17 Şubat 2022 10:52

Sıla’nın öldürülmesini değerlendiren avukatlar devletin sorumluluğuna dikkat çekti

“Önlem almayan, yasaları uygulamayan, ihmali olanlar da cezalandırılmalıdır. İdari kurumların çocuğu koruma yükümlülüğü çerçevesinde düşünüp, suçları bir bütün halinde değerlendirmesi gerekiyor."

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Kadın avukatlar, 16 yaşındaki Sıla Şentürk’ün öldürülmesine dair konuştu. Avukatlar, devletin sorumluluğuna dikkat çekerek, “Önlem almayan, yasaları uygulamayan, ihmali olanlar da cezalandırılmalıdır” dedi. Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı’nın açıklamasına da tepki gösteren avukatlar, “Şikayetten vazgeçme olsa dahi, idari kurumların çocuğu koruma yükümlülüğü çerçevesinde düşünüp, suçları bir bütün halinde değerlendirmesi gerekiyor” dedi.

Avukatların Evrensel’e verdiği görüşler şöyle:

Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneğinden Avukat Hediye Gökçe Baykal: Anayasa’nın 41. maddesine göre, ‘Devlet, … ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri” ve “her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri’ almakla yükümlüdür. ‘Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.’

Ancak ne yazık ki yaşadığımız sistem çocuklarımızı koruyamıyor. Maalesef hemen her gün çocuklarımızın haklarının ihlal edildiği olaylarla karşılıyoruz. Yılda onlarca çocuğun ihmaller sonucunda hayatını kaybettiğini, yüzlercesinin cinsel istismara uğradığını görüyoruz.

Son yaşanan olay ise maalesef yine devletin çocuklarımızı yeterince korunamadığını bize gösterdi. Yaşanan olaylar üzerine Bakanlık tarafından yapılan açıklamayı; ‘Mağdur olay tarihinde 15 yaşını doldurmuş ise, şikayetten vazgeçme olduğunda suçun istismardan çıkıp reşit olmayanla cinsel ilişki şeklinde değişme ihtimaline binaen’ tahliye olduğu şeklinde yorumlamak gerekir. Ancak bu halde bile şikayetten vazgeçme olsa dahi, idari kurumların çocuğu koruma yükümlülüğü çerçevesinde düşünüp, suçları bir bütün halinde değerlendirmesi gerekiyor. Çocuğun ve ailenin şikayetten vazgeçerken içinde bulundukları ekonomik ve sosyal durumlarının etkisi ile hareket ettikleri ve daha vahimi bunun erken yaşta evliliklerin önünü açacağı kesin.  Bakanlığın ve idari kurumların bunları ele alarak, çocuğun korunması ve aileden uzaklaştırılmasına karar vermesi, çocuğun eğitimine ve psikolojik sağlığına önem vermesi gerekirken ailenin ve çocuğun şikayetçi olmadığından bahisle bu yönde açıklama yapması da kabul edilemez. Biz Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak bu suçun takipçisi olacağız.”

İstanbul Barosu, Kadın Hakları Merkezinden Avukat Özlem Şen: İsyan etmemek elde değil. Öncelikle şunu çok net ifade etmeliyim, 18 yaş altı her birey çocuktur. Çocuğu evlenmeye ve dolayısıyla cinselliğe zorlamak çocuk istismarıdır. ‘Küçüğün rızası’ gibi söylemler istismara ön açmaktır ve çok tehlikelidir. ‘Gelenek görenek’ adı altında erken ve zorla evlilikler için çocuğun rızası söz konusu olamaz. Sadece failin cezalandırılması da etkin bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadığını gösterecektir. Dolayısıyla önlem almayan, yasaları uygulamayan, ihmali olanlar da cezalandırılmalıdır. Çocuk istismarı ve kadın cinayetleri cezasız kalmamalı etkin bir takip yürütülmelidir. Ve  ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ demekten vazgeçmeyerek; kadınların, çocukların eşit ve özgürce yaşadığı bir dünyayı var edeceğimiz günler için hep birlikte mücadeleye devam etmeliyiz.”

(İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

HDP Yüreğir ilçe binasına yönelik saldırıya Adana’da ortak tepki gösterildi

SONRAKİ HABER

Falyalı cinayetinin ardından yaşananlar ve Kıbrıs halkının yaşananlara dair tepkisi | Gündem Özel

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa