15 Şubat 2022 20:21

Suruç Katliamı Davası’ndan çekilen mahkeme heyeti HSK’ye şikayet edilecek

Suruç Katliamı Davası avukatlarından Sezin Uçar, davadan çekilen mahkeme heyeti hakkında HSK’ye başvuruda bulunacaklarını aktardı. Aileler, gerçeklerin üzerinin kapatılmak istendiğini belirtti.

Fotoğraf: Özlem Songül Abayoğlu/Evrensel

Paylaş

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Suruç Katliamı Davası’nda mahkeme heyetinin değişmesine ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, davanın avukatı Sezin Uçar, İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri katıldı. “Heyet Değiştirerek Gerçekleri Örtemezsiniz” pankartının yer aldığı toplantıda açıklama yapan Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar yargılamanın tüm itirazlara ve hususların araştırılmadan devam ederek, karara bağlandığını belirtti.

Uçar, davanın Ekim 2021’deki karar duruşmasında mahkeme heyetinin ısrarla Ankara Katliamı’ndan tek tutuklu sanık Yakup Şahin hakkında karar verdiğini ve firari sanıklar için dosyanın başka bir esasa kaydedildiğini hatırlattı. Araştırılması gereken pek çok husus ve 6 yılda ortaya çıkan pek çok delilin araştırılmadan davanın kapatıldığının altını çizen Uçar, avukatlar olarak yaptıkları itirazların ve gerçeklerin ortaya çıkması için mahkemeye verdikleri taleplerin sürekli reddedildiğini kaydetti. Mahkeme heyetinin sadece Yakup Şahin'i cezalandırma motivasyonuyla hareket ettiğini ve yargılamaya ışık tutacak yeni delilleri görmezden geldiğini belirten Uçar, mahkeme ve hakime yaptıkları pek çok reddin de kabul edilmediğini ifade etti.

Avukat Sezin Uçar, "Bildiğiniz üzere geçtiğimiz ekim ayında Suruç katliamı davasında bir karar verildi. Katliamın yargılanabilir tutuklu sanığı Yakup Şahin hakkında mahkumiyet kararı verildi ama firari sanıklar yönünden dava başka bir esasa kaydedilmiş oldu. Yargılama tüm  itirazlarımıza rağmen araştırılması gereken sayısız husus araştırılmaksızın kamu oyunun önüne serilen hakikatler, gerçekler IŞİD davalarında ortaya çıkan, geride kalan altı yıl içerisinde çeşitli IŞİD operasyonlarında bulunan deliller, belgeler araştırılmaksızın karara çıkartılmış oldu. Biz platform avukatları olarak dosyanın bu şekilde kapatılmasına itiraz etmiştik. Heyetin bizim yargılamaya, maddi gerçeğin araştırılmasına ışık tutacak taleplerimizi hiçbir şekilde kabul etmedi" dedi. 

"YENİ DELİLLER ORTADAYKEN DOSYA KAPATILDI"

Bağımsızlığından ve tarafsızlığından şüphe duydukları için heyeti reddettiklerini söyleyen Uçar " Mahkeme heyeti yargılamadan çekilmediği gibi bu karara yapmış olduğumuz itirazı da reddetti ve dosya yeni deliller ortadayken, IŞİD’le ilgili katliama bağlantıyla ilgili çok sayıda belge ve bulgu varken bunlar araştırılmaksızın sadece Yakup Şahin’e ceza verme motivasyonuyla dosya kapatılmış oldu.

"HEYET ÇEKİLDİ, RED TALEPLERİMİZİN HAKLILIĞINI GÖRDÜK"

Suruç yaralılarıyla aralarında bir husumet olduğunu düşünen mahkeme heyetinin, kararı vermeden çekilmesi gerektiğini söyleyen Uçar "Heyetin, Suruç katliamının gerçeklerinden de kaçmak istediğini, ailelerimizin, yaralılarımızın Suruç katliamından adalet bekleyen tüm toplumun, adalet talebinden, adalet isteğinden de aslında çekindiğinin bir göstergesi anlamına geliyor. Biz Yakup Şahin bakımından mahkumiyet kararı veren ve davayı çarçabuk bitiren, aynı zamanda da çekilme kararı veren bu heyetle ilgili Hakimler Savcılar Kuruluna mesleklerinin gerektirdiği tüm şeyleri yerine getirmedikleri gerekçesiyle başvuru yapacağız" dedi.

"BİZ BU PRATİĞİ BİLİYORUZ" 

Uçar şöyle devam etti:

"Biz bu pratiği soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısının pratiğinden de biliyoruz. Katliam faillerinden dönemin Suruç İlçe Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal'ı ailelerden, avukatlardan kaçırarak mesai sonrası bitiminde, kendi verdiği duruşma tarihinden bir gün önce mesai saati sonrası bitiminde ifadesini alan Fethiye Asliye Ceza Hakiminden de biliyoruz. Yargılama gerçeklerini, yargılamanın yükünü, adalet beklentisini, adalet talebini karşılamaktan uzak hakim ve savcıların taleplerini biliyoruz, alışığız. Ama bunlara karşı da adalet mücadelesini yürüteceğiz. O nedenle ben buradan hem 17 Şubat tarihinde Ankara katliamının firari sanıklarının yargılandığı ve Ankara 4 Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davaya hem de 18 Şubat tarihinden Urfa 5 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya tüm toplumu tüm yurttaşları bu davaya bekliyoruz. IŞİD katliamındaki tüm gerçeklerin açığa çıkartılması için aynı toplumsal adalet talebiyle mücadele etmeye devam edeceğiz diyebilirim."

SURUÇ AİLELERİ: SURUÇ KATLİAMI SONRASINDA BU ÜLKENİN KADERİ DEĞİŞTİRİLDİ

Basın açıklamasına katılan ve davanın başladığı günden bu yana yaşadıklarını anlatan Suruç aileleri "Suruç katliamının üzerinden 6 buçuk yıl geçti. 6 buçuk yılın sonunda aslında herhangi bir bulgu olmadan tek bir kişinin, cezalandırıldığı bir karar verildi. Biz bu karara itiraz ettiğimiz için ve konuşma hakkımızı mahkemede savunduğumuz için de hakkımızda suç duyurusunda bulunuldu" dedi.

Bu kararların sadece Suruç katliamında ölenlere karşı değil, tüm ülkeye karşı olduğunu söyleyen Suruç aileleri "İddianamenin kendisinden bahsedildi zaten. İddianamenin geride kalanların hakkını savunmak, insanların yaşam hakkıyla ilgili soruşturma yapmak üzerinden değil, oraya gidenlerin ne yaptığını, neden gittiğini daha çok tartışmaya açan, ülkemizde alışık olduğumuz gibi mağdurun suçlu ilan edildiği bir yargılama başlangıcı mevcuttu. Biz cezaevi kampüsünde, sanıksız sandalyelere jandarmaların ortasında bir yargılama pratiğini izledik. Suruç katliamı sadece bu ailelere karşı değil, tüm topluma tüm insanlara yapılmış katliamlardan bir tanesidir. Suruç katliamı sonrasında bu ülkenin kaderi değiştirilmiştir ve ülkede gördüğümüz pratiklerden anlayacağımız gibi her yargısız katliam bir sonrakine ülkeyi gebe bırakmaktadır. Sonunda çıkan kararla birlikte de yargılamanın ne  kadar etkisiz olduğunu hep beraber gördük. Biz her duruşmaya gidip boş sanık sandalyeleri gördük ve şimdi de husumetli olduğumuz gerekçesiyle davadan çekildiler" dedi. 

"YARDIMA İHTİYACI OLANLARA YARDIM ETMEK TERÖRİSTLİK DEĞİLDİR"

Suruç ailelerinden olan Ali Sadet "Bizim mahkeme ile husumetli olduğumuz söyleniyor. Biz o mahkeme salonlarına bir kalemimizle girdik, asla sınırlarımızı aşmadık. Her duruşmada boş sanık sandalyeleri ile karşılaştık. Bize terörist diyorlar. Kobane'ye yardım elimizi uzatmak, yardıma ihtiyacı olanlara insanlık yapmak teröristlik değildir" dedi. 

"BAĞIMSIZ YARGININ OLACAĞINA UMUDUMUZ VAR"

Katliamda ailelerini kaybeden Suruç aileleri "Biz özgür mahkemelerin olacağını düşünüyoruz bu ülkede. Yargının bağımsız olacağı günleri göreceğimizi umut ediyoruz. Zaten bu umudumuz olmasa ne o salonlarda yerimizi alırdık ne de burada olurduk. Bir gün katliamların hesabının sorulacağına inanıyoruz.Suruç için adalet demeye, Ankara katliamı için adalet istemeye devam edeceğiz. 17 Şubat'ta Ankara 4 Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 Ekim katliamının davası sürecek. Yine 18 Şubat'ta Urfa 5 Ağır Ceza Mahkemesi'nde ise Suruç katliamı davası görülecek. Adalet isteyen herkesin bu davaları takip etmesi isteğimiz ve talebimiz var" diye belirttiler.

NE OLMUŞTU?

IŞİD’den kurtarılan Kobanê’ye oyuncak götürmek amacıyla 20 Temmuz 2015’te Türkiye’nin dört bir yanından Sosyalist Gençlik Federasyonu Derneğinin (SGDF) çağrısıyla bir araya gelen gençler, Suruç’ta bombalı saldırıyla katledildi. Onlarca kişi arasına arasına girerek bombayı patlatan IŞİD üyesi, 33 kişinin yaşamını yitirmesine, yüzden fazla kişinin de yaralanmasına neden oldu. Saldırıya ilişkin açılan davanın 22 Ekim’de görülen karar duruşmasında, tek tutuklu sanık Yakup Şahin'e 34 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Davanın diğer sanıkları İlhami Bali ve Deniz Büyükçelebi’nin yakalamalı olarak aranmaları ve ifadelerinin henüz alınamamış olması nedeniyle her iki sanık açısından dosyanın tefrikine karar verildi. (İstanbul/EVRENSEL) 

ÖNCEKİ HABER

Alevi örgütleri: Cemevleri ibadethane olana kadar faturaları ödemiyoruz

SONRAKİ HABER

Denizli'de halkın ÇED itirazını mahkeme haklı buldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa