Kuzey Kıbrıs’taki yapı Türkiye’de örülen suç duvarının bir parçası
Halil Falyalı suikastı bir kez daha adanın kuzeyinin kirli ilişki ağına ve Kıbrıs'ın dönüşüm sürecine gözleri çevirdi. Sol Hareket Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan ile konuştuk.
Fotoğraf: Facebook
Çağrı SARI
istanbul
Suç Örgütü Lideri Sedat Peker’in uyuşturucu trafiğinin merkezinde olduğunu söylediği ve Kuzey Kıbrıs’taki yasa dışı işlerde sıkça adı geçen Halil Falyalı suikastı bir kez daha Kıbrıs’ın Kuzeyinin kirli ilişkilerin arka bahçesi haline nasıl dönüştüğünü gözler önüne serdi. Kamuoyunda yapılan yorumlarda Falyalı cinayetinin çok boyutlu soruşturulması halinde Mafya-siyaset ilişkisi açısından Susurluk yapılanmasına benzer bir yapılanmayı ortaya çıkarmasının mümkün olduğuna işaret ediliyor. Sol Hareket Genel Sekreteri Akademisyen Abdullah Korkmazhan da Kuzey Kıbrıs’taki yapının, Türkiye’de örülen büyük suç duvarının bir parçası olduğunu söyledi ve ekledi: Bir tuğla çekince olmuyor. Tüm duvarın yıkılması şart. Yoksa, bir tuğla çekilir, yerine yenisi konur. Duvar varlığına devam eder. Korkmazhan aynı zamanda Amerika kara para izleme birimi yetkililerinin, Kıbrıs’ın güneyine gelerek bazı iş insanları ve gazeteciler ile görüşerek Falyalı hakkında bilgi topladığını söyledi ve cinayetin zamanlamasının bununla bir ilişkisinin olup olmadığının önemli olduğuna dikkat çekti.
Kuzey Kıbrıs’ta üst üste yaşanan mafyatik saldırılar bir kez daha gözlerin Kuzey Kıbrıs’a dönmesine neden oldu. Son yıllarda kara para, uyuşturucu trafiği gibi iddialarla anılıyor adanın kuzeyi. Neden böyle bir yapıya dönüştü Kıbrıs? Hangi etkenlerden söz edebiliriz?
Bugün yaşananlar Kıbrıs sorunu ile doğrudan bağlantılı. Devam eden çözümsüzlük, Kıbrıs’ın kuzeyinin uluslararası hukuk dışında olması, tüm bunlarla bağlantılı. Türkiye 1974 yılında adaya askeri çıkarma gerçekleştirdi. Temel gerekçesi barışı yeniden tesis etme ve geri çekilmeydi. Ancak bu geri çekilme hiç gerçekleşmedi. Askeri çıkarma kalıcı işgale dönüştü. Ada ikiye bölündü ve Kuzey tarafı Türkiye’nin sömürgesi haline dönüştürüldü. Türkiye’de kumar sektörü yasaklanıp, kapatılınca, tüm sektör Kıbrıs’ın kuzeyine taşındı. Bunu sanal bahis, kara para, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı ve insan kaçakçılığı izledi. Kısacası Kıbrıs’ın kuzeyi Türkiye’deki egemenler ve yeraltı dünyası eliyle bir sömürgeye, bir arka bahçeye dönüştü. Bunun doğal sonucu ise mafya hesaplaşmalarının ülkemize kadar gelmiş olması.
Geçtiğimiz hafta da yasa dışı sanal bahis iddialarıyla adı anılan İş İnsanı Bulut Akacan’ın babası Mehmet Akacan vurulmuştu. Falyalı da bahis pazarının önemli isimlerinden biri. Kıbrıs’ın bu anlamdaki pozisyonu nedir?
Bulut Akacan olayı da benzer bir olay. Bu olayda yaralama ve şantaj ile yetinildi.
Falyalı hakkında birçok iddia var. Sedat Peker’in ortaya attığı iddialar var. Şantaj arşivinden, uyuşturucu kaçakçılığına, kara para transferlerinden, sanal bet sektörüne kadar. Erkam Yıldırım ve Mehmet Ağar ile ilişkileri hakkında iddialar var. Bunlar hakkında pek çok kez soruşturma açılması yönünde çağrılar oldu. Ne yazık hiçbir soruşturma süreci başlatılmadı.
DEVLET-MAFYA-SİYASET ÜÇGENİNDE İŞLENEN BİR CİNAYET
Halil Falyalı kimdir? Kıbrıs açısından nasıl bir öneme sahip
Falyalı’nın ismi 2007 tarihli Game Over ve 2016 tarihli Handikap isimli yasa dışı bahis operasyonlarında da gündeme geldi. Falyalı 100 milyar TL’lik sanal bahis sektörünü yöneten bir isimdi. Bunun yanında somut olarak ABD’de Falyalı ve kardeşi hakkında 2011 mayıs ayında “Kara para aklama” ve uyuşturucu” suçlamasıyla dava açıldı. 2016’da karara bağlandı ve sanıklar hakkında yakalama kararı çıkartıldı. KKTC uluslararası hukukun dışında olduğu için yakalanamadı. Bugün Kıbrıs gazetesinin haberine göre geçtiğimiz hafta Amerika kara para izleme birimi yetkilileri Kıbrıs’ın güneyine gelerek bazı iş insanları ve gazeteciler ile görüşerek Falyalı hakkında bilgi topladılar. Cinayetin zamanlamasının bununla bir ilişkisinin olup olmadığı bence oldukça önemli.
Ben bu cinayetin devlet-mafya-siyaset üçgeninde işlenen bir cinayet olduğuna inanıyorum. Ömer Lütfü Topal cinayeti sonrası ortaya çıkan Susurluk skandalını hatırlayalım. Benzer bir yapılanma ile karşı karşıya olduğumuza inanıyorum.
TÜRKİYE’DEKİ EGEMENLERİN, SUÇ ÖRGÜTLERİNİN ÜSSÜ HALİNDE
Uluslararası hukuk kurallarına uyulmadığı, hukuk dışı bırakılan bir bölge olarak tarif ettiniz. Kastınız nedir?
Belirttiğim gibi, ne yazık ülkemiz, Türkiye’deki egemenlerin, yeraltı dünyasının ve uluslararası suç örgütlerinin üssü haline getirildi. Kıbrıs’ın kuzeyi uyuşturucu, insan, silah kaçakçılığından, kara para, kumar ve bet sektörüne kadar bir sömürge, bir arka bahçeye dönüştürüldü. Birçok yasa dışı iş Kıbrıs’ın kuzeyinden yönetiliyor. Bunu herkes biliyor. Ancak kimse müdahale etmiyor. Çünkü devlet-mafya-siyaset üçgeni söz konusu. Bu bir bataklık ve kurutulmadıkça ne yazık benzer olaylar yaşanmaya devam edecek.
Bu bataklığın kaynağı en başta Türkiye yeraltı dünyası ve uluslararası suç örgütlenmesi. Falyalı, Türkiye’nin en büyük sanal bet patronu ve şu an tutuklu olan Veysel Şahin’in ortağıydı. Dolayısıyla buradaki yapı, Türkiye’de örülen büyük suç duvarının bir parçası. Bir tuğla çekince olmuyor. Tüm duvarın yıkılması şart. Yoksa, bir tuğla çekilir, yerine yenisi konur. Duvar varlığına devam eder.
Susurluk olayını hatırlayalım. Vatikan ve Papa’nın rolünü hatırlayalım. Susurluk raporlarında açıkça yazıyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde Vatikan’ın kara parası aklandı. Biz ülkemizin arka bahçe olmasını reddediyoruz. Birleşik Federal Kıbrıs’ın oluşmasını ve uluslararası hukukun bir parçası olmayı talep ediyor, bunun için mücadele yürütüyoruz.
Sanal bahis konusunda pastadaki payı paylaşamama iddialarından söz ediliyor…
Gerçekleşen cinayetin nedenleri ile ilgili birçok iddia söz konusu. 100 milyar TL lik bir sanal bahis pastasından, bunun yanında uyuşturucu ve kara para sektöründen bahsediliyor. Tabii ki bunun yönetimi, paylaşılması noktasında bir hesaplaşma olabilir. Diğer bir iddia Falyalı isminin çok konuşuluyor olması ve bir çok bağlantının açığa çıkma tehlikesi diğer bir neden olabilir. Sedat Peker’in ortaya attığı bir çok iddia söz konusu. Önemli olan tüm bunların kamuya açık bir şekilde, karartılmadan soruşturularak açığa çıkartılması.
TATAR İLE FALYALI İLİŞKİSİ DOSTLUĞUN ÖTESİNDE SİYASİ VE EKONOMİK
Falyalı’nın siyasi partileri finanse edecek güce eriştiği, Türkiye’deki siyasilerle bağlantıları ile de gündeme geliyor. Bu kadar ilişkiye nasıl sahip olabildi.
Halil Falyalı, Ersin Tatar’ın cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasını ve partisi Ulusal Birlik Partisini finanse eden bir isim. Geçtiğimiz cumhurbaşkanlığı seçiminde yalnızca finansal olarak desteklemekle kalmadı, bizzat sahada da çalıştı Tatar lehine. Tatar ve Falyalı’nın kamuoyuna yansıyan birçok görüşmesi ve resmi bulunmaktadır. Ayrıca Halil Falyalı’nın babası Cahit Falyalı uzun yıllar UBP Parti Meclisi üyeliği yaptı ve şu an UBP Onursal Üyesi. Dolayısıyla mesele yalnızca dostluk meselesi değil. Siyasi ve ekonomik ilişkidir. Ersin Tatar, Kıbrıs’ta federal çözüme, uluslararası hukukun bir parçası olmaya karşı çıkan bir siyasi. Bu bağlam da çıkar birlikteliği de söz konusu. Çünkü uluslararası hukukun parçası olan federal bir Kıbrıs’ta yasa dışı sanal bahis, kara para gibi kirli işleri yönetemezsiniz. Benzer siyasi ilişkilerin Türkiye’de de olduğu biliniyor. Bu bağlamda yine altını çizerek söylemek istiyorum. Kapsamlı bir soruşturmaya ve tüm boyutları ile bu kirli ilişkilerin açığa çıkartılmaya ihtiyacı var.