18 Şubat 2022 06:50

Tahir Elçi davası | Türkan Elçi: Karşımızda çelikten bir duvar, duvarın arkasında cezasızlık var

Türkan Elçi ve Elçi ailesinin avukatları yedi yıl önce katledilen Tahir Elçi davasında gelinen aşamayı anlattı. "Duruşmalarda mahkeme heyeti çelikten zırhlarla aramıza bir duvar ördü"

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Meltem AKYOL
İstanbul

Türkan Elçi ve Elçi ailesinin avukatları yedi yıl önce katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi davasında gelinen aşamayı anlattı. Yargılama sürecinde bir buçuk yılın geride kaldığını söyleyen Türkan Elçi şöyle sesleniyor: “Geçirdiğimiz duruşmalarda mahkeme heyeti çelikten zırhlarla aramıza bir duvar ördü. Duvarın arkasında bu dosyanın cezasızlıkla sonuçlanacağı fikri vardı. Bu şekilde devam etmemiz mümkün değil.”

ELÇİ DAVASI: 7 YIL GEÇTİ, YARGILAMADA

Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi cinayetin üzerinden yedi yıl geçti.

Dört Ayaklı Minarenin tahrip olmaması ve çatışmalı sürecin sona ermesi için Diyarbakır Barosunun düzenlediği Basın toplantısı sırasında öldürülen Tahir Elçi cinayetinin soruşturması dört yıl altı ay sürdü. Tahir Elçi'nin ailesi, Tahir Elçi Vakfi, Diyarbakır Barosu, Elçi ailesinin avukatlarının gösterdiği çabalarla soruşturma tamamlandı. Halen firari olan bir sanığın “devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak”, “kasten ve olası kastla öldürme”, 3 polisin ise “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet verme” suçundan yargılandığı dava 21 Ekim 2020’de Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinde başlayabildi.

Davanın dördüncü duruşması 12 Ocak 2022’de görüldü. Bir sonraki duruşma ise 15 Haziran 2022 tarihinde.

Aradan geçen yedi yıl ve yargılamada geride kalan bir buçuk yıla rağmen bugün Tahir Elçi cinayetinde sanki hiç soruşturma yapılmamış gibi başa dönüldüğünü söyleyen Türkan Elçi ve elçi Ailesi avukatları süreci gazetecilerle paylaştı.

Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Tahir Elçi Vakfi Yöneticileri, Elçi ailesinin avukatları ile Diyarbakır Baro Başkanı Avukat Nahit Eren ve Batman Baro Başkanı Erkan Şenses’in katıldığı toplantıda, davanın eksikler giderilmeden apar topar kapatılacağı endişesinin nedenleri anlatıldı.

"KARŞIMIZDA BİR DUVAR, DUVARIN ARKASINDA CEZASIZLIK FİKRİ VAR…"

Toplantıda ilk sözü Türkan elçi aldı. Yargılama sürecinin bir buçuk yıla yakındır devam ettiğinin altını çizdi Elçi. Adalet arayışını bir ‘yolculuğa’ benzeten Türkan Elçi şunları söyledi: “Bu yolculuk, bir insan evladının karşılaşabileceği en zor yolculuktur. Bu yolculukta sadece avukatların ya da mağdurların tek başına çaba içerisinde olmasının yetmeyeceğini gördük. Yargının mağdurlarla birlikte hareket etmesi gerektiğini, ama bir buçuk yıl sonra yargının bizi yarı yolda bıraktığını gördük. Bu yolculuk zaten kerhen başlamıştı, Londra Üniversitesi Adli Mimarlık Bölümü’nün hazırladığı ve fail olarak tespit edilen üç polisten birini ‘kesin fail’ olduğuna işaret eden raporundan sonra başlayabildi süreç.

Yargı pratiğinin biliyorduk evet, ama umutlanmayı daha çok tercih ediyorsunuz. O umudu hissedemezsiniz ol yolculuğa başlayamazsınız, devam da edemezsiniz. Bu yolculukta kendi gözümüzle mizanı kırık bir mahkeme heyeti gördük. Daha ilk duruşmadan gördük, ilk duruşmada mağdur olmamıza rağmen sanık muamelesi gördük, salondan atılmakla tehdit edildik, hiçbir talebimiz kabul edilmedi.

Geçirdiğimiz duruşmalarda mahkeme heyeti çelikten zırhlarla aramıza bir duvar ördü. Duvarın arkasında bu dosyanın cezasızlıkla sonuçlanacağı fikri vardı. Bu hissetmek zor değildi. O duvarın arkasında yargılananların ‘usulen yargılanacağı’ fikri vardı.

Kendimi 21. Yüzyılda hissetmedim, Ortaçağda zihniyetiyle hareket eden, dogmatik, mağduriyet karşısında sağır bir engizisyon mahkemesi ile karşı karşıya kaldığımı söylemeliyim.”

-MIŞ GİBİ SORUŞTURMA, -MIŞ GİBİ YARGILAMA…

Ardından Avukat Orhan Kemal Cengiz söz aldı. Cengiz sözlerine “Soruşturma yapmış gibi, delilleri toplamış gibi, iddianame hazırlanmış gibi yapıldı. Ve bir buçuk senedir de yargılama yapılıyormuş gibi yapılıyor” diye başladı. Elçi ailesi ve avukatlarından da, ‘suikastın karanlığın içerisinden uzanan ve tetiği çeken el’ ile sınırlı olmasının istendiğini söyleyen Cengiz şöyle devam etti: “Oysa biz karanlıktan çıkan o elin yalnız olmadığını biliyoruz. Tıpkı Hrant Dink cinayeti gibi. Biz Ali’nin, Veli’nin derdinde değiliz, arkasında kim varsa onların ortaya çıkarılmasını istiyoruz. Biz başından beri maddi gerçeğe ulaşmaya çalışıyoruz, bütün iyi niyetimizle. Çıkacak her gerçekle yüzleşmeye hazırız. 9 günde Tahir Elçi için iddianame hazırlayan yargı Tahir Elçi’nin öldürülmesi ile ilgili iddianameyi 4,5 yılda hazırlayabildi.

Bakın 13 kilometrelik bir takip var. Yollar bomboş, ‘militanların’ olduğu araç durdurulmuyor. Bir gün önce polisle çatışma olmuş, takip eden o istihbaratçılar anons yapıyorlar, ‘şu plakanın içerisinde şüpheliler var, durdursanız iyi olur’ diye. Yani bir gün önce polisle çatışmışlar, silah var üstlerinde vs demiyorlar. Aracı Diyarbakır’ın en kalabalık caddesinde, Gazi Caddesinde, durduruyorlar. Ve ne hikmetse bu militanlar durdurulamıyor ve bütün bunun sonunda bir kişi öldürülüyor: Tahir Elçi.

10-15 dakika Tahir Elçi yerde yatıyor ve polisler onu tanımıyormuş gibi yapıyor. Bu adam Baro Başkanı, az önce açıklama yapmış. Yani Tahir Elçi yaralı olsa, kan kaybından ölecek. Sonra ne oldu, olay yeri incelemesi 3,5 ay sonra yapıldı. Çocuklar o mermileri topluyor, oynuyor. Olay yerindeki kameraların ne hikmetse olay yerini görenleri ya çalışmıyor ya da olay anı görüntüleri yok.

Tanıklar çıktı dedi ki, ‘bana dediler ki Tahir Elçi cinayetini şunun üzerine at, seni bırakacağız vs diyerek bana işkence ettiler’ dedi. Mahkeme bunu duymamış gibi yaptı.

Savcı 4 tane yalancı tanık yarattı, neden? Bunları sorduk önümüze duvarlar çekildi.

Bu istihbaratçıları dinleyin dedi, hepsi ret.”

Bütün yargılama sürecinde aile ve avukatlara ‘alın size kumdan kale, bu toplanmayan delillerle oynayın’ denildiğini söyleyen Cengiz, “Bugün gelinen aşamada faili meçhul davalarının avukatı Tahir Elçi’nin davası faili meçhul bırakılmak isteniyor. Bunun için buradayız, size anlatmak istiyoruz, yapılmak istenen budur” diye noktalıyor sözlerini.

SİYASİ İRADE AYDINLATILMASI İÇİN ÇABA HARCAMALI

Geride kalan yıllar boyunca Tahir Elçi suikastında göstermelik bir yargı olduğuna dikkat çelen Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise şu noktalara dikkat çekti: “Olayın bütün yönleriyle aydınlatılması için yaptığımız bütün talepler reddedildi. Mahkeme heyetinin bu davanın ağırlığını kaldırabilecek tarafsız bir heyet olmadığını gördük. Tahir Elçi’nin katledilmesinden sonra bölge çok karanlık bir sürece girdi. O nedenle Elçi’nin katledilmesi olayının tam anlamıyla aydınlatılmasına salt yargılama pratiği yetmez, siyasal olarak da bu cinayetin aydınlatılması konusunda bir yaklaşım gerekiyor.”

EREN: DAVUTOĞLU ‘SİYASİ SUİKAST’ DEDİ, GEREĞİNİ YAPMADI

Soru cevap bölümünde tanık olarak dinlenmesi talep edilen Ahmet Davutoğlu ile temas olup olmadığı soruldu. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Ahmet Davutoğlu’nun Diyarbakır Barosuna yaptığı ziyareti hatırlatarak şu yanıtı verdi:

“Davutoğlu’na bu suikastın siyasi sorumlularından biri olduğunu düşünüyoruz dedik. Davutoğlu Diyarbakır Baro ziyaretinde bu suikast için siyasi suikast tanımlaması yaptı. Bunun da kendisinin görevden alınmasına neden olan siyasi bir süreci başlattığını söyledi. Bu cinayetin aydınlatılması konusunda bize bir vaatte bulundu Ahmet Davutoğlu, ancak hiçbir şey yapmadı. Biz kendisinin bu sürece dair çıkıp konuşmasını bekliyoruz.”

GÖRÜNTÜLERİN HAM HALİNİN VERİLMEMESİ MÜDAHALE FİKRİNİ OLUŞTURUYOR

Toplantıda açıklama boyunca vurgulanan kayıp görüntülere ilişkin bilgi de soruldu. Tahir Elçi’nin açıklaması sırasında kayıtta olan polis kamerasının tam cinayet anındaki 13 saniyelik kayıp görüntüsüne dair bilgi veren Batman Baro Başkanı Erkan Şenses, “Çekimi yapan polis olay sırasında kayıttan çıktığını iddia ediyor. Ancak kart ya da görüntülerin ham hali bize, avukatlara, hiç verilmedi. Bu nedenle kayıp görüntülerin sininip silinmediğini bilemiyoruz. Ve görüntülerin bize verilmemesi burada müdahale edildiği fikrini oluşmasına neden oluyor” yanıtını verdi.

Toplantıda 15 Haziran’da görülecek bir sonraki duruşmada yargılama süreci boyunca vurguladıkları talepleri bir kez daha dile getireceklerini söyleyen Avukat Orhan Kemal Cengiz’in, “O duruşmada da taleplerimiz kabul edilmez ise oturup ne yapacağımızı konuşacağız. Ama bize verilen figüran rolünü kabul etmemiz mümkün değil” sözlerini ile sona erdi.

ÖNCEKİ HABER

İmamoğlu: İSKİ’nin 2022’deki elektrik faturası 3 milyar TL’yi aşacak, bu zamları ben mi yaptım?

SONRAKİ HABER

Kılıçdaroğlu'ndan Bahçeli'ye 'masa' yanıtı: On dört ayağı olsa ne fark eder, masa doğru mu doğru

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa