Genel-İş Diyarbakır: Krizin yükünü işçi sınıfı ve yoksul halk çekmekte
Genel-İş Sendikası Diyarbakır şubeleri hayat pahalılığı, zamlar ve yüksek faturalara dikkat çekmek üzere basın açıklaması yaptı, "Dur demek tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak sorumluluğudur.”
Fotoğraf: Evrensel
Genel-İş Sendikası Diyarbakır 1 ve 2 no’lu şubeleri, hayat pahalılığı, zamlar ve yüksek faturalara dikkat çekmek üzere basın açıklaması yaptı. Dağkapı Meydanı’nda bir araya gelen sendika üyelerine destek için CHP, HDP, TİP ve sivil toplum örgütü temsilcileri de katıldı.
" 'DUR' DEMEK EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN SORUMLULUĞU"
Açıklamayı yapan Genel-İş Sendikası Diyarbakır 1 No'lu Şube Başkanı Kamuran Taş, AKP iktidarı tarafından yönetilen ülkenin sürekli bir kriz halinde olduğunu söyledi. Taş, her geçen gün artan zamlara yapılan müdahaleninse işçi ve yoksuldan fatura edildiğini ifade ederek “Döviz kurlarında başlayan yükselişin tetiklediği güncel ekonomik kriz, bugün işçi ve emekçilerin temel tüketim kalemlerine her gün yapılan zamlarla katlanarak artıyor. Market harcamaları bir önceki yıla göre iki katından fazla artmıştır. Elektrik faturaları tam bir soyguna dönüşmüştür. Benzine gelen zamlar otomatiğe bağlanmıştır. Ev kiraları işçilerin ücretleri ile yarışır seviyeye gelmiştir. TÜİK’in resmi enflasyonları bile yoksulluğumuzun son bir yılda %50 oranında arttığını göstermektedir. Bu kriz koşullarında sermaye çevreleri yüksek karlar açıklamaktadır. Kur garantili TL mevduat hesabı aldatmacası ile zenginlere kaynak transferi yapılırken, faizden para kazanan bankacılık sektörü ve finans kapital rekor karlara kavuşmuştur. Krizin sorumlusu siyasi iktidar iken yükünü işçi sınıfı ve yoksul halk çekmektedir. Buna dur demek tüm emek ve demokrasi güçlerinin ortak sorumluluğudur” diye konuştu.
"ÇALIŞANLARA YÖNELİK DÜZENLEMELERDE İŞÇİNİN ADI YOK"
Belediyelerde çalışan işçilere yapılan zammın günden güne eridiğini belirterek artan hayat pahalılığı karşısında ücretlerde iyileştirmeler yapılmasını gerektiğini söyleyen Taş, “Belediye işçileri bugün birçok açıdan ayrımcılıkla karşı karşıyadır. Siyasal iktidar tarafından çalışanlara yönelik yapılan ya da yapılması planlanan kısmi düzenlemelerde belediye işçilerinin adı bile ne yazık ki geçmiyor. Kamu işçileri ve kamu çalışanlarına yönelik yapılan düzenlemelerden belediye işçileri yararlanamıyor ve dışında tutuluyor. Bunun en son örneği kamu işçilerine yapılan ek %2,5’lik iyileştirme zammıdır. Kamu hizmetleri bir bütün olup, merkezi ya da yerel ayrımı olmaksızın kamu çalışanları (işçi/memur) eliyle yürütülür. Kamu çalışanlarının işçi ya da memur, merkezi ya da yerel hakları iyileşecekse toplu olarak iyileştirilmelidir. Bu durumdan hem Hükümet hem de belediye işverenleri sorumludur. Belediye Şirket işçilerinin Kadro ve İlave Tediye Hakları Verilmelidir. 696 sayılı KHK ile beraber kamuda çalışan taşeron işçilerden merkezi idarede bulunanlar doğrudan kadroya geçerken, belediyelerde çalışan işçiler ise ne yazık ki kadro yerine belediye şirketlerine geçiş yapmıştır. Bu durum 450 bine yakın belediye işçisine ayrımcılık yapılmasına ve hak mağduriyetine neden olmuştur. Bu mağduriyet bir an önce sona erdirilmeli ve belediye şirketlerinde çalışan işçiler de diğer işçiler gibi kadroya geçirilmeli ve ilave tediye hakları ise derhal verilmelidir” ifadelerini kullandı.
İKTİDAR İŞÇİLERİN SESİNE KULAK VERMELİ
Taş, “696 sayılı KHK ile geçişi yapılan işçiler Anayasa’ya aykırı bir uygulamaya maruz bırakılıyor. Bu kapsamdaki tüm işçiler emeklilik aylığına hak kazanmaları ile beraber çalıştıkları kurumdan zorunlu olarak emekli ediliyor. Yıllarca kadroya geçme hayali kuran binlerce taşeron işçi kadroya geçtikten hemen sonra emekli olmak zorunda bırakılıyor. Halen yüz binlerce işçi benzer bir sorunla karşı karşıyadır. Bu durum Anayasa tarafından güvence altına alınmış çalışma hakkına ve eşitlik ilkesine açıkça aykırıdır. Yıllarca taşeronlarda asgari ücretle çalışan işçilerin, bugün zorla emekli edilmesi bu işçilerin asgari ücretin yarısı kadar bir emekli ücreti ile yaşamaya mahkûm edilmesidir. Bu ayrımcı uygulama bir an önce sona erdirilmeli ve gerekli yasal düzenleme bir an evvel yapılmalı, bu süreçte zorla emekli edilen binlerce işçiye yeniden işe geri dönüş imkânı sağlanmalıdır. Bununla beraber Büyükşehir Belediyesinde kadrolu işçilere uygulanan res’en emeklilik politikasına da son verilmelidir. Bu politikalar, işçilerin aidiyet duygusunu zedelemekte ve çalışma hakları ihlal edilmektedir. Belediye gelirleri arttırılmalı ve personel gideri sınırlamaları sona erdirilmelidir. Hükümet ve belediye işverenleri işçilerin bu sesine kulak vermelidir” dedi. (Diyarbakır/EVRENSEL)