Gençlerin ortak paydası gelecek kaygısı
Ama bugün de bir şeyler yapmak gerekiyor. İnsanları bilgilendirmek, birleştirmek, "Hakkını ara kardeşim" demek gerekiyor.
![Gençlerin ortak paydası gelecek kaygısı](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/204750.jpg)
Kaynak: Unsplash
Deniz ORTAKCI
Ankara
Gelecek kaygısı gençliği birleştiren en büyük ortak payda haline geldi. Geleceğinden kaygı duyan, karamsarlığa kapılan ya da ileriye dair hala umutlu olan ve bunun için mücadele eden gençler sorunların çözümünü nerede görüyor peki? Bu soruyla yola çıkarak Sincan’da iki meslek liseli arkadaşımızla sohbet ettik.
Enes ve Mete meslek lisesinde Elektrik Bölümü son sınıf öğrencileri. Haberleştiğimiz üzere Sincan merkezde buluşup “çay-simit yapacağımız” bir kafeye oturuyoruz. Çayları söyledikten sonra koyu bir muhabbet başlıyor.
“STAJ PARASI DÜZGÜN BİR SOSYAL HAYATA YETER Mİ?”
Gençler bugün gelecekten beklentilerinizi ve geleceğinizi nerede gördüğünüzü konuşacağız. Ama öncelikle bugünden başlayalım, bugününüzü nasıl anlatırsınız? İçinde bulunduğunuz hayatı nasıl tanımlarsınız?
Enes: Oldukça zor bir hayat diye tanımlarım. Okul-staj arasında geçiyor hayatımız. Okul kapalıyken de kendimiz için bir şeyler yapma imkânımız olmuyor. İnsan vakit ayırmak istiyor, güzel bir sosyal hayat yaşamak istiyor. Ama bu şartlarda imkânsız neredeyse. Bazen Kızılay’a gidebiliyoruz stajdan biriktirdiklerimizle.
Mete: Stajdan kazandığımız da asgari ücretin üçte biri. Hiçbir şeye yetmiyor. Geçenlerde Kızılay’a gidip biraz kafa dağıtalım dedik. Bir şeyler içelim istedik, 160 lira civarında hesap ödedik, staj parasının çoğu gitmiş oldu. Bu staj parası düzgün bir sosyal hayata yeter mi?
Aldığınız eğitimi nasıl buluyorsunuz? Hem mesleki eğitim hem de bilimsel eğitim konusunda size yeterli geliyor mu?
Enes: Eğitim yeterli değil, eğitim alma imkânımız da giderek yok oluyor. Geçen gün iki tane kitaba 95 lira verdik. Online dönemde ben hiç derse giremedim. Telefonum yoktu, bilgisayardan da bağlanamıyordum bir türlü sisteme. O dönem bende tamamen yok. Mesleki eğitim konusuna gelince, staja gidiyorum ama bugüne kadar doğru düzgün bir şey öğrenebildiğimi söyleyemem.
Mete: Üniversite hayalimiz var. Ama bu şartlarda nasıl olacak bilmiyorum. Online eğitimdeEBA’da ısrar ettiler, kimse giremedi. En son bazı hocalar kendi çabalarıyla Zoom üzerinden ders anlatmaya çalıştı. Staja gelince, benim çalıştığım yerde çok baskı var. Sürekli aşağılanma, bağırış çağırış ile geçiyor. İş öğrendiğimiz zaten yok.
“ ‘ÜNİVERSİTE SENİN NEYİNE, GİT İŞÇİ OL’ DİYORLAR”
Üniversite için nasıl bir hazırlığınız var? Dershaneye, deneme sınavlarına falan gidiyor musunuz?
Enes: Dershaneye en son 6. ve 7. sınıfta gittim. Sonra imkanlar el vermediğinden gidemedim. Normalde okullar öğrencilerini sınava hazırlamak için deneme sınavları yapar. Ama meslek liselerinde bu sınavların olduğunu hiç duymadım. Bizim eğitimimizi kimse umursamıyor. Üniversiteye giderken ek puan veriliyor da ancak kendi alanını seçersen uygulanıyor o da. Ben, hakkını savunan, kendini ezdirmeyen bir insan olduğumu düşünüyorum. O yüzden bazen avukat olmak istiyorum. Ama bu nasıl olacak bilmiyorum.
Mete: Ben de en son 8.sınıfta gittim dershaneye. Şimdi gidemiyorum. Youtube’tan ders dinlemeye çalışıyorum. Bu yönetim bizim eğitimimizi önemsese bize deneme sınavları yapar, matematik eğitimini daha düzgün verir. Bize “Senin üniversitede ne işin var, git işçi ol”diyorlar resmen.
Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz? Hayalleriniz neler?
Enes: Gelecekten korkuyorum. Sokağa düşmekten, iş bulamamaktan korkuyorum. Hayalim yurt dışına gitmek. Gitmek çok zor, biliyorum. Yurt dışında bir akrabamız var, belki arar diye bekliyorum. Bu ülkede bir şeyleri nasıl başaracağız bilmiyorum. Örneğin yazılıma ilgim var, kendimi yetenekli de görüyorum ama elimde 2009’dan kalma bir bilgisayar var ve hiçbir programı doğru düzgün kaldırmıyor. Dolar yüzünden bilgisayar fiyatları da almış başını gitmiş. Yeni bilgisayar alamam. Babam fabrikada çalışıyor, evi zor geçindiriyor. Staj paramla zaten alamam. “Yeni nesil öğrensin, kendini geliştirsin” diyorlar. Ama hangi imkanla kendimi geliştirelim, bunu söylemiyorlar. Hükümet eğitime önem vermiyor. Gidiyor başka şeylere yatırım yapıyor, eğitime yapmıyor. Buradaki genç bir yeteneğin farkına varamıyor. Mesela piyano çalmaya yeteneğin varsa yirmi yaşında eline bir piyano geçecek de ancak öyle farkına varacaksın.
Mete: Yurt dışında bir genç üç günlük maaşıyla iPhone alabiliyor, bir aylık maaşıyla araba alıyor hatta. Bizim için hepsi hayal. Yurt dışına gitmek isteriz ama nasıl gideceğiz ki? Türk lirasının hiçbir değeri yok. Para biriktirmek lazım ama nasıl birikecek? Düzgün bir iş lazım, işlere de tecrübeli eleman istiyorlar. İşe giremezsem nasıl tecrübe kazanacağım? “Bilişim”diyorlar, “nitelikli insan” diyorlar ama aldığımız eğitim ve elimizdeki imkanlar ortada.
Yurt dışında da her şey dört dörtlük değil ama. ABD’de, Avrupa’da işsizlik, yoksulluk, sosyal eşitsizlikler giderek büyüyor, bir de bunun üstüne göçmen karşıtlığı artıyor. Orası da çözüm değil. Katılıyor musunuz?
Enes: Doğrudur abi. Sonuçta kapitalizm var her yerde. (Gülüyorlar.)
“İNSANLARI BİLGİLENDİRMEK, BİRLEŞTİRMEK GEREKİYOR”
Sizce sorunların çözümü nerede?
Enes: Ben umutluyum, bir şeyler değişebilir. Ama önce bizden önceki neslin değişmesi ya da gitmesi gerekiyor. Dedelerimizi elbette seviyoruz, ama cahil bırakılmışlar. O yüzden de memleketle ilgili hala yanlış düşünüyorlar. İleride, şimdiki genç neslin çocukları olduğunda daha güzel bir ülkede yaşarız. Ama bugün de bir şeyler yapmak gerekiyor. İnsanları bilgilendirmek, birleştirmek, “Hakkını ara kardeşim” demek gerekiyor.
Mete: Diğer ülkelerden bahsettik, oralarda en ufak bir zam yapılsa halk sokaklara dökülüyor, haklarını arıyor. Burada birlik yok, insanlar korkuyor. Ama er ya da geç burada da insanlar uyanacaktır.
Biraz da sosyal hayatınızdan bahsedelim. Zamanınız nasıl geçiyor? Nasıl eğleniyorsunuz, ne yapınca mutlu oluyorsunuz?
Enes: Nerede kampanya varsa oraya gidiyoruz. Ona göre yemek yiyeceğimiz, kahve içeceğimiz yeri bulmaya çalışıyoruz. Onun dışında müzik dinlemek benim için çok önemli. Hayatımız melankoliden ibaret olduğu için melankolik müzikler seviyorum. Duman, Model gibi grupları dinliyorum. Arada da rap ve arabesk dinliyorum. Ama genelde eski müzikleri seviyorum. Bana biraz olsun eskiyi, güzel günleri hatırlatıyor.
Mete: Müzik dinlemeyi seviyorum, genelde yabancı müziklerden hoşlanıyorum. Dışarı çıkınca arada içki içmek de güzel oluyor. İkimiz de on sekiz yaşımızı doldurduğumuz için mekanlarda sıkıntı olmuyor.
Kafeden kalktıktan sonra merkezden Lale İstasyonu’na kadar yürüyoruz. Aşklarını, ayrılıklarını, hayallerini anlatmaya devam ediyorlar. Geleceğe dair hala umudu olan ve bu umuda tutunan iki arkadaşımız Mete ve Enes. İstasyona geldiğimizde tekrar görüşmek üzere vedalaşıyoruz.
*Nazım Hikmet – Hapiste Yatacak Olana Bazı Öğüter
Evrensel'i Takip Et