bir nefes alıp tartışmalarımızla birbirimize katkıda bulunmaya devam edeceğiz.