TÜKODER: Fiyatların artmasında tek başına KDV etken değil
TÜKODER yaptığı açıklamada, “Enflasyonun yükselmesinde ve fiyatların artmasında tek başına KDV etken değildir. Diğer etkenler üzerinde de çalışmalar yapılmalıdır” dedi.
TükoDer logosu
Tüketiciyi Koruma Derneği (TükoDer) Genel Başkanı Aziz Koçal imzalı açıklamada, “KDV indirimini elektrik, doğal gaz, su, iletişim faturalarında ve akaryakıtta da bekliyoruz” dedi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Yıllardır dile getirdiğimiz, özellikle de pandemi süreci ve yılbaşı sonrası gündemde tuttuğumuz, Temel Gıda Maddelerinde Katma Değer Vergisi’nin (KDV) yüzde sıfıra, temel ihtiyaçlarda ise yüzde 1’e düşürülmesi taleplerimizin gıda maddeleri ile ilgili kısmı karşılık bularak yüzde 1’e düşürülmesi olumlu bir adımdır. Bilindiği üzere KDV dolaylı vergi olarak tüketim malları üzerinden alınan bir vergidir ve direkt tüketiciden tahsil edilerek alınan ürünün satış maliyetine yansır.
Elbette bu KDV indirimini temel ihtiyaçlar dediğimiz, faturalar dediğimiz, elektrik, doğal gaz, su, iletişim faturaları ve akaryakıtta bekliyoruz.
- Gıdada vergi indiriminin satış fiyatlarına yansımış olması önemli, bunun sağlanmasının en önemli yolu ticari ahlak olması ve esnafın bunu fiyatlara yansıtmasıdır. Tabii ki etkin ve etkili denetimler önemli, KDV tüccara sermaye olmamalıdır.
- KDV’deki indirimin, enflasyonun düşürülmesi ve gıda fiyatlarından indirim amaçlı yapıldığı açıklanmıştır. Tek başına yeterli olmadığını hepimiz biliyoruz, yüzde yedilik indirim farkı, gıdalardaki maliyet girdilerinin artması ile yakın bir zamanda kapanabilir. KDV indirimi ile birlikte gıdanın kalitesi ve besleyiciliğini bozmadan maliyet girdilerinin düşürülmesi için ortak akıl çalışması yapılması gerekir.
- Gıda imalatçılarının kâr marjından, imalat giderlerinin en önemli unsurlarından biri olan hammadde fiyatları, elektrik, doğal gaz gibi maliyet unsurları birlikte değerlendirilerek, tüketiciye ucuz ekonomik besin değeri yüksek gıda sunulmasının önünün açılmasını sağlayacak politikalar oluşturulması gerekiyor.
- Gıda fiyatlarının baş unsuru olan tarımın güçlendirilmesi ve küstürülen çiftçinin tarlaya dönmesinin sağlanması için etkili politikalar oluşturulmalıdır.
Zamların sadece fiyat artışlarından kaynaklanmadığını, devletin dolaylı vergi olarak diğer adı ile tüketim vergisi dediğimiz tüketim malları üzerine koymuş olduğu vergilerden de kaynaklandığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle zamlar ile başa çıkabilmek için sadece ücret ve maaş artıları yetmemekte, bununla birlikte devletin dolaylı vergilerden de vazgeçmesi gerekiyor.
Tüketim vergilerinin yüksekliği vergide adaletsizliği beraberinde getirmektedir. Vergi adaletinin temel amacı, vergi yükününü bireyler arasında mali güçlerine göre gelire dayalı eşit bir şekilde dağılmasını sağlamaktır.
Bu nedenle temel ihtiyaç ve gıda tüketimlerinden tüketim vergileri dediğimiz vergilerden vazgeçilerek zamların bir kısmı geri alınabilir, tüketici alım gücüne katkı sağlanabilir ve enflasyonla mücadeleye belki bir katkı olabilir.” (HABER MERKEZİ)