Çorap işçileri: Geçim meselesi işçileri bir araya getirdi
Ek zam direnişinin önemli bir kısmını oluşturan çorap işçileri, süreci Evrensel'e değerlendirdi.
Fotoğraf: Deriteks
Eren ERGİNE
Murat UYSAL
İstanbul
Son dönemde ek zam talebiyle eylem yapan işçilerin önemli bir kısmını çorap işçileri oluşturuyor. İlk eylem 31 Aralık’ta Beylikdüzü ilçesinde kurulu Alpin Çorap’ta gerçekleşti. Düşük zamma karşı üç vardiyada üretimi durduran 600 işçi taleplerini elde etti. Ardından Berr Çorap’a, daha sonra Çelik Çorap’a sıçrayan iş bırakma eylemleri hâlâ devam ediyor. Birçok fabrikadaki eylemler kazanımla sonuçlandı, ücretler 4 bin 500 TL’den 6 bin 500 bandına çıkarıldı. Aushra Çorap patronu ise benzer taleplerle iş bırakan işçileri kapı önüne koydu.
BİR AYDA 150 SAAT FAZLA MESAİ
İşyeri önünde direnişlerini sürdüren Aushra işçileri anlatıyor: “Patron 5 bin 500’ü dayatıyor. Bizim ücretlerimiz iki asgari ücret civarındaydı. Biz makineciyiz, 15 makinenin sorumluluğu üzerimizde, üç vardiya çalışıyoruz, gece çalışan işçi yıpranır. Talebimiz 7 bin 500 lira, asgari ücret bu seviyeye geldiyse bizim de hakkımız budur. İsteyen kalır isteyen çıkar, diyorlar. Bu kapı göstermek onlara çok basit geliyor. Verdikleri parayla insan yemesini karşılayamıyor ki dönüp nasıl çalışsın?”
Elektriğe, doğal gaza yüzde 100-150 zam geldiğini, patronun ise yüzde 50 vermeyi bile düşünmediğini belirten işçiler, soruyor: “Peki bizim alacağımız her şey yüzde 100 arttıysa, yüzde 50 ile nasıl yaşayacağız?”
Geçinebilmek için günde 16 saate varan sürelerde çalıştıklarını, sürekli fazla mesaiye kaldıklarını söylüyor işçiler. Bir işçi, “Ben ocak ayında 150 saat fazla mesai yapmışım. Akşam 16.00’da gelip sabah 08.00’de çıkmışım fabrikadan, bir hafta boyunca. 8 saat çalışıp evimde yatmayı bilmiyor muyum? Verdiği ücret yetmiyor ki 150 saat fazla mesaiye katlanmışım” diyor.
HER ŞEYİ PATRONUN İKİ DUDAĞI ARASINA MI BIRAKALIM?
Aushra’da direnişlerini sürdüren işçiler bir yandan da sendikada örgütlenmeye çalışıyor. Geçmişte de sendikalaşma girişimleri olmuş ama sonuca varamamış. Bu kez nasıl örgütlendiklerini anlatıyorlar: “Sendikalaşmanın ne kadar önemli olduğunu biliyorduk zaten, bir de patron ücret zammını düşük tutunca, biz de hep beraber sendikalı olalım, örgütlenirsek bu işi çözeriz dedik. Bunları WhatsApp gruplarından konuştuk, yemek molalarında konuştuk, çay molasında da pastanede de misafirlikte de konuştuk. Burada herkes emeğinin karşılığını istiyor dedik. Tuttuğumuzu sendikada örgütlenmeye çağırdık. Şimdi bu mesleğe 25 yılımızı vermişiz, patron az veriyor diye bırakıp başka meslek mi bakalım? Her şeyi patronun iki dudağının arasına mı bırakalım? Anayasal hakkımız sendikaya üye olmak, bir işçi sendikaya üye olduğu için işten çıkarılıyorsa devletin patrona yaptırım uygulaması gerek. İşçi ne yapacak bir başına? Mahkemeye veriyorsun, 5-10 sene sürüyor, yine patron kazanıyor.”
"İŞÇİLER BAYRAĞI ELİNE ALMALI"
Sosyal medya üzerinden diğer yerlerdeki, özellikle de diğer çorap fabrikalarındaki eylemleri ve sonuçlarını takip ediyorlar. “Geçim meselesi her yerde işçileri bir araya getirdi” diyor işçiler: “Geçim derdi işçilerin güvensizliğini aştı.”
Çorapta çalışanların büyük kısmının Çorumlu ve Çankırılı olduğunu, işçilerin çoğunlukla sağ partilere oy verdiklerini söyleyen bir işçi, “Biz üç gündür buradayız, sol sosyalist partiler ziyarete geldiler, ben sosyalist nedir bilmem tanımam, 2003’ten beri AKP’ye oy veriyorum ama bunca zaman işçinin hayatını düzeltmediler, bundan sonra da düzelteceklerine inanmıyorum. Mecliste hep patron görüyorum. Patron ne yapacak abi, buradaki patronu savunacak” diye konuşuyor. Ülkeyi pandemide bile aralıksız çalışan işçilerin kurtaracağına inanan Aushra Çorap işçisi, “Ne iktidarın ne muhalefetin işçilerin hayatını düzelteceğine inanmıyorum. İşçilerin eline alması gerekiyor bayrağı. O da sendikalaşmayla olur” çağrısı yapıyor.
"ÜÇ BİN KİŞİ İLE BİRLİKTE HAREKET EDİYORUZ"
Çorap sektöründe patronlar her yıl aralık ayında kendi aralarında toplanarak yapacakları zam oranını belirliyor. İşçiler bu kez, “Biz onlardan önce toplanıp ortak bir zam oranı belirleyelim” diyor ve aslında çoraptaki direniş süreci böyle başlıyor.
Meray Çorap’tan bir işçi anlatıyor: “Bir kişiden on kişiye, ondan yüze, beş yüz kişiye ulaştık. Şimdi kurduğumuz sayfada üç bin kişi ile beraber hareket ediyoruz. Aramızda birkaç öncü isim vardı, onlar Facebook sayfası kurdular, sonra bu sayfada toplanan farklı firmalardaki çorap işçileri bir araya gelmeye başladı. İlk toplantılarda 8 saat çalışanlar için 6 bin 500-7 bin lira arası, 12 saat çalışanlar için 9 bin-9 bin 500 lira arası ücret belirledik. DERİTEKS Sendikası da bu toplanmalara katıldı. Sayfayı sendika kurmadı ama çok desteklerini gördük.”’90’lı yıllarda da çorap sektöründe bir hareketlilik yaşandığını hatırlatan Meray Çorap işçisi, “O hareketlilik sonucunda işçiler neyi doğru yaptı, neyi yanlış yaptı, ölçtük biçtik, çıkardığımız derslerle harekete geçtik. O yıllarda sendikalaşamadığımız için kazanım elde edemediğimizin farkına vardık, burada da DERİTEKS Sendikası devreye girdi” diyor.
İŞÇİLER NEDEN SENDİKADAN UZAK DURUYOR?
O böyle diyor ama ek zam talebiyle iş bırakan çorap işçilerinin çoğunluğu iş sendikal örgütlenmeye gelince geri duruyor. Çorap fabrikalarının çok azında sendika var. Nedenini soruyoruz. Meray Çorap işçisi şöyle yanıtlıyor: “Emekçilerin birçoğu hakkı olanı tam anlamıyla bilmiyor. Sendika anayasal bir hak, ancak işçilerin kafasında sendika kötü bir şey diye bir bilinç oturmuş; gerek işverenlerin tutumu, gerek sendikaların tavrı nedeniyle. Zamlarımızı aldık, ama hem birliğimiz dağılmasın hem de ilerleyen dönemlerde bu mücadele devam etsin diye sendikalaşmaya çalışıyoruz. Önce bu ön yargıları yıkacağız. Ücret belirlemek üzere başlattığımız toplantılar devam edecek, o toplantılarda sendikayı anlatacağız, neden örgütlenmemiz gerektiğini anlatacağız. Çorapta 15 günlük bir çalışmanın eseri bu birliktelik, daha uzun zamana yayarsak daha iyi sonuçlar alacağımızı düşünüyorum.”