10 Şubat 2022 11:27
Son Güncellenme Tarihi: 10 Şubat 2022 19:12

Kobanê davasında müştekiler şikayetinden vazgeçti

Kobanê davasında mahkeme başkanı Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebini reddetti. Duruşmaya yarına kadar ara verildi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê Davası’nın 9’uncu duruşması, verilen bir günlük aranın ardından 7’nci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü duruşma salonunda devam etti. Duruşmada söz alan Selahattin Demirtaş, "Siz mahkeme değilsiniz, dosyadan çekilmenizi talep ediyorum. AİHM kararına atıfta bulunarak yeni bir durum olduğu için bu durumda çekilmeniz lazım. Biz sizi reddediyoruz. Sizi atayanlar AKP, MHP’li HSK üyeleri. Bu çok aleni ve siz de bunu aleni yapmaktan çekinmiyorsunuz" dedi. Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebine dair ara karar veren mahkeme başkanı, ret talebinin duruşmayı uzatma yönünde olduğu gerekçesiyle ret isteminin geri çevrilmesine karar verildi. Duruşmaya yarına kadar ara verildi. 

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına HDP MYK üyeleri, milletvekilleri, HDP Ankara İl Örgütü üye ve yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda avukat katıldı. Sincan Cezaevi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonunda hazır bulunurken, diğer cezaevlerinde bulunan siyasetçiler ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlandı. Bir kısım siyasetçiler ise mazeret bildirerek katılmadı. 

BASKIYLA ŞİKAYEÇİ OLDU

Tarsus 3 No’lu T Tipi Cezaevinde bulunan müşteki Mustafa Akbulut, 2014-15 yıllarında Kobane olayları sırasında İpek Yolu’na kum döküldüğünü, buna karşın müdahale etmeye gittiklerini belirtti. Akbulut, “Ancak sağ tarafından bize molotofla müdahale yapıldı. Ankara’da 10 yıl görev yaptım. Belediyenin aracını gördüm ve bize yardım etmeye geldiklerini gördüm ama yanılmışım. Silopi Belediyesi’nin yazılı olduğu araç bizim aracımıza ateş açtı. Ölümden döndük. Bir polis olarak cezaevinde kalıyorum, ben FETÖ’den dolayı ceza aldım, fakat kimse bana terörist gözüyle bakmasın. Bu vatan hepimizin. Önyargılardan uzak bir şekilde doğru bir karar verileceğine inanıyorum. Burada FETÖ’den yargılandığım için ayrıntılı konuşuyorum. Ben Habur sınır kapısında çalışırken Kobane sınırından gelen cenazeleri gördüm. Orada HDP’liler de vardı” diye konuştu.

Akbulut, "Ben orada yaralandım ve raporum var, ancak devletime herhangi bir dava açmadım. Suçsuzluğumla ilgili AYM’ye de başvurdum” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanının, “Sanıklardan şikayetçi misiniz? Kamu davasına katılmak istiyor musunuz?​” sorularına, “Sanıkları tanımıyorum ama eğer devlet karşıtlarıysa şikayetçiyim ve katılmak istiyorum” diye cevap verdi. 

MÜŞTEKİLER ŞİKAYETÇİ DEĞİL

Ardından söz alan müşteki Melik Doğan’ın, “Şu anda neden burada olduğunu bilmiyorum” ifadeleri dikkat çekerken, mahkeme başkanının “Şikayetçi misiniz?​” sorusuna “Kimseyi tanımadığım için şikayetçi değilim” dedi.

Doğan’ın ifadeleri sonrası söz alan diğer müşteki Serdar İdim, olaylarda yaralandığını ve ölümden döndüğünü hatırlattı. İdim, “Ancak yüzleri kapalı olduğu için kimseyi tanımıyorum” dedi. Daha öncesinde hiç ifadesinin alınmadığını belirten İdim, "İlk defa siz çağırdınız ve sordunuz, çok şaşırdım. Kimseden şikayetçi değilim” diye ifade etti. İdim’in bulunduğu SEGBİS odasında kamera önünde Türk bayrağı olması dikkat çekti.

Son olarak ifade veren müşteki Kadir Azman ise, “Oradaki şahısları tanımıyorum, mermilerin nereden geldiğini bilmiyorum. Bu nedenle kimseden şikayetçi değilim” ifadelerini kullandı.

"BİZİMLE TAKVİMİ PAYLAŞIN"

Müşteki ifadelerinin ardından söz alan Ayla Akat Ata, CMK gereği sorgu süreci bitmeden müşteki ifadelerine geçilmesinin olağanüstü bir durum olduğunu aktardı. Ata, “Müştekileri dinlemeye başladınız ama bunun takvimini bile vermediniz, karar verdiniz ama bize söz bile vermediniz. Eğer hukuksuz bir biçimde müşteki dinlemeye devam edecekseniz, o takvimi bizimle paylaşın, çünkü bir sonraki oturumda ben savunma yapacağım. Ellerimizde müşteki beyanlarına ilişkin yeterli veri yok” şeklinde konuştu.    

“KİM YAPTI BİLMİYORUM”

Tarsus 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde bulunan hükümlü müşteki Bayram Güven, Tarsus’taki dükkânının zarar gördüğünü ve olay esnasında şehir dışında olduğunu ifade ederek, “4-5 Ekim’de yaşanan olaylarla ilgili dava açmıştım. Deliller dava dosyasında bulunuyor. Şikayetçiyim ama devletin adaleti konusunda çelişkiliyim. Dükkanım yandı ve devlet bana sadece 10 bin lira verdi. Nereye başvuracağımı bilmiyorum. Dükkanımı yakan kişileri tanımıyorum” diye konuştu.  Mahkeme başkanı Bayram’a olayla ilgili herhangi bir dava açılıp, açılmadığını sordu. Müşteki Bayram ise savcılığa ifade verdiğini ancak kimin yaptığının tespit edilmediğini belirtti. Bayram, “Dükkanı kimin yaktığını bilmiyorum fakat şikayetçi olarak davaya katılma talebinde bulunuyorum” dedi.

“BÜTÜN HDP’LİLERDEN ŞİKAYETÇİYİM”

“Kimden şikayetçisiniz?​” diye soran avukat Maviş Aydın’a yönelik Güven, “Listede okunan tüm isimleri biliyorum. Olaydakilerin yüzleri kapalıydı, ben tespit edemeyebilirim fakat devlet tespit edebilir. Orada olmasalar da listedeki isimlerden şikayetçi olmak istiyorum. Bütün HDP yöneticilerden şikayetçiyim, çünkü bu olayları HDP’liler tasarlıyor” iddiasında bulundu. 

Avukat Mahsuni Karaman, müşteki Bayram Güven’e, hangi suçtan hükümlü olduğunu sordu. Güven’in cevap vermek istememesinin ardından Karaman, “Cinsel suçlardan hükümlü olduğunu neden söylemiyorsun?​” diye karşılık verdi.

Ardından söz alan Ayla Akat Ata, “Tarsus’taki olaylardan sonra neler olduğunu EGM’nin açıklamalarıyla öğrendim. Ben azmettirici olarak yargılanıyorum ancak benim tweetlerim 6-7 Ekim’de atılmış. Halbuki Tarsus’taki olaylar 4-5 Ekim’de yaşanıyor. Bizden neden şikayetçi oluyorsun, yüzümüzü bile görmedin” diyerek, Güven’in çelişkili ifadelerine dikkati çekti. Müştekiye soru sormak için söz alan Zeynep Ölbeci Kürtçe soru sordu. İddia makamı, duruşmada tercüman hazır bulunmadığı gerekçesiyle sorunun yöneltilmesine itiraz etti. Mahkeme heyeti de soruların kendileri tarafından anlaşılmaması gerekçeleriyle müştekilere soruları yöneltmedi.

ŞİKAYETÇİ OLMADILAR

Aydın E Tipi Cezaevi’nden bağlanan hükümlü müşteki İbrahim Anmak ise iş yerinde oluşan zararların karşılandığını ifade ederek, kimseden şikayetçi olmadığını söyledi. Isparta E Tipi Cezaevi’nde bulunan müşteki Ayhan Özel, “Ben aracıma kimin zarar verdiğini görmedim. Daha önce bu konuyla ilgili bir yargılama yapılmadı. Davaya katılmak istiyorum ve aracıma saldıranlardan şikayetçiyim” dedi. Özel, orada bulunan siyasetçilerden ise şikayetçi olmadığını söyledi.

Denizli T Tipi Cezaevi’nde hükümlü olarak bulunan bir diğer müşteki Abdullah Ergen, yüzü kapalı kişiler tarafından atılan taşlar yüzünden yaralandığını ancak eylemcilerin tespit edilememesi nedeniyle listede yer alan isimlerden şikayetçi olmadığını belirtti.

Son olarak ifadesi alınan Diyarbakır D Tipi Cezaevinde bulunan tutuklu müşteki Azmi Saka da iş yerinde oluşan maddi zararlara dair şikayetçi olmadı.

FİKRİNİ DEĞİŞTİRDİ!

Müştekilerin ifadelerinin ardından söz almak istediğini belirten müşteki Bayram Güven, Ayla Akat Ata’nın konuşmalarından sonra pişmanlık yaşadığını belirterek şikayetinden vazgeçtiğini söyledi. Güven, “Verdiğim ifadeyle suçsuz insanların ceza almasını istemem” dedi.

POLİS TAVSİYESİYLE ŞİKAYETÇİ OLMUŞ

Müşteki ifadelerinin devam ettiği duruşmada konuşan müşteki Duran Çengel zararının karşılanması için şikayetçi olduğunu ancak zararının karşılanmadığını söyledi. Çengel, “Polisler bana şikayetçi olursam zararımın karşılanacağını söyledi. Ben bu yüzden şikayetçi oldum ama bu insanlardan şikayetçi değilim. Aracıma zarar verenler yüzü kapalı çocuklardı” diyerek şikayetçi olmadığını belirtti. 

DOSYADA YENİ TANIK İFADESİ

Müşteki ifadelerinin sonlanmasının ardından mahkeme başkanı “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan tarafımıza yönlendirilen ve bu kapsamda ifadeleri alınan tanık ‘ABC 123’ isimli tanığın ifadesinin dosyaya eklenmesine ve hazırda bulunanlara okunmasına karar verildi” diyerek dosyaya yeni bir tanık ifadesinin eklendiğini aktardı. Tanık beyanında, siyasetçiler hakkında kısa ve genel geçer bilgilerin yer alması dikkat çekti.

İddia makamı siyasetçilerin tutukluğunun devamına yönelik mütalaasını sunarken, tanık ifadesini de mütalaasına gerekçe olarak ekledi.

"İFADE NEDEN UYAP’A EKLENMEDİ?"

Mütalaanın ardından söz alan Avukat Kenan Maçoğlu, mahkemede bir yargılama faaliyeti olmadığını belirterek, “Soruşturma aşamasında aklımızla fikrimizle dalga geçildi, siz de aynı şeyi yapıyorsunuz. İki haftalık duruşma periyodu var ama ne hikmetse tek boş gün olan çarşamba günü tanık ifadesi geliyor. Buraya getirip dinleyebilirdiniz. Sabah açtığınız duruşmada gelen bilgi belgeleri okuyorsunuz ancak bu ifadenin geldiği ancak bu ifadeyi saklı tuttunuz. Niye ifadesini UYAP’a eklemediniz? Kapalı kapılar ardında başka pazarlıklar mı oldu?​” diye sordu.

SORULAR YANITSIZ

Maçoğlu’nun, “Nereye ne zaman başvurdu, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ne şekilde başvurdu? Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı size ne zaman bu bilgiyi verdi ve siz ne zaman dinlenmesine karar verdiniz? Bunların hepsini izah etmeniz gerekiyor” sorularının ardından mahkeme heyetinin gelen sorulara cevaplar vermediği görüldü.

"DOSYADA TWEET ATMAK CİNAYET SUÇU OLARAK GÖRÜLDÜ"

Gizli tanık tartışmalarının ardından söz alan HDP MYK üyesi Alp Altınörs, tahliye taleplerinin alınması gerektiğine vurgu yaptı. Altınörs, tutukluluğunun üzerinden 1 yıl 4 ay geçtiğini hatırlatırken, “Mahkeme başkanının müştekilere yönelik bir önceki celsede sanıklar bu suçları doğrudan işlemekten değil azmettirmekten yargılanıyorlar. Ancak bu sözler kayıt altına alınmadı. Bu suçların doğrudan doğruya bizler tarafından işlenmediği mahkeme tarafından teyit edilmesi kritikti. Demek ki biz kimseyi öldürmemişiz. Bu nedenle bizim sevk maddelerimiz hukuka aykırıdır. İşlemediğimiz suçlardan nasıl yargılanıyor ve tutuklu bulunuyoruz? TCK 37/1 üzerinden cezalandırılmamız isteniyor ancak bu madde doğrudan suç işleme ve iştirak maddesidir, azmettirme değil. Bu dosyada Tweet atmak cinayet suçu olarak görüldü” dedi.

PYD’nin 6 Ekim 2014 tarihinde terör örgütü olarak kabul edilmediğini hatırlatan Altınörs, “PYD’nin faaliyetleri o tarihte serbestti ve yürürlükte hukuken bir kısıtlama da yoktu. Devletin en yetkili mercileri bunu söylüyor. O halde bu yargılamanın devam etmesinin kabul edilebilir bir tarafı kalmamıştır. Bütün bu olgulara rağmen PYD’den gelen bir e-posta temel bir tutukluluk dayanağı olarak görülmüştür. PYD Suriye muhalefetinin bir parçası olarak kabul edilmekte ve Eş Başkan Salih Müslim Mit ve AKP ile görüşmeler gerçekleştirmekteydi” ifadelerini kullandı. Mahkemeniz DAİŞ’in Türkiye için de büyük bir tehlike oluşturduğu eylemlerinde görülmekteyken mahkemeniz bunu görmezden gelmektedir. O günlerde DAİŞ, Kobane önlerinde durdurulmasaydı Türkiye’de de katliamlarına son devam edebilirdi” diye konuştu.

Altınörs kaçma şüphesi olmadığını ve bugüne kadar hiçbir siyasal yargılamadan çekinmediğini belirterek, tutuksuz yargılanmayı talep etti.

"HANGİ KOŞULLARDA DİNLENDİ?"

Ardından söz alan Şevin Kaya, “Tanık beyanına ilişkin söz almak istedik ancak savcı mütalaa sundu. Siz ve 2 üyenizle beraber tanık ifadesini aldığınızı söylediniz. İfade sırasında Cumhuriyet Savcısı var mıydı?​” diye sordu. Mahkeme başkanı soruyu yanıtlamadığı gibi UYAP’tan bakmasını söyledi. Sözlerini sürdüren Kaya, “Cumhuriyet savcısı ifadede yoktu. Biz ısrarla CMK diyoruz. Siz ise tanık beyanını, avukatların, Cumhuriyet savcısının olmadığı bir yerde alamazsınız. Sizin CMK 201/1’e göre hangi koşullarda tanığı dinlediğinizi bize açıklamak zorundasınız” diyerek tanığa soru sorulması yönündeki Yargıtay kararlarını hatırlattı. Mahkeme heyetinin gizli tanığın bu dosyaya hangi nedenle ve hangi şartlarla girdiğini söylemek zorunda olduğunu belirten Kaya, “Siz duruşmada tartışmadığını bir tanık beyanını bize bir delil olarak sunamazsınız. Burası bir tiyatro salonu değil yargılama salonu. Bu tanığı bizim bulunduğumuz bir duruşmada dinlemek zorundasınız. Tanığa soru sorma usulleri vardır. Bu şekilde olan kararlarınızdan vazgeçilmesini ve tanığın duruşmada dinlenmesini talep ediyoruz” diye aktardı.

DOSYADA OLMAYAN İSİMLER HAKKINDA BEYAN

Daha sonra söz alan Avukat Veysi Eski, yargılananların siyasi bir partinin 6 milyon oy almış bir iradesi olduğunu vurguladı. Eski, “Biz söz almak için sizlerle kavga etmek istemiyoruz. Mesleğimiz zaman veya hukuka aykırı bir durumda söz alabiliriz. Şimdi ben bu gerginliğin sebebinin duruşmasının sonunda okuduğunuz tanık ifadesi olduğunu düşünüyorum” dedi. Mahkemenin elinde bir delil olduğunu ve bu delile ilişkin savcıyla görüşüldüğünü belirten Eski, “Ancak savcının flaş diskten çıkardığı mütalaada görüldüğü üzere savcı buradaki tartışmalardan ve konuşmalardan etkilenmeyeceğini düşünerek hazır bir mütalaayla buraya geliyor. İşte buna kumpas diyoruz. Benim gördüğüm kadarıyla tanık dosyada olmayan kişiler hakkında da beyanda bulundu. Dosyada bulunmayan kişilerin fotoğraf teşhisi nasıl yapıldı? Dosya çöktü bari bir hamle yapalım diye uğraşıyorsunuz. Gizli tanığın buraya getirilip sorularımızı yanıtlamasını talep ediyoruz” diye ifade etti.

DEMİRTAŞ: "KUMPAS ZEKÂ İŞİDİR, BU İŞ SİZİ AŞAR"

Sonrasında söz alan Selahattin Demirtaş, mahkeme heyetine, “Tanığın soruşturma numarası nerede? Başsavcılığın yazısı nerede?​” sorularını yönelterek, delil değerlendirme aşamasında tanığın dinlenilmesi gerektiğini ve soru sorma haklarının olduğunu ifade etti. Demirtaş, “Resmen ‘kimsenin haberi olmadan biz seni dinleyelim’ demişsiniz. Kumpas zekâ işidir, girmeyin bu işe sizi aşar. Yüzünüze gözünüze bulaştırırsınız. Bizi 4 buçuk yıldır tutuklayıp siyaseti dizayn etmeye çalışıyorsunuz. Burada siyasi kumpas yürütüyorsunuz. Tanımadığınız, ‘bizi bağlamaz’ dediğiniz AİHM, yeni bir karar verdi. Size yemin ederim ki o kararlar uygulanmaya başlarken hâkim koltuğunda siz oturmayacaksınız” dedi.

"PEKİ YA SEÇİMİ KAYBEDERSENİZ?"

“Demirtaş, devamında şöyle konuştu: “Siz de bu HSK tarafından görevlendirilmiş kişilersiniz. Seçimi kazanan devleti kazanıyor, öyle görünüyor. Peki ya seçimi kaybederseniz ne olacak? Muhalefet kazanmış olacak. Biz muhalefetiz. Biz de bağımsız, adil yargı için uğraşacağız. İşte o AİHM kararlarının uygulanması için parlamentoya, bakanlığa başvuracağız. Hakkınızda suç duyurusunda bulunacağız. Tanık beyanının nasıl, hangi tarihte alındığı, dosyaya ne şekilde girdiği, neden gizli olduğu temel yargılama bilgileridir. Birtakım arkadaşlar savunmalarını yaptılar yarın biz de yapacağız ama daha ne kadar kumpas çıkacak bilmiyoruz. Siz siyasetçiyseniz biz sizden daha siyasetçiyiz. Siz mahkeme değilsiniz, dosyadan çekilmenizi talep ediyorum. AİHM kararına atıfta bulunarak yeni bir durum olduğu için bu durumda çekilmeniz lazım. Biz sizi reddediyoruz. Sizi atayanlar AKP, MHP’li HSK üyeleri. Bu çok aleni ve siz de bunu aleni yapmaktan çekinmiyorsunuz.”

"LEYHTE OLAN DELİL ALEYHİMİZE KULLANILMAYA ÇALIŞILIYOR"

“Delil değerlendirirken yalana sığınıyorsunuz” diyen Demirtaş tahliye olduğu mahkemede tanık olan ve daha sonra kaybolan Mercek isimli tanığı hatırlatarak, “Mercek’in kendisini bırak, beyanları yok ortada. Hadi Mercan bizden korktu kaçtı da beyanları da mı korktu yok. Çünkü onun beyanlarını alanların hepsi şu an FETÖ’den tutuklu. Siz yok ettiniz onu. Mercek esas mahkemesi tarafından düşürülüp tahliye kararı verilmiş ama siz bunu hala sürdürüyor ve tüm arkadaşların tutuk devam gerekçesi yapıyorsunuz. Çünkü siz hukukçu değil siyasetçisiniz. Mercek tanığının beyanlarının olmaması lehimize bir durumdur, aleyhimize değil. Bizim lehimize olan bir delili Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi aleyhimize kullanıyor. Gizli tanığı getirin bize teslim edin gözümüz gibi bakarız. Yoksa kaybolunca bizi suçlu tutuyorsunuz. Sizden hiçbir talebim yok 2-3 AKP, MHP’li cübbe giymişsiniz. Biz hukuka güveniyoruz, size değil” şeklinde konuştu.

AYLA AKAT ATA: SAVUNMA EVRAKLARI VERİLMİYOR

Duruşmada söz alan Ayla Akat Ata cezaevi eğitim komisyonu tarafından kendisine fotokopi verilmemesi yönünde tebliğ edilen yazıyı okudu. Akat Ata, “Biz adaletin çıkması yönünden dosyaya katkı sunmaya çalışıyoruz. Savunma hangi yolla gelirse gelsin verilmeyeceği ifade ediliyor. Kuruma gelen yazılı her şey bir gün bekletiliyor. Avukatlarımızın bize getirdiği evraklar da bir gün bekletiliyor. İstediğim bir şiir vardı ve son defa verileceğini, bundan sonra vermeyeceklerini söylediler. Savunma hakkımız engelleniyor. Eğitim Komisyonu keyfi bir karar veriyor. Avukatla müvekkil arasına kimse giremez” dedi. 

“Kumpas bu ülkede köpeğe bile kuruluyor” diyen Ata, “Ben siyaset yaptıysam bunlar göz önünde olan şeylerdir. Bizim gibi 7-24 takip edilen insanlar için bir belgeye ihtiyaç yoktur. Bizim bu heyetten bir beklentimiz var. Adalet beklentimiz var. Savcı bey telefonumu incelemekle angarya çıkarmasın hepsi var zaten. Yeni bir belge girecek bizi aklayacak olan ardından yine yeni bir gizli tanık çıkacak. Bunlara gerek yok. Siz bize ‘çözüm için cezaevinde kalmaya hazır mısınız’ diye sorsanız ben idama hazırım” diyerek sözlerini bitirdi.

"AYM’NİN SORUSUNU YANITLAYIN"

Avukat Hürrem Sönmez, gizli tanık kısmında mahkemenin yanlış yaptığını vurgulayarak, “Tanığın uygulanabilecek en uygun yöntemle dinlenmesi gerekirdi. Bircan Yorulmaz’ın AYM’ye yaptığı başvuruya dair AYM tarafından mahkemenize gelen Bircan’ın söz konusu MYK toplantısının yapıldığı sırada orada bulunup bulunmadığına dair sorusunu yanıtlamanız gerekiyor. Müvekkilin toplantıda olmadığı Türk Hava Yolları tarafından tespit edilmişti” dedi.  

YARINA KADAR ARA VERİLDİ

Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebine dair ara karar veren mahkeme başkanı, ret talebinin duruşmayı uzatma yönünde olduğu gerekçesiyle ret isteminin geri çevrilmesine karar verildi.  

Duruşmaya yarına kadar ara verildi. (MA)

ÖNCEKİ HABER

İngiltere Başbakanı Johnson: Bu Avrupa’nın karşılaştığı en büyük güvenlik krizi

SONRAKİ HABER

Beşiktaş'ta kadın avukatı "Abla bakar mısın" dedikten sonra vuran fail tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa